Sosyal Medya

İnsanın tanrılaşması ve bilincin sürüklendiği kaos

Post-modern zamanlardan geçiyoruz. İnsan bilinci büyük bir kaos içinde. Grek septisizmi ve post-modernitenin nihilizm evliliğinden yükselen bir bilinç doğuyor. Şüphe, inançsızlık ve isyan el ele. İnsan bilinci büyük bir kaos içinde, güçle ittifak kuran haz ve eğlence peşinde. Herkes bu yeni dinin ritüellerine katılmak için eroine, esrara, alkole koşuyor. Bu ritüellerden binlerce insan can çekişiyor. Ayinin kurbanlarıdır bunlar.



Hristiyanlık, “Tanrı Ä°nsan” düÅŸüncesine sahip. Hz. Ä°sa’ya da öyle bakıyor. Onu Tanrı olarak imgeliyor. Tanrının oÄŸlu diyorlar. Bununla da övünüyorlar. Filozof Bardiev, bu bakış açısıyla Tanrı’nın insanlaÅŸtığı, insanlardan biri olduÄŸunu söylüyor. Tanrı’nın insan formuyla varlığa gelmesi, insanlara büyük anlamlar ve imkânlar verdiÄŸini ileri sürüyor. Bütün Hristiyanların gözünde Hz. Ä°sa, bir Tanrı Ä°nsan. Tarsus’lu Pavlus, Hz. Ä°sa’yı Tanrı’nın insan içinde bedenleÅŸmesi olarak yapılandırdı. Allah düÅŸüncesinden büyük bir sapma bu. Grek düÅŸüncesinin Helenizm üzerinden geliÅŸtirdiÄŸi bir sentez, bir Tanrı inanışı. Nitekim Grekler de yarı tanrı yarı insan varlıklara inanıyorlar. Hatta Tanrıları insanlar gibi kızıyor, evleniyor, doÄŸuruyor, savaşıyor.
 
Modernite, antropolojiyi keÅŸfetti. Onunla insan bilincinin muhayyilesi üzerine yeni ÅŸeyler söyledi. Hegel, felsefi antropolojisi ile Tanrı’nın insan bilincinin yansıması olduÄŸunu söyledi. Tanrı Ä°nsan, tarih bilincinde oluÅŸarak geliÅŸen bir yaratıktı! Madem ki insanın tarihsel bilinci ilerleyerek geliÅŸiyor, bunun içinde olan Tanrı da ilerleyerek geliÅŸmiÅŸti! Tanrı beÅŸeri tarihte ve beÅŸeri zihinde beÅŸeri bir varlıktı. Hristiyanlık’la bütünleÅŸen bir modern evrim görüÅŸü… Helenizm yerine ÅŸimdi de modernite içinde bir Tanrı doÄŸuyordu! Hegel’in öÄŸrencileri olan genç solcular, büyük bir heyecanla bu görüÅŸü materyalizme taşıdılar. Hatta Hegel’den bir adım ileri giderek Tanrı’nın antropolojik bir yanılsama olduÄŸunu söylediler. Ä°nsan bilincinin ürettiÄŸi bir yanılsama. Yanılsama hakikat olamazdı. Onlar da ateistler oldular. Feurbach, Marx, Nietzsche…Hepsi Tanrı’yı inkar ederek onun yerine kendi saltanatlarını ilan ettiler. Ya Tanrı oldular ya da sahte peygamber! Kurtarıcı yeni seküler mesihler …Marx, “dünya iÅŸçileri birleÅŸin” diye bağırırken geleceÄŸin saltanatı, yeryüzü cennetlerinin sosyalizm olacağını müjdeledi! Nietzsche ise hepsi yalan, en büyük yalan Hristiyanlık, sadece güce tapın, iyilik-kötülük diye bir ÅŸey yok, bu sizi Üstün Ä°nsan yapacak diye haykırdı.
 
Åžimdi post-modern zamanlardan geçiyoruz. Ä°nsan bilinci büyük bir kaos içinde. Grek septisizmi ve post-modernitenin nihilizm evliliÄŸinden yükselen bir bilinç doÄŸuyor. Åžüphe, inançsızlık ve isyan el ele. BenliÄŸin her ÅŸeye karşı duyduÄŸu keskin ÅŸüphe ve inançsızlık sonunda insanı kendine tapmaya savuruyor. Buradan bir yanılsama doÄŸuyor. Ä°nsanı mutlaklaÅŸtıran yanılsama, insanı doÄŸrunun tek ölçüsü yapan yanılsama. Nietzsche’nin “üstün insanı” yeniden diriliyor. Ä°yi ve kötünün ötesinden güçle tanımlanıyor bu insan. Yine Nietzsche’nin diyonsosçu güzellik dediÄŸi sınır tanımayan kendinden geçme hazzı. Apolloncu “dengeli” güzelliÄŸinin karşıtı. Güçle ittifak kuran haz ve eÄŸlence. Herkes bu yeni dinin ritüellerine katılmak için eroine, esrara, alkole koÅŸuyor. Bu ritüellerden binlerce insan can çekiÅŸiyor. Ayinin kurbanlarıdır bunlar.
 
BenliÄŸin narsizme yönelimselliÄŸi yaÅŸanıyor. Benlik, bu yönelimsellikten salt kendisini yücelttiÄŸi için sonunda narsist bir kiÅŸiliÄŸe ulaşıyor( Åžeytani kibrin arke tip benliÄŸi). Hatta buradan Hristiyanlığın Tanrı Ä°nsan’ı yerine “Ä°nsan Tanrı” geçiyor. Kimi psikologlar buna Ben KuÅŸağı adını veriyor ÅŸimdi. Feurbach’ın ve Marx’ın ateist tilmizi Harari ise Homodeus, (Tanrı Ä°nsan) diyor. Bu insan ne metafiziÄŸi tanıyor ne de kendi dışındaki varlığı. Varlığı kendisi ile baÅŸlatıyor ve yine kendisi ile bitiriyor. “Ä°nsan Tanrı” tasavvurunu tamamen benliÄŸe aktarıyor. Büyük bir ego, büyük bir megalomanlık ve büyük bir narsizm ! Sadece kendisini düÅŸünen bir benlik. Aile, toplum, baÅŸkaları onun umurunda deÄŸil. Ahlakın getirdiÄŸi toplumsal mesuliyete karşı inançsızlık ve kayıtsızlık. KiÅŸisel geliÅŸimci “Tanrı Ä°nsan” papazları, her sabah ayna karşısına geçerek “ben ne kadar önemliyim diyerek mutlu olun” diyorlar. BaÅŸarın, kazanın ve mutlu olun... Tenin baÅŸ döndürücü hazında ve hızında tinin sakatlanması! Tin sakatlanınca “Ä°nsan Tanrı” bütün kudreti kendinden menkul görüyor. Yıkıcı yaratık( yıkıcı benlik) buradan doÄŸuyor. Joker filminin karakteri, bunu çok çarpıcı bir biçimde temsil eder.
 
Tanrı, sadece Tanrı! Ä°slam’ın yaklaşımı budur. “Tanrı Ä°nsan” da “Ä°nsan Tanrı” da bir tin sakatlanması. Tanrı tektir, insan bilincinin ötesindedir, insan bilincini de yaratandır, ezeli ve ebedidir. Tanrı ne insanı kendi haline bırakacak kadar narsist, ne de insana düÅŸman olacak kadar haris. . Ne insanla güreÅŸir ne de insanı kıskançlığından dolayı cezalandırır. Ä°nsana elçiler göndererek insanlığı aydınlatır. Onların saadete ulaÅŸmasını ister. Kendi ruhundan onlara üfler, onları yeryüzünün halifesi yapar. Tanrı, sadece Allah’tır!
 
 
 
Müellif: Ergün Yıldırım / Kaynak: YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.