Düşünce Mektebi
  • Güncel
    • CoÄŸrafyamız
    • YaÅŸam
    • Motto
    • Dünya
    • EÄŸitim
    • Ekonomi
    • Kültür Sanat
    • Bilim Teknoloji
    • SaÄŸlık
  • İz Bırakan Replikler
  • Özel / Analiz Haber
  • Konferanslar
  • Kürsü
    • Genel
    • Vahiy
    • Rasul
    • Alim
    • Söz ve Dua
    • Düşünce Platformu
    • Yorum - Analiz
    • Medya
    • Hür Düşünce
  • Önemli Åžahsiyetler
  • Tercüme Haber
  • Video Galeri
  • Günün Tweeti
  • EÄŸitim
    • Genel
    • Nebevi EÄŸitim
    • Dersler
    • İktibaslar
    • Kütüphane
    • Okuma Köşesi
    • Tavsiye Kaynaklar
  • Foto Galeri
  • Aile YaÅŸam
    • Genel
    • Aile
    • Kadın
    • Çocuk
    • Gençlik
    • SaÄŸlık
    • Uzman Görüşü
  • Yazarlar
Sosyal Medya
Düşünce Mektebi Düşünce Mektebi

Düşünce Mektebi

Ölenlerin değil, kalanların hikayesi

  • İz Bırakan Replikler
    • İbnü’l-Arabî’den seçilmiÅŸ sözler

    • "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez"

    • ÇaÄŸrı: Sizin 300 Tanrınızın dili mi tutuldu?

    • Cennetin Rengi: Parmaklarımla Allah'ı arayacağım

    • Altın ve Bakır: Herkes bir ömür cennetin anahtarını arar

  • Özel / Analiz Haber
    • Mehmet Beyhan: Mesele Ciddi ve Derindir!

    • Mehmet Beyhan: İbrahim AnlaÅŸmaları mı İşgal AnlaÅŸmaları mı?

    • Mehmet Beyhan: Hayalimiz Olsun

    • Mehmet Beyhan: Bu nasıl bir danışıklı-dövüştür?

    • Mehmet Beyhan: 'Amerika Artık İstikrarlı Bir Ülke DeÄŸildir'

  • Önemli Åžahsiyetler
    • Bünyamin DoÄŸruer: Necip Fazıl Kısakürek'in KiÅŸiliÄŸi ve Toplumda Oynadığı Rol

    • İslam'ın sakıncalı görüldüğü zamanda Müslümanca yaÅŸam tarzı ve Rasim Özdenören

    • Anadolu'yu Türkiye yapan Sultan: Süleyman Åžah

    • Åžeyh Rosario

    • Irkçılığa karşı adanmış bir ömür: MALCOLM X

  • Tercüme Haber
    • Cemal Kaşıkçı'nın uzayan gölgesi

    • Bulgaristan ve Çekya'daki silah fabrikası patlamalarında Rus istihbaratı izi

    • Tercüme Haber: Riyad ve Paris stratejik iÅŸbirliÄŸini geliÅŸtiriyor

    • Tercüme Haber: Sudan ile İsrail arasında yakınlaÅŸma sürüyor

    • Suriye'de aÄŸaca baÄŸlanan dilekler

  • Video Galeri
  • Günün Tweeti
    • Günün tweeti Åževket Hüner'den: Van Depremi

    • Günün tweeti Gökhan Özcan'dan: Kahır Yılı

    • Günün Tweeti İhsan FazlıoÄŸlu'ndan: İrfan

    • Günün Tweeti İhsan FazlıoÄŸlu'ndan: Hakikat nasıl bilinir?

    • Günün Tweeti Dr. Yüksel HoÅŸ'tan: Balkan Savaşında zarla öldürülen Türk esirler

  • Foto Galeri
  • YAZARLAR

Dünya

Ölenlerin değil, kalanların hikayesi

11-12-2014 08:49
  • Facebook
  • Whatsapp
  • Tweet
  • PaylaÅŸ
Follow @dusuncemektebi2

BM verilerine göre 2014'ün ilk dokuz ayında Ege Denizi'nde 2 bin 500 kaçak göçmen hayatını kaybetti. Yarısı Suriyeli'ydi. Suyun öte yanına, Yunanistan’a sağ salim varabilenlerse yaşadıklarını Al Jazeera’ye anlattı.



Atina’da parlamento binasının önünde, battaniyelerin üzerinde çocuklarıyla oynuyor, yemek yiyor, uyuyorlar. Kaçak olarak geçtikleri ve oturma izni olmadan yaÅŸadıkları bu ülkede, akrabalarının olduÄŸu Avrupa ülkelerinden iltica baÅŸvurularına yanıt gelmesini bekliyorlar.  

Haberlerini genelde Ege denizi aÅŸmaya çalışırken trajik olaylarla duyduÄŸumuz mültecilerin haber yapılmayanları onlar. İnsan kaçakçılarıyla anlaÅŸarak suyun diÄŸer tarafına Türkiye’den Yunanistan’a kaçmayı baÅŸaran Suriyeli sığınmacılar. Ege Denizi’nde hayatlarını riske attılar, ancak Yunanistan’daki hayatları da belirsizliÄŸini koruyor. İltica talepleri kabul edilene kadar Yunanistan’da kalabilmek, bu sürede çalışma izni, oturma izni ve eÄŸitim hakkına kavuÅŸmak istiyorlar. Bunun için 19 Aralık’ta Yunan Parlamentosu önünde eylem kararı aldılar. Sokaklarda kaldıkları yerlerden ayrılıp, bir arada Atina'nın en büyük meydanı Syntagma'nın kaldırımında yaÅŸamaya baÅŸladılar. 

Suriyeli sığınmacı, tekneye binerken yanından ayırmadığı sazını çalıyor.
[FotoÄŸraf: Osman Baytürk / Al Jazeera]

 

ÇoÄŸu, Türkiye’de çok daha rahat yaÅŸadığını söylüyor. Aralarında piÅŸman olanlar var, ama hayatlarını riske atıp binlerce Euro harcadıktan sonra, Avrupa’da yaÅŸama ÅŸansını denemek istiyor. Beklemek ne kadar zor olsa da, bazen çocuklarının neÅŸesiyle, bazen saz eÅŸliÄŸinde mahalli bir türküyle eÄŸlenmeye çalışıyorlar.

‘Yolculukta bir kiÅŸi havasızlıktan öldü’

Suriyelilerin çoÄŸunun Yunanistan'a geçiÅŸi hiç kolay olmamış. 36 yaşındaki Nedim Gannum onlardan biri. Gannum, Humus’ta Farsça öÄŸretmenliÄŸi yaparken çıkan savaÅŸtan kaçarak ailesiyle birlikte Beyrut’a yerleÅŸmiÅŸ. Ardından ailesini geçici bir süre için orada bırakıp İran’a, öÄŸrenciliÄŸini geçirdiÄŸi İmam Humeyni Üniversitesi’ne doktora yapmaya gitmiÅŸ. Ancak İran yönetimi kendisini Suriye’ye geri göndereceÄŸini söyleyince, çareyi Türkiye’ye kaçmakta bulmuÅŸ. 

Gannum, iki kızını ve eÅŸini bir yıldan uzun süredir görmedi.
[FotoÄŸraf: Osman Baytürk / Al Jazeera]

 

Gannum, kaçak yollarla girdiÄŸi Türkiye’de bir yıl eÅŸi ve iki küçük kızından ayrı yaÅŸadıktan sonra, Almanya’da yeni bir hayat kurma ve ailesini yanına alma ümidiyle İstanbul’un Aksaray semtine gittiÄŸini anlatıyor:

“Aksaray, çünkü orada bazı kahveler var. Oraya gidip oturunca, adamlar zaten gelip ‘Avrupa’ya gitmek ister misiniz?’ diye soruyor. Bize bir kod adı veriyorlar. O kod adıyla Marmaris’e gidip teknesi olan kaçakçıyla buluÅŸtum.”

Kaçakçılara verilen paranın teknenin büyüklüÄŸüne göre 1200 ile 4500 Euro arasında deÄŸiÅŸtiÄŸini anlatıyor. Yarısını İstanbul’daki çoÄŸu Suriyeli olan aracılara, diÄŸer yarısını da tekneye binmeden önce çoÄŸu Türk olan kaptanlara veriyorlar:

“Ölüm riski daha az olduÄŸu için büyük tekneye binmek istedim, o zaman fiyat 3500 Euro’ya çıktı. Marmaris’te buluÅŸup denize yakın bir ormanlık alana gittik, iki saat bekledik. Gece 2’de tekneye bindik. Yedi saatlik yolculukta bir kiÅŸi havasızlıktan boÄŸulup öldü. Yunan adasına yaklaşırken suya atladık, su çok derindi. Yüzme bilenler bilmeyenlere yardım etti, adanın yerleÅŸim olmayan bir noktasına çıktık.”

Ganum'un teknesi batmadı, ancak karşı kıyıya ulaÅŸan teknelerde yaÅŸanan ve duyulmayan ölümlere ÅŸahit oldu.

Gannum'un anlattıklarına göre, Yunan adasına giderken bindikleri teknede 52 Suriyeli vardı, diÄŸer 50 kiÅŸi İran, Afganistan ve Afrika’nın çeÅŸitli ülkelerinden gelmiÅŸti. Eylül ayında geldiÄŸi adada birkaç gün gözaltında kaldıktan sonra, iltica baÅŸvurusu yaptığı ülkelerden yanıt beklerken, altı ay hakkı olan bekleme süresini doldurmak için, diÄŸerleri gibi Atina’ya getirildi.

Atina’daki eylemi örgütleyenlerden biri olan Gannum, “Dört yıl oldu, Suriye’de insani bir kriz var ama Avrupa BirliÄŸi de, bütün dünya da buna kulaklarını tıkadı” diyor.

‘Kaldırımda ölmek için Suriye’den kaçmadık’

Yunanistan’da kaçak yollarla ülkeye gelip üçüncü ülkelerden iltica hakkı almayı bekleyen Gannum gibi 49 bin kiÅŸi var. BirleÅŸmiÅŸ Milletler verilerine göre, bu kiÅŸilerin 29 bini Suriyeli.

SavaÅŸtan kaçan ve Atina’ya varana kadar her noktada istismara uÄŸrayan Suriyeliler, eylemin amacının Yunan hükümetine seslerini duyurmak olduÄŸunu söylüyor… Bazı milletvekilleri, avukatlar ve STK’lar gelip destek verse de, henüz talepleri doÄŸrultusunda bir somut adım atılmadı. 

Açlık grevindeki Suriyelilerden biri onuncu günde fenalaÅŸtı.
[FotoÄŸraf: Osman Baytürk / Al Jazeera]

 

Oturdukları battaniyelerin önünde ‘Suriye’de ölümden, Yunanistan kaldırımlarında ölmek için kaçmadık’ ve‘Ölümle yüz yüze gelerek denizi aÅŸtık, ÅŸimdi Yunan sokaklarında uyuyoruz’ pankartları serili.

Eylemin yeterince ses getirmediÄŸini düÅŸünen üç sığınmacı 10 gündür açlık grevinde. Zaman zaman çevredekilerin endiÅŸeli bakışları arasında fenalaşıyorlar. İlk yardımı eylemciler arasındaki saÄŸlıkçılar yapıyor. Ardından ambulans beklemeye baÅŸlıyorlar.

‘Bizi ölüme gönderiyorlar’

Yoldan geçen bazı Yunanlar eylemcilere para vermek istiyor, eylemciler kesinlikle reddediyor. ‘Para için deÄŸil, insan hakkımız için, yaÅŸamak için, sesimizi duyurmak için buradayız’ diyorlar. 

Gannum, Yunan vatandaÅŸların ve kendilerini gören Avrupalı turistlerin tepkilerini ÅŸöyle anlatıyor:

“Bizimle gelip oturanlar, eyleme katılanlar da oldu. Ama bazı insanlar ve yetkililer bu manzaranın Yunanistan’a yakışmadığını düÅŸünüyor, gelip dağılmamız gerektiÄŸini söylüyor. Turizmi etkiliyorsunuz diyorlar. ÇektiÄŸimiz acıları, iÅŸin insani tarafını düÅŸünmüyorlar. Gidin ülkenize savaşın diyorlar, ne silahımız var ne bize destek veriyorlar, bizi resmen ölüme gönderiyorlar.”

Anlattıklarına göre, Atina’da 6 ayı dolan sığınmacıları Türkiye sınırına götürüp bırakıyor Yunan polisi. Birkaç saat yürüyüÅŸün sonunda Türkiye’ye varıyorlar ve oradan kamplara gönderiliyorlar. Bunca çabanın ve para kaybının üzerine kampa dönmek istemeyen Suriyeliler polis gittikten sonra geri dönmeyi deniyor. Ancak döndüklerinde Yunan polisine yeniden yakalanma riskleri yüksek.

‘Paramız yoktu, en küçük bota bindik’

22 yaşındaki Muhammed Gabalan da iki kız kardeÅŸi ve babasıyla birlikte eylem alanında. Tek isteÄŸi, Almanya’ya ulaşıp ailesiyle düzenli bir hayat kurmak. 

Muhammed, yeterli parası olmadığı için annesini ve kardeÅŸlerini geride bırakarak yola çıktı.
[FotoÄŸraf: Osman Baytürk / Al Jazeera]

Åžam’da üniversite öÄŸrencisiyken iki yıl önce eÄŸitimini yarıda bırakıp Türkiye’ye kaçmak zorunda kalan Gabalan, 8 kiÅŸilik ailesiyle önce Konya’ya yerleÅŸtiÄŸini, ancak Suriyelilere yönelik tepkiler artınca iÅŸsiz kaldıklarını, bir süre sonra çareyi kaçmakta bulduklarını anlatıyor:

 

“Yeterli paramız olmadığı için, üç küçük kardeÅŸimi ve annemi Konya’da bırakarak İzmir’e, Basmane’ye gittik. Sosyal medyada, orada kaçakçılar olduÄŸunu okumuÅŸtum, bir tanesiyle buluÅŸtuk. O bizi Didim’e götürüp Türk kaptana teslim etti. Bir gece en küçük bota, kiÅŸi başı 1200 Euro vererek bindik. Botta 25 kiÅŸiydik.

“Yolda bir ÅŸey yemek içmek istersek, onu da parayla veriyor kaptan. Her noktada sömürüyorlar. Yolda fenalaÅŸan biri vardı, o da Åžam’dan, doktormuÅŸ. Yolda öldü, denize attılar. Biz devam ettik. Kaptan hepimize bir bıçak verdi, Yunan adasına yaklaşırken botu patlatıp batırdık. Yoksa Yunan polisi botu geri çeviriyor ve Türkiye’ye geri gönderiyor. Ama yüzerek çıkınca alıp yardım ediyor, yiyecek veriyor. Botu patlattıktan sonra denizde bir saat yüzüp kıyıya çıktık. Orada iÅŸlemlerimiz yapıldı, sonra Atina’ya gelmek için yine bizden bilet parası istediler. Otobüs için de 40’ar Euro verdik ve Ekim ayında Atina’ya geldik.”

‘Herkes Suriyelilerin durumundan yararlanıyor’

Aynı küçük sandallara bebeÄŸi ve çocuklarıyla binenler için durum daha da zor. Kamışlı’dan yürüyerek Türkiye’ye ulaÅŸan Lava, bir yandan kucağındaki çocuklarını oyalamaya çalışırken, bir yandan anlatıyor:

“İki ay önce eÅŸim ve üç çocuÄŸumla birlikte Marmaris’e gittik. Amacımız, İsviçre’de yaÅŸayan erkek kardeÅŸimin yanına gitmek. Kaçakçı, 1200 ve 4500 Euro arası deÄŸiÅŸen fiyatları sıralayınca ve çocuklar için de para alacağını söyleyince, ÅŸiÅŸme botu tercih etmek zorunda kaldık.

“Gece yol boyu çocuklar aÄŸladı, çığlık attı. Çok korktular. Ben de onların sesinden yakalanmaktan çok korktum. Neyse ki Rodos Adası'na ulaÅŸtık. Orada bir kilisede bir gece kaldık, çevredeki köylüler bize yardım etti, yiyecek verdi. Atina’da ev kiralayamıyoruz, yasal olarak hakkımız yok. Atina’daki Mısırlılar, Iraklılar bizim için ev kiraladı, ama onlar da bunun üzerinden para kazanıyor. Herkes Suriyelilerin durumundan yararlanıyor. Çok zor, İsviçre’de olmasa bile burada insan gibi yaÅŸamak istiyoruz.” 

Lava ve Zarifa, kendilerine uzatılan parayı kabul etmedi.
[FotoÄŸraf: Osman Baytürk / Al Jazeera]

 

Yanında oturan arkadaşı Zarifa da çocuklarıyla oyun oynuyor. Erkek kardeÅŸi ve iki çocuÄŸuyla Deraa’dan Türkiye sınırına, oradan da Marmaris’e gitmiÅŸler. Marmaris’te tanıştığı Lava ile bir daha ayrılmamışlar. Lava’nın can yoldaşı olduÄŸunu söylese de, bir an önce onun İsviçre’ye erkek kardeÅŸinin yanına, kendisinin de Almanya’ya gitmesi için dua ettiÄŸini söylüyor.

‘İki kez sınırda yakalandım’

Yunanistan’a ulaÅŸan Suriyeliler arasında, Trakya üzerinden sınırı geçenler de var. Halep Üniversitesi’nde gördüÄŸü eÄŸitim savaÅŸ sebebiyle yarıda kesilince tek başına Avrupa’ya gitmeye karar veren 22 yaşındaki Mahmud Ebu Amr, Edirne’den yürüyerek Meriç Nehri’ne ulaÅŸtı ve yüzerek sınırı geçti. Hemen ardından yakalandı ve 6 ay bekleme hakkı olduÄŸu Atina’ya gönderildi. Yanındaki arkadaşı ise ismini vermeden anlatıyor:

“Ben de arabayla geçtim sınırı. 13 kiÅŸi bir arabaya sığdırıldık. Önden baÅŸka bir araba gidip yolu kontrol ediyordu. Daha öncesinde iki kez bir kamyonetin kasasında geçmeye çalıştım, ikisinde de Türk polisi yakaladı. Tam üç kez para verdim yani kaçakçılara… Üçüncüde de çevrede arabayı görebilecek noktada jandarma vardı ama bu kez görmezden geldi.” 

Mahmut, Türkiye-Yunanistan sınırındaki Meriç Nehri'ni yüzerek geçti.
[FotoÄŸraf: Osman Baytürk / Al Jazeera]

 

2014’te en az 2500 göçmen yolda hayatını kaybetti

Dört yıla yakın süredir devam eden iç savaÅŸta, 6 milyonun üzerinde Suriyeli ülke içinde yer deÄŸiÅŸtirmek zorunda kalırken, 3 buçuk milyondan fazla Suriyeli de diÄŸer ülkelere göç etti.

Son 14 yılda 23 binden fazla kaçak göçmen Akdeniz ve Ege’de batan teknelerde hayatını kaybetti. BM verilerine göre 2014’ün ilk dokuz ayında, Ege’de hayatını kaybeden göçmen sayısı 2500… Sınırı geçemeden yakalananların sayısı ise 9 binin üzerinde. Bu sayıların yarıya yakınını, Suriyeliler oluÅŸturuyor.

 

Benzer Haberler:
 
ABD ve Avrupa, Suriyeli mültecilere kör
 
 
Suriye’nin yarım kalmış Dua’sı
 
Ölümle burun buruna!
 
Suriyeli mültecilerin soÄŸukla savaşı
 
 
 

Aljazeera / Ece Göksedef

Etiketler : Ölenlerin değil kalanların hikayesi
Önceki Haber

Cameron'ın Ankara gündemi 'IŞİD trafiği'

Sonraki Haber

Türkiye’deki GSM’lere sızmış

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.

Dünya

  • KKTC'den AB Komisyonu BaÅŸkanı Leyen'in açıklamalarına tepki

  • Rusya, Myanmar cuntasının başını güvenlik konferansına davet etti

  • 'Taliban, halkı devletin yanında silahlanmaya mecbur etti'

  • Rusya: Uyarı ateÅŸi açıldı, İngiltere: Hiçbir uyarı ateÅŸi olmadı

  • Ermenistan seçimleri üzerine

  • Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu'dan Afrika açıklaması

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Videolar
GüncelTemmuz 17, 2025 Perşembe

Hamas İsrail’in Şam’a düzenlediği saldırıları kınadı

Temmuz 17, 2025 PerÅŸembe

Ahmet Mercan: Sanal Alemle Dönüşen Fıtrat

Temmuz 16, 2025 Çarşamba

Veysel Tepeli: 15 Temmuz'un Konuşulmayanları

GüncelTemmuz 16, 2025 Çarşamba

El-Kassam Tugayları: Han Yunus’ta işgal ordusuna ait personel taşıyıcıyı vurduk

Aile YaşamTemmuz 16, 2025 Çarşamba

Mehmet Bulayır: Çocukları Anlama Kılavuzu

Temmuz 16, 2025 Çarşamba

Gökhan Özcan: Hiss-i müşterek

Temmuz 15, 2025 Salı

Yasin Aydoğan: Değişim Yasası

Temmuz 15, 2025 Salı

Abdulaziz Tantik: İslami Hareket ve Liderlik

GüncelTemmuz 15, 2025 Salı

Gazze ablukasını kırmayı amaçlayan Hanzala gemisi Gazze'ye doğru yola çıktı

GüncelTemmuz 15, 2025 Salı

Psikolojik sendromlar işgalci askerlerde intiharları ciddi şekilde artırdı

Güncel Temmuz 17, 2025 Perşembe

Hamas İsrail’in Şam’a düzenlediği saldırıları kınadı

Temmuz 17, 2025 PerÅŸembe

Ahmet Mercan: Sanal Alemle Dönüşen Fıtrat

Haziran 21, 2025 Cumartesi

Hasan Aycın: Ünlem

Nisan 26, 2025 Cumartesi

Hasan Aycın: Kaval

Mart 29, 2025 Cumartesi

Hasan Aycın: Yumruk

Åžubat 22, 2025 Cumartesi

Hasan Aycın: Ufuk

Ocak 04, 2025 Cumartesi

Hasan Aycın: Merdiven

Aralık 28, 2024 Cumartesi

Hasan Aycın: Ada

Aralık 14, 2024 Cumartesi

Hasan Aycın: Kör

Kasım 30, 2024 Cumartesi

Hasan Aycın: Çerçeve

Kasım 23, 2024 Cumartesi

Hasan Aycın: El Sıkma

Kasım 16, 2024 Cumartesi

Hasan Aycın: Mum

Düşünce Mektebi
  • Genel Bilgiler
  • CoÄŸrafyamız
  • Künye
  • Genel
  • Genel
  • Genel
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • REKLAM

Copyright © 2018 Düşünce Mektebi