Sosyal Medya

Şevket Hüner: Mükemmeliyetçilik Bir Seraptır



Serap görmek, atmosferdeki ışığın farklı sıcaklıktaki hava katmanlarından geçerken kırılması sonucu gözümüzde oluÅŸturduÄŸu optik bir yanılsamadır. Gözlemci, uzakta su birikintisi, aÄŸaç, göl gibi fiziksel olmayan görüntüler görür. Göz, ışığın kırılma biçimi nedeniyle onları varmış gibi algılar ama yaklaÅŸtıkça görüntüler kaybolur. Serap, hayal görmek deÄŸildir. Zira burada zihin deÄŸil, bizi yanıltan atmosferdir.

Serap, gözün gördüÄŸünü sandığı ama elin eriÅŸemediÄŸi ÅŸeye de denir. Bu cihetiyle serap, hakikatin kıyısında hayal görmektir. Bu aldatmaca, bir çaÄŸrı hissi veren ama neticesinde bir imtihana dönüÅŸen her ÅŸeydir. Serap, hakikat kılığında sabit ve ulaşılabilir görünmeye çalışandır. Kırılan ışık görüntüsü hiçbir zaman ihtiyaç duyulan ÅŸeye ulaÅŸtırmaz. Serap, insanın arayışına refakat etmesi beklenen görme duyusuna teslim olunduÄŸunda hakikati ıskaladığı andır.

Dudakları kuruyan bir gezginin suya kavuÅŸma arzusunun gözle birleÅŸtiÄŸi noktada doÄŸan yanılgıdır serap. Bu yüzden serap, insanın haceti ile idrakinin arasındaki çatışmadır. Bu müphemiyet onu efsunlu ve tehlikeli kılandır. Nefsin arzuladığına ışığın oyunuyla doÄŸan bir görsel illüzyon iÅŸtirak edince hayalle gerçek yer deÄŸiÅŸtirir. Burada hakikat, göründüÄŸü sanılanın ardında olandır. Serap, sadece beÅŸ duyusu üzerinden bakanların yanılacağını hatırlatıp sorgulamaya yöneltendir.

Serap, umut ile aldanış arasındaki sınırdır. Ona doÄŸru yürürüz, çünkü eksik hissettiÄŸimiz ÅŸeyi vaat eder. Ama o vaat, çoÄŸu zaman boÅŸ çıkmasına raÄŸmen insan yine de o yöne gitmeye devam eder. Zira serap, umut etmeye devam eden insanın mecazi yaklaşımıdır.

Mükemmellik, bir ÅŸeyin “kusursuz”, “en iyi”, “eksiksiz” hâli anlamına gelir. Mükemmellik, var olan bir ÅŸeyin keyfiyeti deÄŸil, zihnin yarattığı bir idealdir. Mükemmeliyetçilik de serap gibi, hep varmış gibi görünen ama asla tam anlamıyla varılamayan bir idealdir.

İnsan, kusurlu olduÄŸunu bildiÄŸi için mükemmelliÄŸi arar. Ama mükemmellik arayışı, yaklaÅŸtıkça buharlaÅŸan bir serap gibidir. Kusur olmasaydı, serap görülmezdi. O zaman serap, kusurun kendini aÅŸma çabasıdır. Ama bu çaba, her zaman baÅŸarısızlığa mahkûmdur. Çünkü serap, kusurun içinden doÄŸar ama onu asla ortadan kaldıramaz.

Mükemmeliyetçiler, standartları o kadar ulaşılmaz koyarlar ki, bu durum sıklıkla ertelemeye, tükenmiÅŸliÄŸe ve sonuçta baÅŸarısızlığa yol açar. Günümüzde rekabet üzerinden tanımlanan modern simülasyonun maÄŸduru bireyin tükenmiÅŸliÄŸi, onu serap görmeye meyyal kılar. Bu boÅŸa çıkmasına raÄŸmen terk edilemeyen yöneliÅŸinden dolayı, daima daha iyiye ulaÅŸma arzusu sonuç olarak hiçbir zaman kendini yeterli hissedememe haline evirilir. Bu da onun, hayallerle avutulmasına ve mükemmellik adlı serap uÄŸruna hayatını heba etmesine sebep olur.

Nimetlerle dolu cennet gibi bir yerde yaÅŸayan Âdem ailesine yasak aÄŸaca yaklaÅŸmayı mükemmelliÄŸe varış olarak göstererek kandıran kovulmuÅŸ ÅŸeytandır. O, dost kılığında Âdem ailesinin zaaflarını tetikleyecek bir üslupla yaklaşır usulca fısıldar;

Hal böyleyken Åžeytan onu vehimlere sürükleyerek "Ey Âdem!" dedi, "Sana sonsuzluk aÄŸacını ve sonu gelmez bir saltanatın (yolunu) göstereyim mi?" (Taha /120)

Bu andan itibaren mükemmellik adlı serap, bir tuzaÄŸa dönüÅŸür. Âdem ailesi bu yanlışlarını anlayıp hadlerini bilene kadar sürgün edilir. Sürgünü bitiren duada, mükemmelliÄŸin sahibi olan Allah’a sığınmakta bulan Âdem ailesi büyük bir piÅŸmanlık ve boyun eÄŸiÅŸle yalvararak;

Onlar dediler ki "Ey Rabbimiz nefislerimize zulmettik, eÄŸer sen bize maÄŸfiret etmez, merhamet buyurmazsan ÅŸüphe yok ki hüsrana uÄŸrayanlardan oluruz."(Araf / 23)

Serabı sanallık olarak bir yaÅŸam biçimine çeviren ÅŸeytanileÅŸme, her bireye zaaflarını unutturarak, mükemmelliÄŸe ulaÅŸtıran formülleri, internetli cep telefonları vasıtasıyla 7/24 servis eder. Sanal arkadaÅŸlıklarla desteklenen, mükemmele ulaÅŸmak adlı bu seraptan kurtulmak gittikçe zorlaÅŸmaktadır. İnsan bu bağımlılıktan kurtulmaya talip olmalıdır.

Zaman içinde yolcu kılınan insan, mükemmellik arayışını bir amaç deÄŸil, yönünü belirleyen bir pusula olarak görürse, sonunda kendisini her türlü eksiklikten münezzeh, her türlü mükemmelliÄŸin sahibi olan Allah’ın kulu olarak bulur. Bu, tanımlanamayan veya ulaşılamayan mükemmelliÄŸi bir serap olmaktan kurtarıp bir hakikate dönüÅŸmesini saÄŸlar. Bundan sonraki yöneliÅŸ, insanı daha dikkatli, daha özenli, daha bilinçli kılar. Bu da kâmil insan olmaya yönlendiren doÄŸru yolun ta kendisidir…

Åževket Hüner / 28 Cemaziyülevvel 1447

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.