Sosyal Medya

Mustafa Kutlu: Yarın diye bir şey yok - 1

Şimdi!.. Bugün, hemen, şimdi. Derhal!.. Bir savaş ilanı, bir seferberlik, bir milletin topyekun harekete geçmesi. Bu lazım, bu mümkün, başka yol yok.



Reisicumhur BM’de gereken her ÅŸeyi söyledi. Fazlası var eksiÄŸi yok.

Dünyanın kılı kıpırdayacak mı?

Sanmıyorum.

Bu yıl kış çok sert geçecek ve Avrupa’nın doÄŸal gaz stokları yetmeyecek. Kesintiler olacak, donma tehlikesi, açlık, korku.

Biz bize bakalım.

İklim krizi bizi kuraklık ile vuracak.

Bunun iÅŸaretleri çoktan verildi, ama kimse tınmıyor. Tahminen söylüyorum (Ä°leride gerçek sayıları bulur veririm). Ülkemizde 220 sulak arazi ve göl vardı, ÅŸimdi bu sayı 20’ye düÅŸtü.

Her gün televizyonda kuruyan bir gölden arta kalan balıkçı teknelerinin, kayıkların çürüyen iskeletini görüyoruz. Çırpınan balıklar, oksijeni tükenen sular, artık canlı cenazeye dönmüÅŸ kuÅŸ cennetleri. Simsiyah akan dereler, kokudan yanına varılamayan nehirler, körfezler, lağım çukuruna dönmüÅŸ Marmara.

Bir damla suya hasret ekin tarlaları. Bir karış boya varmadan kuruyan mahsule dalgın gözlerle bakan çiftçiler.

Bir yanda sel.

Öte yanda yangın.

Seferberlik

Felaket tellalı deÄŸilim ama görünen köy kılavuz istemiyor. Dünyanın, yani sanayi peÅŸinde koÅŸanların, yani kalkınma, ilerleme, refah, zenginlik, konfor, haz ve hız arzusu ile dolanların, yani nefs-i emmareye kapılanların fosil yakıt tüketmekten vazgeçeceklerini sanmak, anlaÅŸmanın altına imza atsalar bile buna uyacaklarını kabul etmek safdillik olur.

Siz Hz. Nuh misali; “tufan koptu kopacak” deseniz, hadi gemiye binin diye teklif etseniz, onlar kibirlerinden ödün vermez. “Biz daÄŸlara çıkar kurtuluruz” derler.

Kuraklık kapıda.

2030-2050’ye dahi kalmayabilir.

Biz anasır-ı erbaayı yani havayı, suyu ve toprağı kurtarmak için, dördüncü unsur “insan” olarak hemen harekete geçip, Anadolu toprağını kuraklığa-sele-yangına karşı korumalıyız.

Bu hamle öyle elinin ucu ile tutmakla gerçekleÅŸemez. Kanunsa kanun, güçse güç kullanarak (tarımda reform demek artık bana hafif geliyor) bir savaÅŸ hâli gibi “seferberlik” ilan edilmelidir. Bu seferberlik hâline insanımız ikna edilmelidir. Arazilerin birleÅŸtirilmesi, kooperatifçilik, her neyse bilenler benden iyi bilir, hâl kanunu, soÄŸuk hava depoları, frigorifik arabalar konvoyu, maÄŸazalar zinciri veya zincir maÄŸazalarla yapılan anlaÅŸmalar, çiftçiye lazım ne varsa, bu teknik yapılanmayı ben bilemem ama bunca üniversite, uzman ilim adamı, teÅŸkilat var, elbette esaslı bir plan yapılmalıdır (Öyle patates-soÄŸan krizi sırasında alelacele kurulan gecekondu marketlerle olmaz bu iÅŸ).

Metropollerdeki nüfus boÅŸaltılmalı (Tarımdaki kârlı istihdamı görenler kendisi gelecektir) hatta kangren hâline gelen “göçmen” unsuru dahi bu yolda iÅŸgücü olarak iskân edilmelidir.

Ä°nsanlar bu iÅŸi “yaÄŸma Hasan’ın böreÄŸi” diye görmemeli, “bir hayat-memat meselesi” bellemelidir.

Bu iÅŸin takdimi, tanıtımı, propagandası hakkıyla yapılmalıdır. Ä°cab ediyorsa mevcut yatırımların stratejik olanları bir yana ödemeler ve inÅŸaatlar durdurulmalı, tüm enerji ve para bu yola sarfedilmelidir.

Yarım asırdır ülke insanının hasretle beklediÄŸi “tarlada bir lira markette on lira” kâbusu sona ermelidir. Bu tek husus dahi insana bir seçim kazandırır. Kesin olarak, sadece bu.

Mesele birkaç kontrol memurunun fahiÅŸ fiyat tahkikatı ile bitmez. Bu sahneleri çok gördük. Mesele topyekun bir “yeniden yapılanma” ile çözülür.

Ancak benim amacım bu “kısa vadeli kâr” deÄŸildir.

Amacım “Kalbin Sesi ile TopraÄŸa DönüÅŸ” ve “Kanaat Ekonomisi”nin hayata geçirilmesidir. Bu aynı zamanda dünyaya söyleyecek sözümüzdür.

Açıkçası yepyeni bir “hayat tarzı”.

(Devam edecek)

Kaynak: YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.