Sosyal Medya

AK Parti-Cemaat kavgası ile Türkiye'de ne yapmaya çalışıyorlar?

TIMETURK yazarı Abdulaziz Tantik AK Parti- Cemaat çekişmesinin iç boyutunu ve dış boyutunu anlattı.



30 Mart yerel seçimlere sayılı günler kaldı. Türkiye her seçim zamanında olduÄŸu gibi bu seçimde de sancılı bir dönem geçiriyor. Tapeler, montajlar, provokasyonarla seçimlere gölge düÅŸürülmeye daha da önemlisi hükümetin gerek yurt içinde gerek yurtdışındaki vizyonunu etkilemeye, ülkeyi kaosa süreklemeye, mevcut hükümeti devirmeye çalışmak istenilen giriÅŸimlerin ardı arkası kesilmiyor. Tüm Türkiye 17 Aralık operasyonundan itibaren tek bir konuya kilitlenmiÅŸ durumda…AK Parti-Gülen Cemaati gerginliÄŸi…

Yerel seçimlerde kimin kazanacağından çok bu atmosferin ne zaman normale döneceÄŸi en çok merak edilen konu. AK Parti- Cemaat arasındaki bu çekiÅŸmeyi , ‘hesaplaÅŸma’nın seyrindeki olayları ve bunların Ä°slamcılık ile ne kadar baÄŸdaÅŸtığını muhafazakar camianın önemli isimlerinden TIMETURK yazarı Abdulaziz Tantik ile konuÅŸtuk. Tantik, ‘’Ä°slamcılık ÅŸu an tekil düzeyde temsil edilebilmekte ve ana gövde Ä°slamcılık iktidarın yanında yer almış bulunmaktadır. Bu Ä°slamcılığın geleceÄŸi açısından ciddi bir sorun olarak ortaya konulmalıdır. Özellikle Ä°slamcılık bu çatışmada mühendislik ve algı operasyonları baÄŸlamında tarafsız kalmalı ve her iki tarafa da söyleyecek bir sözünün bulunması kaçınılmaz olmalıdır. Yoksa gelecek açısından bu çatışma Müslümanlığın genleri üzerinde olumsuz bir etki bırakacaktır’’ dedi.


-17 Aralık operasyonundan baÅŸlarsak... Sizce bu bir yolsuzluk operasyonu mu yoksa bir algı operasyonu mu? Neler söylemek istersiniz?

17 Aralık operasyonu hem algı operasyonu hem siyasi ve toplumsal mühendislik projesi, seçim sonuçları iktidarı alınamadığı her dönemde benzeri ÅŸeyleri yaÅŸadığımız malumdur. Bu yüzden de halk bu meseleye istenilen düzeyde çekilemedi. Tam tersi olarak Ak Parti güçlenerek çıktı. Åžunu da belirtmek gerekir ki bu algı operasyonu çok önceden baÅŸlamıştı. ErdoÄŸan’ın otoriterliÄŸi, Ak Partinin totaliterliÄŸi vesaire söylemler de bu algı projesinin ön unsurları olarak deÄŸerlendirilmeli diye düÅŸünüyorum.

- 7 Åžubat MÄ°T krizi ile baÅŸlayan AK Parti- Gülen cemaati arasındaki gerginliÄŸin boyutu halkı gün geçtikçe ÅŸaşırtıyor. Bu çekiÅŸme sizce nasıl sonuçlanır?

Bu çekiÅŸmenin bir iç boyutu var; iktidar çatışması, bir dış boyutu var; uluslar arası güçlerin Türkiye ve OrtadoÄŸu üzerindeki bilgi tekelinin kırılması… Medyada da belirtildiÄŸi gibi GES olayı iÅŸin temelidir. Çünkü Genelkurmay Elektronik Sistemleri sayesinde sadece Türkiye deÄŸil bütün OrtadoÄŸu’da ne olup bittiÄŸi anlaşılabiliyor. Buradaki tahakkümünü kaybettiÄŸi zaman -ki bu hükümet eliyle MÄ°T’e baÄŸlandı- çatışma da kaçınılmaz oldu. Ayrıca milyonlara varan dinlemeler de iÅŸin cabası…

-Türkiye'de son iki seçimdir izlenen 'tape siyaseti' hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Çok iÄŸrenç bir ÅŸey, siyaseten sonuç alıcı olması da ayrıca siyasal olanın büyük kabahati olarak tanımlamak gerekir. Bu tip yasadışı dilemeleri hem delil olarak reddetmeli ve hem de siyasal sonuç alınmasının önüne geçilmesi ÅŸart oldu. Hele birde yeni teknik imkanlarla sese eklemeler, çıkarmalar yapılabildiÄŸi bir teknik zeminde bu tapeler çok can yakabilir. Bu noktada kesin bir tavır almak yeni tapeler için de umut verici bir durumu oluÅŸturabilir.

-1 seneden fazladır silahların sustuÄŸu dönemdeyiz. Ölüm haberlerinin gelmemesi halkı sevindirirken, 17 Aralık operasyonu ile baÅŸlayan Ak Parti- Cemaaat kavgası hem bölgede hem de tüm Türkiye'de tedirginliÄŸe neden olmakta. 30 Mart yerel seçimlerinden sonra hassas olan çözüm süreci sizce nasıl boyut kazanır?

Türkiye büyümek ve kendi ayakları üzerinde durarak bağımsızlığını elde etmek istiyorsa bu çözüm sürecini tamamlaması kaçınılmaz bir siyasi vecibe olarak orada durmaktadır. Ayrıca bu barış bölgesel barışın da teminatı olma özelliÄŸi taşımaktadır. Küresel Sermaye Gücü OrtadoÄŸu için yeni bir planı devreye koyma telaşını gösterdiÄŸini söylemek mümkün. Bunun taÅŸeronluÄŸunu devredecek gruplar aradığı da malum. Bu aynı zamanda Ä°srail devletinin de güvenlik sorunu olarak teÅŸmil edilebilir. Ama asıl olan ÅŸey Ä°slami olanın ana gövdesini ortadan kaldırmaya matuf olduÄŸunu söylemek daha uygun. O yüzden Ä°hvan üzerine çok sert bir ÅŸekilde gidildi. EÄŸer çözüm süreci bırakılır ve eski hale geri dönülürse bu Türkiye için sonun baÅŸlangıcı olacaktır. Aynı zamanda da OrtadoÄŸu içinde siyasi ve sosyal mühendisliklerin kazanımı… O yüzden hükümet bu hayati adımı attığı için başına gelen bu gailelere karşı yine halkın desteÄŸi ile karşı koymalı ve çözümü nihayete erdirmeli. Hatta en önemli adım olarak da seçim sonrası hemen çözümü sonuca taşıyacak yeni bir Anayasa metnini tartışmaya açmalı ve vakit geçirmeden bu yeni anayasayı yürürlüÄŸe koymalı ki toplumsal ve siyasal mühendislikleri ve algı yönetimlerini bertaraf edebilsin…

-Dershanelerin deÄŸiÅŸim sürecine gireceÄŸi duyurulduÄŸu andan itibaren özellikle cemaate yakın yayın organları ve STK'ların tepkileri sadece dershane düzenlemesine mi karşıydı yoksa Cemaat-Ä°ktidar kavgasının ayyuka çıkma olayı mıydı? Bu geliÅŸmeleri nasıl yorumluyorsunuz?

Dershane meselesi sadece bir iÅŸaret fiÅŸeÄŸi idi. O kadar… Kavga çok önceden baÅŸlamıştı zaten. Sorunuzda belirttiÄŸiniz gibi Oslo süreci olarak betimlenen olgu ile birlikte hem yerel hem de uluslar arası siyasal yol ayrımı devreye girmiÅŸti zaten. Bu yüzden dershane meselesi sadece bir meÅŸru zemin oluÅŸturdu…

-Bu gerginlik ortamında CHP- Cemaat ittifakını iki tarafın geçmiÅŸini göz önünde bulundurarak deÄŸerlendirirseniz; bu yakınlaÅŸmanın nelere gebe olduÄŸunu söyleyebilirsiniz?

Bu zorunlu bir ittifaktır. Denize düÅŸen yılana sarılır misali… Çünkü Cemaat ile Cumhuriyet Halk Partisi yapısal farklılığa sahip oldukları gibi epistemik farklılıkları da vardır. UzlaÅŸmaları mümkün olmayan iki güçtürler. O yüzden geçici bir uzlaşıya sahiptirler. Ä°lk virajda da ayrışacaklar zaten… Hem bu ittifak iki tarafı da zora sokacak bir düzlemi taşımakta ve her iki yapıda da çatlaklar oluÅŸturabilir. Bu yüzden bu ittifak biraz zoraki biraz emredilen bir durumu ihtiva etmektedir.

-GeçtiÄŸimiz günlerde 26 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest kalan Genelkurmay Eski BaÅŸkanı Ä°lker BaÅŸbuÄŸ'un tahliyesini ve 'CumhurbaÅŸkanlığına aday olacak' söylentilerini nasıl yorumlarsınız?

Ä°ÅŸin esasına bakarsanız bu durum yargıya olan güvenin az olduÄŸu gerçeÄŸini hesaba kattığımızda 17 Aralık süreci ile birlikte en büyük darbeyi yargıya vurmuÅŸtur. Ve böylece halk artık bu yargıya güvenini kaybetmiÅŸtir tıpkı benim kaybettiÄŸim gibi… Çünkü yargı tam da bir komplo ve siyasal mühendislik aracı olarak kullanıldığını aÅŸikar kılmıştır. 28 Åžubat sürecinde yargı nasıl bir güç eliyle kullanılmışsa bu süreçte de yine yargı bir gücün denetiminde kullanılmış ve genel kamuoyu nezdinde ciddi bir yara almıştır. Bu güvenin yeniden tesisi ise gerçek anlamda çok zor görünmektedir. Ä°lker BaÅŸbuÄŸun yaptığı açıklamada sadece Anayasa Mahkemesine yaptığı vurguyu dikkate aldığımızda yargının durumu ortaya çıkar.

Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’un cumhurbaÅŸkanı adayı olması ise bir baÅŸka süreci iÅŸaret eder. Aday olacağına dair bir kanaate sahip olmadığım gibi velev ki olduÄŸunu farz edelim; sukutu hayale dönüÅŸecektir. Artık eski cumhuriyeti isteyenler tarih çöplüÄŸüne gömülmüÅŸlerdir. Bugünlerde Ergenekon davası sanıklarının kahır ekseriyeti de dışarı salındı. Buna raÄŸmen bu gerçek deÄŸiÅŸmeyecektir. Çünkü gerçek devlet aklı bir ÅŸeyi iyi anlamıştır: eski cumhuriyet beka sorununu aÅŸamayacaktır. Küresel Sermaye tarafından parçalanmak istenmektedir. Tıpkı diÄŸer bütün ulus devletleri parçalamaya baÅŸladıkları gibi… Bu yüzden ısrarla Yeni Türkiye vurgusu yapan BaÅŸbakan’ın niçin bu vurguyu yaptığını hesaba katmalıyız.

-Son günlerde hükümet tarafından sıkça dile getirilen '3 dönem kuralı istenilirse kaldırılır' söylemlerini nasıl okumak gerekir? Sizce kaldırılmalı mı? Yoksa bu kural devam etmeli mi?

Bu meselenin öyle kolay cevaplanacağı bir vasatı yoktur. Birincisi, bu mesele yeni bir konjonktürel durumun oluÅŸturulması sürecinde gündeme gelmiÅŸtir ve geçici bir tabiata sahiptir. Ä°kincisi, BaÅŸbakanın cumhurbaÅŸkanlığı süreci zora girerse kaçınılmaz bir yaklaşım olarak orada durması gereken önemli bir hamledir. Üçüncüsü ise BaÅŸbakanın ilkeli tutumu ile çeliÅŸecek zorunlu bir durumu içermesi iÅŸi zorlaÅŸtırmaktadır. Benim kanaatim, siyasi iktidarlarda bulunmanın ilanihaye olması gerekmediÄŸidir. Hizmet bir sürü farklı teknik ve yöntemlerle yapılabilir. Ama siyasal anlamda BaÅŸbakan öyle bir ÅŸeye zorlanıyor ki bunun sonucunu hepimiz bekleyip göreceÄŸiz. O yüzden atacağı adımın bu koÅŸullar hesaba katılarak deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸidir. Ama benim kanaatim ilk elde ilan edilen ilkelerin varlığının anlamı uÄŸruna bu ilkeden vazgeçmemektir. Bu siyaset arenasında bir güvenin tesisi açısından da elzem bir durumu içerir.

-17 Aralık operasyonu ile baÅŸlayan Cemaat-Ä°ktidar kavgasının boyutları ÅŸüphesiz Ä°slamcılık tartışmalarını tekrardan gündeme getirdi. Sizin de bu konu ile ilgili çıkan 'Ä°slamcılığın Arayışı' adlı son kitabınızdan yola çıkarsak 'Ä°slamcılık' ile son yaÅŸanan olaylar ne kadar baÄŸdaşıyor? --Ä°slamcılığın iktidar ile olan iliÅŸkisi nasıl olmalıdır?

Ä°slamcılık bir kader olarak kendisine dayatılan siyasal süreçlere biraz da düÅŸünmeden katılımda bulunmaktan imtina edemiyor. Ä°slamcı ana gövdenin Ak Parti iktidar sürecinde iktidara eklemlenmesi önemli bir sorun alanı olarak orta yerde durmaktadır. Ä°slamcılık en temelde cemaat ile ortak bir özellik taşımaz ama 2011 tarihi itibarı ile iktidarın ortaya koyduÄŸu siyasal vizyona sahip çıkmalıdır. Ama iktidar ile arasındaki mesafeyi koruyarak bunu yapmalı. Ä°ktidarın doÄŸrularını desteklemeli ama yanlış adımları da muhakkak iyi niyetli olarak eleÅŸtiriye tabi tutmalıdır ki saÄŸlıklı bir siyasal olgu oluÅŸturulabilsin. Çıkar ve çatışma üzerinden bir diyalog oluÅŸturulamaz. Ä°slamcılık kendi siyasi vizyonu üzerinden siyasal alanla bir diyaloga geçebilir. Ama üzülerek belirtmeliyim ki Ä°slamcılık ÅŸu an tekil düzeyde temsil edilebilmekte ve ana gövde Ä°slamcılık iktidarın yanında yer almış bulunmaktadır. Bu Ä°slamcılığın geleceÄŸi açısından ciddi bir sorun olarak ortaya konulmalıdır. Özellikle Ä°slamcılık bu çatışmada mühendislik ve algı operasyonları baÄŸlamında tarafsız kalmalı ve her iki tarafa da söyleyecek bir sözünün bulunması kaçınılmaz olmalıdır. Yoksa gelecek açısından bu çatışma Müslümanlığın genleri üzerinde olumsuz bir etki bırakacaktır.

-Mısır'daki darbeyi ve Türkiye'de AK Parti iktidarına karşı yapılanları göz önünde bulundurarak, Türkiye'de sizce Siyasal Ä°slam mümkün mü?

Siyasal Ä°slam bir boyutu ile zaten ÅŸu an iktidarda… Demek ki bu mümkün ayrıca cemaat olarak tesmiye edilen harekette bu anlamı ile zaten siyasal Ä°slam’a tekabül etmektedir. Kendisini hizmet olarak tanımlaması onun üzerine yapacağımız sosyolojik ve siyasi analizleri yönlendiremez. Yapılanlar ortada bu ortaya çıkış biçimi ile de siyasal Ä°slam ile birebir örtüÅŸen bir boyutu vardır. Ä°slamcılık ise tam olarak bu süreçte siyasal olanla arasına mesafe koymalı ve ahlaki zemini muhafazaya yönelmelidir. Mısır’da Ä°hvan’a yönelik siyasi darbe ve ÅŸu an ontolojisine yönelik yapılan saldırı siyasal Ä°slam’ı yok etmez bilakis güçlendirecektir. Ama bu iki türlü uç verebilir. IlımlaÅŸarak demokratik bir düzleme kayması ya da ÅŸiddet dilini seçerek yer altına inmesi… Bu iki durum da kabullenilecek bir durum olarak tesmiye edilemez. Bu topraklarda siyasal Ä°slam hep varolacaktır. Bu toprakların kaderidir. Ancak Ä°slamcılık salt siyasal arenada kalarak varlığını sürdürecekse bitiÅŸini de ilan emiÅŸ sayılacaktır. Bu yüzden yeni arayışlar hep olmalı ve sürdürülmelidir.

---Türkiye'de Ä°slamcılığın geliÅŸimi hakkında neler söylemek istersiniz? Osmanlı'nın son dönemlerinde ortaya çıkan Ä°slamcılık ile günümüzdeki Ä°slamcılığın benzer ve farklı yönleri nelerdir?

Ä°slamcılık belli bir proje dahilinde önceden tasarımlanarak ortaya çıkan bir hareket deÄŸildir. Bu hem Osmanlı hem Türkiye dönemlerinde aynı özelliÄŸe sahiptir. Hasbi ve biraz da zorunlu olarak öne sürülen bir akım olma özelliÄŸi taşımaktadır. Bu yüzden geliÅŸimi de hep çatışmalı ve sürekli el yordamı ile deneme yanılma yöntemi üzerinden geliÅŸimini sürdürmektedir. Bu entelektüel yapı ile hareket arasındaki kopukluÄŸu da ifade eden bir durumdur. GeliÅŸim çizgisi halen böyle sürdürülmektedir Ä°slamcılığın… Ama ortak özellikleri ise modern olması, ideolojik kaygıyı öne çıkarması, siyasal bir isteÄŸi barındırması ve bir kurtuluÅŸ umudu ve ideolojisi olma baÄŸlamında her iki Ä°slamcılık tipi de benzer özellikler taşımaktadır. Bilgi ve birikim baÄŸlamında ise Osmanlı Ä°slamcılığı daha derin bir yapıyı taşımaktadır. Fakat yeniden deÄŸerlendirme ve farklı bir duruÅŸu içerebilmesi açısından tecrübe ve birikimi hesaba kattığımızda seksen kuÅŸağı Ä°slamcılığı daha verimli bir zeminde durmaktadır. Ve taban olarak da ciddi bir niceliÄŸe sahiptir. Farklılığı ise zamansal ve siyasal geliÅŸmelerin getirdiÄŸi noktada tebarüz etmektedir. NiteliÄŸi yükseltilebilmektedir. Oyun kurucu bir özellik taşıyabilmektedir. Entelektüel derinliÄŸi inÅŸa edebilmektedir. GerektiÄŸi zaman önemli bir kamuoyu gücünü arkasına alabilmektedir. Bunları Osmanlı Ä°slamcılığında bulabilmek daha zordu.

--Yeni çıkan 'Ä°slamcılığın Arayışı' adlı kitabınızda Ä°slam ve Sosyalizm baÅŸlıklı çarpıcı bir bölüm yer alıyor. Bu iki farklı düÅŸünce dünyasına ait göndermeler içeren ' Ä°slam ve Sosyalizm'in bir arada olması mümkün mü?

Hedefleri ve amaçları baÄŸlamında bir arada olmaları mümkün deÄŸil. Toplumsal yapının muhafazası ve adaletin ikamesi baÄŸlamında ise birlikte yapabilecekleri bir ÅŸeyler olabilir. Ama bu Ä°slam’ın sol yorumu gibi nevzuhur bir yaklaşımı olumlamak anlamında deÄŸil tabii ki…

---Dünyanın bir çok yerinde Ä°slam'a karşı Ä°slam projesinin uygulandığı ifade ediliyor. Sizin bu tez hakkındaki düÅŸünceleriniz nelerdir?

Ä°slam’a karşı Ä°slam tezi medeniyetler çatışması tezinin yeni versiyonudur. Önce böl parçala sonra onları birbirleri ile çatıştır ki baÅŸlarını kaldırıp sömürüldüklerini anlamasınlar ve böylece kendilerine biçilen elbise içinde mahrum ve mazlum bir ÅŸekilde yaÅŸasınlar. Bunu her yerde yapmaya çalışıyorlar. Afganistan, Pakistan, Mısır, Suriye, Libya ve ÅŸimdi de Ak Parti Cemaat kavgası ile Türkiye’de de yapmaya çalışıyorlar. Önemli olan bu tuzaÄŸa düÅŸmeyecek basireti göstermek bunun içinde lazım olan ÅŸey: eleÅŸtirel analiz yöntemini kullanarak düÅŸünceleri, olguları yeniden gözden geçirmedir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.