Sosyal Medya

Ramazan Kayan / "Ä°yi seyirler"

Ramazan Kayan / Milat



Program sunucusunun iki kelimelik cümlesi zihnimde iyice yer etmiÅŸti.

“Ä°yi seyirler”

“Sayın seyirciler, tadına doyum olmaya görsellerimiz sizi bekliyor. Sakın ayrılmayın, hep bizle kalın.”

Yeni bir yaÅŸam tarzı…

Hayatın yeni trendi…

DüÅŸünmekten çok seyretmek…

Bilmekten çok görünmek…

Meslek sahibi olmaktan çok ÅŸöhret sahibi olmak…

Çalışmaktan üretmekten çok kolay para kazanmak…

Emekten çok eÄŸlenmek…

Evlenmekten çok gönül eÄŸlendirmek…

Ä°ÅŸte yeni kuÅŸakların yaÅŸam felsefesi, gelecek öngörüsü…

Ä°nsanlığın kültürel tarihine baktığımızda üç aÅŸama ile karşılaşırız:

Sözlü kültür…

Yazılı kültür…

Görsel kültür…

Sohbetten ve okumaktan kopan kuÅŸaklar seyretmeden duramıyor… Aslında toplum olarak seyirci olmaya ikna olduk… Hem de tepkisiz, sessiz ve duyarsız kalarak… Seyretmekle tatmin oluyoruz, teselli oluyoruz… Seyretmede kalmanın bir sorumluluÄŸu yok sanıyoruz…

Seyrediyoruz, soru sormuyoruz… Çünkü her soru bir risktir…

Sadece dinleme ve izleme modunda kalanların zamanla ne iddiası, ne ideali, ne de iradesi kalmıyor…

Bir izleyen olarak kaldıkça hayatta iz ve eseriniz de olmuyor…

Tek bildiÄŸi, becerisi, hüneri, görevi seyretmek olandan ne beklenir?

Seyretmekle yetinen üretemez… Hele hele çözüm hiç üretemez…

Sadece mazeret üretir…

Seyirci kalanların bahanesi, mazereti çoktur… Mahareti, marifeti maalesef yoktur…

Sıcak koltuklarda, konforlu yaÅŸamın kollarında istifini bozmadan seyretmenin hazzını sonuna kadar yaÅŸarlar… Sorumluluk bilinci köreldikçe seyirci kalmakla yetiniyoruz… Seyretmenin tiryakisi oldukça duyarsızlaÅŸtık… Kanıksadık… Sıradanlaşıyoruz… Etkilenmiyoruz… Dokunmuyor…

Sonuçta hayata ve hakikate de seyirci kalıyoruz.

Dünya kötülük yapanlardan daha ziyade, seyirci kalıp hiçbir ÅŸey yapmayanlar yüzünden yaÅŸanmaz hale geldi…

Batılı bir düÅŸünürün dediÄŸi gibi:

“KötülüÄŸün zaferi için iyilerin hiçbir ÅŸey yapmaması yeterlidir.”

Ey acıya seyirci kalanlar…

Ey yanlışa alkış tutanlar…

Etliye, sütlüye karışmayanlar…

Fincancı katırlarını ürkütmeyenler…

SessizliÄŸi tercih eden seyirci takımı siz de suçlusunuz…

Haksızlığa, hadsizliÄŸe, hayasızlığa “hayır!” diyemeyenler, sizde de hayır yok demektir…

FahÅŸaya, fesada, fitneye, fütursuzluÄŸa fırsat verenler, kötülerden farkınız var mıdır acaba?

İnsanlığın maruz kaldığı trajediye, jakobenliğe, jenoside, zorbalığa duyarsız duranlar, bir duruşunuz olmayacak mı?

Biz seyirci kalmaya devam ettikçe, sömürgecilerin iÅŸini kolaylaÅŸtırmış olmuyor muyuz?

Ä°mamı Åžafi’nin buyurduÄŸu gibi: “Kendimizi hak ile meÅŸgul etmezsek batıl bizi iÅŸgal eder.”

Evet, düÅŸünmeyen zihinlerin iÅŸgalcisi çoktur…

Dizi izlemekle diriliÅŸ gerçekleÅŸmiyor…

Velev ki izlenen ‘DiriliÅŸ’ dizisi de olsa… Yeni bir ruh olmadıkça olmuyor…

Maç müsabakası seyrederek beden eÄŸitimi yapmış olmuyoruz…

Evet, seyirci kalmaktan, sefere çıkmaya ne zaman karar vereceÄŸiz…

Sahaya ne vakit ineceÄŸiz?..

Figüran olmaktan çıkıp, aktör olmaya niyetlendik mi?

Oyuna gelmekten, oyun kurucu olmaya yol almalıyız…

Seyr-u sülukumuz sadece seyirci kalmakla sonuçlanmasın…

Salon Müslümanlığından, saha Müslümanlığına hicret vakti…

Ä°man, vicdan, mizan bunu gerektiriyor…

Aklı boÅŸ…Kalbi boÅŸ…Vakti boÅŸ olanlardan olamayız…

Ekranlara, vitrinlere kendimizi terk ederek sorumluluktan kaçamayız…

Seyrettiklerimizin jürisi olduk, bilirkiÅŸisi olduk, yorumcusu olduk… Not verdik… Puan verdik… Tasnif ettik… Tenkit ettik…

Peki deÄŸer üretebildik mi? Ä°nsanlığa katkı saÄŸlayabildik mi? Mazlumların göz yaşını silebildik mi? Yoksulların başını okÅŸayabildik mi?

Dua alabildik mi?

Hep seyirci kalmak, sanıyorum yeni savrulmaların yeni versiyonu olsa gerek…

KeÅŸke, biraz “seyretmeme” perhizimiz olsa… Ä°yi gelir…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.