Sosyal Medya

İslam, devlet, düzen (2)

Hayrettin Karaman / Yeni Åžafak



Kur’an’da (Ä°slam’da) devlet, siyaset ve düzenle ilgili buyurucu ve dînî bir söylemin bulunmadığını, bu alanın beÅŸeri düÅŸünce ve düzenlemeye bırakıldığını iddia edenlere karşı en azından on kadar kelime ve kavramın bulunduÄŸunu ifade etmiÅŸtik ve bunları açıklamaya çalışıyorduk.

Bey’at

Kamu alanında ilahi iradenin hakimiyeti ile fert-kamu temsilcisi arasındaki iliÅŸkinin gereÄŸi olan kavramıdır. O halde ben, bendeki hilafet yükümlülük ve selahiyetini, kamu adına kullanmak üzere bir yerlere, birilerine vermeliyim, ÅŸartlı olarak vermeliyim ve o kiÅŸi, ÅŸartlara riayet ettiÄŸi müddetçe de ona itaat etmeliyim. Böylece birinci kavramla da baÄŸlantı kurmuÅŸ olduk. Ä°ÅŸte bu akdin adı bey’attır. Bu yüzden, bey’atı alelade bir seçimle eÅŸ tutmak pek doÄŸru deÄŸildir. Bey’atta, diÄŸer anahtar kavramlarla baÄŸlantılı, daha geniÅŸ, daha derin, daha aÅŸkın manalar vardır.

MeÅŸveret (ÅŸûrâ, danışma)

Bu kavrama gelince, kamu hayatı, toplum hayatı gerekli kıldığı için bir fert hilafet çerçevesinde sorumlu olacaktır. Ve bir ÅŸartla onu, kamu hayatında selahiyetli kılmamız gereken makamların başına getirdik. Bizim o makamlara karşı, o makamların bize karşı hak ve sorumlulukları vardır. Ä°ÅŸte bu da denetim ve ÅŸûra sorumluluklarıdır. MeÅŸveret, sadece Kur’an-ı Kerim’de buyrulduÄŸu için deÄŸil, arz etmeye çalıştığım siyaset teorisinin bütünlüÄŸünün iktizâsıdır. DiÄŸer kavramlarla yan yana getirdiÄŸimiz zaman, denetim mekanizması gündeme gelir.

Bunun Kur’an’daki karşılığı emr-i bi’l-maruf, nehy-i ani’l münkerde de bulunabilir. MeÅŸveret (ÅŸûrâ) meclisi tesis edildiÄŸi zaman, bu meclisin temelde iki vazifesinin olduÄŸunu görürüz:

Birincisi: Bunlar halk adına, yönetime danışmanlık yaparlar ve fertlerin denetimine açıktırlar. Çünkü bütün fertler onlara bu selahiyetlerini bir ÅŸartla devretmiÅŸlerdir. Bu ÅŸartların yerine getirilip getirilmediÄŸini kontrol etmek bütün fertlerin vazifesidir.

Ä°kincisi: Denetimin kaynağı da burasıdır, bu meclistir. Toplum geniÅŸleyip yapılanması ÅŸekillendikçe, danışma ve denetimde temsîlî sistem bir zaruret olarak meydana gelmiÅŸ olur.

Emr-i bi’l-maruf, nehy-i ani’l-münker çerçevesinde itaat için gerekli olan ÅŸartların otoriteye devredilmesi ya da hal’edilmesinin (görevden uzaklaÅŸtırılmasının) ne ÅŸekilde olacağı fıkhi açıdan nasıl açıklanmıştır?

En baÅŸta itaat kavramından hareketle, kendisine itaat edeceÄŸimiz Ülü’l-emr’in bir takım ÅŸartları taşıması gerektiÄŸini de çıkarmıştık. Biz bu insanı, bu ÅŸartları taşıdığı için, bu vazifeyi yerine getireceÄŸi umuduyla bir makama getiriyor ve denetliyoruz. Ya ÅŸartları kaybettiÄŸini ya da yetersiz kaldığını gördüÄŸümüzde, Allah’ın bizi yükümlü kıldığı vazifeyi yerine getiriyoruz. Fıkıh diliyle konuÅŸmak gerekirse, küfre, zulme, fıska, fücura sapan ya da yetersiz hale gelen bir selahiyet sahibini o makamdan uzaklaÅŸtırmak (azletmek, hal’etmek) ümmetin vazifesidir. Burada pek ihtilaf yoktur. Ä°htilaf ancak tatbikatında söz konusudur. Dengenin ve düzenin saÄŸlanması ve önceliklerin belirlenmesi tartışma konusudur.

Velâyet

Emredici, baÄŸlayıcı tasarruf ve temsil selâhiyeti demek olan velâyet ancak dini bir olanlar arasında caridir. Özel hukuk alanında din farkı velâyeti engellediÄŸi gibi kamu hukuku alanında da engeller.

Mülk

Hâkimiyet ve sahiplik manasında kullanılmıştır. Mutlak hâkim ve sahip Allah’tır. Kulların bu sıfat ve selâhiyetleri hilâfet ve vekâlet yoluyladır, iyretidir, ÅŸartlıdır ve sınırlıdır.

Hüküm

Bu kelimenin anlam ve içeriÄŸinde “hâkimiyet” kavramının özellikle yasama ve yargı unsurları vardır. Kanun vâzı’ı (hâkim) Allah’tır. Kulların yaptığı (ÅŸekillendirdiÄŸi) kanunlar, kaideler, hükümler ya O’nun açık ifadesinin kanun kalıbına konmuÅŸ ÅŸeklidir, yahut da -ilâhi ifadede kapalılık varsa veya aranan hüküm açıklanmamış olursa- ictihad yoluyla ilâhi hükmün keÅŸfedilmiÅŸ, ortaya çıkarılmış ÅŸeklidir.

Yargı da Allah’ın koyduÄŸu kanunlara ve irÅŸat buyurduÄŸu usûle dayanarak dâvayı hükme baÄŸlamak, hâkimin kanâat ve ictihadına göre O’nun hükmünü tesbit edip uygulamaktır.

Topluma yönelik (bireye bırakılmamış ama yapılması gereken) emirler ve yasaklar

Kur’an’da, savaÅŸ, barış, kamu düzeni, cezaların infazı, sosyal adaletin uygulanması gibi toplum ile ilgili pek çok açıklama, emir ve nehiy vardır. Allah Teâlâ bu emir ve nehiyleri kulların keyfine bırakmamış, icrasını istemiÅŸ, terk edilmesi halinde dinin de yaÅŸayamayacağını, ümmete ait yurdun korunamayacağını, dinin maksatlarının ihmal edilmiÅŸ olacağını beyan etmiÅŸtir. Ä°ÅŸte bu ictimâî, siyâsî, ekonomik, ahlâkî, uluslararası iliÅŸkiler… ile alakalı ilâhî talepleri yerine getirmek ancak devletle olacaktır. Ve bu devletin temel nitelikleri ilâhî beyanda vardır; bu beyana ve baÅŸta Peygamberimiz (s.a.) olmak üzere örnek neslin uygulamalarına “lafız, maksat ve ruh olarak” aykırı düÅŸen devlet ve düzen Ä°slâmî deÄŸildir.

Bu on temel kavram ve ilkeye emaneti, ehliyeti ve mükellefiyet gereÄŸi hürriyet (veya sorumluluÄŸun gereÄŸi olan dayalı selahiyet) ilkelerini ilave etmek de mümkündür, bunları yukarıdaki ilke-kavramlar içinde görmek de imkân dahilindedir.

Hilafet emanettir, emanet ehliyete riayeti gerektirir, insanlar emanete riayet, dünyaya geliÅŸ amaçlarını gerçekleÅŸtirmeye gayret ile yükümlü, bundan sorumludurlar. Sorumluluk ve yükümlülük ancak kiÅŸinin hak ve selahiyetleri olursa anlam kazanır ve yerine oturur. Bütün insanlar emaneti yüklenme ve hilâfeti îfa bakımından fırsat eÅŸitliÄŸi içinde yaratılmışlardır. Dinde zorlama yoktur; dileyen mümin, dileyen kâfir olur (hürriyet), hiçbir kimsenin diÄŸeri üzerinde peÅŸin üstünlüÄŸü yoktur (eÅŸitlik); üstünlük hür irade ve çaba ile elde edilecek fazilete (takvâ), üstün vasıflara baÄŸlıdır.

Emanet, ehliyet, hüküm ve mülk birlikte iÅŸletilince sosyal ve hukuki adâlete de ulaşılır.

Dinin, Müslüman hayatının bütününü kucakladığına inanmak zorunludur, bunu yaÅŸamak ise ÅŸartların elverdiÄŸi kadar olacaktır; Allah Teâlâ kullarını, güçleri yetmeyen bir taleple mükellef kılmamıştır. Åžartları oluÅŸturmak için ilim, akıl ve hikmet ışığında çalışmak da müminlerin birinci vazifesidir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.