Sosyal Medya

Kürsü

İsmail Kılıçarslan: Tarihselcilerle popüler vaizler Türkiye’deki din dilini esir almış durumdadırlar

İsmail Kılıçarslan: Tarihselcilerle popüler vaizler Türkiye’deki din dilini esir almış durumdadırlar



Önce ÅŸu: Metin Akpınar’ın bir televizyon kanalında sarf ettiÄŸi sözlerin pek çoÄŸunu sorunlu buldum. Darbeden neredeyse özlemle bahsetmesi, Türkiye’nin bir faÅŸizm devleti olduÄŸunu ihsas etmesi, iç savaÅŸ beklentisi, sekülarizm övgüsü, gergedan benzetmeleri falan en hafif tabirle bir “tiksinti duygusu” oluÅŸturdu bende.
 
Sonra da ÅŸu: Metin Akpınar’ın ettiÄŸi bu sözler yüzünden bir savcı tarafından ifadeye çaÄŸrılmasını da çok sorunlu buldum. Netice itibariyle kiÅŸilerin saçma sapan konuÅŸma haklarının olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Elbette ifade özgürlüÄŸünün sınırları bellidir. Ancak nerdeyse baÅŸtan sona dinlediÄŸim o konuÅŸmasında Metin Akpınar’ın bu sınırı aÅŸtığı kanaati oluÅŸmadı bende. Saçma sapan konuÅŸuyor, hepsi bu.
 
Dahası: Müjdat Gezen, UÄŸur Dündar, Fatih Portakal, Metin Akpınar, Yılmaz Özdil ve benzeri isimlerin çok iÅŸe yaradığını düÅŸünüyorum ben. Türkiye’nin deÄŸiÅŸimine, yenilenmesine ayak uyduramayan, dahası buna ayak direyen kitlelerin gazını alma görevini üstleniyorlar. Ä°mza gününde Yılmaz Özdil’in boynuna sarılıp hüngür hüngür aÄŸlayan o kız mesela bir varlık, bir varoluÅŸ alanı buluyor kendisine bunu yaparak. Malumunuzdur ki o varlık ve varoluÅŸ alanının saÄŸlıklı ÅŸekilde ilerlemesi milyon tane tehlike bertaraf eder memlekette.
 
Önce ÅŸu: Åžair Ahmet Telli’nin neredeyse hiçbir politik fikrine, hiçbir siyasi görüÅŸüne katılmam. Irk temelli kötü bir Kürtçülük söylemi vardır bana kalırsa. ÇaÄŸdaÅŸ sosyalizmin epeyce önce bıraktığı bir “kötü ezberler silsilesi” ile konuÅŸur. BeÄŸendiÄŸim birkaç ÅŸiiri olduÄŸu doÄŸrudur ama ÅŸair listemde de yer almaz. Fazla romantik bulurum ÅŸiirlerini ve ÅŸiirde fazla romantizm hiç bana göre bir ÅŸey deÄŸildir.
 
Sonra da ÅŸu: Hacettepe Üniversitesi rektörlüÄŸünün izin verdiÄŸi, salon tahsis ettiÄŸi bir etkinlikte bir grup insanın Ahmet Telli’nin konuÅŸmasına izin vermemesi, onu ölümle tehdit etmesi her bakımdan aptalcadır. Bunun yakışanı o salona oturup, sorularla, hatta belki daha şık bir takım protestolarla Ahmet Telli’ye karşı görüÅŸlerini ifade etmektir.
 
Dahası: Adaletin tecelli etmesini istemek baÅŸka, bunun için kafamıza estiÄŸi gibi bir yöntem belirlemek bambaÅŸka bir ÅŸeydir. DoÄŸrusu, söylenenler doÄŸruysa ve etkinlik alanına Apo posterleri v.b asıldıysa bu suçtur ve bu suçun karşılığı vardır, olmalıdır. Bu iÅŸi yapanlar hak ettikleri cezayı almalıdırlar. Ancak daÄŸ başı yöntemleriyle deÄŸil, hukukla. Hatta Ahmet Telli’nin konuÅŸmasında da terör örgütü propagandası varsa bu da cezaya konudur elbette. Ancak toplanıp protesto ederek konuÅŸmasına müsaade etmemek bir cezalandırma yöntemi deÄŸildir.
 
Önce ÅŸu: Mustafa Öztürk’ün tarihselciliÄŸi bence fevkalade baÅŸarısız bir tarihselciliktir. Kur’an’ı ve dini anlamada pekâlâ zaman zaman baÅŸvurulabilecek bir yöntem olan tarihselciliÄŸi de bütün bütün nefret edilecek bir olguya dönüÅŸmüÅŸtür Öztürk bana kalırsa. Cennet meselesindeki sözleri de, kıssalara yaklaşımı da, vahyin niteliÄŸi konusunda yürütmeye çalıştığı tartışma da son derece isabetsizdir. Üstelik bu tartışmaların bir bakıma “arkaik” tartışmalar olduÄŸu meselesini de gözden kaçırmamak gerekir. Geride kalmış, kapanmış, çözümlenmiÅŸ bir takım meselelere tekrar tekrar dönmenin bugün cari olan din diline son derece negatif katkılar yaptığı da açıktır. Yani ÅŸunu ÅŸöylece söylemek gerekir. Öztürk, kamuyu zerrece ilgilendirmeyen konuları bir ÅŸekilde gündeme taşıma gayretiyle sürekli eleÅŸtirdiÄŸi popüler vaizlerle aynı yere düÅŸmektedir. Hatta bu yanıyla Öztürk bir “ilim insanı” deÄŸil bir “popüler vaiz” gibi durmaktadır. Her ne kadar kendisi bunun böyle olmadığını iddia etse de günün sonunda tarihselcilerle popüler vaizler Türkiye’deki din dilini ortaklaÅŸa esir almış durumdadırlar bence. Ve yine kanaatim odur ki iki taraf da bu “iktidar alanı”nı paylaÅŸmaktan memnundurlar.
 
Sonra da ÅŸu: Öztürk’ü çatır çatır eleÅŸtirmek de, bu eleÅŸtirileri bir kamuoyu kampanyasına dönüÅŸtürmek de son derece normaldir. Normal olmayanı ise eleÅŸtiriyi küfre, hakarete, tehdide ilerletmektir. Dolayısıyla neredeyse bütün görüÅŸlerini isabetsiz/eksik/yanlış bulduÄŸum Öztürk’e hakareti, küfrü, tehdidi de çok yanlış bulduÄŸumu ifade etmek isterim. Öztürk’ü sert ÅŸekilde eleÅŸtiren metinlere ihtiyacımız var bence, ona sert ÅŸekilde küfür ve hakaret edilmesine deÄŸil.
 
Dahası: Hep söylüyorum, yine söyleyeceÄŸim. “Hayati bir din meselesi” olarak ahlakı, davranış eÄŸitimini, bir arada yaÅŸama kültürünü öncelemezsek; Kur’an’ın da dinin de en temelde insanları “daha iyi hale getirmeye” yaradığını vaz’etmezsek halimiz haraptır. Sonu gelmez bir ahmaklık denizini andırıyor Türkiye’de dolaşımdaki din dili. Bir üçüncü yol bulamazsak, yani bu tarihselcilerle bu popüler vaizlerin iktidar alanında sıkışıp kalırsak vay yazık bize.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.