Sosyal Medya

Aşırı güçle hayallere kapıldılar

17 Aralık sürecini Yeni Şafak'a değerlendiren Etyen Mahçupyan çarpıcı tespitler yaptı: "Hizmet Hareketi emniyet ve yargıda hayal edemediği bir güce kavuştu. Bu güç cemaat içinde bazı kişileri yeni hayaller kurmaya yöneltti."



17 Aralık ve ardından 25 Aralık operasyonları Türkiye'nin gündemindeki yerini koruyor. Siyasi, ekonomik ve sosyolojik etkileri sanıldığından da derin izler bırakacaÄŸa benzeyen bu operasyonlarla ilgili genel bir kanaat oluÅŸmuÅŸ durumda. 'Yolsuzlukla mücadele' gibi meÅŸru bir gerekçe üzerinden 'siyasi vesayet arayışı' olarak tanımlanan giriÅŸimlerle ilgili olarak bu sefer sorularımı Etyen Mahçupyan'a yönelttim. Demokrat duruÅŸuna, titiz ve isabetli siyasal çözümlemelerine ilaveten hem AK Parti'yi hem de cemaati yakından tanıyan Mahçupyan'ın ufuk açıcı cevaplarının çok ses getireceÄŸi kesin.

17 Aralık operasyonu Türkiye'nin gündemine bomba gibi düÅŸtü. Birbirleriyle baÄŸlantısız üç dosya üzerinden gerçekleÅŸen bu operasyonu nasıl okumak gerek?

Bu üç dosya aynı gün sonuçlanmadığına göre üçü beraber çıksın diye muhakkak en az bir tanesi veya iki tanesi bekletilmiÅŸ demektir. Bu bekletmenin bir mantığının olması gerekir. Bu da ancak siyasi bir mantık olarak açıklanabilir. Yargı bir mesele olduÄŸunda 'kimin iÅŸine yarar, zaman doÄŸru mu' diye bakmaz; dosya olgunlaÅŸtığı gün kamuoyuna açıklar. Birden fazla dosyanın aynı gün kamuoyuna çıkması zaten bir garabettir.

SAVCILAR SORUMSUZ

Davanın hazırlık safhasından itibaren kuÅŸkulu yönleri olduÄŸuna iliÅŸkin yaygın bir kanaat var...

UYAP'a kaydedilmeme ya da baÅŸka isimlerle kayıtlar, yargı hiyerarÅŸisi içinde kimseye haber verilmemiÅŸ olması kuÅŸku uyandıran noktalar. Dosyanın siyasi olması ve içeriÄŸin engellenmesi gibi bir endiÅŸe vardı denilse de, benim aklıma en azından CumhurbaÅŸkanı geliyor. Böyle bir kuÅŸkunuz varsa, gideceÄŸiniz yer CumhurbaÅŸkanı'dır. Muhakkak bu konuyu paylaÅŸacak bir merci ararsınız. EÄŸer bu savcı böyle bir merciyi hiç aramamışsa, o zaman kendi siyasetini yürütüyor demektir. Bence burada savcılar çok sorumsuzca davrandılar.

Hükümete darbe vurma kastı mı var?

Bu operasyon hükümete 'darbe vurmak' için yapılmıştır. Hükümete bir darbe vurulmak istendiÄŸi çok nettir. Ama 'darbe yapıldı' demek için bu operasyon küçük kalır. Belki ÅŸu umuldu; hükümet bu durumla baÅŸa çıkamayacak, bir yanlış yapacak ve sonra bir soruÅŸturma dosyası daha çıkacak ve bu olanların altında kalacak. Ä°ÅŸler bir noktadan sonra ÅŸirazesinden çıkacak diye düÅŸünülmüÅŸ olabilir.

KIRILMA ÂNI MÄ°T KRÄ°ZÄ°

AK Parti ve cemaat arasında çatışmayı tetikleyen asıl unsur ne?

Burada, doÄŸası ve dokusu birbirine çok da benzemeyen iki yapı, iki siyaset anlayışı var. Fakat kırılma ânı, 7 Åžubat MÄ°T krizidir. Bu ihtilaf hep vardı, ama çözülebilir bir mesele olarak duruyordu. 7 Åžubat'ta yargı, AK Parti hükümetinin bir tasarrufunun 'siyaseten' yanlış olduÄŸundan hareketle bir soruÅŸturmaya yöneldi. Ä°ÅŸin hukukî deÄŸil, siyasî yanı öndeydi.

7 Åžubat MÄ°T krizi ile 17 Aralık operasyonu çok benzeÅŸtiriliyor...

MÄ°T krizinde bir 'yerindelik denetimi' vardı. 17 Aralık operasyonu ise dolaylı olarak Ä°ran ile yapılan finansal iÅŸlemin meÅŸruluÄŸunu sorgulayıp bir anlamda dünya kamuoyuna deÅŸifre ve ihbar ediyor. Türkiye bu iÅŸlem ile dünyanın bilgisi dışında, diÄŸer ülkeleri bypass eden bir yol bulmuÅŸ ve Türkiye adına para kazanmış. Bu yol, doÄŸrudan deÄŸil, Halk Bankası Genel Müdürünün evinde para bulunmak suretiyle deÅŸifre edilmiÅŸ oluyor. Bu haliyle Halk Bankası'na yönelik operasyon, 7 Åžubat MÄ°T operasyonuna benziyor.

İYİ NİYETLİ DEĞİLLER

Her iki kesimi de tanıyan bir entelektüel olarak siz nerede duruyorsunuz?

Dershanelerin kapatılması meselesinde ben dershanelerin varlığına karşı olmakla birlikte vicdani açıdan kendimi Hizmet Hareketi'nden yana hissettim. Fakat bu son dosyalarla, 17 Aralık operasyonunda bu iÅŸi yapanların iyi niyetli olmadığını düÅŸündüm. Bu yüzden, yarın seçim olsa oyumu AK Parti'ye veririm. Çünkü, bu tür taktiklerle iktidar deÄŸiÅŸikliÄŸinin doÄŸru olmadığına inanıyorum. Åžu anda, AK Parti'nin içeriden çökertilebilmesinin imkânları aranıyor. 'Yolsuzluk yapıyor', 'El Kaide ile iliÅŸkisi var' diyerek veya ekonomiyi darmadağın ve yönetilemez hale getirip halkı AK Parti'den uzaklaÅŸtırarak; bu çabalarla eÅŸzamanlı bir biçimde AK Parti'yi içeriden parçalayarak bir alternatif oluÅŸturma arayışı var.

Beddua gereksizdi

Beddua görüntülerini nasıl yorumluyorsunuz?

Ä°letiÅŸim kriterleri açısından çok doÄŸru bir davranış olmadı. Gereksiz bir ÅŸeydi. Batı dünyası için de çok sakıncalı bir hareketti. Batılılar zaten Ä°slâm'a karşı önyargılılar; bu örnek de kullanılabilir bir örnek oldu. Diyelim ki sohbette böyle bir olay yaÅŸandı, ama yayınlanması hataydı.

Hayale kapıldılar

Cemaat ne oldu da böylesine hırslı ve savaÅŸçı bir üslûbu benimsedi?

AK Parti iktidarıyla birlikte muhafazakar kesim siyasette, iÅŸ dünyasında, bürokraside etkinleÅŸti. Muhafazakar kesimde özellikle bürokraside yekpare bir biçimde en etkili olan 'Hizmet Hareketi'ydi. Bürokratik güç sahibi olmak, iktidarın parçası olmak demektir. Emniyet ve özerk bir alan olan yargı kadrolarına sahip olması sebebiyle Hizmet Hareketi birdenbire kendisini iktidarın göbeÄŸinde buldu. Ve belki de hayal edemediÄŸi bir gücü kullanabileceÄŸi bir noktaya geldi. Bu güç de muhtemelen Hizmet Hareketi içerisindeki bazı kiÅŸileri yeni hayaller kurmaya yöneltti.

Åžu an karşılıklı konumlanmayı nasıl görüyorsunuz?

Karşılıklı tehdit algısının her iki tarafta da hâkim. Hükümet normal ÅŸartlarda neden 5 bin kiÅŸinin yerini deÄŸiÅŸtirsin ki? Ama kendisine yönelen bir tehdit olduÄŸunu düÅŸünüyor. Keza cemaat de, kendisine yönelik bir tasfiye olduÄŸunu, dershane hamlesinin de bu amaca yönelik olduÄŸunu düÅŸünüyor.

HALK HOÅžLANMADI

AK Parti'ye yönelik sert kampanyaya halk niçin destek vermedi?

Buradaki temel saik, beÄŸensek de beÄŸenmesek de, ortada meÅŸru bir iktidarın olması ve bu iktidarın ancak meÅŸru yollardan gidebileceÄŸini düÅŸünmek. Yolsuzluk varsa, bu ortaya çıkarılmalıdır. Ama yolsuzluk bahanesiyle baÅŸka bir aÅŸamaya yöneldiÄŸinizde toplum bundan hoÅŸlanmıyor. Bu yüzden, ÅŸu ana kadar AK Parti'nin dışında kalmış, hatta onu eleÅŸtirmiÅŸ Ä°slami kesimden ve laik kesimden bazı gruplar, ille de taraf olunacaksa, AK Parti'ye destek vermeyi tercih ediyor.

CHP ile cemaat arasında bir yakınlaşma var...

CHP, Hizmet Hareketi'nin tabanında travma yaratacak bir parti. EÄŸer Hocaefendi kesin bir dille iÅŸaret ederse, iÅŸaret edilen partiye yüzde 60-70 oranında destek verirler. Ancak kendisini bu yapıda harmanlamış insanlar için bu bir kafa karışıklığı yaratacaktır.

Gülen dinî kimliÄŸinden uzaklaÅŸtı

Temsil bakımından cemaat nerede hata yaptı?

Hizmet Hareketi eÄŸer toplumun önüne çeÅŸitli figürler koyabilseydi, STK'lar üretebilseydi, daha baÅŸarılı olabilirdi. GYV var, ama zayıf kalıyor. Bugün hâlâ pek çok ÅŸey doÄŸrudan Fethullah Gülen'e soruluyor ve bazı konularda ancak o konuÅŸursa, söz söylenmiÅŸ oluyor. Bunları gerçekleÅŸtirebilmek için epeyce uzun bir zaman vardı ama yapılmadı. Tayyip ErdoÄŸan da bu zaafı görüp bunun üzerine gidiyor.

Nasıl yapıyor bunu?

Tayyip ErdoÄŸan, durumla ilgili öyle sorular soruyor, öyle sözler ediyor ki, Fethullah Gülen ister istemez siyasi mesajlar vermek zorunda kalıyor. Gülen'in her siyasi konuÅŸması da onu dinî kiÅŸiliÄŸinden bir miktar uzaklaÅŸtırıyor. Dolayısıyla, kafamızda siyasî mesajlar veren bir din adamı görüntüsü oluÅŸuyor. Fakat ÅŸunu da eklemek lâzım: Sonucuna katlandığı sürece bir dinî önder de kanaat belirtebilir.

Gülen siyasete iliÅŸkin bu kadar sık kanaat belirttikçe yıpranmaz mı?

Gündelik siyasete dair tavır ortaya koyan dinî lider elbette yıpranır. Burada da böyle bir durum var. Hizmet Hareketi, ÅŸeffaflaÅŸsaydı ve kendi içinden siyasi figürler üretebilseydi, Fethullah Gülen bu iÅŸlerle uÄŸraÅŸmak zorunda kalmayacaktı ve kenarda, saygın bir konumdan insanları kendi bakışı doÄŸrultusunda etkilemeyi sürdürecekti. Ama Hizmet Hareketi, ya böyle bir noktaya geleceÄŸini öngöremedi, ya da kendi içinde böyle bir yetenek geliÅŸtiremedi.

Meseleye bakışları romantik

Hükümetle cemaat arasındaki ihtilaflı konulardan birisi de çözüm süreci. Cemaatin sürece muhalefetini nasıl yorumlarsınız?

Hizmet Hareketi'nin genelde Kürt meselesine bakışı, Türk devletinin geleneksel yaklaşımının yumuÅŸatılmış hâlidir. Ä°nsanların fakirlikten ve cehaletten ötürü ayrılıkçı noktaya geldiÄŸini; o insanlara iyi eÄŸitim, iÅŸ ve aÅŸ verildiÄŸinde bu tutumun deÄŸiÅŸeceÄŸini düÅŸünen romantik bir bakış bu. Kürt gerçekliÄŸiyle de baÄŸdaÅŸmıyor.

Fethullah Gülen'in bu denli siyasetin içinde olması biraz tuhaf deÄŸil mi?

Burada iki nokta var. Birincisi, Türkiye'nin tarihi itibariyle böyle bir gelenek var. Ä°kincisi, Türkiye'de siyaset yalnızca siyasi partiler veya oluÅŸumlar aracılığıyla yapılmıyor. Bürokrasi ile de siyaset yapılabiliyor. Tabii ÅŸunu da belirtmekte fayda var:

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.