Sosyal Medya

Güncel

Murat Bardakçı: Ben Ayasofya’nın tekrar cami olarak açılmasına taraftar olduğumu senelerden buyana söyledim

Murat Bardakçı- Habertürk



CumhurbaÅŸkanı Tayyip ErdoÄŸan seçimlerden sonra Ayasofya’nın statüsünde deÄŸiÅŸiklik yapılabileceÄŸini ve mâbedin “müze” olmaktan çıkartılmasının ihtimal dahilinde bulunduÄŸunu söyledi…
 
Ben, “fetih sembolü” ve “kılıç hakkı” olan Ayasofya’nın 24 Kasım 1934’ten önceki hâline getirilmesine, yani tekrar cami olarak ibadete açılmasına taraftar olduÄŸumu  senelerden buyana söyledim ve yazdım…
 
Ayasofya’nın bahsi geçmiÅŸken sizleri ÅŸimdi Ä°stanbul’dan uzaklara, bir Hristiyan memlekete götüreyim ve inkılâp hevesinin ibadete kapattığı; senelerce baÅŸka bir maksatla kullanılan ve uydurulan yeni bir dinin mâbedi yapılan çok meÅŸhur bir baÅŸka ibadethanenin, Paris’teki dokuz asırlık Notre Dame Katedrali’nin hem tuhaf hem de komik macerasını anlatayım…
 
Ä°nkılâba ve ihtilâle uÄŸrayan memleketlerde sembol mahiyetindeki önemli ibadethanelerin kapatılmalarına yahut çehrelerinin deÄŸiÅŸtirilip baÅŸka maksatlarla kullanılmalarına tarih boyunca sık rastlanır. Ama o memleketlerdeki deÄŸiÅŸiklikler öyle uzun seneler devam etmez, aradan makul bir zaman geçer ve herÅŸey eski hâline döner…
 
Böyle uygulamaların örneklerinden biri, Fransız Ä°htilâli sırasında Paris’in meÅŸhur Notre Dame Katedrali’nin başına gelenlerdir.
 
1789’da patlayan ihtilâlin gemi azıya aldığı günlerde asiller ardarda katledilip bazı saraylar ve malikâneler yakılıp yıkılırken geçmiÅŸi karalayıp hesap sorma furyasından mâbedler, özellikle de Notre Dame Katedrali nasibini aldı.
 
Binlerce papaz zaten katledilmiÅŸti ve ilk furyadan kurtulabilenleri yakalandıkları takdirde hemen kıtır kıtır kesiliyorlardı. Ä°htilâlciler birkaç sene sonra Hristiyan itikadının ibadete kadar herÅŸeyini yasakladılar ve 1793’te Jacques-René Hébert isimli bir adamın uydurduÄŸu “Akıl Kültü” denen bir inanç sistemi “inkılâbın resmî dini” olarak ortaya atıldı, Notre Dame da bu yeni dinin tapınağı yapıldı!
 
Mekânın geçmiÅŸteki Hristiyan kimliÄŸinin artık herÅŸeyi ile ortadan kaldırılması gerekiyordu ve yüzlerce senelik katedralde ciddî bir temizliÄŸe giriÅŸildi: Hristiyanlıkla alâkalı bütün sembollerle beraber aziz tabloları ve heykelleri de kaldırıldı, hattâ bazıları Rönesans zamanının meÅŸhur ustalarının eseri olan tablolar “devrime mâlî kaynak saÄŸlamak” maksadıyla baÅŸka memleketlere satıldı!
 
Notre Dame böyle kimlik deÄŸiÅŸtirirken halkın “Akıl Kültü”nü benimsemesi için baskının her çeÅŸidi uygulanıyor ve ismi “Akıl Tapınağı” yapılan katedralde devletin yeni resmî dini için büyük festivaller tertip ediliyordu…
 
Kısa bir müddet sonra “Akıl Kültü”nün suyu ısındı, yerini Maximilien Robespierre’in ortaya attığı “Mutlak Varlık Kültü” aldı ve Notre Dame bu defa bu yeni dinin tapınağı hâline getirildi!
 
GÄ°YOTÄ°NE YOLLANAN MERMERLER
 
Ama, katedralin çilesi daha bitmemiÅŸti…
 
Aristokrasiyi giyotine gönderen ihtilâlciler idam furyasında sadece asillerin ve zenginlerin kafalarını kesmekle kalmadılar, akla gelmesi hayli zor olan bir iÅŸ daha yaptılar ve insanların ardından heykelleri de giyotine yolladılar!
 
Notre Dame’in giriÅŸinde aziz heykelleri vardı ve ekseriyeti ayak takımına mensup ihtilâlciler, bu heykellerin krallara ait olduÄŸunu zannediyorlardı! Devrim yapılmış, asillerin kafaları kesilmiÅŸti; dolayısı ile sadece aristokrasinin deÄŸil, heykellerinin de cezalandırılması gerekiyordu ve ihtilâl sarhoÅŸluÄŸu içerisinde krallara ait olduÄŸunu zannettikleri azizlerin yani din büyüklerinin heykellerini de idam ettiler! Notre Dame’ın önüne koskoca bir giyotin getirildi, içerideki mermer heykeller güç-belâ dışarıya taşınarak bu idam aletine yatırıldı ve kana susamış seyircilerin haykırışları arasında hepsinin kelleleri kesildi!

YAZININ TAMAMI Ä°ÇÄ°N TIKLAYIN

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.