Sosyal Medya

Din adamları hakkında topluma dayatılan 'Güvenilmezlik' algısının arka planı

Bütün Batı dünyasının koca Afrika’da açtırdığı kuyu sayısı sadece ve sadece 150. Bizim insanımızın açtırdığı kuyu sayısı ise 50 bini aşkın! O kuyular, din adamlarına güvenen halkımızın desteğiyle açılıyor.



Michael Jackson diye çok ünlü bir ÅŸarkıcı vardı. Bütün dünya gençliÄŸi ona hayrandı. Ä°nsanların gözünden düÅŸürmek için önce ona sübyancı iftirasını attılar, tutmadı. Baktılar ki olmuyor, göz göre göre öldürttüler. Çünkü kardeÅŸi Müslüman olmuÅŸtu. Kendisinin de Müslüman olduÄŸu ileri sürülüyordu. Öldürülmesinden üç ay kadar önce Batı gazetelerinde onun Müslüman olduÄŸuna dair haberler çıkmıştı. 
 
Michael Jackson, Müslüman olduÄŸunu açıklar diye korktular. Zira onun “Ben Müslümanım!” demesiyle birlikte bütün dünya gençliÄŸinde çok büyük çalkantı olacağından ve binlerce deÄŸil, milyonlarca gencin Ä°slâm’a gireceÄŸinden emindiler. Öyle olacaktı ve olurdu. Böyle bir ÅŸeye fırsat vermemek için canına kıydılar, hem de hiç gözlerini kırpmadan. 
 
1986 yılında bir Fransız dergisinde okumuÅŸtum. Fransa’da resmî istatistiklere göre 4 milyon Müslüman vardı. 2014 yılında yine bir Fransız dergisinde okudum, aradan çeyrek asırdan daha fazla zaman geçmesine raÄŸmen, verilen rakam deÄŸiÅŸmemiÅŸti... Bu garip durumu emekli öÄŸretim üyesi Mustafa Tahralı Bey’e sormuÅŸtum. Dedi ki: “Hiç de garip deÄŸil, ÅŸaşırmadım. Çünkü ben 1968 yılında Paris Sorbonne Üniversitesi’nde doktora yaparken resmî istatistiklere göre Fransa’daki Müslüman sayısı yine 4 milyondu!” Kesinlikle eminim ki günümüz Fransa’sındaki Müslüman sayısı 20 milyondan az deÄŸil! Fakat resmî makamlar 4 milyonda ısrar ediyorlar! Neden? Çünkü Müslümanların gerçek sayısını resmen kabul etseler, Müslümanlara bazı hakları tanımaları lâzım. O hakları onlara vermemek için yalana sığınıyorlar. Bakalım bu oyun daha nereye kadar sürecek?(!) 
 
SömürgeciliÄŸin maskesi
 
Her yaz gittiÄŸim, Paris’e trenle yarım saat uzaklıkta Lardy isimli bir kasaba vardır. Oradaki kilisenin papazına “Kaç kiliseye bakıyorsun?” diye sordum. “Sekiz kiliseden sorumluyum, fakat üçünde hiç cemaat olmadığı için, beÅŸ kilisem var!” dedi. Kendisinin bahsettiÄŸi kiliselerin her biri bir ilçe veya kasabada, aralarındaki mesafe de en az yirmi kilometre. Pazar âyinini nasıl yetiÅŸtirebildiÄŸini sordum. Bazı kiliselerdeki âyinleri Cumartesiye aldığını söyledi. Bundan 12 sen önceki rakamı veriyorum: Fransa’daki papazların yaÅŸ ortalaması 90 idi! 
 
Eskiden Fransız aileler çok çocuklu olur, ilk iki oÄŸullarından birini rahip olsun diye papaz mektebine, diÄŸerini de subay olmak üzere askerî okula gönderirlerdi. Åžimdilerde ise birkaç daÄŸ köyü dışında papaz mektebine çocuÄŸunu gönderen kalmadı! DiÄŸer Avrupa ve Amerika ülkelerinde de durum bundan farklı deÄŸil. Batı’da kiliselerde artık in cin top oynuyor! BoÅŸ kalan kiliseleri de Müslümanlar satın alıp cami yapıyorlar. Batı insanı Hıristiyanlıktan hızla uzaklaşıyor. Hıristiyanlıktan uzaklaÅŸanların birçoÄŸu da Ä°slâm’la buluÅŸuyor. Batı’nın derin devletlerini iyiden iyiye bir Ä°slâm korkusu sarmış durumda. Ne yapacaklarını bilemiyorlar. O yüzden de Ä°slâm’dan nefreti zihinlere yerleÅŸtirmek, Ä°slâm’ı öcü gibi göstermek için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. DEAÅž denilen vahÅŸet örgütünü kurduranların onlar olduÄŸu apaçık ortada! Yaralanan DEAÅž’lıların Ä°srail hastanelerinde tedavi gördüklerini artık kendileri de gizleyemiyorlar! Batı için önemli olan Ä°slâm’ın kötü, Müslümanların vahÅŸi gösterilmesi… Maalesef gâfil ve cahil Müslümanlar sayesinde bunu kolayca baÅŸarabiliyorlar. 
 
Roger Garaudy birkaç kitabında ÅŸu uyarıyı yapar: “Batılılar, bütün dünya insanlığına kendilerini ‘üstün insan’ olarak kabul ettirmek isterler. Batılılara göre, bilimin ve düÅŸüncenin anayurdu Batı’dır. Eski Yunan ilmi denilen ÅŸey, Mezopotamya, OrtadoÄŸu ve Mısır’da üretilen bir bilimken, ilmin sırf Avrupa’da doÄŸduÄŸunu kabul ettirebilmek için Yunan Mucizesi yalanına sarılırlar! Batılılara göre, insanlık için iyi olan fikir, görüÅŸ ve rejim gibi her ne varsa, hepsi de Batı’da üretilir. Batılı olmak, gerçek anlamda insan olmaktır. Batılı, diÄŸer ülkelerin insanlarını adam etmekle (!) yükümlüdür ve bu, ‘Beyaz Adam’ın yüküdür!’, yani sorumluluÄŸudur. Eski Yunan ÅŸehirlerinde 30 bin civarındaki hür insana karşılık, 300 bin köle varken ve kölelerin hiçbir hakkı yokken, demokrasinin bile Eski Yunan’da doÄŸduÄŸunu iddia edecek kadar ileri giderler Batılılar! Batı, sömürgeciliÄŸini dahi diÄŸer milletleri medenileÅŸtirme maskesini kullanarak yapar.” 
 
Ä°ÅŸte sırf bu yüzden de Batılılar, kendileri dinsizleÅŸtikleri halde, Hıristiyanlığı hâlâ en iyi din olarak savunuyorlar ve Hıristiyan din adamlarını sütten çıkmış ak kaşık ve erdem timsali olarak göstermeye devam ediyorlar.  
 
BoÅŸ kiliseler
 
Jean Daniélou (Jan Danielu) adlı bir kardinal vardı. Entelektüel biriydi. Bir eseri hâlâ benim kitaplığımdadır. Papa, bildiÄŸiniz gibi, en yüksek rütbeli din adamı olan kardinaller arasından seçilir. Ä°ÅŸte bu kardinal, ruhunu bir genelevinde teslim etti. Batılı dindar çevreler, “Oraya kadınlara nasihat için gitmiÅŸtir!” diyerek onu hoÅŸ gördüler. Batılı dinsiz çevreler de bu meselenin üzerinde hiç durmadılar. Neden? Çünkü Batı’nın diÄŸer ülkelere, Batı dininin de diÄŸer dinlere karşı kötü gösterilmemesi lâzım da ondan! Allah korusun, bizde bir müftü veya ilâhiyatçı aynı duruma düÅŸse… Bırakın din düÅŸmanı çevreleri, dindar çevreler bile ağızlarını ve kalemlerini bir açar bir daha da kapatmazlar… 
 
Batı filmlerinde din adamları en olgun, en dürüst ve en yol gösterici adamlar olarak takdim edilir. Neden? O filmleri seyreden Batı dışı ülkeler, Hıristiyanlığa özenip Hıristiyan olsunlar diye… Nitekim bir zamanlar devlet televizyonunda oynatılan “Küçük Ev” dizisindeki o ağır baÅŸlı ve mükemmel (!) papazın etkisiyle maalesef bazı vatandaÅŸlarımız Hıristiyan olma gafletine düÅŸtüler. Batılı, bu sinsice oyununu ve bu arsızca kurnazlığını hâlâ devam ettiriyor. Åžu hale bakar mısınız: Son on yılda sadece Avrupa’da, Amerika’da deÄŸil, bütün dünyada sübyancı papazlar aleyhine binlerce dâvâ açılmışken… Vatikan bu dâvâlar yüzünden yüklü tazminatlar öder ve iÅŸin içinden çıkabilmek için çırpınıp dururken… Artık kırılan kol da yen içinde saklanamazken…  NeymiÅŸ? Oralarda, ayrıca Hindistan’da ve insanların sopayla namaza sevk edildikleri Suudi Arabistan’da bile din adamlarına Türkiye’den daha fazla, hem de üç kat daha fazla güveniliyormuÅŸ?! 
 
Küçük Ev dizisi 1974-1983 TRT
 
Bu vatanı ve bu milleti seven biri, isterse Ä°slâm düÅŸmanı ve dinsiz olsun, Batı’nın utanmazca ortaya attığı bu yalana, bu sahtekârlığa, nasıl olur da inanır? Hiç araÅŸtırmadan, üzerinde düÅŸünmeden gerçekmiÅŸ gibi ayaküstü yorumlara kalkışır? En ufak sorumluluk duymadan servis eder? Medyamız bu kadar mı Batı’nın sinsi emellerinden habersiz? Yazarlarımız Batı’nın bu hinoÄŸlu hinliÄŸini anlayamayacak kadar mı basiretsiz? Batılıların din adamlarına güvenleri olsa, kiliselere koÅŸarlar! Haftada bir, Pazar âyinine bile gitmeyen kimseler, o boÅŸ kiliselerin ortalıkta görünmeyen din adamlarına nasıl oluyor da güveniyorlarmış? Buna karşılık, hocalar ve hacılar filmlerde hep kötü gösterildiÄŸi halde, hâlâ Cuma günleri camilere sığmayan, beÅŸ vakit de camileri boÅŸ bırakmayan bizim insanımız, nasıl oluyor da din adamlarına güvenmiyormuÅŸ? Medyamız ve yazarlarımız, böylesine bayağı, böylesine bizi aÅŸağılayan bir iftirayı nasıl kabullenebiliyorlar? 
 
Gerçek ÅŸu: Türkiye’nin önlenemez yükseliÅŸi, emperyalist Batı dünyasını çıldırtıyor! O yüzden hedef Türkiye’dir! Bunu, bu ülkenin nimetiyle beslenen kimseler nasıl görmez ve nasıl bilmezler? Cezayirli düÅŸünür, merhum Mâlik Bin Nebî, kitaplarında özellikle not etmiÅŸ ve “SömürgeleÅŸmeye meyyal beyinler vardır, onlar Batılıların zorlamasına ihtiyaç kalmadan kendiliklerinden sömürgeleÅŸirler!” demiÅŸti. Güvenilir (!), Batılı araÅŸtırma ÅŸirketinin ortaya attığı yalana, daha doÄŸrusu iftiraya mal bulmuÅŸ maÄŸribî gibi sarılanları gördüÄŸünüzde, o düÅŸünürün ne kadar haklı bir tespit ve teÅŸhiste bulunduÄŸunu anlıyorsunuz, deÄŸil mi? Batılılara “gönüllü sömürge” olmuÅŸ beyinlere bir ÅŸey diyemem! Ä°stanbul Bienal’ini bile Batılılara yaptıran zavallılara seslenmeye tenezzül etmem! Sinemamızın ödüllerini Batı emperyalizmine uygun filmlere vermeye can atan Batı kölelerine de diyecek sözüm yok! 
 
Batılı, insansever değildir
 
Ben bu vatanı ve bu milleti seven ve sevdiÄŸini söyleyen kimseleri muhatap alıyorum ve diyorum ki: Batı’nın ortaya attığı her meseleye balıklama atlamayın! O meselenin arkasında ne vardır diye iyice bir düÅŸünün! Batı, hep oyun ve aldatma peÅŸindedir, bunu iyi bilin! Bakın, Batılı insansever deÄŸildir! Batılı sadece kendi insanını sever! Afrika’nın elmas ve altın gibi en kıymetlileri baÅŸta olmak üzere bütün madenlerini zorla onların elinden çekip alan ve hâlâ da sömürmeye devam eden Batılı, sıtmadan ölen, susuzluktan kavrulan o insanlara asla acımıyor! Bir sıtma ilacı dahi vermiyor! Bataklıklarını ilaçlamıyor! Su kuyuları açmıyor! Bütün bunları bizim insanımız yapıyor. Kimilerinin “yobaz” dedikleri cemaatler ve dindar insanlarımız Afrikalılara merhem oluyor, su kuyularını onlar kazıp Afrikalılara armaÄŸan ediyor! Kurbanını oralarda kestiriyor! Åžunu lütfen not edin: 
 
 
Bütün Batı dünyasının koca Afrika’da açtırdığı kuyu sayısı sadece ve sadece 150! Bizim insanımızın açtırdığı kuyu sayısı ise 50 bini aÅŸkın! O kuyular, din adamlarına güvenen halkımızın desteÄŸiyle açılıyor! Biz gerçekten büyük milletiz. Bu ülkenin mümin insanları, bu vatanın Müslüman evlâtları Batılılarla asla ve kat’a kıyas edilmeyecek kadar insaflı ve merhametlidir. Din adamlarımız da onların din adamlarından kat be kat haysiyetli, namuslu ve güvenilirdir! Yıllardır kol kanat gerdikleri bölücülerle Türkiye’yi durduramayan Batılılar, Türkiye’nin ÅŸahlanışından aşırı derecede rahatsızlar! Onun için çamur üstüne çamur atıyorlar! Batı’nın gerçek yüzünü, emperyalistlerin gerçek niyetini hâlâ göremeyip gaflette direnenlere yazıklar, yazıklar, yazıklar olsun! 
 
 
 
Müellif: Cemal Aydın / Star Gazetesi- Açık GörüÅŸ

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.