Sosyal Medya

Ramazan Kayan / Devranda seyran

Ramazan Kayan / Milat



Yukarıdaki baÅŸlık yeni çıkan kitabımın göbek adı… DoÄŸumdan sonra isim GÖNLÜME SEFER DÜÅžTÜ ÅŸeklinde netleÅŸti… Yeryüzü seyahatlerimin hasılası olan bir eser…

Ä°zlenimlerim yüreklerde iz bırakır umuduyla yazdım…

Yolculuk…  Ä°nsanoÄŸlunun en anlamlı belki de en masum tutkularından biridir…

Ä°nsana varoluÅŸunu hissettirecek eylemlerden biri de hiç ÅŸüphesiz yolculuktur… Ziyaret ettiÄŸiniz yerler, tanıştığınız insanlar, birbirinden farklı ve renkli dünyalar varoluÅŸ sırrınızı kamçılar ve sizi farklı duygulara taşır…

YaÅŸadığımız coÄŸrafyanın dışına çıkmak bakış açımızı  büyütecek, ufkumuzu açacaktır… Yeni dünyalara doÄŸmak için yolda olmak gerekir…

Su akarsa güzeldir…

Aslan ininden çıkmazsa aslanlığını kaybeder…

“ Ok yaydan fırlamadan hedefini bulamaz.”  diyor Ä°mam-ı Åžafii…

Seyahat gözlerimizin gözünü açar…  Yol insanı yontar, oldurur, olgunlaÅŸtırır…

Hayat akışkandır… Ä°çe ve dışa bakan yönü vardır… Asıl olan insanın kendi iç yolculuÄŸudur… Kendi sırrımızın peÅŸine  düÅŸmeliyiz… Kendimizi keÅŸfetmek için hareket halinde olmalıyız… Önce kendi içimizdeki mikro âleme yürümeliyiz… Aslında her seyahat kendi iç dünyamıza tutulan bir aynadır… Gizli yanlarımızı sefer açığa çıkarır… Seyahat adeta bir terapidir… Bir ilaç gibi hayatımıza katabiliriz…

Yola düÅŸünce dünyanın bizden ibaret olmadığını anlıyoruz…

Yol gayeyi yakınlaÅŸtırır… UÄŸraşırsan ulaşırsın… Yoksa uyuÅŸursun…

Yolu bilmek yetmez,  yolda olmak gerekir… Yolda olmak da menzile varmaktan daha önemlidir…

Gerçi kiÅŸiden kiÅŸiye yolculuÄŸun amacı deÄŸiÅŸebilir… Ama herkesin kendince yeterli bir gerekçesi vardır…

Bir ihtiyaç mı?  Sıradan yaÅŸamlara bir itiraz mı?  Bir macera mı?  Hobi mi? KeÅŸfetme arzusu mu?  Alışkanlık mı?  Merak mı?  BenliÄŸin derinliklerinde yatan öÄŸrenme isteÄŸi mi?  Uzaklara duyulan özlem mi?

Åžu kadarını söylemek isterim; seyahatin bizim için sadece tarihi ve turistik bir gezinti olmadığı aÅŸikâr… Seyyahla turistin farkını biliyoruz…

Ulvi amaçlar için yokuÅŸları tırmanmak,  kapıları tıklamak, unutulanlara selâm vermek bizim için önemlidir… ÖnceliÄŸimiz tarihi mekânlar, müzeler, doÄŸal güzellikler deÄŸil öteki insanlar, baÅŸka yaÅŸamlar, yeni dünyalar için Allah'ın arzını aralıksız adımlamaktır… Bizi hayallerden, abartılardan, önyargılardan, sloganlardan alıp gerçekliÄŸe taşıyacak seferler lazım…

Bu duygu ve düÅŸüncelerle hep yolda olmayı yeÄŸledim…

Önceleri otogarlar, ÅŸimdilerde ise havalimanları en çok uÄŸradığım mekânlar oldu… Hatta benim hikâyem çocukluk günlerimde baÅŸlıyor…  Daha ilkokul yıllarında doÄŸduÄŸum mahalle Kernek’ten dedemle birlikte  köyümüz AÄŸudere’ye  saatlerce süren yolculuklar… Ä°mam-hatipli günlerde Kernek’tenSıtmapınarı’na yedi yıllık aralıksız yürüyüÅŸ, beni bugünlere hazırladı…

Anladım ki,  Allah izin verdikçe,  yürü kulum dedikçe, yolculuk mesleÄŸim, yollar mecburi istikametim…

Yolda olmayı hep sevdim…  Ne zaman önüme seyahat gerektiren bir fırsat çıksa buna “hayır”  demedim…

Gönül coÄŸrafyalarımızın bana gönül koymasından korktum…

Demem o ki, dert gezdiriyor… 

Gördüm ki, her bir seyahat ile birlikte kalıplar kırılıyor, ezberler bozuluyor, sivri yanlar bileniyor… Taassuplar teenniye dönüÅŸüyor…

Sonsuzluk yurduna olan yolculuÄŸumda yol azığım olması duası ile…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.