Şevket Hüner: Ayeti Canlandıran Fotoğraf

Bazen bir fotoğraf karesi, tasavvurunuzda bir ayeti canlandırmaya yeter.
BirleÅŸmiÅŸ düÅŸman kuvvetlerinin muhasarasına karşı hendekler kazıp ÅŸehri müdafaa eden Müslümanlar, zorlu iklim ÅŸartlarının yanında içlerine sızmış nifak ehlini de fark etmeye baÅŸlamışlardı. O güne kadar ibadetlerin arkasına saklanmış nifak ehli, kazılan hendekler nedeniyle ÅŸehirden firar edemediler. Ahzab suresinde, onların içlerinde yaÅŸadıkları gitgellerden ve çıkardıkları huzursuzluktan bahsedilir. Buna raÄŸmen merhametlilerin en merhametlisi olan Allah, onlara en güzel örneÄŸin timsali (Usvet-ül Hasene) Resulullah’ın (sav) mücadelesini, sonra da Allah’a verdiÄŸi ahde uyan ve bu konuda canını bile vermekten çekinmeyen yiÄŸitleri ve ÅŸehit olan kardeÅŸinin yerini dolduran müminleri göstererek doÄŸru yola çağırır.
Müminler içinde Allah’a verdikleri ahdine sadâkat gösteren nice erler var. İşte onlardan kimi adağını ödedi, kimi de (ahdine sadakatle) bekleÅŸiyor. Onlar hiçbir suretle (ahidlerini) deÄŸiÅŸtirmediler.Ahzap suresinin 23.ayetini, ÅŸehidin cenazesini taşıyan iki yiÄŸidin bu fotoÄŸrafı tefsir etmiyor mu?
Katledilen kardeÅŸlerinin naaşını defnetmeye götüren bu yiÄŸitler, bir yandan onu cennetteki makamına yetiÅŸtirmekte acele ederken diÄŸer yandan onun yerini doldurmak için cepheye koÅŸtular. Biri Gazze’nin dışında dünyayı bu soykırımdan haberdar etmek için gayret ederken, diÄŸeri cepheden cepheye koÅŸtururken katledildiler. İsmail Haniye ve Yahya Sinvar, ahdine vefa göstererek bekleÅŸmenin fotoÄŸrafını verdiklerinden habersizlerdi. Zira onlar tanınmak için türlü türlü çehrelere bürünenlerden deÄŸillerdi.
Bakara ve Ali İmran surelerinde ki iki ayette, “Allah yolunda katledilenlere ölüler demeyin, onlar Allah katında rızıklandırılan diriler oldukları” söylenir. Bu ayetleri yukardaki fotoÄŸraf üzerinden tekrar düÅŸünürsek, katledilenlerin ölü sayılmaması ancak onların mücadelesini sürdüren, ahdine sadık bekleÅŸenler sayesindedir. Yani Allah yolunda katledilen yiÄŸitlerin yolları sürdürülmüyorsa, onlar ölüdürler ve arkalarına bir ümit deÄŸil korku ve endiÅŸe bırakmışlar demektir.
Allah yolunda katledildiÄŸi halde ardı sürdürülemeyenin örneÄŸi, Yasin suresinde sözü edilen, ÅŸehrin öteki yakasından koÅŸarak gelen yiÄŸittir. Ondan, isminden ve katledilme ÅŸeklinden bahsedilmeden söz edilir.
Ona: "Cennete gir" denilince: “KeÅŸke, Rabbimin bana maÄŸfiret ettiÄŸini, beni ikrama mazhar olan kullarından eylediÄŸini kavmim bilseydi” dedi (Yasin / 26-27)
Kuran’daki tek olumlu keÅŸke katledilen bu yiÄŸide aittir. Bir ömür kulluÄŸun bedeli maÄŸfiret ve kerim ecirdir. Ama Yasin suresini ölülerinin arkasından okuyanlar bu yiÄŸitten habersizdirler.
Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı,
DüÅŸün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı,
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı
Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal marşında, “kefensiz yatanların yani Allah yolunda ahitlerine baÄŸlı kaldıkları için gavurlar tarafından katledilenlerin yolunu sürdüren, Allah’a verdikleri ahitlerine baÄŸlı kalarak bekleÅŸenlerdir bir toprağı vatan haline getirenler” der. Onlar satın alınamazlar. Üstelik altında kefensiz yatanların olduÄŸu vatanlarını bir gayri menkul görüp gavurlara peÅŸkeÅŸ çekmezler.
Bir dostum yıllar önce Kudüs’te biriyle tanışmış. Soyadı Buhari. 500 yıl önce Buhara’dan Kudüs’e göçmüÅŸ bir ailenin reisi. Mescid-i Aksa bölgesiiçinde yer alan ve anca yüz bin dolar eden arsasının fiyatını on yedi milyon dolara kadar yükselten İsrailli teröristlere satmaya yanaÅŸmamış. Buhari’ye göre, Müslüman atalarının emanet bıraktığı İslam toprağı ne pahasına olursa olsun gâvura satılamaz. “OÄŸlundan daha ucuza alırız” diyen soykırımcı Siyonistlere demiÅŸ ki; “Ben oÄŸluma toprağı emanet ederim, o isterse onu vatan sayar sahip çıkar, isterse onu bir gayri menkul görüp size satar. Bu onun imtihanı, benim deÄŸil.”
Gazze’deki yiÄŸitler, soykırımcı siyonistlerin propagandalarını boÅŸa çıkararak ne satın alınabiliyorlar ne de Filistin’i satıyorlar. Onlar Allah’a verdikleri ahitlerine sadakatle baÄŸlı olarak bekleÅŸiyorlar…
Peki ülkemizde “Åžehitler ölmez vatan bölünmez” diye slogan atanlar ne yapıyorlar?
Åževket Hüner / 1 Muharrem 1447
Vesselam
Haziran 29, 2025 Pazar 18:46
Gazze'de yaşanan katliamlar 2 yıldır sürüyor. Biz ise seyirciyiz. Arap ve İslam ülkeleri kınamakla yetindi. Biz de seyirciliğimize bir de Boykot ekledik.. Gazze'de katliam bütün hızıyla sürdü. Lübnan'a sıra geldi. Ağır bombardımanlarla Lübnan'da işlenen katliamlara "ohh" çektik. Çünkü, öldürülenler bizim mahalleden değildi. Gazze'deki mücahidler, onlar için başsağlığı diledi, bize verdikleri desteklerin bedelini ödediler dedi. Biz yine kulaklarımızı tıkadık. Gözlerimizi kapattık. Sıra, İran'a geldi. İran'a saldırıları sıradan bir İran İsrail savaşı olarak görmeye hatta İran'a karşı oluşturulan ABD, AB, NATO ve NATO'nun bölgesel uzantıları, bölge arap ülkelerindeki üsleri unutarak, bölgeye gönderilen savaş filolarını görmezlikten gelerek Bu bizim savaşımız değil deme yoluna gittik. Gazze'de yaşanan katliamlar yine devam etti. İran'ın eli kolu kırıldı. Başı ezildi. İsrail'in işgalini katliamını konuşmadık. ABD'nin ve müttefiklerinin kirli işlerini konuşmadık. İran'ın mezhebini, İran'ın tarihini konuşur olduk. Gazze'dekiler, İran bize verdiği desteğin bedelini ödüyor açıklamasını da duymadık. duymak istemedik. ve Sıra bize geliyor çığlıklarına da kulak tıkama yoluna gittik. Şimdi gelinen nokta, Gazze'ye verilen bedelin ödetilmesi sırası YEMEN'e geldi. Yemene, işgal rejimi ve müttefiklerinin işgaline, imhasına katliamının hazırlığı yapılıyor. Biz yine duymak istemiyoruz. aklıma maide suresi 24 ayet geliyor....."ey musa diye başlıyor ve ...bizim işimiz var. sen ve Allah'ın bizim adımıza savaşın" diyecek cüreti gösteren israiloğullarının küstah tavrı. Bu tavrı yahudileşme temayyülü gösteren bizler tarafından sergileniyor.... haaa bu arada, işgal rejimi isril kendileri adına ABD'yi, AB üçlüsü, Arap ülkelerinin ( topraklarını vererek, mali destek sağlayarak) israil adına savaşıyor zaten..... Bir resmin hatırlattıklarından yola çıkarak yaşananların hatırlattıklarına geldik... muhabbetle