Sosyal Medya

Selahattin E. Çakırgil: Sodom ve Gomore gazabını arzulayan güruh

Selahattin E. Çakırgil / Star



Sonunda söylenecek sözü baÅŸtan ifade edeyim.. Diyanet Ä°ÅŸl. BaÅŸkanı Ali ErbaÅŸ hocanın, 24 Nisan Cuma günü, Ankara-Hacı Bayram Câmii’nde -son pandemik virüs salgını sebebiyle- temsilî olarak kıldırdığı Cuma Namazı hutbesinde, ‘Lûtîlik ve diÄŸer cinsî sapıklıklar’ın Ä°slam tarafından lânetlendiÄŸini hatırlatması üzerine, Ankara Barosu ve onu takib eden Ä°zmir, Diyarbekir ve Ä°stanbul Baroları da ErbaÅŸ aleyhinde bildiri yayınladılar.
 
Bu barolara üye olan avukatlar, bu lânetli çirkinliÄŸe sahip çıkan Baro BaÅŸkanlarını bulundukları yerlerden al-aÅŸağı edecek kanûnî eylemlerini etkin ÅŸekilde gösteremezlerse, onlar da o safa düÅŸeceklerini bilmelidirler.
 
Kezâ, haydi diyelim ki, Ankara, Ä°zmir, Ä°stanbul gibi ÅŸehirlerdeki Baro BaÅŸkanlıkları sırtlarını bu ÅŸehirlerdeki etkili kozmopolit, laik ve onlardan cesaret alan ‘Lûtî ve sair cinsî sapık’ çevrelere dayıyorlar ve Müslüman toplumun hem de daha bir hassas olduÄŸu mübarek Ramazan günlerinde bu dikkafalılığı sergiliyorlar; bu belki anlaşılabilir. Ama, Diyarbekir gibi Müslüman halkın yoÄŸun olduÄŸu bir ÅŸehirdeki bir Baro, neye güvenerek aynı safta yer almaya cür’et edebildi?
 
***
Ankara Barosu BaÅŸkanı Erinç SaÄŸkan, aldıkları tepkiler üzerine, ‘Ankara Barosu’nun tarihi boyunca din ve vicdan hürriyetini her zaman savunduÄŸu’ iddiasında bulunmuÅŸ.. Bırakınız, her zamanı, sadece ÅŸu, 1990’lardan itibaren ‘BaÅŸörtüsünü Cumhuriyet’e karşı eylemli bir kalkışma’ olarak deÄŸerlendiren Danıştay ve Anayasa Mahkemesi karşısında, o yasaklamaları alkışlayan ‘taife-i laicus’un neresindeydi o Baro, dürüstçe açıklayabilir mi?
 
Kezâ, ‘28 Åžubat 1997 Askerî Darbe Zorbalığı’ ve 2007’deki CumhurbaÅŸkanlığı Seçimi öncesinde, kanun adına tezgâhlanan her türlü entrikalar ve ‘CumhurbaÅŸkanı olacak kiÅŸi eÅŸinin başını açacak.. Orası filânın makamıdır..’ diyen generallerin arzusuna göre, 27 Nisan 2007 gecesi Genelkurmay BaÅŸkanlığı tarafından ve Hükûmet’e karşı meydan okuma mahiyetinde yayınlanan ve amma, Tayyib ErdoÄŸan’ın eÄŸilmeyiÅŸi karşısında bir kayaya çarpmışçasına parça parça olan ‘askerî muhtıra’ sırasında bu Baro sahi ne yapmıştı, söyleyebilirler mi?
 
***
Bu Baro BaÅŸkanı, yayınladığı bildiride, sözkonusu hutbede deÄŸindiÄŸi konu dolayısiyle, ErbaÅŸ Hoca için, ‘sesi çok uzak çaÄŸlardan gelen kiÅŸi..’ gibi laflar kullanırken de Ä°slâm’ı deÄŸil, daha önceki tarih dönemleri kasd ettiklerini iddia ediyor.
 
‘Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?’
 
***
Herkes safını belirliyor.. ‘Benim bedenim üzerinde kimsenin söz söyleme hakkı yok, istediÄŸimiz gibi hareket ederiz. ‘Ä°…’yiz, var mı diyeceÄŸiniz? ‘O…’ yuz, var mı diyeceÄŸiniz?’ yazılı pankartlarla büyük ÅŸehirlerin meydan ve caddelerinde yüzbinlerin gözü önünde ahlâksızlıklarını sergileyenlere, ‘insan hak ve özgürlüÄŸü’ adına sahip çıkanlar varsa..
 
Onların sergiledikleri, o en alçakça, en müstekreh ve mübtezel hayat tarzları yanında olanlar karşısında, namuslu insanlar da saflarını ortaya koymak kararlılığındadırlar.
 
Bir memlekette namuslu- ahlâklı insanlar, en azından ahlâksız ve namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memleket için zeval kaçınılmazdır.
 
***
Yazının baÅŸlığındaki ‘Sodom ve Gomore’yi çok genç okuyucular bilemiyebilirler.
 
Bugün enkazı Ürdün’de bulunan iki kasabanın ismidir, bu iki kelime..
 
Hz. Lût Peygamber zamanında, onun kavmi, cinsî sapıklık girdabına yuvarlandığından, ve de, Allah’u Teâlâ’nın Hz. Lût aracılığıyla o topluma yaptığı onca ikaz, ihtar ve tehditlerine raÄŸmen, sapkınlıktan vazgeçmemeleri üzerine yok edilmiÅŸlerdir. O cezalandırmalar Kitâb-ı Mukaddes’in Ahd-i Atîq kısmında, ‘Tekvin’ bölümünde, 18-20’nci cüzlerinde etraflıca; Kur’an-ı Kerîm’de de Â’râf Sûresinin 75-90’ncı âyetlerinde, kısaca o qıssâ ve diÄŸer azgın kavimlerin başına gelenler anlatılır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.