Sosyal Medya

Güncel

Yasin Aktay: Trump, ABD’nin 40 yıldır ekmek yediği tekneyi yakar mı?

Yasin Aktay- Yeni Åžafak



Körfez’de kazanların görünürde yine Ä°ran için kaynatıldığını ama gerçekte bu kazanlarda kimin haÅŸlanacağının belli olmayacağını söylemiÅŸtik. Çünkü daha önce defalarca yine görünürde Ä°ran için kaynatılan kazanlarda ya Afganistan halkı ya Irak halkı ve Saddam Hüseyin ya Suriye halkı veya Yemen halkı kurban edildi ve iÅŸin sonunda Ä°ran hep kazanan oldu.
 
Ä°ran’ın kazancında gözümüz yok, daha da kazansın, ama düÅŸündürücü olan, Ä°ran’ın daha fazla kazanması için Ä°slam dünyasının büyük bedeller ödemesi de kaçınılmaz oluyor.
 
Bu arada Ä°ran’ın kazancı da Ä°ran halkına hiçbir ÅŸekilde yansımıyor.
 
Ä°ran Suriye, Irak, Lübnan ve Yemen’de ABD politikalarının da yardımıyla mevziler kazandıkça Ä°ran halkı daha da fakirleÅŸiyor, siyasi bakımdan daha da zayıflıyor ve Ä°ran’ın temsil ettiÄŸi Ä°slami geleneÄŸin gücü de daha fazla aşınıyor. Ä°ran Ä°slam Devrimi bir noktadan sonra münhasıran, halkını hiç önemsemeyen, yönetici elitin mülküne dönüÅŸüyor. Gömülen, Ä°slam Devriminin idealleri ve deÄŸerleri oluyor.
 
Dün arkadaşımız Ä°brahim Karagül de yazdı, Ä°ran’ın ne ABD ile ne de Ä°srail ile ÅŸimdiye kadar hiç doÄŸrudan karşı karşıya gelmemiÅŸ olmalarının arkasındaki küresel ekonomiyi iÅŸaret etti. Elbette ki çatışmalarını istemeyiz, keÅŸke gerçekten de hiç çatışmasalar, savaÅŸmasalar. OrtadoÄŸu’da gerçekten herkes barışı önemsiyor ve bunun için samimi olarak çabalıyor olsa. Ancak vaka budur. Çatışıyor gibi görünüp aslında birbirlerinden besleniyorlar, bu düÅŸmanlıktan fena halde besleniyorlar.
 
Bununla aralarında resmi veya gizli bir anlaÅŸmanın olduÄŸunu elbette söylemiyoruz. ABD, Ä°ran ve Ä°srail oturup bu danışıklı dövüÅŸü, ABD ve SSCB’nin kendi aralarında SoÄŸuk SavaÅŸ yıllarındaki Yalta Konferansındaki gizli anlaÅŸmaya benzer bir ÅŸekilde tezgahlamış olduklarını söylemiyoruz tabi. Söylemeye çalıştığımız ÅŸey 40 yıldır Ä°ran ve ABD arasındaki soÄŸuk savaÅŸtan her ikisinin faydalandığı, buna mukabil topyekun Ä°slam dünyasınınsa kaybettiÄŸidir.
 
BaÅŸta Suudi Arabistan, Irak, Suriye, Yemen, Afganistan bu SoÄŸuk Savaşın kaybedenleri olmaktadır. Burada elbette en baÅŸta Ä°ran tehdidini en fazla hissedip ona karşı tedbir almak üzere ABD yardımlarına müracaat edenler kaybetmektedir. Çünkü ABD hiç kimsenin yardımına koÅŸmaz. ABD’nin tarzı siyaseti tehditleri bitirmek deÄŸil, onlardan faydalanmak, onlar üzerinden siyasetini yürütmektir. DAEÅž tehdidi de öyle, Ä°ran tehdidi de öyle.
 
ABD’in Cumhuriyetçi Kongre üyeleri Beyaz Saray’a Ä°ran konusundaki siyasetini anlayamadıklarını ve bu konuda hiç bilgilendirilmedikleri yönünde ÅŸikayette bulunuyorlar. Bunun üzerine salı günkü Senato oturumunda DışiÅŸleri Bakanı Mike Pompeo, Genelkurmay BaÅŸkanı Joseph Danford ve Savunma Bakanı Patrick Shanahan Senato’ya bu konuda bilgi verecekleri Kongre sekreteryası tarafından duyuruldu.
 
Bu arada kongrenin güçlü üyelerinden Bernie Sanders ve Chris van Hollen Trump’ın Ä°ran konusunda son zamanlarda takip ettiÄŸi politikayı Ä°ran’ı nükleer anlaÅŸmadan geri çekildiÄŸi bütün alanlara geri dönebileceÄŸi ve ortalığın gereÄŸinden fazla gerileceÄŸi yönünde uyaran bir mektup yazdılar. Yani ABD içinde bu politika deÄŸiÅŸikliÄŸinin ABD’nin çıkarına olmadığı yönünde ciddi bir iç baskı da var.
 
Demek ki ABD’nin Ä°ran’a yönelik tehdidinin bu sefer ciddi olduÄŸu düÅŸünülüyor. ABD’nin 120 bin askerini bölgeye sevk etme hazırlığı içinde olduÄŸu söyleniyor. Bu askerler gerçekten Ä°ran’a karşı savaÅŸacaksa ABD siyasetinde radikal bir deÄŸiÅŸiklik olduÄŸunu söyleyebiliriz. Bu, ÅŸimdiye kadar ABD’yi ve Ä°ran’ı birlikte epeyce beslemiÅŸ olan bir düÅŸmanlıktan ricat edileceÄŸi anlamına mı geliyor?
 
Trump aslında geçmiÅŸ ABD baÅŸkanlarının bir tür altın yumurtlayan tavuk olarak gördüÄŸü Ä°ran tehdidine dayalı siyaseti bir çırpıda bitirip nasıl bir kahraman olmak istiyor? GeçmiÅŸ ABD baÅŸkanlarının bunu yapmamış olması onlar için kullandığı ifadeyle “aptal olmaları” yüzünden miydi?
 
Bu hikaye biraz uzun yıllar avukatlık yapan, yaÅŸlandığı için de hukuk fakültesi mezunu olan oÄŸluna iÅŸlerini devredip dinlenmeye çekilen bir babanın hikayesini hatırlatıyor. OÄŸlu büyük bir hevesle iÅŸleri devralıyor ve hızla babasının yarım bıraktığı davaları teker teker sonuçlandırıyor. Bir gün babasına büyük bir müjdeyle gelip ve: “babacığım senin 15 yıldır bitiremediÄŸin davayı kazanarak sonuçlandırdım” deyince babası bir ah çekiyor ve diyor ki: “hay kendini akıllı zanneden oÄŸlum, ben o davayı bitiremediÄŸim için mi bitirmedim zannediyorsun, biz o davadan 15 yıl ekmek yedik, sen bir çırpıda bitirip bir ekmek teknemizi yakmışsın, haberin yok.”
 
Åžimdi Beyaz Saray’da bütün seleflerini “aptal” gören bir baÅŸkan var. O aptal dediÄŸi baÅŸkanların 40 yıldır ekmek yedikleri bir davayı, Ä°ran tehdidini, bitirmeye azmetmiÅŸ bir ABD baÅŸkanı var.
 
Bu arada, “kazanın kaynaması” metaforu eski bir Safevi deyiÅŸidir. Åžah Ä°smail’in esirlerini veya cezalandırmak istediklerini kaynattığı kazanlarda haÅŸlayarak öldürdüÄŸü rivayet edilir. O yüzden sabahtan kaynatılmaya baÅŸlanan kazanlarda kimin haÅŸlanacağı ahali arasında merak konusu olurdu: Kazanlar kimin için kaynıyor?
 
Bugün Körfez ve bütün OrtadoÄŸu olmuÅŸ kazan, bu kazan kimin için ısıtılır, içine kim konulup kaynatılır hiç belli olmuyor?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.