Sosyal Medya

Taha Kılınç: İmam Şafii ve bir türbeden daha fazlası

Mısır’dan Şiîliğin izlerinin tamamen silinmesi hamlesi ise, Kahire’de inşa edilen küçük bir türbeyle başlamıştır. Bu türbe, bugün İslâm dünyasında milyonlarca Müslümanın kendisine nispet edilen mezhebe tabi olduğu Ebû Abdullah Muhammed bin İdrîs eş-Şâfiî’ye (v. 820) -veya daha meşhur ve kısa adıyla: İmam Şâfiî- aittir.



Salahaddîn Eyyûbî, 1187’de Kudüs’ü Haçlılardan geri almadan önce, OrtadoÄŸu coÄŸrafyasında yaÅŸayan Müslümanlar arasındaki çatışmaları yok ederek safları birleÅŸtirmiÅŸti. Onun Kahire merkezli Åžiî Fâtımî devletini 1171’de yıkıp Mısır’ı SünnîliÄŸin en canlı merkezlerinden biri haline getirmesi, bu gayretlerinin en önemli halkasını teÅŸkil eder. Mısır’dan ÅžiîliÄŸin izlerinin tamamen silinmesi hamlesi ise, Kahire’de inÅŸa edilen küçük bir türbeyle baÅŸlamıştır. Bu türbe, bugün Ä°slâm dünyasında milyonlarca Müslümanın kendisine nispet edilen mezhebe tabi olduÄŸu Ebû Abdullah Muhammed bin Ä°drîs eÅŸ-Åžâfiî’ye (v. 820) -veya daha meÅŸhur ve kısa adıyla: Ä°mam Åžâfiî- aittir.
 
Tarih kaynaklarının iÅŸaret ettiÄŸine göre, Karâfetu’s-SuÄŸrâ Kabristanı’nda bulunan Ä°mam Åžâfiî türbesi ve hemen yanı başına kondurulan ÅŸirin medrese, Fâtımîlerin yıkılmasının ardından Salahaddîn’in emriyle Kahire’de yükselen ilk kamusal binalardır. Salahaddîn’in inÅŸa ettirdiÄŸi türbenin ilk versiyonu günümüze ulaÅŸmasa da, kendisinin isteÄŸiyle Ubeyd en-Neccâr ibn Maâlî adlı usta tarafından 1178-79’da yapılan olaÄŸanüstü güzellikteki ahÅŸap sanduka, bugün de Ä°mam Åžâfiî’nin kabrinin üzerinde gözleri kamaÅŸtırmaya devam ediyor.
 
Ä°mam Åžâfiî türbesi, mevcut görünümüne Salahaddîn’in küçük kardeÅŸi Melik Âdil’in oÄŸlu Melik Kâmil döneminde kavuÅŸtu. Kâmil, Ä°mam Åžâfiî’ye duyduÄŸu derin saygının yanı sıra, türbeyi bir tür “aile kabristanı” olarak düÅŸünmüÅŸtü. Nitekim kendisinin ve annesinin kabirleri de, Ä°mam Åžâfiî’nin birkaç adım ötesinde yer alıyor. Memlûk ve Osmanlı dönemlerindeki mimarî rötuÅŸlarla bugünlere ulaÅŸan türbe, tüm bu dokunuÅŸlardan izler taşıyor. Ä°mam Åžâfiî’nin kabrinin üzerini örten kubbe, türünün Mısır’daki en büyük örneklerinden biri ve tepesinde de alem olarak bir sandal maketi var. Bu ilginç mimarî ve kültürel tercihin açıklaması ise ÅŸu cümlede gizli: “… çünkü bu kubbenin altında bir ilim denizi yatıyor.” Eski dönemlerde, türbenin vakfiyesi çerçevesinde, sandal maketinin içinin kuÅŸlar için sürekli yemle dolu tutulduÄŸu biliniyor.
 
Eyyûbîlerin Mısır’da SünnîliÄŸin kökleÅŸmesi sürecinde bir sembole dönüÅŸtürdüÄŸü Ä°mam Åžâfiî’nin kabri, 11’inci yüzyılda Büyük Selçukluların kudretli veziri Nizâmülmülk tarafından BaÄŸdat’a taşınmak istenmiÅŸ. Bu talebini resmî bir mektupla Fâtımî vezirlerinden Bedru’l-Cemâlî’ye ileten Nizâmülmülk, müspet bir cevap da almış. Ancak Kahire halkı bu duruma öylesine büyük bir reaksiyon göstermiÅŸ ki, Fâtımîler kabrin taşınmasına cesaret edememiÅŸler. Ä°mam Åžâfiî’nin, ömrünün sadece son dört yılını geçirdiÄŸi Mısır’da böylesine sevilmesi ve benimsenmesi de ayrıca dikkat çekicidir.
 
Daha dikkat çekici olan ise, Ä°mam Åžâfiî türbesinin sponsoru Melik Kâmil’in, Ä°slâm siyasî tarihine bambaÅŸka bir baÄŸlamda ve büyük eleÅŸtiriler eÅŸliÄŸinde geçmiÅŸ olmasıdır: 
 
Türbenin iç görünümü
 
Babası Melik Âdil’in 1218’deki ölümüyle Mısır’ın hâkimi olan Kâmil, tıpkı babası gibi Haçlılarla çatışmaya girmekten kaçınmak prensibini benimsemiÅŸti. Kendisinin bu yoldaki bütün çabalarına raÄŸmen, BeÅŸinci Haçlı Seferi’ni düzenleyen Hristiyanlar, Eyyûbîlerin kontrolündeki topraklara saldırarak Melik Kâmil’i savaşın içine çektiler. Haçlıların elinden, Åžam emiri olan kardeÅŸi Muazzam’ın yardımıyla kurtulabilen Kâmil, sonrasında Muazzam’la kavgaya tutuÅŸtu. 1227’de Muazzam’ın ölümüne kadar süren bu iç gerilimden yorulan Kâmil, siyasî kariyerinin en riskli kararını vererek, Haçlılarla barış için müzakerelere baÅŸladı; muhatabı da Kutsal Roma Ä°mparatoru II. Frederik’ti. Ä°slâm kültürüne sempati besleyen ve bu yüzden Papalık tarafından dışlanan Frederik, 1229’un ÅŸubatında Kâmil’le imzaladığı anlaÅŸmanın ardından Kudüs’ü ele geçirdi, 18 Mart günü “Kudüs kralı” olarak taç giydi. Salahaddîn’in öz yeÄŸeninin Kudüs’ü yeniden Haçlılara teslim etmesi Ä°slâm dünyasında ÅŸok etkisi yaratırken, Frederik’in krallık töreni de Papalık tarafından protesto edilmiÅŸti. Öyle ki, sadece birkaç kiÅŸinin hazır bulunduÄŸu merasimde, tacını başına bizzat kendisi oturtmak zorunda kalmıştı.
 
Sonraki yıllar boyunca Haçlı egemenliÄŸinde kalan Kudüs, bu utançtan yine Eyyûbîler eliyle temizlendi. Kâmil’in Sudanlı bir cariyeden doÄŸan büyük oÄŸlu Melik Sâlih Eyyûb, 1244’te Kudüs’ü tekrar Ä°slâm hâkimiyetine kazandırdı.
 
Ä°mam Åžâfiî’nin Mısır ve Ä°slâm tarihi için böylesine derin anlamlar taşıyan ve dönüm noktası teÅŸkil eden türbesi, yaklaşık beÅŸ yıllık yoÄŸun bir restorasyon sürecinin ardından, geçtiÄŸimiz hafta yeniden ziyarete açıldı. Ben de “bir türbeden çok daha fazlası” olan mekânın çaÄŸrıştırdığı anlamlardan derlediÄŸim küçük bir demeti, “cumartesi yazısı” tadında böylece takdim etmek istedim.
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.