Sosyal Medya

Yaşar Kalafat: Jeo-Kültürel boyutu açısından İran Türklüğü

Yaşar Kalafat tarafından hazırlanan İran Türklüğü (Jeokültürel Boyut) adlı eser, 2005 yılının Şubat ayında Yeditepe Yayınevi tarafından piyasaya sürülmüştür. İç ve dış kapak da dâhil olmak üzere 234 sayfadan oluşmaktadır. Eserde Kaşkay, Karapapah, Şahseven, Karakoyunlu, Kiresunlu ve Afşar Türkleri ile ilgili kültürel tespitler ve karşılaştırmalar yapılmıştır. Bu yapılırken, bahsi geçen unsurların tarihî süreçlerine de temas edilmiştir.



YaÅŸar Kalafat’ın, eserin önsözünde aktardığı satırlardan bir kısmını paylaşırsak; 

“TürklüÄŸün Kafkasya, Balkanlar ve OrtadoÄŸu’daki tarihi coÄŸrafyası, Türk halk kültürü çalışmaları itibariyle ayrıca önem arz etmektedir. Anadolu’nun bu üç yönündeki kültürel miras, ÅŸüphesiz bölgenin diÄŸer halkları ile birlikte Türk halkları tarafından üretilmiÅŸ ve zenginliÄŸini arttırmıştır…” diye baÅŸlar meseleye sayın Kalafat.

Ä°ran coÄŸrafyası ve burada yaÅŸayan Türk nüfusu, Kalafat’ın “Türk halk kültürü çalışmaları itibariyle ayrıca önem arz etmektedir” ifadesini kurmasına sebep olan birincil etkenlerdendir.
 
Eser, KaÅŸkay Türkleri ile baÅŸlamakta ve sırasıyla Karapapah, Åžahseven, Karakoyunlu, Kiresunlu, AfÅŸar, Ä°smailî Hazara ve Caferî mezhebine mensup Ä°ran Türkleri ile devam etmektedir. Bizler de eserde yer alan sıralamayı takip ederek içeriÄŸimizi oluÅŸturacağız.
 
KaÅŸkay Türkleri
 
 
KaÅŸkay halk kültürü ile tanıştığımız nispette anlamaya baÅŸladık ki, Azerbaycan Türk coÄŸrafyası, OÄŸuz Türk kültürüne baÅŸka bir çeÅŸni katarak güzelleÅŸmiÅŸ ve bir varyant oluÅŸturmuÅŸtur. KaÅŸkay halk kültürü ise OÄŸuz Türk kültürünün daha yalın ve daha orijinal tezahürüdür.
 
KaÅŸkayîler, Ä°ran’ın Ä°sfahan, Fars, Köhlükiye, Boyurahmet, BuÅŸehr ve Huzistan bölgelerinde yaÅŸamaktadırlar. Ä°ran’da kısmen göçebe hayat süren, oldukça büyük ve kalabalık bir Türk boyudur. Göçerlerin göç alanları, yolları ve yaÅŸam tarzları çok iyi bir ÅŸekilde planlanmıştır. Ekseriyetle kışı Ä°ran Körfezi’nin doÄŸusundaki Zagros daÄŸlarının doÄŸu eteklerinde geçirirler. Ä°lkbahara doÄŸru kuzeyde Ä°sfahan eyaletine çıkmakta, kış baÅŸlangıcında ise tekrar güneye dönmektedirler.
 
KaÅŸkay Türklerinin sayıları net bir ÅŸekilde bilinmemesine raÄŸmen göçerler dâhil 3 milyon civarında oldukları sanılmaktadır
 
Bugün KaÅŸkayîlerin ancak üçte ikisi kanunlarla iskâna mecbur tutulmuÅŸtur. DiÄŸerleri ise hâlen atalarının geleneklerine sadık, eski Türk hayatını yaÅŸayarak, resmi idare sistemine sımsıkı baÄŸlanmışlardır. Ä°ktisadî yönden KaÅŸkayîler zengin topraklara sahiptirler. At yetiÅŸtiriciliÄŸinde, halıcılık ve el dokumacılığında dünyaca tanınmışlardır.
 
KaÅŸkay Türklerinin, 19. yüzyılda Ä°ngilizlere karşı mücadele ettiklerini görmekteyiz. 1850 yılında Ä°ngilizler, Herat kentini iÅŸgal etmiÅŸler ve akabinde BuÅŸehr ve Ä°ran’ın güneyine saldırmışlardır. Dönemin Ä°ran Åžahı Nasreddin, KaÅŸkay Ä°lhanı Mehmet Kolu KaÄŸan’dan hükümet güçlerine yardım etmelerini istemiÅŸ; sonuçta BuÅŸehr’in Nenizak bölgesinde KaÅŸkayların gece saldırısı ile Ä°ngiliz kuvvetleri hezimete uÄŸrayıp kaçmak zorunda kalmışlardır.
 
KaÅŸkayların Ä°ran’a geliÅŸleri hakkında tarih kaynaklarında kesin bir bilgiye rastlanmamaktadır. Aslen OÄŸuz Türklerinin Kayı boyundan kopma bir uruk olan KaÅŸkaylar, Cengiz Han harekâtına katılarak Rızaye Gölü, Van Gölü, Ä°revan ve Nahçivan çevresinde yerleÅŸmiÅŸlerdir. Bundan 800 yıl önce baskıya maruz kaldıkları için küçük gruplar halinde Ä°ran’ın güneyine göç etmiÅŸlerdir.
 
KaÅŸkay dili, Batı OÄŸuz Türklerinin kullandığı dillerdendir
 
Azerbaycan ve Ä°stanbul dilleri ile kökeni aynı olup yalnızca ÅŸiveleri yönünden farklıdır. KaÅŸkayların, Nadir Åžah zamanına kadar 40 harften oluÅŸan kendi alfabelerinin olduÄŸu da bilinmektedir.
 
Karapapah Türkleri
 
 
Karapapahlar, Türkiye’nin Kars, MuÅŸ ve Amasya civarında; Kuzey Kafkasya’nın Derbent, Gürcistan’ın Borçalı ve Karaçöp; Azerbaycan’ın Kazak ve çevresi ile Ä°ran’ın Salduz bölgesinde yaÅŸamaktadırlar. Papah; yün, tiftik veya kuzu derisinden yapılan bir erkek baÅŸlığıdır. Çok kere bu kürk kara olmaktadır.
 
Ä°ran Karapapah bölgesi; Urmiye Gölü’nün güneydoÄŸusundadır. Sulduz ÅŸehrinin nüfusu 190 bin iken bu miktarın 100 binini Karapapah Türkleri oluÅŸturmaktadır. Karapapahların büyük çoÄŸunluÄŸu Azerbaycan’dadır. Bunları 500 bin civarındaki Gürcistan Karapapahları izlemektedir.
 
Karapapah Türkleri, Ä°ran’da yaÅŸamış oldukları bölgeye 1810-1825 yıllarında gelmiÅŸlerdir. Bugün yaÅŸadıkları bölge Karapapahlara Fethalı Åžah’ın oÄŸlu Abbas Mirza tarafından verilmiÅŸtir. Evvelce burası büyük bir boÅŸ alan iken Sulduz ve çevresi Karapapah Türklerinin yöreye geliÅŸleri ile ÅŸenlenmiÅŸtir. Åžehrin kurucuları Karapapahlardır.
 
Karapapahlardan önce bölgede Akkoyunlular, AfÅŸarlar ve Mukaddemler (Beydili) bazı köyler kurmuÅŸlardı. Karapapahlar yerleÅŸik hayat tarzına geçtikten sonra hayvancılıkla birlikte ziraat de yapmaya baÅŸlamışlardır.
 
Karapapah Türklerindeki sosyal yapı teÅŸkilatı KaÅŸgayî ve TaliÅŸ Türklerinin yapılanması ile büyük ölçüde aynilik arz etmektedir. Karapapahlarda ataerkil aile tipi vardır. Sosyal yapılanma; kiÅŸi, hane, oba, tayfa, tire, kabile, el ÅŸeklindedir. En üst sosyal yapı “Karapapah eli”dir.
 
Karapapah Türklerinin belirli bir bölümü KızılbaÅŸ/Aliallahî inançlı Müslümanlardır. Bunlar Gali ÅžiiliÄŸinin tasavvuf geleneklerinin tesirinde kalmış bir koludurlar. Ä°nançlarında Altay ve OrtadoÄŸu’nun eski inanç izleri görülür. Tanrı’nın, varlığı ile bütün evreni doldurduÄŸuna inanırlar.
 
Åžahseven Türkleri
 
 
Åžahseven Türkmenlerinin yaÅŸadıkları Mugan bölgesinde; Parsabad, Bilsuar, ve Germi ÅŸehirleri vardır. Burası Ä°ran’ın Azerbaycan eyaletinin kuzeydoÄŸusundadır. Mugan ve yöresinde Azerbaycan Türkçesi konuÅŸulur. Bölge halkı çoÄŸunlukla Åžahseven Türklerinden meydana gelmiÅŸtir.
 
Åžahsevenler, OÄŸuz Türklerindendirler. 11. Yüzyıldan beri bölgede meskûndurlar. Evvelce Åžah Ä°smail döneminde KızılbaÅŸ olarak bilinirlerdi. Bunlara Åžahseven adını Åžah Abbas vermiÅŸtir. Türkmenleri bayrağın altına çağırırken “Åžah seven gelsin” der, Osmanlı sınırına bölgeyi korumaları için gönderilirlerdi. Ä°ran’da Safevi Türk yönetimi döneminde iktidar Åžahseven Türkmenlerinde idi.
 
Nadir Åžah AfÅŸar zamanında Åžahsevenlerin lideri Sarıhan Beyli boyundan Bedirhan Bey’di. Onun baÅŸkanlığında 18. yüzyılda Bedirhan aÅŸireti içerisinde ihtilâf çıkmış ve aÅŸiret ikiye ayrılmıştır. Erdebil ve Miskin tayfaları 19. yüzyılda, bu bölgeyi kendilerine “el” olarak alırlar. Sosyal sistematiÄŸe göre baÅŸkanlarına elbeyi denirdi. Azerbaycan ikiye bölününce, bu unsurlar da kuzey ve güney olarak bölündüler. 1925 yılından sonra Åžahseven Türkmenleri zorunlu iskâna tâbi tutuldular.
 
Karakoyunlu Türkleri
 
Karakoyunlu Hükümdarı Kara Yusuf
 
Karakoyunlu Türkleri ağırlıklı olarak Ilhıcı’da yaÅŸamaktadırlar. Ilhıcı yakın zamana kadar büyük bir köy iken ÅŸimdi bir ÅŸehir olmuÅŸtur. Kelime anlamı at bakıcısı olan Ilhıcı, DoÄŸu Azerbaycan’da Tebriz’e baÄŸlı bir sufi ÅŸehridir. YaÅŸar Kalafat, Karakoyunlu Türkleri hakkında daha çok dinî yönden açıklamalar ve aktarımlar yapmıştır. Bu noktada yapmış olduÄŸu aktarımlardan bir kısmını burada paylaÅŸacağız:
 
Karakoyunlu Türklerinin yaÅŸadıkları Ilhıca’nın ünlü bahçeleri Pirabad Bağı ile Tekke Bağı’dır. Eskiden derviÅŸler bu baÄŸlara gelir, çalar, semah yapar ve kaside söylerlerdi. Kasideler Hz. Ali için seçilmiÅŸ eserlerden olurdu. Okunan bütün kasideler Türkçe idi. Ehl-i Hak derviÅŸleri, kendi mezheplerinden olmayan Müslümanlara Ehl-i Åžeriat demektedirler. Her vesile ile kendilerinin Karakoyunlu olduklarını belirtirler. Bunlardan bir kısmı Ilhıca’dan göç edip Horasan’nın Derekent’ine gitmiÅŸtir. Derekent Ehl-i Hakları da Türkçe konuÅŸurlar, aralarındaki iliÅŸki sürmekte olup onlar da Karakoyunlu Türkü olduklarının ÅŸuurundadırlar.
 
Kalafat’ın, Karakoyunlu Türklerine dair son bölümde kurduÄŸu cümleler büyük önem arz eder:
 
Akkoyunlu ve Karakoyunlu Türk devletlerinin tarihleri gerçek anlamda ihmal edilmiÅŸtir. Her iki Türk topluluÄŸu, günümüze yansıyan siyasî ve kültürel sorunlar itibarıyla, öncelikle Anadolu TürklüÄŸü için önem arz etmektedirler… Ä°ran TürklüÄŸü ile ilgilenen Türkler ve Batı emperyalizmine karşı olduÄŸunu söyleyen Farslar, Akkoyunlu ve Karakoyunlu dönemlerini ÅŸartlanmamış bir kafa ile birlikte bölge medeniyeti adına incelemek zorundadırlar.
 
Kiresunlu Türkleri
 
 
Giresunlu veya Kiresunlu Türkmen-OÄŸuz toplumu Azerbaycan’ın Hoy, Salmaz ve Urmiye bölgelerinde, Urmiye Gölü’nün batı kısmında yaÅŸamaktadırlar. Güney Azerbaycan’da bu toplumun Karadeniz’in Giresun bölgesinden geldikleri kanaati hâkimdir. Çepni Türkmenlerine mensupturlar. Mezhep olarak Åžafiîdirler. Lehçeleri Karadeniz ve Tebriz Türkçesi arasında bir karakter arz eder.
 
Åžafiî olmalarına raÄŸmen Kiresunlularda 12 imam ve muharremlik kültleri oldukça güçlüdür. Güney Azerbaycan aydınının kanaatine göre Kiresun boyunun Anadolu’daki kesimi de birkaç yüz yıl evveline kadar Alevî inançlıydı. Türkiye Çepnilerinin bazı kesimlerinin hâlâ Alevî inançlı oldukları görüÅŸünün yanı sıra, Çepnilerin eski Alevîler oldukları görüÅŸünü savunanlar da vardır.
 
Faruk Sümer’in OÄŸuzlar adlı eserinde, Giresun yöresi Çepnileri yer almaktadır ancak isim bir boy ismi olarak zikredilmemektedir. Bölge ÇepniliÄŸini inceleyen Ali Çelik de Giresun Çepnilerini uzun boylu anlatırken onların bir boy olduÄŸunu belirtmemektedir.
 
AfÅŸar Türkleri
 
 
AfÅŸar Türkleri hakkında bilgi vermeden önce, YaÅŸar Kalafat nasıl bir yol izleyeceÄŸini ÅŸu cümlelerle aktarmaktadır:
 
Faruk Sümer OÄŸuzları anlatırken doÄŸal olarak AfÅŸarları, bu arada Ä°ran AfÅŸarlarını da anlatmaktadır. Bu münasebetle; Huzistan, Akkoyunlu, Ä°manlu, Alplu, Usalu, Eberlü AfÅŸarlarına dair bilgiler vermektedir. Bizim bu çalışma münasebetiyle takip ettiÄŸimiz Eli Mehemmedi’nin AfÅŸarlar isimli eserinde de AfÅŸar tarihi, boy teÅŸkilatları ve yaÅŸadıkları bölgeye dair geniÅŸ bilgi verilmektedir. Bizim yoÄŸunlaÅŸtığımız konular, AfÅŸar Türk halk kültürüdür.
 
Kalafat’ın aktarımları daha çok günümüzde yaÅŸayan Türk nüfusu üzerine olsa da geçmiÅŸle bugün arasında baÄŸlantı yakalayabilmek adına önemli olabileceÄŸinden bazı alıntılar yapacağız.
 
Köy seyirlik oyunlarında “köse oyunu” Türk halkları arasında çok yaygındır. AfÅŸar Türklerinde köse oyunu çobana oynatılır ve bunun için çoban köse kılığına sokulur.
 
Anadolu’da yastan çıkmak için ya 40 gibi sayılı gün beklenir veya bayramların gelmesi takip edilir. Yaslı aileyi yakın komÅŸuları berbere ve hamama götürerek, yastan çıkmaları saÄŸlanır. Bu uygulama AfÅŸarlarda da vardır.
 
Güney Azerbaycan’ın AfÅŸar Türkmenlerinde özel günlerde, bilhassa Nevruz’da yumurta boyamak ve yumurta dövüÅŸtürmek âdetleri vardır. Bayramlarda verilen paranın kullanılmamış ham para olması gerekir. Bu para Kur’an-ı Kerim’in içerisine konularak saklanır.
 
AfÅŸar Türkmenlerinde yılın ilk perÅŸembesi Berat Gecesi gibi kabul edilir. Bu gece bütün günahların affedileceÄŸi inancı vardır.
 
Ä°smailî Hazara Türkleri
 
 
Bize göre Hazara Türkleri, Hazar (Türk Hazar Devleti’ni kuranlar), Azer Türkleri (bugünkü Azerbaycan Türklerinin bir kısım ataları) ile aynı Türk ailesinin fertleridirler. Aile reisleri ise ÇuvaÅŸ Türkleridir. Bugün bu aileyi ÇuvaÅŸistan Muhtar Türk Cumhuriyeti temsil etmektedir.
 
Murat Argun’un açıklamalarına göre Afganistan’da bugüne kadar beÅŸ farklı Türk grubu yaÅŸamış ve yaÅŸamaktadır. Üçüncü grubu Hazaralar olarak belirtmektedir. Bunların bir kısmı Tibet asıllıdır. Bunlar Çin Tibet’inden gelip buralara yerleÅŸmiÅŸlerdir ama Hazaraların büyük kısmı Hazara Karluk, Hazara Türkmen, Hazara ÇaÄŸatay adıyla anılırlar ve Türk asıllıdırlar. Bunlarda Farsçanın içindeki Türkçe kelimelerin oranı çok yüksektir.
 
Ä°smailî inançlı Hazara Türklerinde Tengricilik-Kamizm izleri, onların kültürel kimliklerinin kadim Türk kültürünün devamlılığını gösterir niteliktedir. Yarı göçebe karakterleri, bozkır medeniyetinin zamana uymuÅŸ biçimidir.
 
Caferî Mezhebine Mensup Ä°ran Türkleri
 
Ä°ran TürklüÄŸünün boylar bazında ele aldığımız kesimleri % 80-85 Caferî mezhebine mensup Müslüman Türklerden oluÅŸmaktadır. Ancak Ä°ran TürklüÄŸü halk inançlarının bir özelliÄŸi de halk arasında yaÅŸayan, Ä°slamiyetten evvelki döneme ait Türk inançlarının Caferî-Ä°slam inancı ile örtüÅŸmüÅŸ olmalarıdır. Ä°ran’da yaÅŸayan Türk halkının inançlarının, Türk halk inançları genelindeki yerinin bilinmesi ve yapılan deÄŸerlendirmelerin saÄŸlıklı olması adına bu husus vurgulanmalıdır.
 
Ä°ran’daki Caferî inançlı Türklerde, çocuÄŸun isminin baÅŸ kısmına “Abdül” eklenmez.  Çocuklarına doÄŸduÄŸu gün isim koymamışlar ise “Åžeb-i ÅžiÅŸ” yaparlar. Bu, çocuÄŸun doÄŸumunun 6. gününde yapılan isim koyma merasimidir. OÄŸlan çocuÄŸu dünyaya gelince bir, kız çocuÄŸu dünyaya gelince iki kurban kesilir. Zira cennet anaların ayağı altındadır ve kız çocuÄŸu büyüyüp ana olacaktır inancı vardır.
 
YaÅŸar Kalafat’ın hazırlamış olduÄŸu bu eserde, sosyo-kültürel anlamda önemli ölçüde bilgi bulunmaktadır. Eseri tanıtmak kapsamında, bahsini ettiÄŸimiz bilgilerin bir kısmını burada sizlerle paylaÅŸtık. Tarih araÅŸtırmaları, birçok alana ihtiyaç duyarak kendini tamamlar. Kalafat’ın çalışmasının, tamamıyla tarihî bir çalışma olmasa da tarih araÅŸtırmalarına son derece yarar saÄŸlayacak bir eser olduÄŸunu düÅŸünmekteyiz.
 
 
 
 
KaynaK: Tarih-i Kadim 
 
Kapak Resim: Ä°ran AfÅŸar hükümdarı Nadir Åžah
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.