Sosyal Medya

Güncel

Fransa, sömürdüğü Afrika devletlerinden aldığı vergilerle ihya oluyor

Fransız devleti eski kolonilerinden yılda 440 milyar avro vergi tahsil ediyor.



Fransa’nın eski Devlet BaÅŸkanlarından Jacques Chirac bu konuyla ilgili olarak uyarı niteliÄŸindeki açıklamasında, Fransa ekonomik anlamda bataÄŸa saplanmamak adına söz konusu gelire muhtaçtır demiÅŸti.

Åžimdi bu durum bizlere ÅŸu açıkça gösteriyor ki adil bir dünya hayali pek de mümkün deÄŸil çünkü eski kolonyal güçler de bizzat sömürgelerine bağımlı hale gelmiÅŸ vaziyetteler.

Birçok farklı medya organının yanı sıra Guardian’a da yazılar yazan Afrikalı barış aktivisti Mawuna Remarque Koutonin makalesinde, Fransa’nın 14 sömürgesi ile yaptığı iddia edilen “KolonileÅŸmenin Sürdürülmesi AntlaÅŸması” adındaki bir belgenin varlığından söz ediyor. Bu tarz bir “antlaÅŸma” resmi, yazılı ve hukuki bir formda zaten var olmadığından biz de haberimizde söz konusu “antlaÅŸmaya” dair kısmıma yer vermedik.

CFA’nın avro ile baÄŸlantılandırılması Fransa’ya muazzam bir avantaj saÄŸlıyor

Afrika’da huzursuzluÄŸa neden olmayı sürdüren CFA ile ilgili olarak ilk kez 2017’de BBC haber yapmıştı. Le Monde ise CFA’nın varlığının etkilerini daha net ortaya koyanlardan. Buna göre, CFA’nın avro ile baÄŸlantılandırılması Fransa’ya muazzam bir avantaj saÄŸlıyor. Paris öte yandan söz konusu avantajı jeopolitik çıkarlarını gerçekleÅŸtirmek için de kullanıyor.

Her ÅŸey bir yana Afrika devletleri -kendi istek ve arzularının dışında gerçekleÅŸmemiÅŸ olsa da- CFA ile birlikte artık iÅŸlerine gelecek ÅŸekilde, aynı zamanda konvertibl olan bir para birimine kavuÅŸmuÅŸ oldu. Ancak CFA’yı kullanan Afrika ülkeleri yine de, geleneksel kredi bağımlılıkları nedeniyle mali ve finansal açıdan kısıtlı bir hareket imkanına sahipler. Öte yandan CFA’nın avro ile baÄŸlantılandırılmış olması nedeniyle Afrika devletlerinin CFA’ya dair para politikaları kararlarında etkili ve etkin olmalarının önüne set koyuyor. Bu anlamda kontrol ve karar tamamen ÅŸeffaflık ve ilkesel bir çizgi izleyen Avrupa Merkez Bankasında.

Fransa’nın Afrika’daki kolonileri 1950 ve 60’lı yıllarda bağımsızlıklarını ilan etmeye karar veridiler. Paris yönetimi söz konusu bağımsızlık talep ve açıklamalarını resmen kabul etmekle birlikte, kolonilerle sıkı iÅŸ birliÄŸinin sürdürülmesi ÅŸartını koÅŸtu. Bağımsızlıklarını ilan edecek ülkeler bununla birlikte CFA’yı kullanmayı, Fransız eÄŸitim ve ordu sistemini sürdürmeyi ve resmi dil olarak Fransızcayı kullanmayı taahhüt ettiler.

Varılan anlaÅŸmalar kapsamında, 14 Afrika ülkesi daha önce olduÄŸu üzere, parasal varlıklarının yüzde 85’ini Paris’teki Merkez Bankasında saklamayı taahhüt ettiler. Parasal varlıklar burada doÄŸrudan Fransız Maliye Bakanlığının kontrolü altında oluyor. Ayrıca ilgili ülkelerin söz konusu rezerv paylarına eriÅŸim hakkı da bulunmuyor. Ülkelere kalan yüzde 15’lik kısmın yetmemesi halinde ise Fransa bu ülkelere kendi paylarından ancak piyasa oranlarında faizle ödünç verecek. Ä°ÅŸte Paris yönetimi 1961’den yana Benin, Kamerun, Mali, Senegal, FildiÅŸi Sahili, Burkina Faso, Nijer, Ekvator Ginesi, Gine-Bissau, Çad, Kongo, Orta Afrika Cumhuriyeti, Gabon ve Togo’nun parasal rezerv ve kaynaklarını kendi kontrolü altında tutuyor.

Ülkelerde keÅŸfedilen hammadde kaynaklarında öncelikli ülke Fransa

Mawuna Remarque Koutonin’in de makalesinde belirttiÄŸi üzere, söz konusu ülkeler tüm bunlarla birlikte, Fransa’nın bu ülkelerde gerçekleÅŸtirdiÄŸi altyapı hizmetlerinden kaynaklanan “kolonyal borçlarını” her yıl Paris’e aktarmak mecburiyetindeler. Fransa bu ÅŸekilde her yıl yaklaşık 440 milyar avro gelir saÄŸlıyor. Paris hükümeti aynı zamanda söz konusu ülkelerde keÅŸfedilen hammadde kaynakları üzerinde öncelikli satın alma ve iÅŸletme hakkına da sahip. Bununla da bitmiyor, nihayetinde söz konusu eski sömürgelerde verilecek iÅŸ ve ihalelerde Fransız ÅŸirketlere öncelik verilecek. Böyle olunca da eski Fransız sömürgelerinde gıda, finans, ulaşım ile tarım ve ziraate kadar çoÄŸu sektör Fransız kuruluÅŸların elinde.

Ä°lgili ülkelerin yönetim kademesinin talepleri karşılamaktan baÅŸka seçeneÄŸi yok. Afrikalı politikacılar reddederse, bir suikast giriÅŸimiyle veya hükümetin devrilmesiyle karşı karşıya kalırlar. Son 50 yılda 26 Afrika ülkesinde toplam 67 darbe gerçekleÅŸti. Bu 26 ülkeden 16'sı Fransa'nın eski kolonileri.

Bunun bir örneÄŸi, Batı Afrika’daki Togo’nun, ilk devlet baÅŸkanı Sylvanus Olympio'dur. Fransa'nın kurallarına göre hareket etmeyi reddetti. Ancak Fransa, Togo'nun Fransızların sömürge döneminde inÅŸa ettiÄŸi altyapı için tazminat ödemesinde ısrar etti. Bu tazminat miktarı 1963’te yıllık Togo bütçesinin yaklaşık yüzde 40'ını oluÅŸturuyordu ve yeni bağımsız olan ülkenin ekonomisini zorladı.

Ek olarak, Togo'nun yeni devlet baÅŸkanı sömürge para birimi CFA frangını kaldırmaya ve kendi ulusal para birimini basmaya karar verdi. Bu karardan sadece üç gün sonra, yeni hükümet bir grup eski Lejyonerler tarafından devrildi ve baÅŸkan öldürüldü. Ä°ngiliz Telegraph gazetesinin haberine göre lejyonerlerin lideri Gnassingbe Eyadema, saldırı için Fransız büyükelçiliÄŸinden 550 avroya eÅŸdeÄŸerinde para aldı. Dört yıl sonra Eyadema, Paris'in desteÄŸiyle Togo'nun yeni BaÅŸkanı oldu. Batı Afrika ülkesinde zalimce bir diktatörlük kurdu ve 2005'teki ölümüne kadar iktidarda kaldı.

Sonraki yıllarda, Paris'teki hükümet, eski kolonilerdeki hoÅŸ olmayan hükümetleri devirmek için defalarca eski Lejyonerlere baÅŸvurdu. Orta Afrika Cumhuriyeti'nin ilk CumhurbaÅŸkanı David Dacko, 1966'da Lejyonunun eski üyeleri tarafından devrildi. Aynısı Burkina Faso’nun cumhurbaÅŸkanı Maurice Yameogo ve Benin'in devlet baÅŸkanı Mathieu Kerekou 'ya da oldu. Mali Cumhuriyeti'nin ilk CumhurbaÅŸkanı Modiba Keita da 1968'de eski lejyonerler tarafından yapılan bir darbenin kurbanı oldu. Sadece birkaç yıl önce, o da Fransız sömürge para birimini kaldırmaya karar vermiÅŸti.

Buna karşılık, diÄŸer sömürge güçleri bu tür müdahalelerde bulunmaktan vazgeçtiler. Ä°ngiltere, dersini 1763 Amerikan Devrimi sırasında almak zorunda kaldı. Amerikan devrimin tetikleyici nedeni, Büyük Britanya'nın Fransız ve Hint savaÅŸlarının maliyetlerini Amerikan kolonilerine yükleme kararıydı. Buna karşılık Boston Çay Partisi ile sonuçlanan protesto hareketi nihayetinde bağımsızlık savaşı ve 1776'da Amerika BirleÅŸik Devletleri'nin kurulması ile sonuçlandı. 1778'de Ä°ngiliz Parlamentosu Kolonilere getirilen vergilerle ilgili bir yasa kabul etti. Bu ÅŸekilde Büyük Britanya, "Ä°ngiliz Amerika" ve "Ä°ngiliz Batı Hint Adaları" kolonilerinin satışları üzerindeki vergi harçlarından feragat etti.

Aynı durum Avustralya ve Kanada gibi eski koloniler için de geçerlidir. Bunlar hala "Milletler TopluluÄŸu" na aittir ve bu nedenle resmi olarak Ä°ngiliz kraliyet ailesine tabidir. En azından 20. yüzyılın baÅŸlarında ülkelerin bağımsızlık ilanlarından bu yana vergilendirme yalnızca yerel yönetimlere aittir. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.