Sosyal Medya

Cezzar Ahmet Paşa : Napolyon’a yenilgi yaşatan Türk komutan

Napolyon, gerçekleştirdiği seferlerle Avrupa'nın siyasi haritasını tamamen değiştiren ve adını dünya tarihine yazdıran bir Fransız İmparatoruydu. Askeri ve siyasi stratejileriyle birçok bölgeyi ele geçiren Napolyon, son olarak Doğu'nun zengin topraklarına gözünü dikmişti. Bu topraklarda, "yenilmez Napolyon"a ilk gerçek yenilgiyi tattıracak olan ise cesur bir Türk komutandı. Napolyon, bundan 220 yıl önce, Akka'da büyük bir hezimete uğramış, Doğu düşleri böylece sona ermiş ve şu sözleri söylemişti: "Savaşı kazansaydım Doğu'nun fatihi olur ve Paris'e İstanbul üzerinden dönerdim."Peki, Napolyon'a yenilgiyi tattıran komutan Cezzar Ahmet Paşa kimdir?



Bütün dünyanın çok iyi tanıdığı ünlü Fransız general Napolyon Bonapart’ın adını andığımızda, onunla beraber yiÄŸit ve cesur bir Türk komutanını da anımsamak gerekir. Bu Türk komutan, askeri dehası dillere destan olan Napolyon Bonapart’a ilk gerçek yenilginin acısını tattıran Cezzar Ahmet PaÅŸa’dan baÅŸkası deÄŸildir.
 
Cezzar Ahmet PaÅŸa, birtakım Türk büyükleri gibi zekası ve gayretiyle kendi kendini yetiÅŸtirmiÅŸtir. Birçok devlet adamının kademe kademe ve deneyimlerle yükselmesinde bir okul görevi gören Ä°stanbul’daki devlet kapısı Cezzar Ahmet PaÅŸa için kapalı kalmıştır. Onun için Cezzar PaÅŸa’nın mevki ve ÅŸöhreti yalnızca kendi zekasının ve edindiÄŸi yaÅŸam deneyimlerinin bir ürünüdür denilebilir.
 
 
Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın doÄŸum tarihi kesin olarak belli deÄŸildir. 23 Nisan 1804’te yaÅŸama gözlerini kapayan Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın öldüÄŸü sırada 70 ila 80 yaÅŸları arasında olduÄŸu söylendiÄŸine göre doÄŸum tarihinin 1724-1734 yılları arasında olması olasıdır. Tıpkı doÄŸum tarihi gibi doÄŸduÄŸu yer de tartışmalıdır. Onun Vidinli veya NiÅŸli olduÄŸunu söyleyenler varsa da, doÄŸruluk olasılığı en yüksek olan Bosnalı olduÄŸudur.
 
GençliÄŸinde Ä°stanbul’a gelerek berberlik eden Ahmet bu sayede HekimoÄŸlu Ali PaÅŸa’nın hizmet ve himayesine girmiÅŸ, Ali PaÅŸa ikinci defa Mısır valiliÄŸine atandığında onu da beraberinde Mısır’a götürmüÅŸtür. HekimoÄŸlu Ali PaÅŸa Mısır’dan ayrıldığında ise Ahmet Mısır’da kalarak, Kölemenlerden Ali Bey’in kölelerinden Abdullah Bey’in hizmetine girmiÅŸtir.
 
Yıllarca Kölemen beylerinin arasında yaÅŸayan Ahmet, Kölemenlerin mücadele yöntemleriyle yaÅŸam biçimlerini çok yakından takip ederek öÄŸrenmiÅŸti. Ondaki yetenekleri fark eden Kölemen beyleri de kendisine sonunda sancak beyliÄŸi makamını verdiler. Bir mücadele esnasında Kölemenlerden Abdullah Bey ölünce; onun intikamını almak için Abdullah Bey’in hasmı olan taraftan yetmiÅŸ kiÅŸiyi öldürtmesi dolayısıyla, Kölemenlerin büyük beyi Ali Bey tarafından “kasap, deve kasabı” anlamında “Cezzar” unvanı verilmiÅŸtir.
 
Mısır’ın Yavuz Selim tarafından fethinden beri kökleri ortadan kaldırılamayan Kölemen beyleri, devlet otoritesinin zayıfladığı sıralarda fırsattan yararlanarak hüküm ve sözlerini geçirmeye çalışırlardı. Kölemenlerden Ali Bey de Mısır’da nüfuz elde etmek için mücadeleye giriÅŸmiÅŸ, rakiplerini ortadan kaldırmak için de Cezzar’dan yararlanmak istemiÅŸti. Cezzar buna razı olmadığından araları açılmış ve bu yüzden de Mısır’dan ayrılmak zorunda kalmıştı.
 
Cezzar’ın Mısır’dan ayrılmasından 1776 yılı başında vezir rütbesiyle Sayda valiliÄŸine atanmasına kadar geçen yaÅŸamı onun cesaret ve metanetini gösteren birtakım mücadeleyle doludur. Cezzar, bu mücadeleyi Suriye ve Lübnan’da Dürzi ve Marunilere karşı yapmış, Kaptanı Derya Cezayirli Hasan PaÅŸa’nın takdirini kazanmış ve sonuçta emeÄŸinin karşılığında Sayda ValiliÄŸi’ne atanmıştır.
 
Cezzar Ahmet PaÅŸa Sayda valisiyken devlete baÅŸkaldıran kabilelerle uÄŸraÅŸarak Suriye ve Lübnan’da güçlü bir otorite kurmuÅŸ ve devlete önemli hizmetlerde bulunmuÅŸtur. Bu baÅŸarılı hizmetlerine karşılık da 1780’de Åžam ValiliÄŸi’ne atanmıştır.
 
Cezzar Ahmet PaÅŸa gerek Sayda, gerek Åžam valisi bulunduÄŸu yıllarda, valilik bölgesindeki Akka kentinde oturmayı tercih ederek orasını tahkim ettiÄŸi gibi, disiplinli küçük bir askeri güçle, ufak bir donanma da meydana getirmiÅŸtir. Fakat Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın valilik bölgesinde giderek güç kazanması Ä°stanbul’un da dikkatini çekmiÅŸ ve bu durum hoÅŸ karşılanmamaya baÅŸlamıştı. Onun içindir ki; Fransızlar Mısır’ı iÅŸgal edince Napolyon’a karşı gönderilecek ordunun komutanlığına, cesur ve otoriter Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın getirilmesi düÅŸünüldüÄŸü halde; Mısır’ı Fransızlardan kurtarınca orada yerleÅŸebileceÄŸi ÅŸüphesinin bazı devlet adamlarının zihninde dolaÅŸması olasılığına karşı Cezzar yerinde bırakılarak, Mısır serdarlığına baÅŸka bir komutan atanmıştır. Buna raÄŸmen Mısır’ı Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın kurtaracağına inananlar da bir hayli fazlaydı.
 
Fransızların meÅŸhur generali Napolyon Bonapart 1798 yılında Mısır’a ani ÅŸekilde çıkarak Ä°skenderiye ve Kahire’yi almış, Kuzey Mısır’a tamamen egemen olmuÅŸtu. Kolayca kazandığı bu baÅŸarılardan sonra ise Suriye’yi iÅŸgale karar vermiÅŸti. Napolyon, Mısır’da tutunabilmek için Suriye’nin elde bulunması gerektiÄŸine inanıyor, aynı zamanda Suriye’ye ilerleyince Osmanlı Devleti’ni ürküterek dileklerini zorla kabul ettireceÄŸini sanıyordu. Zira Fransa Mısır’a saldırınca Osmanlı Devleti Ä°ngiltere ve Rusya ile bir ittifak yapmış ve bu ittifak üzerine de Ä°ngiliz donanması, Mısır kıyılarında Abukır önünde Fransız donanmasını bozguna uÄŸratmıştı. Donanmanın elden gitmesiyle anavatanla deniz baÄŸlantısı kesilen Bonapart ÅŸimdi Mısır’da mahsur kalmıştı. Hızlı bir biçimde Suriye’yi ele geçirirse isteklerini Osmanlı Devleti’ne zorla kabul ettireceÄŸine ve Mısır’daki bu durumdan kurtulacağını hesaplıyordu.
 
 
Napolyon Akka Önlerinde…
 
Napolyon Bonapart, yolu üzerindeki Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın adını duymuÅŸtu. Fakat Napolyon, Cezzar Ahmet PaÅŸa’yı deÄŸil tehlikeli bir rakip, kendisine yirmi dört saat karşı koyabilecek bir komutan bile saymıyordu. Fakat Mısır’da kolayca kazandığı zaferlerin üzerine aynı hızda yenilerini ekleyeceÄŸini zanneden Napolyon’un düÅŸleri, Akka surları önünde ihtiyar vezir Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın yıkılmaz azmine çarparak bir balon gibi sönüverecekti.
 
Napolyon Bonapart Suriye’yi iÅŸgale karar verince ordusunun bir kısmını Mısır’da bırakarak 21 bin kiÅŸilik bir kuvvetle kuzey istikametinde harekete geçerek yolu üzerindeki kıyı ÅŸehirlerini aldı. Napolyon Yafa’yı zapt edince ÅŸehir ahalisinden yaklaşık 4.000 kiÅŸiyi katletti ve ÅŸehri de yaÄŸma etti. Nihayet 18 Mart 1799 da Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın müdafaa ettiÄŸi Akka kenti önüne geldi.
 
Cezzar Ahmet PaÅŸa, emrindeki kuvvetlerle kenti savunmaya baÅŸladığı zaman, deniz tarafında birkaç gemiden ibaret küçük bir Ä°ngiliz filosundan baÅŸka yardım kuvveti ve diÄŸer yerlerle baÄŸlantısı yoktu. Bu filonun Ä°ngiliz komutanı, Ä°stanbul’da elçi olan kardeÅŸine yazdığı mektupta; Akka’daki istihkamların hepsini gözden geçirdiÄŸini, buranın pek iÅŸe yarar bir mahal olmadığını, sayısı çok olmakla beraber topların çok farklı çapta bulunduklarını, buna karşın Cezzar Ahmet PaÅŸa ile emrindekilere güvendiÄŸini vurgulamaktadır.
 
Cezzar Ahmet PaÅŸa GöÄŸüs GöÄŸse Savaşıyor
 
Bonapart Akka’ya kadar zorlanmadan ilerlediÄŸinden etrafta hatırı sayılır bir korku uyandırmıştı. Fakat Napolyon yine de ihtiyatı elden bırakmayarak, ününü sıkça duyduÄŸu Cezzar Ahmet PaÅŸa’ya iki kere elçi gönderdi. Fakat Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın elçileri idam ettirmesi üzerine Napolyon, daha önce uyguladığı ÅŸiddeti Akka önünde de göstermek istediÄŸinden ilk hamlede kenti kuÅŸattı ve yirmi dört saat durmaksızın süren top ateÅŸine tuttu.
 
Bonapart, silah kuvveti kadar propagandaya da önem verdiÄŸinden kendisini bilhassa Cebeli Düruz ve Lübnan halkına bir kurtarıcı ÅŸeklinde göstermek gayesiyle etrafa bildiriler dağıtıyordu. Bu sebepledir ki Cebeli Düruz hakimi Emir BeÅŸir, Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın iki defa yardım talebine kulak asmamıştı.
 
Ne var ki Akka KuÅŸatması çok zor koÅŸullar altında uzadıkça uzadı. Fakat yetmiÅŸini aÅŸmış Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın gözünü yıldırmak bir türlü mümkün olmuyordu. Bazen açılan gediklerden ÅŸehre giren Fransız askerleriyle boÄŸaz boÄŸaza dövüÅŸülüyordu. Cezzar Ahmet PaÅŸa, hem askerlerini gayrete getiriyor, hem de sırası düÅŸtükçe bıyıkları yeni terlemiÅŸ genç bir asker gibi vuruÅŸmaktan geri kalmıyordu. Akka’yı alması halinde tüm Suriye’nin avucunun içine düÅŸeceÄŸini hesaplayan Bonapart ise var gücüyle saldırılarını sürdürüyor, fakat karşısında heybetle yükselen Cezzar Ahmet PaÅŸa ile onun emrindeki Türk askerleri, genç Fransız generalinin hesaplarını alt üst ediyordu.
 
Akka savunmasındaki çarpışmaların en ÅŸiddetlileri bilhassa Ali Burcu denen kısımda gerçekleÅŸti. Buradan ustalıkla lağım açarak içeri giren Fransızlarla kılıç ve bıçaklarla boÄŸaz boÄŸaza dövüÅŸüldü. Ali Burcu’nda bir aralık baÅŸ gösteren tehlikeli bir durum Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın lağımları tam zamanında bizzat ateÅŸlemesiyle düzeldi.
 
 
Napolyon’un DoÄŸu DüÅŸlerini Sona Eriyor
 
KuÅŸatmanın elli ikinci günü Rodos Mutasarrıfı Hasan Kaptan emrindeki Nizam-ı Cedit askeriyle boÄŸaz kaleleri muhafızlarından oluÅŸan 3.000 kiÅŸilik bir kuvvet Akka’ya çıkarak kentin savunmasına katıldı.  Åžimdiye kadar kolay zaferlere alışmış Napolyon ve askerleri gelen takviyeler üzerine iyice moral bozukluÄŸuna kapıldılar. Sonunda Napolyon kaleyi ele geçirmek ÅŸöyle dursun, ihtiyar Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın azmini bile kıramayacağını kabul etmiÅŸ ve altmış dört günden beri devam eden kuÅŸatmaya 21 Mayıs 1799 günü akÅŸamı son vererek güney istikametinde çekilmeye baÅŸlamıştır. Cezzar Ahmet PaÅŸa ise ertesi gün derhal Fransızları takibe çıkmış, Napolyon Yafa ve Gazze’de dahi kendini güvende hissedemediÄŸinden ta AriÅŸ’e kadar geri çekilmiÅŸtir. Napolyon’un doÄŸuyu sömürgeleÅŸtirme düÅŸleri de, “EÄŸer Türkler beni Akka önünde durdurmasaydı, bütün doÄŸuyu ele geçirmek iÅŸten bile olmayacaktı” sözleriyle sona ermiÅŸtir.
 
Napolyon gibi bir komutana karşı kazandığı parlak zafer üzerine Cezzar Ahmet PaÅŸa Ä°stanbul’ca tebrik edilmiÅŸ, ayrıca kıymetli hediyeler gönderilmiÅŸtir.
 
Akka’da namını bütün dünyaya duyuran ve bu baÅŸarıdan sonra daha beÅŸ yıl yaÅŸayan Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın bundan sonra hükümetle arası maalesef pek iyi gitmemiÅŸtir. KuÅŸatma sırasında yardım taleplerine karşın kendisine yardım etmeyen Emir BeÅŸir ile uÄŸraÅŸmış, Mısır iÅŸleri için kendisine büyük yetkiler verileceÄŸini umut ederken baÅŸka birisinin Mısır serdarlığına tayin edilmesi dolayısıyla da hükümete gücenmiÅŸtir. Bu güceniklik ve bundan doÄŸan olaylar hem Cezzar Ahmet PaÅŸa’yı hem de hükümeti üç yıl oyalamıştır. Nihayet 1802’de Hicaz’daki Vahhabi isyanının tehlikeli bir hal alması yüzünden merkezi hükümet, çok ihtiyarlamış olmasına raÄŸmen Hicaz seraskerliÄŸi ile Åžam eyaletinin yönetimini Cezzar’a vererek Mısır iÅŸlerinin yoluna konmasını da ona bırakmıştır. Fakat geride pek az ömrü kalmış olan Cezzar Ahmet PaÅŸa, 23 Nisan 1804’te hayata gözlerini kapayacaktır.
 
Merkezi hükümetin emirlerine pek aldırış etmeyen, bu yüzden mütegallip bir vali ÅŸeklinde izlenim bırakan Cezzar Ahmet PaÅŸa’nın dik baÅŸlılığından mütevellit birtakım kusurları mevcutsa da, devlete pek çok faydası dokunan zeki ve dirayetli bir insandı. Onun yalnız Akka savunması bile, mevcut hatalarını misliyle kapatacak bir kahramanlık destanıdır.
 
Kaynakça: Mustafa Cezar’ın, Resimli Tarih Dergisi 35. sayıdaki yazısından kısaltılıp günümüz Türkçesine uyarlanmıştır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.