Sosyal Medya

Kürsü

Hüseyin Akın- İki Şiir Bir Öykü

Hüseyin Akın- Milli Gazete



Hemen konuya gireyim. Ne de olsa şimdi anlatacağım konuların sırası hep başka mevzular tarafından işgal ediliyor. Ertelenmeye gelmiyor bazı konular. Memleketin daha ciddi meseleleri sırasını beklemeden kaynak yapıp öne geçiveriyor. Bu yüzden “Uzatılmış Bir Yas” diyorum. Şafak Çelik’in yeni çıkmış üçüncü şiir kitabından bahsediyorum. Şafak ikişer ikişer çıkıyordu merdivenleri bu sefer üç basamak çıkmış. Önceki şiir kitapları arasında iki sene varken bu kitabı ile son kitabı arasında üç sene geçmiş. Önemli mi diyeceksiniz? Yok yok, böylesi daha iyi. Ardışık eserler okuyucunun alanını daraltır. Geleneğe uyarak münacaat ve naatla giriş yapmış kitaba şairimiz. Kitabın bundan sonrasını “devlet”, “içkin” ve “emanet” bölümleri ihtiva ediyor. Gün Bitiği şiirinde tarz-ı kadim üzere aynı hava sürse de son dizede yaşadığı zamanın perde arkasından suretini gösteriveriyor: “yürüdü zaman, değişti gün, bak bunu ben söyledim / katran kaynatır gibi, yağa bal katar gibi değil”. Bu kitapta sözünü, ahengini ve itirazını çoğaltmış bir şair var. Tekrarların muteriz coşkusunu daha bir yakından duyuyoruz. Diyor ki şair: “abanıyor gözlerime gün”. Ben işte şairin bu dizesinden kavrayarak izini sürüyorum şiirlerin. Bir dize deyip geçmeyin, kimi zaman bütün bir kitaba rehberlik eder. İkinci bölümde yer alan şiirler ismi ile müsemma gerçekten içkin şiirler. Hepsinin kapı önünden geçtim. Kimisinin kapısından içeri girdim, hasbihal ettim. Ama ben en çok “Bir Kapıyı Omuzlamak” şiirinde kendimi misafir değil, evin sahibi gibi gördüm. Hem yer kapısında hem de gök kapısında. Ne güzel bir dildir bu ne güzel gönül: “bir kapı dikili önümüzde ama kıynaşık / açılsın için omuz gerek göğse bitişik”. Uzatılmış Bir Yas kitabında yer alan şiirler okuyana şaire dair iki şey anlatıyor: Bir; şair şiire ağırlık yapan dünya kaygılarını deruni elemlerle değiştirmiş. İki; şair söylemenin imkânlarını genişletmiş ve ilk iki kitabının üzerinde daha yukarıda bir kürsüden sesleniyor gibi. Şafak Çelik’in kitabı hiç şüphesiz bu ön okumadan daha fazlasını hak ediyor. O da başka bir yerde başka bir sefere diyelim.
 
İkinci şiir kitabının adı: Kafes Kesiği. Güzel bir kapak ve güzel bir isim. Meryem Kılıç’ın üçüncü şiir kitabı. Kılıç bir önceki kitabını dört sene evvel çıkarmış. Yirmi bir şiirden oluşuyor kitap. Güzel başlangıçların şairi demek geldi ona içimden. İlk şiiri okuyunca, başlamanın esrarına inanan bir şair tanışacağınıza inanıyorsunuz. Daha doğrusu şiirlerin böyle bir inandırıcılığı var. Uzağa gitmeyelim, kulak verelim: “sen Kerim’sin Allah’ım / karıncalar anahtarları düşürdü yere / nehirlere toprağa karışmayı ikram etsen.” Şairemizin Mehmetçik için yazdığı “Bayrak Suyunu Tanımlamak” şiiri defalarca okunmayı hak ediyor. Şu ne güzel söyleyiştir: “bayrağın serin suyunda yarasının iyileşmesini bekleyen asker”. Meryem Kılıç’da da şiir söylemede farklı arayışlar var. Gerek form gerekse içerik olarak bunun örneklerini görmek zor değil. Kafes Kesiği kitabıyla Meryem Kılıç sözü bulunduğu yerden aşağıya düşürmemiş, yukarıya yükseltmiş. Şiir üzerine dikkat kesilenler mutlaka bu kitaplara dair yazmalılar. Şu mısralara dikkat:
 
şiddeti kesildiğinde rüzgârın yalnızlığı
 
tozunu sele kaptıran müziğin yalnızlığı
 
mermeri su sanan ayakların yalnızlığı
 
sağa çevrilince başın solda kalanların yalnızlığı
 
olmakta olandır, söylemek istediğim.
 
Fatma Tavukçuoğlu 1959 Amasya-Taşova doğumlu. Öyküleri Karabatak ve Dil ve Edebiyat dergilerinde yayımlandı. İlk kitap sevinç ve heyecanını bilenler bilir. Fatma Tavukçuoğlu bu sevinci hak eden bir yazar. Labirent Dönemeci adlı ilk öykü kitabı Şule Yayınları’ndan çıktı. 18 öykü var kitapta. Öyküler yer yer hayal ve rüyalarla süslü. Bir başka âlemin mutluluğu ile çocukluk anılarının saadetini birleştiriyor. Yalın, sade ve de labirentsiz bir kitap Labirent Dönemeci. Labirentsiz dedimse dışa doğru labirentsiz, içte birbirine girmiş hayatlar, çetrefilleşen yollar ve kısır döngüler karşılıyor okuyucuyu. Bir ilk öykü kitabı olarak iddiasını kendi içinde barındırıyor. Sevgili okur, iki şiir bir öyküden ne olacak deme, ara, bul ve oku. İş bu kitaplar Şule Yayınları’ndan yeni çıktı. İlkbaharı şiirle ve öyküyle karşılamak için bence iyi fikir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.