Sosyal Medya

Güncel

Abdullah Yıldız: Camiler son durağımız olmadan beş vakit uğrağımız olsun

Abdullah Yıldız- Yeni Akit



Müslümanlar olarak sondurağımızın camiler olduÄŸu, her Müslüman’ın son yolculuÄŸuna çıkmak için camilerdeki musalla taşına konulup cenaze namazı kılınarak uÄŸurlandığı hepimizin malumudur. Ancak, haftada bir Cuma namazı ve yılda iki Bayram namazı ile Ramazan ayında teravih namazları için ve ara sıra da ‘kandil’ gecelerini ihya için camileri ziyaret etmenin dışında günlük hayatta camilerimiz kaç vakit ‘uÄŸrağımız’ -uÄŸrak yerimiz- oluyor? Bugün-yarın derken, bir bakmışsınız, son duraktasınız…
 
Cahit Sıtkı ne güzel demiÅŸ: “Neylersin ölüm herkesin başında./ Uyudun uyanamadın olacak./ Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? / Bir namazlık saltanatın olacak,/ Taht misali o musalla taşında.”
 
Ölümü, son durağı ve ötesini; Ahiret Hayatını ve Hesap Gününü günlük hayatımızda ne kadar sık hatırlıyoruz? Bizleri günde beÅŸ vakit namazın ikamesi için camiye çağıran ezanların davetine ne kadar icabet ediyoruz? Namazlarımız ve camilerimiz, hayatımızın merkezinde mi yoksa parantezinde mi?…
 
Cami, cemaat ve namaz konusu gündeme geldiÄŸinde, insanımız genellikle dingörevlilerini ÅŸikâyet konusu yapar; camiye ve namaza gelmemenin ‘beynamaz özrü’ türünden bahanesi olarak da sıkça imamların yetersizliÄŸini ileri sürerler.
 
Tabii ki, her ‘din görevlisi’ kardeÅŸimiz birer “din gönüllüsü” olmalı; ed-Dinü’l-Kayyim olan Ä°slâm’ı, “Din’in direÄŸi” olan namazı ve “Allah’ın evleri” olan camileri Allah’ın kullarına sevdirmek için taşın altına sadece elini deÄŸil, yüreÄŸini, hatta bütün bedenini koymalı, varlığını Ä°slâm dâvasına adamalıdır. Bu ideal seviyeyi yakalamaya çalışan hocalarımızın yanında, uzağında kalan hocalar da elbette vardır… 
 
Bu baÄŸlamda, ideal bir “din gönüllüsü” olmak için çırpınan, adeta kendini paralayan bir hocamız ile bu hocalarımızın yetiÅŸtiÄŸi ocaklarımız olan iki imam-hatip lisesinde kendilerini dâvaya vakfetmiÅŸ iki adam gibi adamdan, kadirÅŸinaslığın bir gereÄŸi olarak söz etmeliyim: 
 
Karadeniz otobanı üzerindeki Samsun-ÇarÅŸamba-DikbıyıkÄ°stasyonCamii’ne ne zaman uÄŸradımsa, CoÅŸkun hocamı ya elinde matkap, tornavida ile tamirat yaparken, ya bahçe tanzimiyle uÄŸraşırken, elinde boya fırçası ile bisikletlerin konulduÄŸu demir aksamı boyarken, ya da elinde bez parçası ile toz alırken buldum. Cami içiyle dışıyla, bayan ve çocuk oyun bölümüyle, kız-erkek Kur’ân Kursu derslikleri, “din gönüllüsü ve irÅŸat odası”, çay ocağı ve kitaplığı, lavabosu, abdesthanesi -ki bu konularda müÅŸteki olmadığımız cami zor buluruz-, bahçe ve otopark dizaynı ile pırıl pırıl, iç açıcı bir uÄŸrak yeri; ‘istasyon’.
 
CoÅŸkun hocamızın Cuma sabahları çaylı-sohbetli programlar ve çeÅŸitli zamanlarda dersler yaptığını, düzene, tertibe önem verdiÄŸi kadar insan iliÅŸkilerine ve Ä°slâmî terbiye çalışmalarına da önem verdiÄŸini öÄŸreniyoruz. Yaz Kur’ân Kursu öÄŸrencileri cemaatle namazı cıvıl cıvıl ama bir düzen-disiplin içinde eda ediyorlar; müezzinliÄŸi onlar yapıyor. Yerli ve yolculardan oluÅŸan cemaat huzur içinde namaz kılıyorlar.
 
Yolu düÅŸenler yol kenarındaki Ä°stasyonCamiine uÄŸrayıversinler. Rabbim sayı ve kalitelerini artırsın.
 
Böylesi güzide din gönüllülerimizin yetiÅŸtiÄŸi okullarımızdan biri de Samsun-ÇarÅŸamba Ä°mam-Hatip Lisesi’dir. Okulun ve bitiÅŸiÄŸindeki -tatbikat camisi- Yunus Emre Camii’nin kurucusu olup halen Dernek BaÅŸkanlığını yürüten ilahiyatçı Turan Çinici aÄŸabeyden bahsetmemek olur mu? YetmiÅŸine dayanmış yaşına raÄŸmen, hizmet aÅŸkı, heyecanı, azmi ve gayreti ile nice gençlere taÅŸ çıkartan Turan aÄŸabey ÇarÅŸamba ve civarındaki bütün imam-hatiplerle ilgileniyor, teÅŸvik ediyor, coÅŸku ve heyecan veriyor.
 
Son olarak Terme Anadolu Ä°mam-Hatip Lisesi Müdürü Yakup Ar hocamı anmalıyım. Altı yıl önce “namazla diriliÅŸ” semineri için uÄŸradığımda kız ve erkek olarak yeni ayrılmış olan okulun kırık-dökük haline raÄŸmen hocamın öÄŸrencileri nasıl motive ettiÄŸini, sohbete susamış gençlerimizin konuÅŸmayı adeta gözlerini kırpmadan dinleyiÅŸlerini hiç unutamıyorum. Ä°lmi ve hilmi, nezaketi ve kibarlığı ile muhatabına saygı telkin eden Yakup hocam, saçlarını Ä°mam-Hatip davası uÄŸruna aÄŸartmış güzel bir insan. Okul, derslikleri, tatbikat camii, konferans salonu, pansiyonu vb. ile mükemmel hale gelmiÅŸ.
 
Yazıyı, Terme AÄ°HL’nin giriÅŸ kapısına konan Ahmet Süreyya Durna’nın ÅŸu ÅŸiiri ile bitirelim:
 
“Dikenler arasında nâdîde çiçek gibi / Etrafa burcu burcu kokar Ä°mam Hatiplim.
 
Sıcak, susuz çöllerde billur içecek gibi / Kavrulan yüreklere akar Ä°mam Hatiplim.”

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.