Sosyal Medya

Önemli Şahsiyetler

Napolyon'a Mısır'ı zindan eden Türk komutanı: Cezzâr Ahmed Paşa

Ahmed Paşa'nın zaferi Osmanlı ordusunda muazzam bir kibir ve rehavet yaratmıştı. Nitekim Napolyon ve ordusunu Mısır'da kıskıvrak esir almak içten bile değilken Napolyon büyük Osmanlı ordusunu 1799 tarihinde tamamen yok etti



Fransa'da meydana gelen devrimden sonra Avrupa devletleri yeni hükümeti tanımamış ve tüm diyaloÄŸu kesmiÅŸti. 
 
Osmanlı ise eski müttefiki olan Fransa ile iliÅŸkilerini sürdürmek ve yeni yönetimle dost kalmak istiyordu. Bu sebeple devrim hükümetini dünyada tanıyan ilk devletler arasındaki yerini aldı. 
 
Aynı dönemde Osmanlı'da da bazı önemli hadiseler yaÅŸanıyordu. Üçüncü Selim tahta çıktığında Osmanlı modernizasyonuna hız vermiÅŸ ve baÅŸta ordu olmak üzere kurumlarını Batılı bir ÅŸekilde yenilemeye baÅŸlamıştı.
 
Üçüncü Selim
 
Bu süreçte Osmanlı'ya mühendis ve teçhizat anlamında en büyük yardımı Fransız Devleti yapıyordu. 
 
Heyecanlı bir subay olan Napolyon Bonapart, bu iliÅŸkiyi dikkatle gözlemliyor ve neredeyse Türk muhibbi denecek düzeyde Osmanlı tarafgirliÄŸi ile ordu içerisinde öne çıkıyordu.
 
Napolyon, Türk tarafgirliÄŸini sözlü olarak bırakmamış yazdığı raporlarla da bu ittifakın resmen güçlendirilmesini talep etmiÅŸti, ta ki Ä°talya ordularına baÅŸkomutan olarak atanana kadar. 
 
Bir ordu komutanı olarak Napolyon tarihte eÅŸine az rastlanır bir hırsla tüm dünyayı fethetmeyi aklına koymuÅŸtu.
 
Bunun için öncelikli hedefi hem kolay bir zafer olacaktı hem de en büyük düÅŸmanları Ä°ngilizlere ağır bir darbe indirecekti. Genç ve ihtiraslı komutan Napolyon gözlerini Osmanlı topraklarına dikmiÅŸti. 
 
Napolyon: Allah'a Memlukler'den daha fazla inandığımı söyleyin
 
Kısa süre içerisinde Napolyon'un büyük bir donanma kurduÄŸu istihbaratı Osmanlı sarayına ulaÅŸtı; ancak Paris'teki elçimizden ve Ä°stanbul'daki Fransız sefirinden öÄŸrenilebilen malumata göre bu hücum Ä°ngilizlere yönelik olacaktı. 
 
Oysa Napolyon büyük donanmasıyla Ä°skenderiye önlerinde göründüÄŸünde Osmanlı'nın böyle bir seferden haberi dahi yoktu. 
 
Öyle ki Mısır iÅŸgal edildiÄŸinde dahi elçimizin hâlâ bu durumdan habersiz olması üzerine Üçüncü Selim tarihte eÅŸine az rastlanır bir hareketle resmi evraka Paris Elçimiz Seyyid Ali Efendi için 'eÅŸek herif' yazar. 
 
Elbette tek 'eÅŸek herif' Seyyid Ali Efendi deÄŸildir; çünkü tutuklanarak apar topar sorguya getirilen Fransız Maslahatgüzarı Ruffin de Napolyon'un bu harekâtından haberdar deÄŸildir.
 
Türk yetkililerin sorgusunda "Bu donanmanın hedefi neresidir" diye sorulduÄŸunda Ruffin, ÅŸöyle cevap verecekti; 
 
Ben 'Devlet-i Aliye'ye' yalan söyleyemem. Otuz kırk yıldan beri Osmanlı topraklarında oturuyorum. PadiÅŸah nezdinde hayırlı halim denenerek 'malum' olmuÅŸtur. Tamamen hakkında hiçbir ÅŸey bilmediÄŸim bir 'madde' konusunda nasıl bilgi vereyim? Ama Reis Efendi'nin duyduÄŸu 'müthiÅŸ' haberi ben de duydum.
 
Bundan dolayı ben de üzüntü içindeyim. Daha önce Ä°stanbul'da bulunup Obr De Bayye'nin elçiliÄŸi sırasında Paris'e dönen Vantor adlı tercüman, Marsilya'ya gelip Tulon'da görevli olduÄŸunu bana yazdı. Tarafıma gelen yazıda görev yerinin 'mechul' olduÄŸunu ve görev yerinin neresi olduÄŸunu benim bileceÄŸimi zannediyor. Onun görevli olarak Tulon'a gelmesi beni bir kat daha endiÅŸeye sevk etti.
 
(Tarih-i Cevdet)
 
Napolyon Bonapart
 
Atı alan Marsilya'yı çoktan geçmiÅŸti. Napolyon, Ä°skenderiye önlerinde 38 bin asker 171 ağır top ile arz-ı endam ettiÄŸinde Osmanlı hiçbir direniÅŸ gösteremedi.
 
Üstelik iÅŸgalden hemen sonra da yalnızca askeri nota vererek durumu kınadı. 
 
Napolyon karaya ayak bastığında amacının Mısır'ı iÅŸgal etmek deÄŸil, halkı özgürlüÄŸüne kavuÅŸturmak olduÄŸunu ilan etti.
 
Buna göre Memlüklerin/kölemenlerin zalim yönetiminden Mısır halkını kurtaracak ve Osmanlı Sultanının iktidarını yeniden tesis edecekti.
 
Bu amaç doÄŸrultusunda halkın manevi duygularını da kullanan Napolyon, tarihe Mısır Bildirisi olarak geçen mektubunda ÅŸunları söyleyecekti; 
 
Ey Mısırlılar!
 
Size, benim buraya dininizi yıkmak için geldiÄŸim söylenecektir. Bu açık bir yalandır, inanmayınız. Zalimlere, benim buraya gasp edilmiÅŸ haklarınızı iade için geldiÄŸimi, Allah'a Memlukler'den daha fazla inandığımı ve Hazreti Muhammed ile hayranlığımı celbeden Kur'an-ı Kerim'e hürmetkar olduÄŸumu söyleyiniz.
 
Nerede verimli arazi, kıymetli elbiseler, güzel esirler ve mükemmel evler varsa, hepsi Memlukler'e ait. EÄŸer Mısır onların çiftliÄŸi ise Allah'ın bunu onlara verdiÄŸine dair tapu senetlerini göstersinler.
 
Allah adildir ve merhametlidir.
 
Ä°dareye bundan böyle herkes ortak olacak ve mutlu bir ÅŸekilde yaÅŸanacaktır. Ey ÅŸeyhler, imamlar ve diÄŸer önde gelenler!
 
Fransızlar'ın da hakiki birer Müslüman olduklarını ve Osmanlılar'ın ÅŸevketli padiÅŸahı ile her zaman dost bulunduklarını halkınıza anlatınız.
 
Maksadımız, padiÅŸaha asi olan Memlukler'i ezmektir. Bize hemen destek verecek olanlar müsterih bulunsunlar fakat Memlukler'e katılmaya kalkanların vay haline! Onlar için selamet yoktur ve dünyadan izleri silinecektir.
 
 
Napolyon Mısır'a sıkışıyor
 
Muzaffer bir komutan olarak Mısır'da fetihten fethe koşan Napolyon'a ilk darbeyi İngilizler vuracaktı.
 
Napolyon'un Ebukır limanında demirli donanması Ä°ngilizler tarafından yakılmış ve Fransız ordusunun ülkesi ile olan tüm iliÅŸkisi kesilmiÅŸti. Napolyon, Mısır'ı elinde tutuyordu; ama aynı zamanda Mısır'da da esir kalmıştı.
 
Bunun üzerine rotasını doÄŸuya çeviren Napolyon, Hindistan'a kadar uzanan bölgedeki tüm Osmanlı topraklarını iÅŸgal etmek için harekete geçti. 
 
24 Åžubat 1799 tarihinde harekete geçen Napolyon Gazze ve Yafa gibi stratejik noktaları ele geçirdi.
 
Napolyon, hepi topu 30 bin kiÅŸilik orduyla Osmanlı'nın bugünkü OrtadoÄŸu coÄŸrafyasındaki topraklarının önemli kısmını tek tek ele geçiriyordu.
 
Modern teçhizatlar ile donatılan ve Ä°ngiliz destekli Osmanlı askerleri Napolyon karşısında bir türlü varlık gösteremiyordu. 
 
Napolyon, Çöl Kaplanı Cezzâr Ahmed PaÅŸa karşısında
 
Napolyon zaferden zafere koÅŸuyor, OrtadoÄŸu'nun adeta yeni kralı olarak hüküm sürüyordu. Üniversite açıyor, matbaa kuruyor ve ticareti canlandırmaya çalışıyordu. 
 
Napolyon'un en büyük hatası Akka Kalesi'ni gözüne kestirmesi oldu. 
 
Osmanlı, Napolyon karşısında üst üste alınan maÄŸlubiyetlerden sonra büyük ümitsizliÄŸe kapılmış, adeta Napolyon'un Mısır'daki devletçiÄŸini kabullenme noktasına gelmiÅŸti.
 
Cezzâr Ahmed PaÅŸa'nın ilerlemiÅŸ yaşı sebebiyle Akka'yı koruyamayacağını düÅŸünen Napolyon, Ebu Utbe civarında otağını kurarak kaleyi iÅŸgal etmek için hazırlıklarını tamamladı.
 
Akka Kalesi kuşatması
 
Kalenin 24 saat içerisinde alınıp diÄŸer fetihlere baÅŸlanmasını isteyen Napolyan 19 Mart 1799 tarihinde ordularına hücum emrini verdi.
 
Kale toplarla dövüldü ve surlarda açılan gediklerden ilk hücum yapıldı; ama sonuç Fransız ordusu için büyük bir hayal kırıklığı oldu. 
 
Osmanlı askerleri çoÄŸunlukla ilk hücumda kumdan kale gibi dağılır ve Fransız askerleri adeta "Türk katliamı" yapardı. 
 
Oysa ilk hücumda Cezzâr Ahmed PaÅŸa komutasındaki hiçbir asker geri adım atmamış ve hücum eden birliÄŸi tamamen yok etmiÅŸti.
 
Surlardaki gedikler hemen kapatılmış, hatta tamir sırasında Ahmed PaÅŸa komutasındaki askerler kaleden çıkarak hüruçta bulunmuÅŸ ve Fransız ordusunun savaÅŸ düzenini bozmuÅŸtu. 
 
Napolyon ilk saldırının ertesi günü yeniden askerlerini hücuma göndermiÅŸ ancak yine netice alamamıştı.
 
Bunun üzerine surlarda daha büyük gedikler açarak kalenin dar gediklerinden ziyade bir meydan muharebesi ÅŸekline dönecek bir saldırı planladı. 
 
Kale toplarla uzun süre dövüldükten sonra Fransız ordusu büyük bir kalabalıkla saldırdı. Fransız askerleri kaleye girdiklerinde yaÅŸadıkları en büyük ÅŸaÅŸkınlık ihtiyar Cezzâr Ahmed PaÅŸa'nın ordusunun başında Fransız askerlerini karşılaması oldu. 
 
Barut dumanları dağıldığında Napolyon daha büyük bir ÅŸaÅŸkınlık yaÅŸadı; çünkü saldırıya yolladığı birliklerin önemli bir kısmı yok edilmiÅŸ ve kalanlar Cezzâr Ahmed PaÅŸa'nın eline esir düÅŸmüÅŸtü.
 
Tarihin en hırslı komutanlarından birisi olan Napolyon, kolay kolay pes edecek bir general deÄŸildi; fakat kalenin büyük burcunu dahi yıkmasına raÄŸmen kaleyi bir türlü zapt edemedi.
 
Geri çekilme kararı alan Napolyon, yüzlerce askerini esir vermiÅŸti ve onları Ahmed PaÅŸa'ya bırakamazdı. 
 
O yüzden Ahmet PaÅŸa'ya bir mektup yazarak esirlerin takas edilmesini teklif etti. PaÅŸa ise bu mektuba;
 
Bizim ona cevab-ı kat' sevabımız yaÄŸlu kurÅŸun ile keskin kılıçtır, böylece tahrir ve fellah-ı mesfuru iade edin.
 
Cezzar PaÅŸa'nın müdafası Ä°stanbul'a mücadeleye katılan Türk askerlerinin yazdığı ÅŸiirlerle ÅŸöyle aktarılacaktı;
 
Dinle pâdiÅŸâhım Akka'nın çengin
Seyret hilesini kahbe Frengin
Birden ateÅŸ edip top ve tüfengin
Burçu barusını döÄŸer hünkârım
 
Güllenin darbından burçlar söküldü
Yıkılıp kalanın beli büküldü
Deryaya sel gibi kanlar döküldü
Bahr ile bir oldu yerler hünkârım
 
Altmış iki günde yetmiÅŸ bin kâfir
Kırkdört yürüyüÅŸle ceng etti vâfir
Ali tabyasından içeru âhir
Girüp verdi zarar hayli hünkârım
 
Tâbi olup cümle urban ÅŸeyhleri
ÖÄŸrettiler Bonapart'a her yeri
YetiÅŸsin imdada Ä°slâm askeri
Yoksa Akka elden gider hünkârım
 
Napolyon ise Kahire'ye döndüÄŸünde arkasında sayısız ölü asker ve esir bırakmıştı. Yine de muzaffer komutan mektuplarında Ahmet PaÅŸa'nın sarayını başına yıktığı ve arkasında taÅŸ üstünde taÅŸ bırakmadığını iddia ediyordu. 
 
Osmanlı ordusu yine mağlup oluyor
 
Ahmed PaÅŸa'nın zaferi Anadolu ve Rumeli'de bayram havası oluÅŸturmuÅŸtu. Ä°nsanlar akın akın ve gönüllü olarak askere yazılıp Mısır'a gitmek istiyordu.
 
Köse Mustafa PaÅŸa komutasında büyük bir ordu meydana getirilerek Mısır'a gönderildi. 
 
Ä°ngilizler, Osmanlıları uyararak Napolyon'u küçümsememeleri ve birlikte hücum etmeleri konusunda uyardı; ancak Osmanlı bu teklifi reddetti.
 
Ahmed PaÅŸa'nın zaferi Osmanlı ordusunda muazzam bir kibir ve rehavet yaratmıştı. Nitekim Napolyon ve ordusunu Mısır'da kıskıvrak esir almak içten bile deÄŸilken Napolyon büyük Osmanlı ordusunu 1799 tarihinde tamamen yok etti. 
 
Bu zafer sonrası Napolyon hem itibarını hem de canını kurtarmıştı. Mısır'dan Fransız ordusunun güvenli tahliyesi için zemin oluÅŸmuÅŸ ve Osmanlı ordusu dünyada büyük itibar kaybetmiÅŸti. 
 
Dünya tarihini böylesine derinden etkileyen genç ve ihtiraslı komutan Napolyon, on binlerce Türk kanının akmasına ve Mısır'da Türk hâkimiyetinin fiilen ortadan kalkmasına neden oldu. Onun sebep olduÄŸu kıyımları Cevdet PaÅŸa ÅŸöyle anlatacaktı; 
 
Fransızlar ise nice senelerden beri birbirini kırıp bu kadar kanlar dökerek Cumhuriyeti tesis ettikleri esnada Napolyon Bonaparte zuhur ve cumhuriyeti imparatorluÄŸa tahvil ettikten baÅŸka cihangirlik yolunda bunca kanlar döktükten sonra Elbe Adası'nda menfiye ikamete mecbur olarak Fransa eski kraliyet haline avdet etmiÅŸ ve dökülen kanlar ve çekilen mihnet ve meÅŸakkatler hep heba olup gitmiÅŸtir.
 
 
Müellif: Mehmet Mazlum Çelik / Kaynak: The Independent Türkçe
 
*Daha ayrıntılı bir okuma için Cevdet PaÅŸa'nın 'Tarih-i Cevdet' eserini, Uzunçarşılı'nın 'Bonapart'in Cezzar Ahmed PaÅŸa'ya mektubu ve Akkâ muhasarasına dair bir deyiÅŸ' makalesini ve Cenabettin TekindaÄŸ'ın 'Yeni kaynak ve Vesîkaların Işığı Altında Bonaparte'ın Akka Muhasarası' isimli makaleleri incelenebilir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.