Sosyal Medya

Kürsü

Leyla İpekçi- Yunusça’da ‘kendini bilme’ ameliyesi

Leyla İpekçi- Yeni Şafak



Ä°slam adına birileri katletmeye, saldırmaya devam etsin. Müslüman’ın öteki’si yoktur, tek öteki olan henüz tebriye edilmemiÅŸ nefistir düsturuyla: Bize nefsimiz yeter düÅŸman diyerek, bu amansız savaÅŸta tutunmaya çalışıyoruz dilimiz döndüÄŸünce.
 
Tevhid eÄŸitimi kendini bilme ameliyesidir, insandan insana öÄŸretilir. Kitap bilgisiyle olmaz diyor büyüklerimiz, iÅŸin icracıları.
 
Kendini bilenlerin icrası geliÅŸigüzel bombalarla can yakmaktan ziyade güzel ahlakı tamamlayan örneklerle gönül fethetmektir. Ä°çinde celal yöntemleri ve belalar olsa da bir büyüÄŸümün dediÄŸi gibi tevhid ehlini sıksan içinden aÅŸk eri çıkar, küresel algının dilindeki teröristler deÄŸil!
 
***
 
Evet kendini bilme ameliyesinde Yunus ve Tapduk gibi mürid mürÅŸid iliÅŸkisi ÅŸarttır demiÅŸtik, bir önceki yazıda. Devam edelim.
 
Burada mürÅŸid yani üstat sevilen / maÅŸuktur baÅŸta. Aşık yani öÄŸrencisi olan mürid ise aşıktır. Fakat bu aÅŸk eÄŸitimi ilerledikçe nefsin merhalelerinde yükseldikçe aşık ile maÅŸuk bir olur. Sever sevdiÄŸinde yok olur. Bu aynı zamanda sevilenin yani mürÅŸidin de aşık tarafından yutulmasıyla aynı ÅŸey. Birbirine dönüÅŸür. Bir olurlar.
 
Tevhid kültürümüzde aşıkla maÅŸukun birbirinde yok olmasını anlatır bütün aÅŸk hikayeleri. Mesela Mecnun sevdiÄŸine yani Leyla’ya dönüÅŸünce “Leyla benim” der, ben! Ben o oldum der yani! Mevlana da üstadı Åžems’in imzasını atar irÅŸad olduktan sonra yazdıklarına. Nesimi de ÅŸöyle demiÅŸtir: “Nesimi’ye sormuÅŸlar yârin ile hoÅŸ musun, hoÅŸ olayın olmayayım o yâr benim kime ne” der. Benim ben! Der yani.
 
Lakin: Evrensel bendir artık bu. Öteki’si olmayan ben. Benliksiz makam. Nefsi Rabbi olmuÅŸtur artık irÅŸad olan kiÅŸinin. Nefsini bilen Rabbini bilir kelamından mülhem. Bu, toplumsal hayatta tüm çeÅŸitleri kapsayan bir’liÄŸe tekabül eder.
 
Hümanizmin içeriÄŸine sığmayan, içimizdeki hudutları kaldıran, özdeki mayada hepimizi bir kılan ve menfaat gibi benlik zaafları içermeyen bir gönül birliÄŸi. Evrensel barışın ana teması. Adalet duygusu ancak böyle bir örtüÅŸme ve birlik duygusuyla tatmin olur. Her ÅŸeyin yerli yerinde olduÄŸunun idrakiyle her ÅŸey ile her ÅŸey arasındaki bağı fark etmiÅŸ oluruz. KavuÅŸma der büyüklerimiz. Vuslatın zahiri bir yorumu iÅŸte.
 
***
 
Evet Yunus “Bir ben vardır bende benden içeri” dediÄŸinde artık anladık ki bu artık ‘benliksiz ben’dir yani ego deÄŸildir. Evrensel özdür. Küresel söylemlerin tabiriyle hümanist bir Yunus deÄŸildir ÅŸiir söyleyen!
 
Yoksa halkını kesip biçen firavun da “ben” der. Bunu hatırlatıp uyarır bizi büyüklerimiz. Aradaki fark kelimede deÄŸil, makamda, haldedir derler. Firavun nefsiyle ben der. Hakka gark olmuÅŸ tevhid ehli de ben der. Onların kastı alemdir.
 
Nitekim Yunus da bu benliksiz merhalede iken üstadının “söyle” emriyle ÅŸiirlerini vecd halinde söylemiÅŸtir. Bir kerede. Zuhurat ile.
 
Entelektüel bir zihinsel veya düÅŸünsel faaliyet sonucu deÄŸildir. Onun için ilahi diyoruz. Benliksiz söz. Eskisi yenisi, öncesi sonrası bir. An’dan. Evrensel.
 
***
 
Yunus’un “bir ben vardır benden içeri” dediÄŸi sırrın açılımlarında geziniyoruz üç yazıdır. Çünkü onun evrensel olup olmadığını tartışan dava ehline acizane bir pas atmaktı amaç. Toparlayayım: Evrensel insan ki ona Hazreti Ä°nsan denir, Muhammedî seviyeye ulaÅŸtığında öyle bir makama gelmiÅŸtir ki, bütün sen’ler ben olur. Veya ben’ler sen olur. Neresinden konuÅŸursan. Alemlerin yansımasıdır artık onun nefsi. Ä°çerde ne oluyorsa aleme farklı suretlerde yansıtmaktadır.
 
BaÅŸkası kalmaz, öteki kalmaz, yabancı kalmaz. Dışarı çıksan da kendine çıkarsın. Bu müthiÅŸ bir insanlık deneyimi. Bilmek yetmez, yaÅŸayarak kanıtladığın zaman o sırrın emîni olursun derler. Her baktığın kendinden olur.
 
Sendeki bir manada çatışma varsa dışarıdaki savaÅŸlara yansır bu. Ä°çimizde ne olursa başımıza da o gelir. Tevhid ehlinin (ki isimleri, sıfatları ve fiilleri birleyerek Zat sırrına vakıf olanlar) alemde meydana gelen her ÅŸeyin kendi nefsinin yansıması olduÄŸunu bilirler. Evet tevhid ehli bunu her an kesintisiz olarak tecrübe ettiÄŸinden dolayı, hareket ve sözlerinde çok dikkatlidir.
 
***
 
Kainatta öteki kalmayınca döktüÄŸün kan da kendi kanın olur. Bu ÅŸuurla savaÅŸmak zorunda kaldığında öfke ve nefretle saldırmazsın. Hak için savaşırsın. Bu da tevhid kültürümüzdeki ÅŸehit kavramıyla alakalıdır.
 
Bugün masumları Ä°slam adına katlettiÄŸini söyleyen saldırgan teröristlerin tavrı asla tevhid gerçeÄŸiyle baÄŸdaÅŸmıyor.
 
Hepimizin mayasında yokluk var. Bu bizim gaza kültürümüz. Hakikate ÅŸahit olanlara ÅŸehit denir. Åžahit olmak, seyirci olmakla sınırlı deÄŸil, yaÅŸantıda ispat etme anlamı da var. Nefsindeki kinle öfkeyle deÄŸil, zulme engel olmak için ölmeyi göze almakla savaÅŸanların sırrıdır bu.
 
Hak için canını feda eden de benliksiz bir savaÅŸtadır. Kurban neye mecaz olduÄŸunu bildiÄŸinde ÅŸehittir. Gerçek bir veriÅŸten, tam bir aÅŸktan ve fedakarlıktan bahsediyorum. “Canım sana feda ya Resulullah” mertebesinden.
 
Onlara ÅŸehit dendiÄŸi gibi Yunus gibi benliÄŸini Hak’ta yok edenler de ÅŸehittir. Kendi aslına kavuÅŸmuÅŸ, nefsini kurban etmiÅŸ ve sırrını kutsamıştır onlar. Herkesin ÅŸahitlik tecrübesi bu yolda biricik, zira Allah tekrar etmiyor.
 
***
 
Kendini bilmek isteyen talipler için her seviyede bir hitap olur Yunus’ların ÅŸiiri. Anlamak ve iÅŸittiklerinden kendini dönüÅŸtürecek ipuçları çıkarmak aşıkların maharetidir artık.
 
AÅŸk ki evrensel insanlık hakikati; kelimelere büründüÄŸünde neye dönüÅŸüyorsa Yunus’un dizelerinde öyle olmuÅŸtur.
 
“Ä°ÅŸitin ey yarenler” der Yunus. Ve kendi tecrübesinden bazı ipuçları bırakır sonraki gelenlere. Tabii çıplak ve açık ÅŸekilde deÄŸil, kelimeleri örterek, metaforik bir söylem geliÅŸtirerek, sanatsal bir ifade içinde. Ä°ÅŸitebilenler, sevenlerdir ki onlara evrensel kelimesi dahi dar kalır derler. Sevdikçe geniÅŸler hakikat, gönülde sınır olmaz. AÅŸk olsun vesselam.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.