Sosyal Medya

Makale

Acı kaybımız

Son günlerde, samimiyet konulu birçok konuÅŸma dinledik. Ortak ÅŸikâyet, müÅŸterek dert. KonuÅŸmalar, bir derdin feryadı gibiydi. Özetle; samimiyetin ve içtenliÄŸimizin hızla kaybedilmesi.

BaÅŸbakan ErdoÄŸan, 'samimiyeti her alanda yeniden egemen kılmak'tan söz etti. KeÅŸke, yasalarla bu mümkün olsa. Fakat deÄŸil. Yasalar, görünenler içindir.

Samimiyet, içten, candan, kalbî olmaktır, davranmaktır. Riyasız, menfaatsiz, art niyetsiz. Diyanet İşleri Reisi'nin 'Dindarlığımız içtenliÄŸini kaybediyor' uyarısı bu yüzden mühim. Nurettin Topçu, 'Samimilik, dindarlıktan hiçbir zaman ayrılamaz' diyor. Ayrıldığı vakit, her birimiz ikiye bölünüyoruz. Bunun örnekleri çoktur ve acıdır.

Artık yeni bir devirdeyiz. İşlerimizin ve iliÅŸkilerimizin bereketi kaçtı. Tamam, kazancımız iyi, fakat bereket bu mudur? Ya huzur?

Sahici dostluklar, menfaatsiz münasebetler kurabiliyor muyuz? Madde bağımlısına dönüÅŸen, menfaat düÅŸkünü olan bunca insan arasında.

Samimiyet, dilimiz ile kalbimizin, yazdıklarımız ile yaptıklarımızın birbirini tutmasıdır. Kısaca, öz ve söz.

Samimiyet; hakkaniyeti korumak, merhameti yaÅŸamak, iyiliÄŸi bilmek, kardeÅŸliÄŸi hissetmek, vefayı gözetmek, girdiÄŸi ortamların rengini almamaktır. Böyle miyiz? Biliniz ki, bu sorular, önce kendime.

ÖrneÄŸin, dostlarının imkânlarından sonuna kadar faydalanıp da kendi imkânlarını onlardan kaçıran birinin samimiyetine inanabilir miyiz? İmkândan kastım, kıymet vermekle ilgili.

Yabancılara gösterdikleri hoÅŸgörünün küçük bir kısmını bile kendi kardeÅŸlerine göstermeyenlere ne diyeceÄŸiz?

Malum camia / cemaat / yapı hakkında ortaya dökülen bunca bilgi ve iddianın hepsi yeni mi öÄŸrenilmiÅŸtir?

Türkiye'nin renkli seçim haritasına baktığımız zaman, aklımızdan geçenler ile kalemimizden dökülenler aynı mıdır?

Sorular, sorunlar ve biz.

***

Her ÅŸeyin bir aydınlık, bir de karanlık yüzü vardır. Edebiyatın, siyasetin, ticaretin; dünyanın. Nerede duruyoruz, ona bakmak lazım. Bunun da tek ölçüsü, terazimizin / dengemizin saÄŸlam olmasıdır. SaÄŸlam mı? Kimse 'deÄŸil' demez.

Bugüne kadar, samimiyeti kusur olarak anlayan ve anlatan çok insan gördüm. Kendi haline bakmayıp da baÅŸkalarının samimiyetini sorgulayanları. Misal: Süleyman ÇobanoÄŸlu, 28 Åžubat sürecinin en çetin günlerinde, büyük bir cesaret gösterip Yobazlığa Övgü'yü yazmıştır. O gün susanlar, bugün konuÅŸanlardır. Nurettin Topçu, Arap-İsrail SavaÅŸları sırasında, neredeyse tek başına ve her türlü tehlikeyi göze alarak, Yahudilerin insanlığa yaptığı fenalıkları kaleme almıştır. Bu iki ismin samimiyetini kurcalayanlara bile ÅŸahitlik etmiÅŸimdir. Ayıp.

Evet, samimiyet, bir büyüÄŸün sözünü dinler gibi, kalbe karşı gelmemektir. DurduÄŸumuz yerden emin olmaktır. Gönül rahatlığıdır. O, kahkaha deÄŸil, tebessümdür. Çünkü mizah baÅŸkadır, sululuk baÅŸka.

İnsan, iyilik ve güzellik üzerine yaratılmıştır. Bunun en hakiki ispatı, çocukların kötülük bilmemesidir. Samimiyet ise insan olmanın / kalmanın inceliklerinden, güzelliklerinden biridir, belki de birincisidir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.