Sosyal Medya

Bilal Erdoğan’ın açıklamalarıyla gündeme gelen 'babadan oğula siyasi miras'

Babası önemli bir devlet adamı olup da kamuoyunun bu denli ilgisini çeken ilk kişi Bilal Erdoğan değildi. Geçmişte birçok önemli devlet adamının ilgi odağı olmuş oğlu, kızı ya da kardeşi kendisini aktif siyasi arenanın içinde bulmuştu



KAYNAK: INDEPENDENT TÜRKÇE
 
Ak Parti kurulduÄŸu günden 30 Mart 2014 yılına kadar CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ailesini kadrajlardan özellikle uzakta tuttu; fakat bu durum zikredilen tarih sonrası kısmen deÄŸiÅŸti. Bunun en önemli sebebi 2013 yılından itibaren siyasi arenadaki bazı aktörlerin, meÅŸruiyeti tartışmaya açık politik enstrümanlar ve illegal vasıtalarla o zamanlar BaÅŸbakan olarak görev yapan ErdoÄŸan’ın ailesini doÄŸrudan hedef almasıydı. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan bu korumacı refleksi daha fazla sürdüremeyeceÄŸini anladı; bu yüzden, 30 Mart 2014 yılında zaferle çıktığı Yerel Seçimler sonrası konuÅŸma yapmak üzere balkona çıktığında bu kez yanında yalnızca eÅŸi Emine ErdoÄŸan deÄŸil, diÄŸer aile bireyleri de vardı.

O gün balkondaki en ilgi çekici isim, Necmettin Bilal ErdoÄŸan’dı. Ak Parti iktidara geldikten sonra yıllarca öÄŸrenimi sebebiyle yurt dışında bulunan Bilal ErdoÄŸan ülkeye kesin dönüÅŸ yaptıktan sonra her yaptığı ile ilgi odağı oldu. ÇoÄŸunlukla TÜGVA, TÜRGEV ve Okçular Vakfı gibi sivil toplum kuruluÅŸların faaliyetleriyle öne çıkan Bilal ErdoÄŸan TV’lerden ise hep uzak durdu.

Vakıf çalışmalarında yaptığı kısa konuÅŸmalarında, kamuoyuna yansıyanlardan anlaşılabildiÄŸi üzere, siyaset ile doÄŸrudan bir temastan ziyade politik mekanizmanın üzerine inÅŸa edildiÄŸi etik yasalara dair bir çalışma alanı belirlediÄŸi imajını ortaya koyuyordu. Bilal ErdoÄŸan’ın bunun için en önemli mecra ve manevra alanı olarak eÄŸitimi ve gençlik çalışmalarını gördüÄŸü anlaşılıyordu.

GeçtiÄŸimiz gün CNN Türk’te konuk oldu ve kamuoyu onu ilk kez canlı bir ÅŸekilde izleme fırsatı buldu. Programdaki en önemli sorulardan biri Ahmet Hakan’ın Bilal ErdoÄŸan’ın yönelttiÄŸi “Aktif siyasete katılmayı düÅŸünüyor musunuz?” sorusuydu.

Bilal ErdoÄŸan bu soruya ÅŸu ÅŸekilde cevap verdi;

“Aktif siyasetin içerisinde yer almak istemiyorum. Siyaset bizim ailemiz için yük oldu. Bizim ailemize çok zorluklar getirdi. Ä°ftiraları yaÅŸadık. Åžuna inandım bu süreçte. Türkiye'de sivil toplumun güçlenmesine bari kendimi seferber edeyim. GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde siyaset bütün toplumun önünde gitmez. Toplum gider siyaset onu takip eder, ayak uydurmaya çalışır. Siyaset toplumun sinyallerini takip ederek gerekenleri yapar. STK'lar ise aradaki o aktarımı gerçekleÅŸtirir"

Babası önemli bir devlet adamı olup da kamuoyunun bu denli ilgisini çeken ilk kiÅŸi Bilal ErdoÄŸan deÄŸildi. GeçmiÅŸte görev yapmış birçok önemli devlet adamının ilgi odağı olmuÅŸ oÄŸlu, kızı ya da kardeÅŸi isteyerek yahut istemeyerek kendisini aktif siyasi arenanın içinde bulmuÅŸtu.

Ä°zzet-i nefsi çiÄŸnen bir BaÅŸbakanın mirasını devralacak bir oÄŸul: Yüksel Menderes

Adanan Menderes, Berrin Menderes ile evlenirken Berrin Hanım’ın Adanan Bey’den bir arzusu vardı: Her ne pahasına olursa olsun Adnan Menderes siyasete girmeyecekti. Adnan Menderes eÅŸine bu sözü verdi ve siyasetten uzak durmaya gayret gösterdi. Fakat günlerden bir gün Serbest Cumhuriyet Fırkası Genel BaÅŸkanı Fethi Okyar, Aydın’a gelip de ahaliye ‘bu ÅŸehrin en sevilen ve dürüst kiÅŸisi kimdir’ diye sorunca her ÅŸey ters yüz oldu. Menderes yoÄŸun ikna çabaları sonucu Serbest Cumhuriyet Fırkası Aydın Ä°l BaÅŸkanı olmuÅŸ ve takip eden aylarda yapılan yerel seçimlerde her türlü hile ve cebire raÄŸmen Aydın’da CHP’ye kök söktürmüÅŸtü.

Gel gelelim Ä°ÅŸler istenildiÄŸi gibi gitmedi ve Serbest Cumhuriyet Fırkası kendisini feshederek kapandı ve Adnan Menderes politika dışında kaldı; ama lise yıllarından beri tanıdığı ve neredeyse aÄŸabeyi kadar kendisine yakın olan Celal Bayar’ın ikna çabasıyla CHP Aydın Ä°l BaÅŸkanlığına getirildi.

Mustafa Kemal, Serbest Cumhuriyet Fırkası kapatıldıktan sonra çıktığı Ege ziyaretinde istemeyerek de olsa Aydın CHP Ä°l Binasına gitti, gitmek istememesinin sebebi ise Adnan Menderes’in Serbest Cumhuriyet Fırkası Aydın Ä°l eski BaÅŸkanı olmasıydı. Fakat 10 dakika oturmak için uÄŸradığı il baÅŸkanlığında 4 saatten fazla oturdu ve genç il baÅŸkanı Adnan Menderes’in siyasi zekâsı ve hitabetine hayran kalarak binadan ayrıldı.

Çok kısa bir süre sonra yapılan Genel Seçimlerde Adnan Menderes, Mustafa Kemal PaÅŸa tarafından milletvekili adayı gösterildiÄŸini çiftliÄŸine kendisini tebrik etmeye gelen dostlarından öÄŸrendi. Meclisin en genç isimlerinden biri olan Adnan Menderes milletvekilliÄŸi sürecinde üniversiteye gitti ve kendisini mütemadiyen yetiÅŸtirdi. Meclisteki en etkili hatiplerden biriydi ve çokça da seviliyordu.

Åžükrü SaraçoÄŸlu’nun baÅŸbakanlığı sırasında Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ile baÅŸlayan tartışmalı süreçte ihraç edilip Demokrat Parti’nin kurucuları arasında yer aldı. 1950 yılında yapılan seçimlerde Demokrat Parti zaferle çıkınca ismi BaÅŸbakan olması beklenen kiÅŸiler arasında gösterildi; fakat o, Fuat Köprülü’nün BaÅŸbakan olmasını istiyordu. Hatta bunun için Celal Bayar’a ricacı olmak adına makamına kadar gitti. Oysa CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar kararını vermiÅŸti: Hem BaÅŸbakan hem de Demokrat Parti Genel BaÅŸkanı olacak kiÅŸi Adnan Menderes’ti.

Adnan Menderes, yolları ayrılana kadar hep dostu olarak gördüÄŸü Fuat Köprülü’ye DışiÅŸleri Bakanlığı makamını verdiÄŸi kabinesi ile göreve baÅŸladı. BaÅŸbakan olarak baÅŸladığı görevi 27 Mayıs 1960 yılında askeri bir darbe ile devrilene kadar kesintisiz bir biçimde sürdü. Adnan Menderes yaklaşık 10 sene Türkiye Cumhuriyeti BaÅŸbakanlığı ve Demokrat Parti Genel BaÅŸkanlığı görevini icra etti. Askeri darbe sonrası ise Yassıada Mahkemeleri olarak anılan yargılama süreci baÅŸladı.

Adnan Menderes hakkında iddia edilen suçlamaların çoÄŸu mahkeme salonunda Adnan Menderes ve tanıklar tarafından çürütülünce mahkemede oldukça garip iddialar konuÅŸulmaya baÅŸlandı. Sözgelimi Menderes’in Ayhan Aydan ve Suzan Sözen isimli kadınlarla yasak aÅŸk yaÅŸadığı iddiaları ortaya atıldı. Bu ve benzeri iddialar ile aslında amaç ipe gönderilmesi çoktan kararlaÅŸtırılmış Menderes’in halk nezdinde itibarsızlaÅŸtırılmasıydı. Menderes hukuki rezaletlerle dolu bir dizi siyasi yargılanmaların neticesinde 17 Eylül 1961 günü idam edildi.

Bütün bu süreçlerin en önemli tanıklarından birisi de Adnan Menderes’in oÄŸlu Yüksel Menderes’ti. Babasına yapılan tüm kötü muameleyi yakından görmüÅŸ ve idamındaki çaresizliÄŸine bizzat ÅŸahit olmuÅŸtu. OÄŸul Menderes sabırla babasının mirasını devralacağı güne kadar bekledi ve vakti geldiÄŸinde siyasete Adalet Partisi’nde atıldı.

Adnan Menderes’in oÄŸlu Süleyman Demirel’in kâbusu oluyor

Adnan Menderes’in vefatından sonra Demokrat Parti’nin devamı olarak görülen Adalet Partisi iktidara gelmeyi baÅŸardı. Özellikle 1970’li yılların başında Demokrat Partili eski siyasetçilerin affı önemli bir gündem konusuydu. Bu meselenin en önemli savunucusu Aydın’dan milletvekili seçilerek meclise giren Yüksel Menderes’ti.

Demokrat Partililerin affı tartışmalarında Demirel’in açıkça ‘orduyu rahatsız etmek istemiyorum’ demesi partide çatlak seslere sebep oldu. Demirel bu çatlak sesleri susturmak için ihraç mekanizmasını çalıştırdı ve ihraç edilenlerden biri de Yüksel Menderes’ti. Tıpkı babasının CHP’den ihraç edilmesi sonrasında olduÄŸu gibi oÄŸul Menderes de yeni bir partinin kuruluÅŸunda yer aldı ve o parti Demokratik Parti idi. Bu parti kurulduktan sonra Süleyman Demirel bir daha tek başına iktidara gelecek bir hükümet kuramadı.

Yüksel Menderes büyük bir heyecan içinde politik çalışmalarını yürüttüÄŸü bir sırada 8 Mart 1972 yılında evinde ölü bulundu. Ä°ddialar intihar olsa da Yüksel Menderes’in bir suikasta kurban gittiÄŸi düÅŸünülmekteydi.

Ä°smet Ä°nönü’nün dahi oÄŸlu Erdal Ä°nönü babasının gölgesi olarak siyasete giriyor

Mustafa Kemal vefat ederken BaÅŸbakan Celal Bayar’dı. Atatürk bilhassa iktisadi konularda anlaÅŸmazlık yaÅŸadığı Ä°smet PaÅŸa’yı görevden almış ve yerine Ä°ÅŸ Bankası kurucusu, eski Ä°ttihatçı Celal Bayar’ı getirmiÅŸti. Buna raÄŸmen Mustafa Kemal’in ölümünden kısa bir süre önce yazdırdığı vasiyetinde bulunanlardan biri de Ä°smet Ä°nönü’nün çocuklarının eÄŸitim masraflarının karşılanmasıydı.

Mustafa Kemal’in ölümünden sonra BaÅŸbakan Celal Bayar, CumhurbaÅŸkanlığına aday olmamış ve Ä°smet Ä°nönü’nün Reis-i CumhurluÄŸa giden yolda önünü açmıştır. Ä°smet Ä°nönü 1938 yılında devraldığı CumhurbaÅŸkanlığı makamını kendisine bu yolu açan Celal Bayar’a devredene kadar 7 sene boyunca kesintisiz sürdürmüÅŸtü. Sonrasında uzun süre muhalefet partisi baÅŸkanlığını yürüten Ä°smet Ä°nönü, genç ve hırslı bir isim olan Bülent Ecevit karşısında CHP kongresini de kaybederek siyasi arenanın tamamen dışına itildi.

Ä°smet Ä°nönü’nün siyasi hayatının bitmesi Ä°nönü ailesinin siyasetten tamamen çekileceÄŸi anlamına gelmiyordu. Bilimsel sahada yaptığı çalışmalarla ülkenin medarı iftiharı olarak gösterilen Erdal Ä°nönü toplumsal beklenti ve baskıya daha fazla dayanamayarak babasının mirasını sürdürmek adına 1983 yılında siyasete atıldı. Kurucusu olduÄŸu SODEP’in Halk Partisi ile birleÅŸmesi sonrası SHP’nin Genel BaÅŸkanı oldu ve 1993 yılına kadar kesintisiz bir ÅŸekilde bu görevi sürdürdü. 1995 yılında SHP’nin CHP ile birleÅŸmesi sonrası hükümette yer buldu ve BaÅŸbakan Yardımcısı oldu. Erdal Ä°nönü 1995 yılında DışiÅŸleri Bakanlığına getirilmiÅŸse de bu görevi sadece 7 ay kadar sürdürmüÅŸtü.

Siyasetten sonra bilim adamı kimliÄŸine dönen Ä°nönü 31 Ekim 2007 yılında hayata veda etti. Siyasete girmeyi çok büyük ÅŸevk ile istemedi, görevdeyken babasından dolayı beklentiler hep çok yüksekti. Erdal Ä°nönü hayatı boyunca bu beklentileri karşılamak için yoÄŸun bir gayret sarf etti. Meclisin renkli simalarından biri olan Erdal Ä°nönü naif ve kibar kiÅŸiliÄŸi ile siyasete bir seviye kazandırmayı baÅŸarmıştı.

OÄŸlu büyükelçi oldu ve torunu BaÅŸbakan: Ali Kemal

Cumhuriyet tarihinde babasının veya kardeÅŸinin mirasını taşıyan ya da taşımak zorunda kalan sayısız isim oldu. Bunlar arasında rahmetli Korkut Özal’dan baÅŸlayarak hala aktif olarak siyaset yapan Fatih Erbakan, TuÄŸrul TürkeÅŸ veya Bekir Pakdemirli gibi pek çok ismi saymak mümkün.

Lakin Cumhuriyet öncesi yaÅŸamış Ali Kemal’in mirası bambaÅŸka bir hikâyeyi gündeme taşıyor.

Ali Kemal 1867 yılında Çankırılı bir babanın oÄŸlu olarak Ä°stanbul’da doÄŸmuÅŸtu. Paris’te eÄŸitim için bulunduÄŸu yıllarda Ä°kdam gazetesinde yazarlığa baÅŸladı. Ä°sviçre’da tanıştığı Winifred Brun isimli kadınla evlendi ve bu evlilikten iki çocuÄŸu dünyaya geldi.

Ali Kemal, 1908’de ilan edilen Ä°kinci MeÅŸrutiyet ile yurda dönmüÅŸ; fakat 31 Mart Vakası sonrası Hareket Ordusu Ä°stanbul’a girmeden kısa bir süre önce Paris’e kaçmıştı. Bu sırada Ä°ngiliz eÅŸinden Osman Wilfred isimli bir erkek çocuk dünyaya geldi. Osman ÅŸu aralar Ä°ngiltere BaÅŸbakanı olarak görev yapan ve Brexit ile Ä°ngiltere siyasetini kasıp kavuran Boris Johnson’ın dedesidir. Yani Ali Kemal, Boris’in büyük dedesidir.

Ali Kemal, Ä°ttihat ve Terakki liderlerinin Birinci Dünya Savaşı hezimeti sonrası yurttan kaçmasıyla memlekete dönmüÅŸtü. Döndükten kısa bir süre sonra hükümette bakanlık gibi önemli görevler üstlenmiÅŸti. Millî Mücadele karşıtlığı ile bilinen Ali Kemal, 26 AÄŸustos 1922’de Ä°stiklal Mahkemesi tarafından gıyaben idama mahkûm edildi. Ä°stiklal Caddesinde tıraÅŸ olduÄŸu bir sırada Millî Mücadele taraftarlarınca kaçırılan Ali Kemal Sakallı Nurettin PaÅŸa tarafından linç ettirilerek öldürülmüÅŸtü.

Fakat Ali Kemal’in siyasi mirası onun ölümünden sonra da sürdü. Ali Kemal Birinci Dünya Savaşının sonunda yurda döndüÄŸünde Sabiha Hanım isimli bir Türk ile evlenmiÅŸti. Sabiha Hanım kocasının linç ettirilmesiyle oÄŸlu Zeki Kuneralp’i de alarak Ä°sviçre’ye gitti ve yurda ancak 1939 yılında döndü. Zeki Kuneralp çok iyi eÄŸitim almış biriydi, bizzat Ä°smet Ä°nönü’nün atamasıyla baÅŸlayan DışiÅŸleri kariyerinde önemli baÅŸarılara imza attı. 1978 yılında Ä°spanya’nın baÅŸkenti Madrid’de Büyükelçi olarak görev yaptığı sırada ASALA terör örgütünün saldırısına uÄŸradı ve eÅŸi Necla Kuneralp bu saldırıda ÅŸehit oldu.

Babaların mirası oğulların sırtında olur

Siyasi tarih gösteriyor ki toplum dinamiklerinin oluÅŸturduÄŸu beklentiler, önemli devlet adamlarının aile bireylerini siyasete girmeye çoÄŸunlukla mecbur bırakmıştır. Bunun güncel politik sahada getirisi ve götürüsü ise çoÄŸunlukla o anın konjonktürel havasına göre ÅŸekillenmektedir. Nitekim bugünün politik koÅŸullarında Bilal ErdoÄŸan güncel siyasetten uzak durmayı tercih ediyor. Bilal Bey, Ahmet Hakan’ın programındaki konuÅŸmasını ÅŸu ÅŸekilde sürdürüyor;

EÄŸer ben Türkiye'nin CumhurbaÅŸkanı'nın oÄŸlu olmasaydım yaptığım iÅŸe bu kadar destek çekemezdim. Meral Hanım'ın o lafı bile ilgi çekiyor. Bir kısım hep menfi ilgiyle yaklaşıyor, insaflı insan ÅŸu yapılan iÅŸi beÄŸenmez mi ya? 'Ne olur beni sevmiyorsanız bana raÄŸmen bile gelin' dedim ben. CumhurbaÅŸkanı'mızla çok sık görüÅŸemiyoruz. Ben ÅŸimdi arayıp da gündeminde yer açmak istemiyorum. Herhalde 2-3 haftada bir kere görüÅŸüyoruz. Ankara'da bir saat fazla geçirmemeye çalışırım.”

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.