Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Seçim rüyasından bölünmenin kıyısına Libya

Libya’da, 30 Ocak 2021'de BM nezdinde düzenlenen Libya Siyasi Diyalog Forumu çatısı altında, ülkeyi 24 Aralık 2021’de seçime götürmesi planlanan geçici hükümette yer almak için başvuruda bulunan adayların isimleri yayınlandı.



Yıllardır iç savaÅŸ ve istikrarsızlıkla mücadele eden Libya’da, 30 Ocak 2021'de BirleÅŸmiÅŸ Milletler (BM) nezdinde düzenlenen Libya Siyasi Diyalog Forumu çatısı altında, ülkeyi 24 Aralık 2021’de seçime götürmesi planlanan geçici hükümette yer almak için baÅŸvuruda bulunan adayların isimleri yayınlandı.

1 Åžubat’ta baÅŸlayan oylamalardan galip çıkan Muhammed Yunus el-Menfi üç kiÅŸilik BaÅŸkanlık Konseyi’nin lideri, Abdulhamid Dibeybe de ülkenin baÅŸbakanı seçildi ve ülkeyi seçime götürecek bir siyasi irade Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) oluÅŸturulmaya çalışıldı. Her ne kadar pek çok kesimce olumlu ve umut verici bir geliÅŸme ÅŸeklinde tanımlandıysa da aslında BM ve Batılı ülkeler sponsorluÄŸundaki bu sürecin, Libya adına yeni kaosları beraberinde getirebileceÄŸini daha önceki yazımda dile getirmiÅŸtim.

Zira BM tarafından Libya’nın resmi hükümeti addedilen ve desteklenen Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni (UMH) tanımayan ve Trablus’a uzun soluklu saldırılar düzenleyen, Rus paralı askerleri ve savaÅŸ suçluları ile dolu silahlı gücüyle Libya’da terör estiren, sivilleri katleden, Terhune’de bulunan toplu mezarların sorumlusu olan darbeci general Halife Hafter’in takım elbise giymiÅŸ hali diye tanımlanan Akile Salih de ilginç ÅŸekilde BM nezdindeki geçici hükümetin belirlenmesi için yaptığı baÅŸvurusuna olumlu yanıt almıştı.

BM öncülüÄŸünde 30 Ocak’ta gerçekleÅŸen foruma kadar, BM’nin desteklediÄŸi hükümeti siyasi ve askeri zora sokmayı temel prensibi haline getiren darbeci Hafter ve onun destekçisi Akile Salih’in kendi siyasi geleceklerini tehlikeye atacak bir giriÅŸimi kabullenmeleri de beklenemezdi. Bütün bu karanlık sicile raÄŸmen BM tarafından ülkenin geleceÄŸinde bir rolü olmalarını engelleyecek herhangi bir somut adımın atılmaması, Hafter’e baÄŸlı milislerin savaÅŸ suçlarının ve sivil katliamlarının araÅŸtırılmaması da Hafter-Salih ikilisinin bugünkü özgüvenini açıklar nitelikte.

Nitekim, Libya’da ÅŸubattan beri yaÅŸananlar da bize bunu gösterdi. Geçen altı aylık süre itibarıyla Hafter’in askeri yapılanmasını (Rusya ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri-BAE sponsorluÄŸunda) tahkim ettiÄŸi, ülkenin BM öncülüÄŸünde düzenlenen toplantılar sonucu seçilen baÅŸbakanı Dibeybe’nin kendi bölgesindeki Benina Havalimanına inmesine engel olduÄŸu ve Akile Salih’in ülkeyi seçime götürmesi planlanan hükümetin bütçesini defaatle onaylamadığı bir kaotik sürece girilmiÅŸ bulunuyor.

Akile Salih ve Hafter daha da ileri giderek, BaÅŸbakan Dibeybe’yi ülkenin doÄŸu kesiminde yeni bir paralel hükümet kurmakla dahi tehdit ettiler. Dahası, darbeci Hafter herhangi bir meÅŸruiyeti olmamasına raÄŸmen, BM nezdindeki süreci açıkça ihlal ederek, kendisine baÄŸlı milis gruplarında sözde askeri atamalar yapmaya devam ediyor. Normal ÅŸartlarda ülkedeki bütün askeri yapılanmaları tek çatı altında toplaması ve bütçesini onaylatarak ülkede adil seçimleri gerçekleÅŸtirmesi gereken UBH ise bu dönemde -BM’nin de ÅŸaibeli adımlarıyla- tam anlamıyla pasifize edilmeye çalışıldı.

Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun son görüÅŸmelerinde ortaya çıkan bazı hususlar ise Hafter’i, Akile Salih’i ve onların destekçilerini daha da hırçınlaÅŸtırmış durumda. Zira forumda konuÅŸulan temel meselelerden biri, Hafter gibi çifte vatandaÅŸ olan ve askerlikle bağını koparmamış ÅŸahısların 24 Aralık seçimlerine girememesiydi. Bu konuda bir istisnaya gidilmemesine yönelik tavır karşısında artık yeni planlar da devreye girmiÅŸ durumda. Hafter’in geçtiÄŸimiz günlerde kendi ordusunun hiçbir meÅŸru otoriteye tabi olmadığını açıklaması, Akile Salih öncülüÄŸünde paralel hükümet tehditleri ve ülkenin doÄŸusundaki yerel figürlerle organize edilen toplantılar tüm bu tahminleri kuvvetlendiriyor.

Libya’yı bekleyen bölünme planı

Darbeci General Hafter ve Akile Salih’in bu adımlarının arkasında ne yazık ki BM Güvenlik Konseyi (BMGK) ve NATO üyesi ülkeler var. BilindiÄŸi üzere, UBH’nin kurulmasına ve ülkeyi seçime götürmesi hususunda mutabık kalınmasına raÄŸmen, Rusya ve BAE öncülüÄŸündeki Hafter destekçisi gölge koalisyon, Fransa’nın da örtülü iÅŸtirakiyle Hafter’i hâlâ askeri olarak tahkim ediyor. Åžam’dan havalanıp Hafter’in kontrolündeki Benina Havalimanına inen ve Suriye rejimi askerlerini ve eski DEAÅž militanlarını taşıyan uçuÅŸlarla Hafter yanlısı militanlar Libya’ya sevk edilmeye devam ediyor.

Rusya’nın geçtiÄŸimiz haziran ayında Hafter kontrolündeki Bingazi ÅŸehrinde konsolosluk açması, bu gölge koalisyonun, Akile Salih kullanılarak dillendirilen paralel hükümet giriÅŸimine yönelik bir hazırlık içinde olduÄŸu ihtimalini güçlendiriyor.

Daha acısı ise Suriye üzerinden Akdeniz’de nüfuzunu artıran Rusya’nın, Putin’in en sadık adamlarından Yevgeny Prigozhin’e baÄŸlı Wagner paralı askerleri eliyle Libya’da yeni üsler kurmasına ve Akdeniz’de NATO’ya karşı daha büyük bir tehdit haline dönüÅŸmesine NATO üyesi Fransa’nın çanak tutması. Ne hazin ki, 23 Haziran’da Almanya’da düzenlenen Ä°kinci Berlin Konferansı’nda, ülkedeki paralı askerlerin çekilmesi için yayınlanan bildiriye imza atan ülkelerin arasında Rusya ve BAE de vardı. Ayrıca bu konferansta ülkedeki kaosun baÅŸ müsebbibi olan Salih ve Hafter’e yönelik herhangi bir somut adım da atılmadı.

Katılımcılar arasında olan ve BM destekli hükümeti savaÅŸ suçlularına karşı ayakta tutan Türkiye’nin ÅŸerh koyduÄŸu bu bildiride, Türkiye'nin Libya’ya meÅŸru anlaÅŸmalarla gelen resmi güçler ve Hafter’i destekleyerek Libya’yı terörize eden paralı askerler arasında ayrım yapılması gerektiÄŸinin altını çizmesine raÄŸmen bu ülkelerin, üstünde birleÅŸtikleri bütün planlarını bozan Türk askerinin ülkedeki resmi varlığının sonlandırmasını istemeleri ise bir diÄŸer skandal olarak tarihe geçti.

Fransa’nın Hafter’e yüzbinlerce dolar deÄŸerinde özel silah temin etmesi, Rusya ve BAE’nin Paris’le koordinasyon halinde ülkeye savaÅŸ suçluları göndererek Hafter’i BM tarafından desteklenen hükümete karşı desteklemesi gibi adımlar, bu ülkelerin Libya’yı siyasi ve insani olarak sokmak istedikleri durumu gösteriyor. Yemen’de vuku bulan olaylar ve BAE’nin bu ülkeyi bölme stratejileri BM’nin bütün bu olanlara karşı kayıtsızlığı ve Rusya’nın Akdeniz’deki etki alanını geniÅŸletme stratejileriyle birlikte düÅŸünüldüÄŸünde, Libya’yı seçimlerden ziyade bir bölünme planının beklediÄŸini söylemek yanlış olmayacak.

Orta DoÄŸu’daki siyasi ve askeri krizlerin baÅŸ müsebbibi olan BAE’nin; önce Kırım’ı ve Suriye’yi, ÅŸimdi de Libya’yı jeopolitik etki alanına katmaya çalışan Rusya’nın, sözde sekülerizm retoriÄŸi üzerinden bir savaÅŸ suçlusu olan Hafter’e politik ve askeri destek saÄŸlayan Fransa’nın, Libya’daki karanlık sicillerinin konuÅŸulmadığı ve bu olanlara karşı BM’nin adım atmadığı bir ortamda, hedeflerine Türkiye’yi koyan bu gölge koalisyonun durdurulması hayati öneme haiz. Aksi halde son dönemde Hafter’in kendine baÄŸlı askeri oluÅŸumlar üzerinden tesis etmeye çalıştığı alan, Akile Salih’in yeni hükümet tehditleri ve uluslararası toplum nezdinde resmi olarak tanınan UBH’nin içinde bulunduÄŸu çıkmaz, Libya’da özgür ve adil bir seçim hayalini imkansız kılıyor.

DoÄŸu’da Bingazi merkezli bir hükümet kurmak, Akile Salih ve darbeci Hafter kontrolünde meÅŸruiyetten uzak bir yapılanmaya gitmek isteyen bu ülkeler de elbette askeri ve siyasi olarak BM nezdinde tanınan UBH’nin bu ortamda adil ve güvenli bir seçim düzenleyemeyeceÄŸinin farkındalar.

Hafter kontrolünde bulunan ve ülkenin en önemli petrol sahalarını, stratejik geçiÅŸ güzergahlarını içerisinde bulunduran bu bölgelerdeki nüfuzlarını koruma arzusu, Fransa, Rusya ve BAE gibi ülkeler için belli ki demokrasiye baskın gelmiÅŸ durumda. BM ise olan biteni sessizlik içinde seyretmekle yetiniyor.

Kaddafi’nin BM çaÄŸrısına uyarak ateÅŸkes ilan etmesine raÄŸmen NATO’nun Libya’ya acil askeri müdahalesinin hemen ertesi günü başını çeken, 2007’deki seçim kampanyası için Kaddafi’den milyonlarca avroluk destek alıp sonra da sonunu hazırlayan Sarkozy Fransası ile, sekülerizm kisvesi ve DEAÅž’a karşı mücadele adı altında Libya’nın meÅŸru hükümetine karşı Hafter’i destekleyen Macron Fransası arasında bu baÄŸlamda bir fark bulunmuyor.

NATO üyesi Fransa’nın Rusya ile örtülü mutabakatı ve Orta DoÄŸu istikrarsızlığının en temel aktörü olan BAE’nin finansörlüÄŸü karşısında somut adımlar atmaktan uzak kalan BM, yıllardır savaÅŸla boÄŸuÅŸan Libya’yı seçimlere götürmekten ziyade, bölünmenin eÅŸiÄŸine getirmiÅŸ vaziyette.

BM nezdindeki geçiÅŸ sürecini kendisini askeri olarak tahkim etmek ve siyasi planlarını hazırlamak için bir fırsat olarak kullanan Hafter’in, Libya Siyasi Diyalog Forumu çatısından çıkan kararlar gereÄŸince ülkenin geleceÄŸinde var olamayacağını görmüÅŸ olması iki muhtemel senaryoyu öne çıkarıyor: Ya bugüne kadar savaÅŸ suçlularına, delinen ambargolara, Hafter’e ve destekçilerine karşı ses çıkarmayan BM (mesela, DoÄŸu’da Hafter milislerinin silahlarının gölgesinde gerçekleÅŸebilecek ÅŸaibeli bir seçim gibi), Hafter’in de siyasi sürece dahil olacağı alternatif bir zemin hazırlayacak ya da ülkenin DoÄŸu ve Batı ÅŸeklinde en az ikiye bölünmesi karşısındaki pasif tutumunu devam ettirecek.

UBH’nin mevcut DışiÅŸleri Bakanı Necla Muhammed el-MenguÅŸ’un dahi zamanında Hafter’i bir kahraman ilan ettiÄŸi siyasi atmosferde, Dibeybe öncülüÄŸündeki kabinenin ülkede adil bir seçim ortamı saÄŸlaması ihtimali ne yazık ki artık oldukça düÅŸük. Uluslararası toplum, Batı ve BM, ne yazık ki Rusya’nın Akdeniz’i çevreleme stratejilerine, BAE öncülüÄŸündeki kaos finansörlüÄŸüne karşı sessiz kalıyor; demokrasiyi, savaÅŸ suçlularının iktidarının kendi çıkarlarıyla örtüÅŸtüÄŸü noktaya kurban etmekte bir beis görmüyor.

Terhune’de bulunan toplu mezarlara, uluslararası toplumca tanınan hükümete karşı giriÅŸilen savaÅŸa, sivil katliamlarına, Trablus’taki silahsız askeri lise öÄŸrencilerinin BAE tarafından temin edilen dronelarla öldürülmesine ve nice savaÅŸ suçu iÅŸleyen Hafter’e karşı korunan sessizlik, tarihe kara bir leke olarak geçecek.

Müellif: Ufuk Necat TaÅŸçı / Kaynak: Anadolu Ajansı-Analiz

[Yüksek lisans derecesini Ä°ngiltere’nin Bournemouth Üniversitesi’nden alan, Ä°stanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası Ä°liÅŸkiler Bölümü’nde doktora tez çalışmalarına devam eden Ufuk Necat TaÅŸçı, TRT World’de görev almakta ve araÅŸtırmalarını Libya ve Vekalet SavaÅŸları özelinde sürdürmektedir.]

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.