Sosyal Medya

Kürsü

Mehmet Ocaktan- Dindarlar neyi kaybettiler?

Mehmet Ocaktan- Karar



Biliyorum ki birileri, daha bismillah demeden neden böyle bir baÅŸlık attığımı eleÅŸtireceklerdir. Hemen belirteyim, dindar olmanın önemli bir meziyet olduÄŸuna inanıyorum. Dolayısıyla dindarlığa ve dindarlara karşı negatif bir tavrım asla olamaz, ama dindarların sergilediÄŸi görüntü beni yakından ilgilendiriyor.
 
Çünkü hangi çaÄŸda ve hangi ÅŸartlarda yaşıyor olursak olalım, din bize hiç kimsenin olmadığı yerde bile kendimize ve Allah’a karşı hesap verebilir olmayı öÄŸütlemektedir.
 
EÄŸer dinin sadece teorik bilgilerden ibaret olmadığı bilgisine sahipsek, dindarlığın insan iliÅŸkilerinin tamamını kapsadığını bilmek durumundayız demektir. Dolayısıyla bu çerçeveden baktığımızda dindarlığın sadece ibadetleri deÄŸil, inancın hayatın bütün alanlarına yansıtılmasını da kapsadığını görürüz.
 
Daha açık ifade etmek gerekirse dindarlık ÅŸeffaflığı, dürüstlüÄŸü, ahlaklı ve merhametli olmayı gerektirmektedir.
 
Dindarlık insan haklarını savunmayı, kul hakkının, hukukunun gözetilmesini, kadınların, çocukların haklarını korumayı, ehliyet ve liyakate önem vermeyi ve de adaletli olmayı dini bir vecibe olarak görmeyi gerektirmektedir.
 
Peki bu zaviyeden baktığımızda günümüzün dindarları nasıl bir görüntü sergiliyorlar? Maalesef bu konuda yüreÄŸimizi ferahlatacak ifadeler kullanmak pek mümkün deÄŸil. Denebilir ki neden sadece dindarlar, baÅŸkaları çok mu ahlaklı davranıyor... Elbette insan olarak herkesin bir takım sorumlulukları var ve ahlaklı olmak insana ait bir meziyettir. Ancak kendinizi dindar olarak tanımlıyorsanız, yaÅŸanabilir dünya inÅŸa etme konusunda dinin size yüklediÄŸi daha fazla bir sorumluluÄŸa muhatapsınız demektir.
 
Ä°ÅŸte bu yüzden, kapsamlı bir dindarlık anlayışından giderek uzaklaÅŸan günümüz dindarlarının bir takım hasletlerini kaybetmesi beni ilgilendiriyor ve de endiÅŸelendiriyor.
 
Mesela bugün “Müslümanlar Ä°slam’ın bizden istediÄŸi dindarlık bilincine sahip deÄŸiller, merhametli davranmıyorlar, insan haklarını ve özgürlükleri yeterince savunmuyorlar, hakka-hukuka riayet etmiyorlar” ÅŸeklinde eleÅŸtirel bir dil kullansanız, hemen itirazlar yükseliyor: “Sadece dindarlar mı böyle davranıyor, seküler kesimler de geçmiÅŸte adil deÄŸillerdi, insan haklarını hiçe sayıyorlardı...” Bu anlayışa katılmak elbette mümkün deÄŸil. Bir kere ÅŸunu açıkça ifade edelim, baÅŸkaları adaletli davranmıyor diye, dindarların da Kur’an’ın “adaletle hükmedin” ayetini dikkate almamak gibi bir lüksü olamaz.
 
Maalesef Kur’an’ın ve Hz. Peygamberin evrensel mesajıyla aralarına duvarlar ören dindarlar, giderek dünyevileÅŸmenin meftunu ve de mahkumu olmuÅŸ durumdalar. Böyle olduÄŸu içindir ki dindar camiadaki vakıflar, sivil toplum kuruluÅŸları insan hakları ve özgürlükler konusunda, kelimenin tam anlamıyla sessizliÄŸe gömülmüÅŸ durumdalar.
 
Mesela Ä°lim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı, Birlik Vakfı ve ÖNDER gibi sivil toplum oluÅŸumları geçmiÅŸte insan hakları konusunda ve ülkedeki adaletsizliklerle ilgili ortak bildiriler yayınlayarak insanlık adına seslerini yükseltirlerdi. Ama bugün hiçbiri ortalarda gözükmüyor. Devlete öylesine eklemlenmiÅŸ durumdalar ki, ülkedeki bir takım hak ihlalleriyle ilgili seslerini çıkarmadıkları gibi dünyanın deÄŸiÅŸik coÄŸrafyalarındaki Müslümanlara yönelik haksızlıklara da seslerini yükseltme ihtiyacı hissetmiyorlar.
 
Mesela ÅŸu ana kadar DoÄŸu Türkistan’daki Çin zulmüne yönelik tek kelime söylemediler, aynı ÅŸekilde idam mahkumu Ahmet Hüseyin Mısır’a iade edildi ama, dini hassasiyetleri olduÄŸunu sandığımız vakıflarımız yine ortalarda gözükmediler.
 
Bizim dindarlar seslerini çıkarmıyorlar ama, zaman zaman “dış güçler” diye yeri göÄŸü inlettiÄŸimiz Uluslararası Af Örgütü DoÄŸu Türkistan’daki zulme sessiz kalmıyor. “Çin: Neredeler? Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Toplu Gözaltılar Hakkında Cevap Verme Zamanı” baÅŸlıklı raporunda DoÄŸu Türkistan’daki baskı ve iÅŸkencenin geldiÄŸi boyutu çarpıcı örneklerle ortaya koydu.
 
Muhtemelen dindarlar, DoÄŸu Perinçek gibi bu iÅŸin içinde bir Amerikan oyunu arıyor olabilirler. Perinçek’in mazereti var, çünkü o Çin’i çok seviyor, ya dindarların mazereti?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.