Sosyal Medya

Kürsü

Ali Haydar Haksal: Sade ve mütevazı bir Ramazan

Bu Ramazan çok farklı. Uzun süredir Ramazan’da iftar sofralarındaki aşırılıklar rahatsız ediciydi. Yakınılırdı ama bir türlü sadeliğe yönelinmiyordu.



Eskiden köy ve kasaba ortamlarında komşular Ramazan boyu birbirlerini davet ederler, mütevazı sofralar kurarlar, birlikte manevi bir havada ama şenlikli olurdu. Birbirini davet etmeyen komşulara rastlanmazdı. Bu, komşular arasındaki kırgınlıkların giderilmesine neden olurdu. Bu manevi sofralar, insanları birbirine daha çok yaklaştırırdı.
 
Aşırılıklar dinin ruhuna aykırı. Hemen hemen bütün alanlarda böyledir. İfrat ve tefrit her iki uçtan da uzak durulur. Vasat olan tercih edilir. Oruç ibadeti zaten sadedir. Aşırılıklardan kaçınmadır. İmsak ile iftar arasında sade bir hayat yaşanır. Her türlü aşırılıklardan kaçınılır. Gündelik hayatın kendisi bir ibadete dönüşür. Bu mütevazı ibadete aşırılıkların, lüksün, görkemli ve şatafatlı sofralar orucun ruhunu incitiyordu. İnsanlığın aç olduğu bir dünyada bolluklu sofralar insan ruhunu yoruyor. Şimdi herkes evlerinde. Belki de birbirlerine ikramda bulunamayacaklar büyük çoğunlukla. Bu, büyük bir boşluk.
 
Kimi felâketler ya da durumlar insanın kendi kendisini sınamasına neden olabiliyor. Doğrusu bu duruma felâket demek bile aykırı bir durum. Sonuçların ne olacağını şu an için kestiremiyoruz. Ortalıkta dolaşan kimi teoriler, planlar ve kurgular bizi ilgilendirmiyor. Dünyayı bir bütün olarak denetimine alan bu durum, en çok da en güçlüleri vuruyor. Gücün bile bir işe yaramadığı gerçeği ile karşı karşıya bulunuyoruz. Sokaklar sade bir hayat ile baş başa. Bomboş. Kasaba ve köylerde bile insanlar birbirlerine mesafeliler. Temkin elbette önemli. Demek ki bir oluş insanlığı bir biçimde hizaya getirebiliyor.
 
Sadelik sosyal medyaya da yansıdı. Herkes daha çok orucun etkisinde. Oruçlu olmayanlar da temkinli ve dikkatli. Zamanın ve mekânın oruçlu olduğu bu dönem iyice hissedilebiliyor. Sosyal medya da büyük ölçüde oruçlu. Aşırılıkları olanlar bile nedense bu dönemde çok da kendilerini ortaya atmıyorlar. Oruçlulara karşı eskiden oruç tutmayanların belli bir tavrı oluyordu, özellikle büyük kentlerde. Sigara dumanlarını insanların yüzlerine üflüyorlardı. Bu dönemle böyle bir durum söz konusu değil.
 
Güzelliklerden söz edelim daha çok. Orucun ruhuna uygun olanı yansıtalım. Evlerimizin sadeliğindeki orucu hakkıyla yaşama şansını bu yıl yakalamış olduk. Bu oruç çok da zor geçmiyor. İnsanlar evlerinde hiçbir enerji tüketmeden gayet sakin ve sade olarak oruçlarını tutuyorlar.
 
İnsanın üzüldüğü, gurabaya doğrudan ulaşılamayış. Evlerinin kapılarını çalamayış. Sokakta olanlara sahip çıkamayış. İnsanlar eli kolu bağlı olarak evlerindedirler. Bu oluşun da hayırlara neden olacağından kuşku yok.
 
Büyük ölçüde savaşlar, çatışmalar durdu. Sokak cinayetleri işlenmiyor. Çok aza indi. Orucun maneviliğiyle buluşulunca hemen her şey denetime girmiş gibi oldu. Kimse kimseyle ağız dalaşına girmiyor, kavga etmiyor, sakin bir hayat yaşıyor. En çok da insanların birbirini hatırlamaları ve selâmlaşmaları.
 
Oruç bir güzellik ve iyiliktir. Oruç, merhamet ve berekettir. Oruç, sevgiyle birbirini anlamaya yönelmedir, dikkat kesilmedir. Medyadaki aşırılıklar da birden duruverdi. Hayat tam anlamıyla tersyüz oldu. Dedikodusuz oruç günleri, kimse kimseyi çemkirmiyor.
 
Oruç çilelidir ama aşk dilidir. Oruç, çocukların sevinç ve heyecan günleridir. Çocukların heyecanı ve bağlanmasıdır. Şeytan, bütünüyle bu oruçta evlerden kovulmuş oldu. Çünkü insanlar dışarıda değildirler, kimseye yan gözle bile bakamıyorlar. Trafik ve kent keşmekeşinden uzak kaldıkları için gerilimden de uzaktırlar. Müslüman dünyada kâinat bir bütün olarak oruçlu. Oruç da bu dönem oruç tuttu. En sade hâliyle ve güzelliğiyle…
 
Milli Gazete

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.