Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Batı, dünyayı kendi doğrusunca şekillendirmeye devam ediyor

Sömürgeciliğin temelinde de Hristiyanlık'taki kültürel açıdan kökleşmiş aşağılık kompleksinin ("orijinal günah") üstünlük kompleksine doğru aşırı telafisiden kaynaklanan ve diğerlerinden üstün olduğunu iddia eden kolektif inanç yer almıyor mu?



Çin'in büyüyen ekonomik emperyalizmi, insan hakkı ihlalleri ve çok uluslu ÅŸirketlerin insanı ve doÄŸayı büyük ölçekte sömürmesi üzerine söylenecek çok ÅŸey var. Peki ya Batı?
 
Sömürge Dönemi'nde Batı, din aracılığıyla "iyi ÅŸeyler" getirmek, diÄŸer ülkelerin doÄŸal kaynaklarını ve insanlarını sonuna kadar sömürürken dünyayı "medenileÅŸtirmek" için yabancı ülkeleri iÅŸgal etti.
 
Åžimdi çok farklı. Batılı ülkeler evrimleÅŸti, tarihten ders çıkardı... Gerçekten mi? Öyle mi oldu? Aynı temel kalıplar hala yürürlükte deÄŸil mi? Batı hala dünyaya karşı üstün hissetmiyor mu?
 
Psikoloji/psikoterapiyi bir analiz aracı olarak ele alalım: "Üstünlük hissi", aşırı telafi edilmiÅŸ bir "aÅŸağılık kompleksinden" kaynaklanıyor (Sigmun Freud'ın "ÇarÅŸamba TopluluÄŸuna" katılmış Avusturyalı fizikçi Alfred Adler'in adlandırmasıyla). Bu da
 
Adler'in "üstünlük kompleksi" olarak adlandırdığı ÅŸeydir: BaÅŸkalarından üstün hissetmek için kendi yetersizliklerini aşırı telafi etmek.
 
SömürgeciliÄŸin temelinde de Hristiyanlık'taki kültürel açıdan kökleÅŸmiÅŸ aÅŸağılık kompleksinin ("orijinal günah") üstünlük kompleksine doÄŸru aşırı telafisiden kaynaklanan ve diÄŸerlerinden üstün olduÄŸunu iddia eden kolektif inanç yer almıyor mu?
 
Afganistan, Irak, Suriye, Libya ve diÄŸerleri Batı müdahaleciliÄŸi ve “ulus inÅŸası” saldırılarına maruz kaldı. Sovyet-Afgan savaşında (1979-1989) üstünlük kompleksinin yönlendirdiÄŸi SSCB, Afganistan'da komünizmi getirme çabasında maÄŸlup oldu.
 
Batılı müttefikler 2002'den beri Afganistan'ı ve bölgeyi batılılaÅŸtırıyor ama beklenen sonucu alamıyor: "Tarih kendini tekrarlar, ilki trajedi sonraki komedi olur." (Karl Marx)
 
Batılı liderlerin dünyayı kendi idealleri doÄŸrultusunda ÅŸekillendirerek kurtarma, asırlık yerel gelenekleri kırarak bunun yerine herkesi Batılı geleneklerine çağırma çabasından oluÅŸan bir tarihi var.
 
Kendini "dünyanın geri kalanından" hala üstün gören Batı, dünyayı bu kez din yerine "yeni dinler" olarak ortaya çıkan demokrasi ve bilime uymaya zorluyor.
 
Samuel de Champlain'in  17. Yüzyıl Yeni Fransa haritası 
 
Peki Batılı teknoloji dünya genelinde benimsenirken demokrasi ve insan haklarının tesisi neden zor oluyor?
 
Ä°nsan haklarını ÅŸiddetle savunurum. Ancak birçokları insan haklarını Hristiyanlığın, örneÄŸin ÅŸeri hukuktan farklı, sekülerleÅŸmiÅŸ bir alt katmanı olarak görüyor. Bu inkar edilemez. Ve çoÄŸu ÅŸunu öne sürüyor: Kültürün ötesinde, neredeyse tüm ülkeler BM
 
Ä°nsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne riayet etmeyi taahhüt etmiÅŸtir.
 
Elbette öyle, ancak yerel geleneklere tehlike yaratan bir "Batı ürünü" olarak reddedilen insan haklarına birçok ülkede sadece kağıt üzerinde saygı duyuluyor.
 
Evrensel olarak herkese uygulansa da, birçok kimse insan haklarını Aydınlanma Çağı temelli, Ä°kinci Dünya Savaşı'nın dehÅŸetine bir tepki olarak ilk önce Batılı düÅŸünürler tarafından üretilen bir "Batı icadı" olarak algılıyor. Ä°nsan haklarının zayıflığı burada.
 
Ä°nsan haklarına direniÅŸin kökeninde bu hakların, dünya genelinde demokrasiyi yayarken insan haklarını yeryüzünün sorumsuzca sömürülmesine karşı bir kılıf olarak kullanan Batılı güçlere ait yeni bir sömürge türü olarak algılanması yatıyor. Çin ise bunu, demokrasi ve insan hakları olmadan iÅŸletiyor.
 
Ayrıca, insan hakları Batı ülkelerinde bile yeterince oturmuÅŸ deÄŸil (mesela entegrasyon sorunları, çok uluslu ÅŸirketlerin etik dışı davranışları). Büyük oranda üst düzey Batılı üniversitelerde eÄŸitim görmüÅŸ Asyalı patronların yerel iÅŸçilere yaptığı iÅŸkenceleri, Batı'da eÄŸitim görmüÅŸ birçok zalim diktatörü hatırlayın. Batılı eÄŸitim, dayatıldığı takdirde yetersiz kalıyor. Görülen o ki, nispeten yeni bir kavram olan insan haklarının kültürel olarak içselleÅŸtirilmediÄŸi yerlerde köklü ve asırlık kültürler daha ağır basıyor.
 
 
Müellif: Immanuel Fruhmann / The Independent Türkçe
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.