Sosyal Medya

Okulların yeni nesil annelerle sınavı

Daha çocuğu dünyaya gelmeden glutensiz, doğal, organik, GDO’suz bebek mamalarının neler olduğunu hatmeden, adına sosyal medya hesabı açan, okuyacağı okulu, çalacağı müzik aletini, yapacağı sporu belirleyen, çocuk yetiştirmeyi kitaplarla öğrenen ‘yeni nesil anneler’le okulların başı fena halde dertte.



Sosyal medyada bebek fotoÄŸrafları paylaÅŸmakla baÅŸlayan, cafcaflı doÄŸum günü partileriyle coÅŸan, annelik bloglarını takip eden, ‘harika çocuklar yetiÅŸtirme’ yolunda saçını süpürge eden, anne-kadın-beslenme-saÄŸlık sitelerinin vazgeçilmez takipçileri olan bu nesil, kendi annelerinden daha bilinçli olsa da daha stresli ve takıntılı. KuÅŸkusuz tek istekleri çocuklarının mutluluÄŸu. Onların bütün istek ve ihtiyaçlarını hissedip hemen hazır eden, bütün gününü tasarlayan bu model anneler, kolejlerden de çocuklarına kendileri gibi ‘çok özel davranmasını’ istiyor. ÖÄŸretmenleri olur olmaz saatlerde arayıp, çocuklarının ne yediÄŸini soruyor, istemediÄŸi çocuklarla aynı sınıfta olmalarına karşı çıkıyor, her aÅŸamada okula müdahale etmek istiyorlar.
 
Evet, bir çocuk yetiÅŸtirmek dünyanın en zor iÅŸlerinden biri. Annelere de bu konuda çok fazla sorumluluk düÅŸüyor. Üstelik çalışan anne sayısı da gittikçe artıyor. ‘Mükemmel anne’ ya da ‘süper anne’ sendromundaki yeni nesil iÅŸe, bakıcıya, okula koÅŸturup bütün günü planlarken çocuÄŸunun da en iyi ÅŸekilde büyümesini istiyor, geleceÄŸine yönelik kaygılar duyuyor. Ama unutmasınlar ki bunu yaparken hem kendilerine hem de çocuklarına çok fazla yükleniyorlar.
 
Çocuklarının en iyi okullarda okumasını, çok iyi yabancı dil bilmesini, çok yönlü geliÅŸmesini bekliyorlar. Bunun için de çok kaynak tarıyor, yanlış yapmaktan korkuyor, kendilerini sorumlu tutuyorlar. Ancak bütün bunlar onları ilmek ilmek kendilerine baÄŸlamakla ve özgüvensiz çocuklar yetiÅŸtirmekle sonuçlanabiliyor.
 
Oysa çocukların iyi yetiÅŸmesi için öncelikle onlara sorumluluk vermek gerekiyor. Bırakın çocuÄŸu bahçede biri itsin ki kalkmayı öÄŸrensin, bırakın çocuÄŸunuz düÅŸsün ki koÅŸmayı öÄŸrensin, bırakın kirlensin ki öz bakım becerisini kazansın, bırakın arkadaşıyla çatışsın ve kendi barışsın ki sonrasında daha depresif hale gelmesin.
 
Sizlerle birlikte sürekli koÅŸturup, sizin planladığınız kursa, spora yetiÅŸmesin. Ä°htiyaçlarını kendisi belirlesin, fanustan çıksın. Ä°htiyacı olduÄŸunda siz yanında olun, size güvensin yeter. 
 
KENDÄ°LERÄ°NE BAÄžLI ÇOCUKLAR
 
Ellerinden düÅŸürmedikleri kiÅŸisel geliÅŸim kitaplarıyla süper anneliÄŸe soyunan bu model ebeveynler, çocuklarını sürekli gözetleyip kontrol altında tutar. Çocuklarının mükemmel olmasını isterler. Kusursuz, ideal çocuk için planlar çoktan hazırlanmış, bütün kurallar konulmuÅŸ, adımlar atılmıştır bile. Sözde özgür ama ipleri kendilerine baÄŸlı çocuklar yetiÅŸtirirler. Ne zaman ne yiyeceklerini, kaçta uyuyacaklarını, ödevlerini, kurslarını, her türlü aktivitelerini planlayıp onları da uymaya zorlarlar.
 
TÄ°PÄ°K ÖZELLÄ°KLERÄ°
 
Okul yöneticilerini ve öÄŸretmenlerini 7 gün 24 saat arayarak yönlendirmek isteyen yeni nesil annelerin tipik özelliklerini eÄŸitimciler ÅŸöyle sıralıyorlar: 
 
SORUMLULUK VERMEYENLER: Çocuk adına her ÅŸeyi yapar ama onun yapabileceklerini örselerler. Üstelik bunun farkına bile varmazlar. Odalarını toplamasına fırsat vermez, ayakkabısını bile kendileri baÄŸlar, yemeÄŸi önlerine koyar, hatta kaşıkla ağızlarına verirler. 
 
PROBLEM ÇÖZME BECERÄ°SÄ° KAZANDIRMAYANLAR: Onların çatışma yaÅŸamalarına izin vermez, olabilecek sorunları kendileri çözer, arkadaÅŸlarına bile müdahale ederler. Ama çocukların ergenlik çağına geldiklerinde en küçük problemi büyükmüÅŸ gibi algılayacaklarını, problem çözme yetilerinin geliÅŸmeyeceÄŸini anlamak istemezler.
 
MARKA BAÄžIMLILARI: Kılık kıyafete çok önem verip, çocuklarını da çoÄŸu zaman marka bağımlısı yaparlar, ama bunda kendi sorumlulukları yokmuÅŸ gibi davranırlar. 
 
TEMÄ°ZLÄ°K HASTALARI: Çocuklarının kirlenmesine izin vermezler, sürekli yıkanmasını isterler. Mikrop kapmaları en büyük korkularıdır.
 
ORGANÄ°K BESLENMEYE TAKINTILILAR: Çocuklarının okulda ne yaptıklarından çok nasıl beslendiÄŸini, neler yediÄŸini merak ederler.
 
YABANCI DÄ°L TUTKUNLARI: Çocukların okulda sadece Ä°ngilizce öÄŸrenmeleri, konuÅŸmaları onlar için en önemli ÅŸeydir. Yabancı bakıcı seçer, akÅŸamları kendileri de evde Ä°ngilizce konuÅŸur, filmleri Ä°ngilizce seyrederler.
 
ÇOCUKLARINI ÜSTÜN GÖRENLER: Çocuklarının gerçekleriyle karşılaÅŸmaktan hoÅŸlanmazlar. Onların hep yaratıcı, akıllı, üstün zekâlı olduÄŸunu düÅŸünürler. ÇocuÄŸun güçlü ve güçlendirilmesi gereken yönlerini görmezden gelirler. Sınavda baÅŸarısız olduÄŸunda, bir müzik aleti çalamadığında suçu okulda ya da eÄŸitim sisteminde ararlar.
 
AÅžIRI KORUYUCU VE EVHAMLILAR: Çocuklarının başına bir ÅŸey geleceÄŸini düÅŸünerek onları her türlü tehlikeden koruyacaklarını sanırlar. Onların okulun bahçesinde koÅŸmalarını, hareket etmelerini bile engellemek isterler. Dizlerinin kanaması, düÅŸmesi durumunda okulu birbirine katarlar.
 
BAÅžKA ÇOCUKLARI ETÄ°KETLEYENLER: DoÄŸum günü partilerinde, sınıf buluÅŸmalarında baÅŸka çocukları “yaramaz”, “tembel” “sorunlu” diye etiketleyerek bunu WhatsApp gruplarına taşırlar.
 
BAKICI KANALIYLA YA DA ONLÄ°NE ANNELÄ°K YAPANLAR: Tatile ya da her yere çocuklarıyla giden ama onlarla ilgilenmeyenler bu gruba giriyor. Aşırı sosyaller ama çocuÄŸunu sepet gibi taşıyıp, birlikte kaliteli zaman geçirmezler.
 
NURAN ÇAKMAKÇI - HÜRRÄ°YET

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.