Makale
Câmi ruhunun restorasyonu
Geçen gün, İslâmî bilinçlenmesini gençliÄŸinin erken yıllarında sistem içi mücadeleyi reddeden yapılar içinde idrak etmiÅŸ ve dolayısıyla câmilere hep mesafeli durmuÅŸ bir arkadaşım, ‘artık daha bir huzur içinde câmilere gittiÄŸini ve Cuma kıldığını’ söyledi.
Zira o dönemin câmilerinde birçok hocanın irat ettiÄŸi hutbeler, mü’min bilincini tırmalayan ve toplumun meselelerine çok uzak düÅŸen bir muhtevadaydı. Bir ÅŸeyler söylüyor gibi yapan ama neticede sözü yoran bir kıvamda günü kurtarmanın derdindeydi.
Dönemin devlet ricalinin din perspektifini yansıtan ve vakadaki katı laik uygulamalara asla deÄŸinmeyen bir içerikle karşımıza çıkardı hutbeler. Genelde Müslümanların, özelde de câmi cemaatinin meselelerine deÄŸinmezdi. Din ve devlet iÅŸleri ayrılmalıydı, hutbeler de buna uygun olaraktan ruhani dünyaya dokunan ve dünyaya dokunmaktan özellikle kaçınan bir oto sansürle hazırlanırdı. Oto sansürün olmadığı yerlerde de direkt sansür devreye girerdi.
Buna muhalefet eden hocalar da bin bir sıkıntılarla karşı karşıya kalırdı. Sürülenler, başına birçok sıkıntı gelenler vakayı âdiyedendi…
Bu arka plana yaslanan dostum, “Görüyor musun, hutbeler ne kadar deÄŸiÅŸti, ne kadar güzelleÅŸti” dedi. “Eskiden hutbelerin bitmesini bekler sonra câmiye girerdim, ÅŸimdi özellikle hutbe dinlemeye gidiyorum” diye de ekledi.
DoÄŸrusu geçen yıl Türkiye’ye kesin dönüÅŸ yaptıktan sonra ben de bu olumlu deÄŸiÅŸimi farkettim.Hutbelerdeki derinlik oraya gelen insanları daha fazla kuÅŸatıyor diye de gözlemliyorum.Bu meyanda en son hutbe de önemliydi. Vandalların ülkeyi yakıp yıktıkları, bir Kürt Türk çatışması çıkarmaya çalıştıkları bir vasatta câmiye Cuma kılmaya gelmiÅŸ Kürt, Türk ve diÄŸer etnik kökenli Müslümanlara kardeÅŸ olduklarını hatırlattı.
Kur’an-ı Kerim’in kardeÅŸlik emrini, Hz. Peygamber’in (sas) bizi nasıl birleÅŸtirdiÄŸini, ortak tarihi hatırlattı. Çok da zamanında bir hatırlatmaydı. Halka buralarda meseleye kök deÄŸerler perspektifinden bakmayı hem öÄŸretmeli hem de hatırlatmalı zaten.
DünyevîleÅŸmenin çok kesif yaÅŸandığı bir modern ve postmodern dönemdeyiz. Her ÅŸeyin neredeyse varoluÅŸ gayesini unutturmaya ayarlı dizayn edildiÄŸi bir ortam var. İnsanlara, “Bu gidiÅŸ nereye!” hatırlatmasını yapacak herkese kapıları açık ve her kesimden insanı toplayan câmilerin önemi daha da artmıştır.
Câmiler, Müslümanların hayatında oynadığı rol itibarıyla en az dün olduÄŸu kadar bugün de uyarıcı, birleÅŸtirici ve eÄŸitici rolünü oynamalıdır. Malûm olduÄŸu üzere câmiler sadece ibadet mekânları deÄŸil aynı zamanda eÄŸitim merkezleri, Müslümanların meselelerini istiÅŸare edip sorunlarına çözüm buldukları yerlerdir de.
Ruhî terbiye merkezleri olarak buralar toplumun arındığı ve varoluÅŸ gayesini idrak ettiÄŸi mekânlar olduÄŸu kadar mü’mince dünyaya dokunuÅŸun da öÄŸretildiÄŸi yerler olmalıdır.
Bu yüzden câmilerin aslî misyonuna uygun olarak yeniden restorasyon sürecine girmiÅŸ olması Müslüman toplumun çaÄŸdaÅŸ dünyada kök deÄŸerlere baÄŸlı kalarak yapıcı faaliyetlerde bulunması adına ümit vericidir.
Yetkililerin bu meseleyi önemsemeleri toplumun geleceÄŸi adına önemlidir. Toplumun da restorasyon talebini yüksek sesle dillendirmesi birbirini besleyecek bir süreç olacaktır. Diyanet İşleri BaÅŸkanlığı’nın Devlet Bakanlığı’ndan alınıp BaÅŸbakanlığa direkt olarak baÄŸlanmış olması da hem hükümete hem de DİB’e tarihî sorumluluklar yüklemektedir.
YENİŞAFAK
Henüz yorum yapılmamış.