Makale
İslâm içi bir savaşla laikliğe zorlanmak
Siyasî, itikadî ve fıkhî meselelerde ihtilafların tarihi, Efendimiz (sas) sonrası Sahabe dönemine kadar gider. Hz. Ali’ye (r.a) nisbet edilen “İlim küçük bir noktaydı, cahiller onu çoÄŸalttı” sözünde anlatıldığı gibi o devirden sonra ihtilaflar gerekli gereksiz meselelerde dallanıp budaklanarak bugüne kadar taşındı.
Bazı ihtilaflar konjonktürel olduÄŸundan unutulup gitti. Bazıları ilmî tenkitler karşısında dayanamayıp geriye çekildi. Bazılarını da yaÅŸanan hayat test etti ve bünyesine aykırı bulduÄŸundan tarihin belli dönemlerine mahkûm etti. Bazıları ise dünü etkilediÄŸi gibi bugünü de etkilemeye ve bazen de bölmeye, çatıştırmaya devam ediyor.
İhtilafların neÅŸvünema bulmasında İslâmî yayılmayı durduramayan fanatik eski medeniyet havzaları müntesiplerinin, yitirilmiÅŸ iktidarlarının peÅŸinde koÅŸan siyaset, asker ve bürokrasi ricalinin iç tartışmalarla fütuhatı durdurmak ve mümkünse berrak İslâm inanç sistemini, ibadet ve ahlâk ilkelerini yozlaÅŸtırarak Müslümanları güçlü kılan dünya görüÅŸlerinde ÅŸüphelere düÅŸürmek ve böylece onları bölmek ve eski vesayet sistemlerini yeniden kurmak istemelerinin de rolü büyüktür.
Kripto Müslümanların hadis uydurması, özellikle de felsefe ve kelam’a sığınarak Müslümanların bilmedikleri türden teolojik tartışmaları gündeme sokmaları ekseriyetle bu kabildendir.
Alimlerin deÄŸiÅŸen hayatı, fetihlerle karşılaşılan yeni durumları, askerî manada çökertilen kadîm medeniyet havzalarının kültürel meydan okumasını İslâm’a göre yorumlamaya çalışmasının da ihtilafların neÅŸet etmesinde katkısı vardır. Bu zaruretten kaynaklanan ve İslâm’ın da teÅŸvik ettiÄŸi samimi ve mübarek gayretlerdir.
Bir baÅŸka gerçek de, tarih süreci içinde ihtilaflar kimi zaman azalmış kimi zaman da zirve yapmıştır. Müslümanların büyük krizler yaÅŸadığı dönemlerde artmış, istikrarın saÄŸlandığı dönemlerde ise tolera edilir düzeyde azalmış olduÄŸunu söyleyebiliriz. Ama ihtilaflar her zaman olagelmiÅŸtir.
Müslümanlar özgün bir tecrübe geliÅŸtirerek ihtilaflarına raÄŸmen beraber yaÅŸamasını bilmiÅŸlerdir. Bâtıl tevillere dayanan yorumların peydah ettiÄŸi ihtilaflarla olduÄŸu gibi nassların çok katmanlı anlamları ve rivayetlerin tercihinde kullanılan yöntemlerden neÅŸet eden ihtilaflarla da yaÅŸamasını bilmiÅŸlerdir. Hak mezhepler arasındaki ihtilaflar diye kategorize edilen bu ikinci türden ihtilaflar bir zenginlik ve rahmet kaynağı olarak da görülmüÅŸtür.
Bazı ihtilafların bu dünyada tam olarak çözülemeyeceÄŸini, ama ihtilaflara raÄŸmen birbirinin hukukuna riayet ederek yaÅŸanması gerektiÄŸini acı tecrübelerle öÄŸrenmiÅŸlerdir. Bir manada İslâm içi ihtilafların hakikatinin keÅŸfini, bu dünyada mümkün olmadığı yerde, âhirete tehir etmeyi de bilmiÅŸlerdir. Zira insanlar dinden anladıklarını birbirine dayatmakla sorunları çözemeyeceÄŸi gibi zamanla daha büyük ihtilafların da kapısını aralayabileceklerini acı tecrübelerle öÄŸrenmiÅŸlerdir..
Bu girizgahtan sonra bugüne gelelim..
Henüz yorum yapılmamış.