Sosyal Medya

Mehmet Bulayır: Kentte Dindar Kalmak Mümkün ama Nasıl?



MeÅŸhur hikâyedir, zamanlardan bir zamanda, iki Allah dostu kardeÅŸ yaÅŸarmış. Biri daÄŸda çoban diÄŸeri ÅŸehirde ayakkabı tamircisi. DaÄŸda çoban olan günlerden bir gün ÅŸehirdeki kardeÅŸini ziyarete gelmiÅŸ, gelirken de yanında hediye olarak iki kilo keçi sütü getirmiÅŸ. Hikâye bu ya, hediye sütü keramet niÅŸanesi olarak bir bez çıkma sarıp getirmiÅŸ ve dükkanın duvarında bir çiviye iliÅŸtirmiÅŸ.

HoÅŸbeÅŸ derken iki kardeÅŸin sohbeti bir müÅŸterinin geliÅŸiyle kesilmiÅŸ. Gelen müÅŸteri ayakkabısını boyatmak isteyen gayrimüslim bir hanımmış. Hanım, boyama koltuÄŸuna oturup eteÄŸini toplayınca, çoban kardeÅŸin gözü genç kadının topuÄŸundan yukarıya doÄŸru kaymış. İşte o vakit kalbine bir siyah nokta düÅŸmüÅŸ, riyazeti niyetinden zarar görmüÅŸ ve çobanın bez çıkınına sarılı süt baÅŸlamış damlamaya. Åžehirli abi, hanım müÅŸteriyi yolcu ettikten sonra, acı bir tebessümle yönelmiÅŸ kardeÅŸine, "A güzel kardeÅŸim ÅŸehirde sütü saklamak daÄŸdakinden müÅŸküldür, keramet sütü beze sarmakta deÄŸil halk içinde hak ile kalmakta olsa gerek" demiÅŸ.

Sevgili dostlar, bu kıssadan hareketle köyde dindarlık kolay demek istemiyorum elbette ama global iletiÅŸim aÄŸlarının iÄŸvâsı karşısında dindar kalabilmenin her halükârda zorlaÅŸtığı aÅŸikâr. Bununla birlikte görece ÅŸehirde dindar kalmanın, yani haramlardan uzak durmanın, yüz çevirmenin her geçen gün daha da zorlaÅŸtığı gerçeÄŸinin de altını çizmek istiyorum.

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren ekonomik nedenlerle kırsaldan ÅŸehir merkezlerine göç eden insanlarımız, ÅŸehrin periferisinde, tabiri caizse köylerini de yanlarında getirerek küçük köyler (getto) kurdular. HemÅŸehri dernekleri üzerinden örgütlenerek, geleneklerini, kültürlerini aynı ÅŸekilde buralara taşıdılar. Dolayısıyla, mahalle kültürünü muhafaza ettiklerinden, dindarlıklarında ve pratiklerinde de dramatik bir sapma olamadı. Yalnız zamanla ülkede toplumsal alanla birlikte ekonominin de iyileÅŸmesinin sonucu, onların da refah düzeyinin yükselmesi, yaygınlaÅŸan belediye hizmetleri ve ÅŸehrin merkeziyle kurulan iletiÅŸim, mimari/mekânsal dönüÅŸüm, kültürel davranış biçimlerini, ritüellerini de etkiledi. Mekân ve eÅŸya, onu üreten kültürün yaÅŸam biçimini de kaçınılmaz bir ÅŸekilde beraberinde getirdi ve bugün onun sonuçlarını hayatımızın her alanında gözlemliyoruz.

Zaman içerisinde eski kuÅŸaklar nispeten kendisini bu deÄŸiÅŸime karşı koruyabilse de özellikle yeni neslin artan eÄŸitim düzeyi ve aldıkları eÄŸitimin felsefi kodları, maruz kaldıkları Batılı yaÅŸam tarzı, kültürel etkileÅŸim, onların baÅŸta düÅŸünce biçimleri olmak üzere, giyim-kuÅŸam, müzik alışkanlıkları gibi birçok alanda yaÅŸam pratiklerini deÄŸiÅŸtirdi. Bu deÄŸiÅŸim, sonuçta kaçınılmaz olarak dindarlık pratiklerini de etkiledi. Bugün bir modernleÅŸme projesi olan Kemalizm’in “mübarek günlerine” dair kutlama mesajları, kimi zaman televizyon ekranlarından ummadığımız isimler tarafından kutlanarak kimi zamanda sms olarak yine beklemediÄŸimiz isimlerden bizlere gönderilerek kutlandığına tanık oluyoruz. Bu iklimin bir sonucu olarak gençlerin evlenmeden birlikte yaÅŸamasına, lgbt ve türevlerine bir cinsel tercih- bir özgürlük alanı olarak bakmalarına, sokak ortasında yatak kıyafetiyle dolaÅŸmalarına, kamuya açık alanlarda cinsel temasta bulunmaları gibi müslüman ülke için marjinal sayılabilecek davranışlara üzülerek ve endiÅŸeyle tanıklık ediyoruz.

Toplumun manevi açıdan beslenme kaynağı ve sığınma merkezi olarak deÄŸerlendirebileceÄŸimiz cemaat yapılanmalarının da ulaÅŸtığı insan sayısının azlığı ve donanım olarak bu ihtiyacı ne kadar karşıladığı, karşılaya bildiÄŸi tartışılır. Üstelik bugün geldiÄŸimiz noktada, baÅŸta Fetullahçı terör örgütünün oluÅŸturduÄŸu kötü, arızalı Müslüman tipolojisi ve toplumda yarattığı "cemaat travması" baÅŸta olmak üzere muhtelif nedenlerle gençlerin özellikle dinî referanslı sivil toplum örgütlerine ve cemaatlere mesafeli olduklarını gözlemliyoruz. Bunda her ne kadar FETÖ terör örgütünün olumsuz örnekliÄŸinin önemli bir sonucu olduÄŸu tezinin hakkını teslim etsek de tek nedenin bu olmadığını düÅŸünüyorum. Birçok alanda baÅŸarılı olan siyasal iktidarın, hakimiyetini ne yazık ki kültürel alanda da saÄŸladığını söyleme imkanından yoksunuz. Kültür bakanlığının desteklediÄŸi projelere, devlet tiyatrolarına, belediyelerin organize ettiÄŸi etkinliklere kadar kısa bir arÅŸiv taramasıyla durumun ne kadar acıklı olduÄŸunu tespit etmek mümkün olacaktır.

Amacım faturayı siyasete kesip topu taca atma kolaycılığına sapmak deÄŸil. Elbette deÄŸiÅŸen toplumsal dinamiklere uyum saÄŸlayamayan STK'ların da bunda bir payı, bir vebali olsa gerek. 1900’lerin konvansiyonel STK anlayışını terk etmenin de zamanı çoktan gelmiÅŸ olsa gerek. Bugünün gençlerini burs, vaaz, yurt üçgeniyle manevi koruma altına almanın imkânı olmadığı ortada. Gençleri kendi inisiyatifleriyle bir hayrın paydaşı olmaya çağırmak için karar süreçlerinde kendilerinin de yer alacağı pozisyonlara davet etmenin daha olumlu sonuçlar vereceÄŸini düÅŸünüyorum. Ayrıca inanmış olmayı, iyi olmayı, adil olmayı; sözle deÄŸil, eylemle örnek olarak geçlere göstermek durumundayız. Bir aÄŸabeyin sözüyle: “Abilik gençlerin omuzlarına basarak yükselmek deÄŸildir. Gençleri omuzlarında taşımaktır.”

Gençlerden tekrar toplumun geneline ve konumuza dönecek olursak, hakikat deÄŸiÅŸmez ancak onu dile getirme biçimleri deÄŸiÅŸebilir. Bugün yeni bir fıkıh anlayışına ihtiyacımızın olduÄŸu açık. “Åžehirde” dindar kalabilmek istiyorsak yeni iÅŸ yapma modelleri, yeni bir tebliÄŸ ve davet metodu, yeni bir din dili üretmek zorundayız. Bu anlamda ihtiyarların bilgeliÄŸine ve cemaatlerin bireyi koruyan ve kollayan iklimine elbette ihtiyacımız var ve devam ediyor. Åžehirde dindar kalabilme imkânı yukarıda zikrettiÄŸim açılıma ve bu açılımı az sayıda bile olsa icra edebilecek dava ÅŸuuruna sahip genç kuÅŸakları desteklemek ve onlara yetki vermekten geçiyor olsa gerek.

Mevlâna Celalettin Rumi’nin deyimiyle yazımıza son verelim: “Düne ait ne var ise dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni ÅŸeyler söylemek lazım.”

Mehmet Bulayır

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.