Sosyal Medya

Palu ailesi ile FETÖ'nün hastalığı aynı

Hikayelerinde gasptan tutun da, çocuk istismarı, tecavüz ve cinayet gibi binbir çeşit suçun ve ahlaksızlığın yaşandığı Palu Ailesi sonunda gözaltına alındı (hatta ben yazıyı yazarken aileden 6 kişinin tutuklandığı bilgisini geçti ajanslar) ama tabii yaşadıklarını, nasıl ve neden yaşamış oldukları ile ilgili tartışmalar da bitmedi.



Sevilay Yükselir / Haber Türk
 
Aile fertlerinin bizzat kendilerinin canlı yayınlarda aktardığı konular öylesi ÅŸaÅŸkınlıklara neden oldu ki toplumda… Bu ÅŸaÅŸkınlığı gidermek için memlekette ne kadar psikiyatrist, sosyolog, psikolog, antropolog varsa tamamının yorumlarına baÅŸvuruldu.
 
Ve birçok psikiyatrist, psikolog ailenin psikolojide, “paylaşılmış paranoid bozukluk” denilen bir hastalığı olduÄŸunu iddia etti.
 
Biliyorum ki çoÄŸunuz benim gibi ilk kez duydunuz bu hastalığı ama hastalıkla ilgili yapılan tarifi Palu Ailesi’nin yaÅŸadıkları ile kıyaslayınca gerçekten hiç mantıksız gelmiyor yapılan bu teÅŸhis!
 
Ve bence biraz daha düÅŸününce üzerinde bu hastalığın esasında epeyce de yaygın bir hastalık olduÄŸunu görüyorsunuz.
 
“Yok artık! Daha neler?” demeyin sakın!
 
Çünkü aslında sandığımızdan çok daha yaygın bu hastalık.
 
Tam olarak ne demek istediÄŸimi anlayabilmeniz için “paylaşılmış paranoid bozukluÄŸu”nun ne olduÄŸunu kısaca özetleyeyim sizlere…
 
Efendim… Önce ÅŸunu bir belirteyim… Bu hastalıkta mutlaka baskın karakterli bir insan oluyor. Bu bir lider de olabiliyor, bir cemaatin başı ya da bir ailenin reisi  (Palu Ailesi’nde bu baskın karakter damat oluyor).
 
Ve garip hezeyanlara sahip bu baskın karakter önce etrafındakilere kendisinin diÄŸer insanlardan farklı yeteneklere ve üstün özelliklere sahip olduÄŸuna inandırıyor. Sonra da sözüm ona bu üstün özelliklerini kullanarak gerçekle hiç alakası olmayan düÅŸünceleri kendisine ölümüne baÄŸlı ve inanan insanlara empoze ediyor ve beyinlerini resmen teslim alıyor…
 
Åžimdi…
 
EÄŸer bu hastalığı sadece Palu Ailesi üzerinden, onların hikayesinden okursanız benim, ”yaygın bir hastalık” tezime karşı çıkmanız gayet doÄŸal olur.
 
Ama ne demek istediÄŸimi tam kavrayabilmek için Palu Ailesi’nin yerine baÅŸka bir yapıyı, aileyi, organizasyonu koyup, onun üzerinden muhakeme etmeye çalışırsanız söylediklerimde ne kadar haklı olduÄŸumu göreceksiniz.
 
Mesela ben Palu Ailesi yerine, adına ÅŸimdi FETÖ dediÄŸimiz ancak daha öncesinden Gülen Cemaati olarak anılan o gudubet yapıyı koyuyorum… Ve o korkunç yapının kesinlikle böyle bir hastalığın neticesinde ortaya çıktığını görüyorum.
 
Siz de deneyin benim yaptığımı lütfen.
 
Birkaç dakikalığına ÅŸu sapık, sapkın, ruh hastası damadın Tuncer Ustael'in yerinde aÄŸlak imam Fethullah Gülen olduÄŸunu ve Palu Ailesi bireylerinin de o aÄŸlak imamın peÅŸinden giden ahmaklar sürüsü olduÄŸunu düÅŸünün!
 
ÖrtüÅŸmüyor mu gerçekten “paylaşılmış paranoid bozukluÄŸu” hastalığı ile FETÖ denilen o baÅŸ belası yapı!
 
Bence bire bir aynı ve emin olun bu hastalık sadece Palular da ya da FETÖ’de gördüÄŸümüz bir hastalık deÄŸil.
 
Başka yapılarda, organizasyonlarda da var.
 
Misal Adnan Oktar ve müritlerinde de aynı hastalık var bence.
 
Ve bu son derece tehlikeli ve bulaşıcı hastalık sayesinde sadece Türkiye’de deÄŸil, dünyanın birçok yerinde özellikle inanç organizasyonları üzerinden insanların ruhu, bedeni, beyni teslim alınıyor.  
 
Ki bazılarında bu hastalık öylesine ileri derecede seyrediyor ve derinleÅŸiyor ki toplu intiharlar boyutuna varabilen vakalar dahi yaÅŸanabiliyor.
 
Bu Kenevir iÅŸi ya bizi bozarsa!
 
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın, “Bize dost görünen düÅŸmanlar ülkemden kenevir üretimini aldı. Biz keneviri ithal ediyoruz. Kenevire dayalı yapılması gereken ÅŸeyler varsa ithal ürünlerle yapılıyor. Gıda Tarım Bakanlığı bu konuda çalışmalara baÅŸlıyor. Birilerinin bu iÅŸi baÅŸlatması lazımdı. Åžu anda biz de bunun çalışmasını yapıyoruz!” diyerek baÅŸlattığı “kenevir” tartışması kamuoyunda epeyce yankı buldu.
 
Ancak ErdoÄŸan’ın eskilerin "Çedene tohumu" da dediÄŸi, “kenevir” bitkisinin Türkiye’de yeniden ekimine baÅŸlanacağını duyurmasının ardından sosyal medyada yapılan bazı yorumları görünce açıkçası biraz tırstım.
 
Malumunuz… Aslında kumaÅŸ, ip, kozmetik, sabun ve selüloz gibi birçok ÅŸeyin üretiminde kullanılan kenevir bitkisinin ekimi uyuÅŸturucu özelliÄŸinden dolayı birçok ülkede olduÄŸu gibi Türkiye'de de yasaklanmıştı.
 
Yasak kalksın hiç sıkıntı deÄŸil.
 
Sonuna kadar desteklerim bir vatandaÅŸ olarak ama eÄŸer doÄŸru bir biçimde, doÄŸru üretim için kullanılacaksa!
 
Ama ya kullanılmaz ise!
 
Ya her ÅŸeyin cılkını çıkarmakta mahir olduÄŸumuz gibi bu kenevir iÅŸinde de iÅŸin tadını kaçırırsak!
 
Bozmaz mı bizi?
 
Zarar vermez mi?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.