Sosyal Medya

Kenan Alpay: Afrikalı saat satıcıları meselesinden örnekler vererek İçişleri Bakanlığı topluma güven telkin edeceğini mi düşünüyor acaba?

Panik ve öfke iklimi kime, nereye hâkim olursa olsun sadece yanlışları arttırmaya sürükler. Çünkü panik ve öfke iklimi ne sorunların ne de çözümlerin doğru tespit edilebilmesine imkân tanır. Şimdi pek kimse hatırlamak istemiyor ancak kısa bir zaman öncesine kadar hiç de azımsanamayacak oranda trajikomik nitelikte işlere imza atılmıştı.



Hızla akla gelen birkaç örneÄŸi ÅŸöyle bir anımsayalım isterseniz. Enflasyonla Topyekûn Mücadele adı altında zabıta ekipleri tarafından marketlerde fiyat listelerinin incelendiÄŸi günlere ait haber ve fotoÄŸraflar hafızalarımızdaki tazeliÄŸini koruyor olmalı. Hani pazaryerlerinde sekiz-on kasa domates-biber satan esnafı kameralar eÅŸliÄŸinde fırçalayan belediye baÅŸkanlarının sıraya girdiÄŸi haber bültenleri modasının bir fırtına gibi estiÄŸi günlerden bahsediyoruz. Ya da “küresel sermayenin iÅŸbirlikçisi patates ve soÄŸan lobilerinin çökertilmesine az kaldı” tadında ülkeye müjde olarak duyurulan kurtuluÅŸ reçetelerinin nasıl da hızla karikatüre döndüÄŸünü dudaklarımızda acı bir tebessüm belirerek hatırlıyoruz.
 
Ä°ÅŸporta Saat Ekonomisi de Hedefte
 
Ä°çiÅŸleri Bakanı Süleyman Soylu’nun geçen gün verdiÄŸi bir beyanatta çok enteresan bir örnek geçiyordu. Soylu’nun vurgusu tam olarak ÅŸöyleydi: “Elinde bir saat 10 liraya satıyor, Afrika’dan gelmiÅŸ. Biz buna müsaade etmeyeceÄŸiz”. Asıl konu elbette ki Suriyeli muhacirler ancak Bakan Soylu’nun deÄŸerlendirmesi Afgan, Özbek derken Afrikalı saat satıcılarına deÄŸin uzanıyor. Sadece Ä°stanbul’da deÄŸil pek çok ÅŸehirde küçük tezgâhlar kurup ucuz saat, koku veya oyuncak satan bu insanların ne ekonomiye ne de topluma en küçük bir zararları tespit edilebilmiÅŸ. Aksine aynı kaldırımlara tezgâh açan insanlar nezdinde de oradan gelip geçen veya alışveriÅŸ yapan insanlar nezdinde de her açıdan yaygın bir sempati öznesi olarak algılanıyorlar. Sokaklarda muhacir-mülteci kovalama iÅŸini Afrikalı saat satıcılarına kadar indirileceÄŸine yönelik ilanlar ne iÅŸe yarayacak, hangi sorunumuzu düzeltecek bilen varsa söylesin lütfen!
 
Afrikalı saat satıcıları meselesinden örnekler vererek Ä°çiÅŸleri Bakanlığı topluma güven telkin edeceÄŸini mi düÅŸünüyor acaba? Yoksa sokaklardan sadece Suriyeli deÄŸil Özbek, Afgan veya Afrikalı mültecilerin de arındırılacağına iliÅŸkin güvenlik merkezli politikaların esaslı bir çözüm olacağına mı inanıyor? Temel sorun ve en büyük yanlış muhacir-mülteci sorununu bu aÅŸamada bir güvenlik sorunu olarak görmektir esasen. Ne bir stratejik plan yürürlükte ne de Bakanlar Kurulu’nun koordineli çalıştığına iliÅŸkin bir gösterge var ortada. Daha fenası muhacir-mülteci sorununun en ağır travmalarını atlatmış ve belli oranda entegrasyonu saÄŸlamışken Türkiye’nin kendini inkar edercesine en önemli kazanımlarını harcamaya soyunmuÅŸ bir profil çizmesidir. Mazlumların sığınağı ve koruyucusu, dikta ve katliam rejimlerinin gadrine uÄŸramış kitlelerin güvenli bölgesi modelini Türkiye’nin bu saatten sonra inkâra kalkışması tek kelimeyle siyasi ve ahlaki bir intihardır.
 
Katliamların kesintisiz bir biçimde devam ettiÄŸi Ä°dlip bölgesine hangi gerekçeyle olursa olsun insan deÄŸil bir tek canlı gönderilmemelidir. Ne Rusya ve Ä°ran ne de Esed rejimi ve PKK-PYD cinayet iÅŸlemekten, yakıp yıkmaktan, tecavüz etmekten geri duruyor. Suriye’den gelen insanlar turistik amaçlarla gelmediler, sistematik katliamlardan kaçıp geldiler. Üstelik geldiklerinden daha ağır ÅŸartlar hüküm sürüyor Suriye’de. Kapsamlı ve kalıcı bir çözüm için makul ve dengeli bir stratejik plan hazırlamak gerekiyor. Medyada çıkan operasyon görüntüleriyle Türkiye sadece ve sadece tarihe çirkin kayırlar düÅŸmüÅŸ, düÅŸmanlık hislerini kitlelere yaymış olur. Suriyeli muhacirleri korkak, asalak veya görüntü kirliliÄŸi olarak tasvir eden yaklaşımların terk edilmesiyle iÅŸe baÅŸlanmalı. EÄŸitim ve saÄŸlık politikalarında hâlâ sosyal medyada veba gibi salgın hale gelen yalan haberler, montaj görüntüler belirleyici oluyor.
 
Boraltan Köprüsü Ağıtları Güncellenmesin
 
Çalışan adamdan neden zarar gelsin? Ä°ÅŸyeri açan veya makul ÅŸartlarda çalışan, üreten, ticaret yapan, eÄŸitim ve kültüre katkı saÄŸlayan yüz binleri hâlâ topluma izah edemeyen bir iletiÅŸim felci hâkim Hükümet’e. Elleri kelepçelenerek Ä°dlip’e sınırdışı edilen 400 gencin durumunu hukuki açıdan hâlâ tartışamadık. Bu insanların bir bombardıman sırasında katledildiÄŸine iliÅŸkin görüntüler kamuoyuna yansırsa bu kez Boraltan Köprüsü faciası ve ağıtını güncellemiÅŸ olmayacak mıyız? “Genç ve kayıtsız erkekleri gönderiyoruz” söylemi iÅŸlenen hukuksuzluÄŸu hafifletmiyor. Aileler parçalanarak veya Avrupa’ya geçiÅŸ yollarını açma yönünde tehditler savurarak varılacak menzilde kronikleÅŸen sorunların kangrene dönüÅŸmesinden baÅŸka elde bir ÅŸey kalmayacak. 
 
Hâlâ tehdidin boyutları idrak edilmemiÅŸ gibi ancak yerli ve milli duruÅŸ maskesiyle alenen Ata/Türkçülük ve ulusolculuk siyaseti toplumun damarlarında dolaÅŸan kışkırtıcı bir mikroba dönüÅŸüyor. SavaÅŸlar hemen yanı başımızda, göç yolları üzerindeyiz ve Avrupa’ya geçmek isteyenler için ilk ulaşılacak hedef Türkiye. Fakat bütün bunlar Türkiye’nin belli noktalarda aleyhine olsa bile lehine birçok geliÅŸme de güçlü bir biçimde iÅŸliyor.
 
EÄŸitim, saÄŸlık, istihdam ve ikamet sorunları üzerine istiÅŸare süreçleriyle oluÅŸturulmuÅŸ stratejik planlama yerine Ä°çiÅŸleri Bakanı nezdinde ekranlarda sürekli bir biçimde kaç kiÅŸi geldi, kaç kiÅŸi yakalandı, kaç kiÅŸi geri gönderildi gibi mevzular üzerine istatistik raporları beyan eden bir Hükümet algısını acilen gidermek gerekiyor. SaÄŸlık, Milli EÄŸitim, Aile ve Ticaret Bakanları da ekranlara çıkıp muhacirler meselesine dair nasıl bir planlama yapıldığını beyan etmeli ki, sosyal medyadaki dedikodu aÄŸları üzerinden topluma aşılanan açmazdaki ruh hali giderilebilsin.
 
Bakın CHP ve Ä°YÄ° Parti gerekli kışkırtmaları yapıp geri çekildi ve Hükümet’in çaresizliÄŸini, çeliÅŸkilerini kullanmak ve büyütmek üzere yeni hamleler planlıyor. “Türkiye düzeni korumakta kararlı” gibi cümleleri sürekli ve salt Suriyeli muhacirlerle birlikte zikrederek oluÅŸturulan imaj en önce agresif bir toplumun inÅŸasına yarayacaktır. Oysa bize lazım olan kardeÅŸlik hukukudur. Kemalist devlet reflekslerini bir kenara atalım: Arapça tabelaları indirerek ne iÅŸsizlik sorunu çözülür ne de enflasyonla mücadele edilir. Suriyeli muhacirlerin iÅŸletme ruhsatlarını iptal ederek, ekonomide atılım deÄŸil çöküÅŸ yaÅŸanır. Birey ve toplum olarak, Hükümet olarak ÅŸeref kazandıran adalet ve merhamet siyasetinden sapmak çürümeye yol açacağını akıldan çıkarmayalım.
 
Yeni Akit

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.