Sosyal Medya

Kürsü

Yıllardır heyula olarak bahsedilen derin devlete bir ad bulunmuştu sonunda: Ergenekon

Yıldıray Oğur- Karar



Türkiye’nin 6 Kasım 1996’daki Susurluk kazasını konuÅŸtuÄŸu günlerdi. Bütün eski defterler açılıyor, derin devlet, kontrgerilla kavramları havada uçuÅŸuyordu.
 
5 Ocak 1997 günü Aydınlık Gazetesi’nde Dilek OÄŸuz’un konuÅŸtuÄŸu eski denizci subay, yeni araÅŸtırmacı-yazar Erol Mütercimler, “Susurluk’a çete demek yetmez” diyerek ilk kez bir örgütün adını açıkladı:
 
“Bu örgütün adı ne? Bunun adı Ergenekon’dur. Bu örgüt 1960 yılında Kıbrıs’tan Türkiye’ye taşındı… Bunu kim kurdurdu? Batı’da Gladyo adıyla ÅŸekillendirilmiÅŸ olan grupları kurdurtanlar. Yani CIA-Pentagon.”
 
7 Ocak 1997 günü Mütercimler bu kez Show Tv’de Can Dündar ve Celal KazdaÄŸlı’nın hazırladığı 40 dakika programına çıkıp daha fazlasını ve Ergenekon’u kimden duyduÄŸunu da anlattı:
 
 
“Ben de ilk kez bu örgütün adını öÄŸrendiÄŸimde ÅŸok oldum...Memdüh Ünlütürk PaÅŸa (12 Mart darbesinde tutukluların sorgulandığı Ziverbey’in komutanı)   kendisinin de bu Ergenekon’un içinde olduÄŸunu söyledi ve dedi ki “Ergenekon Genelkurmay’ın da, hükümetlerin de bürokrasinin de herkesin üstünde bir örgüttür...Sonuçta ben daha baÅŸka insanlardan Ergenekon’u araÅŸtırdığımda ÅŸunu gördüm: Bunun içinde subaylar var, emniyetçiler var. Profesörler var, gazeteciler var, iÅŸadamları var, sıradan insanlar var”
 
Mütercimler, Ergenekon’u bir kez de 14-15 Haziran 1997 günü Ä°ÅŸçi Partisi Ä°stanbul Ä°l binasında düzenlenen Susurluk Konferansı’nda anlattı.
 
Ne tuhaftır ki, Ergenekon’un adının ilk kez dillendirildiÄŸi bu konferansa katılan Erol Mütercimler, Tuncay Özkan, DoÄŸu Perinçek, Hikmet Çiçek, Emcet Olcaytu, Adnan Akfırat, Ferit Ä°lsever 11 yıl sonra Ergenekon soruÅŸturmasından tutuklandılar.
 
Konferansa katılan UÄŸur Dündar, Enis BerberoÄŸlu’nun adı iddianamelere girdi. Can Dündar ise savcının tanığı olarak mahkemede ifade verdi.
 
Çünkü 1997 sonbaharında Celal KazdaÄŸlı’yla birlikte yaptıkları programın dökümlerini kitap yapmışlardı. Kitabın adı; Ergenekon: Devlet içinde Devlet’ti.
 
Yıllardır heyula olarak bahsedilen derin devlete bir ad bulunmuÅŸtu sonunda. 28 Åžubat olmuÅŸ. Askerî vesayet tartışılmaya baÅŸlanmış, bu kez ‘derin devlet’ muhafazakârların da ilgi sahasına girmeye baÅŸlamıştı.
 
“Ergenekon” adlı bir örgütten bir sonra bahsedecek kiÅŸi 2001 Mart’ında bir araba hırsızlığı dosyasından gözaltına alınan Tuncay Güney oldu. Sabah’tan Milliyet’e, STV’den AkÅŸam’a kadar medyada çalışmış, Veli Küçük’ün Fethullah Gülen’in yakınlarında bulunmuÅŸ bir isimdi Güney.
 
Tam olarak kim olduÄŸu, hangi baÄŸlantılarla bu kadar yerde bulunduÄŸu, kimin için çalıştığı hâlâ anlaşılamadı.
 
Tuncay Güney adını karşısında kod adı olarak “Ä°pek” yazan bir MÄ°T belgesi ortaya çıktı. 
 
 
MÄ°T bir açıklama yaparak “Belge gerçek ama haber elamanımız deÄŸil, ÅŸüpheli faaliyetlerinden dolayı dikkatimizi çeken ve üzerinde çalışma yapılan bir ÅŸahıstır” açıklaması yaptı. http://www.mit.gov.tr/basin39.html.
 
Aynı açıklamada Kontr Terör Merkezi’nin 1997’de kuruluÅŸ ÅŸemasından çıkarıldığından bahsediliyordu. Bu birimin ne iÅŸ yaptığı, Tuncay Güney’in hangi ÅŸüpheli davranışları yüzünden takip edildiÄŸi de anlaşılamadı.
 
Tuncay Güney, gözaltında olduÄŸu sırada daha sonra Ergenekon soruÅŸturmasından tutuklanacak Ä°stanbul Organize Suçlarla Mücadele Åžube Müdürü Adil Serdar Saçan'a Veli Küçük, Çetin DoÄŸan’ın da aralarında olduÄŸu isimlerin içinde olduÄŸu Ergenekon örgütü ve faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgiler anlattı. (resmi ifade deÄŸil samimi beyan) 
 
 
30 Nisan 2001’de Taha Kıvanç (Fehmi Koru) Yeni Åžafak’taki köÅŸesinde yazdığı Hayaller Gerçek Galiba baÅŸlıklı yazıda Ergenekon: Analiz-Yeniden yapılanma, yönetim ve geliÅŸtirme projesi adlı daha sonra Ergenekon soruÅŸturmasının temeli olacak bir belgeden bahsetti: 
 
 
“Bu satırları aldığım rapor 24 sayfa. "Ergenekon: Analiz- Yeniden yapılanma, yönetim ve geliÅŸtirme projesi" baÅŸlığını taşıyor. Üzerine, "Ä°stanbul / 29 Ekim 1999" tarihi düÅŸülmüÅŸ. Raporu yazanın adı sonunda yer alıyor. Raporun müellifi, çalışmasıyla hedeflediÄŸini, "Bu çalışmanın amacı, (..) Ergenekon'un reorganizasyonuna katkıda bulunabilmektedir" cümlesiyle açıklamakta...”
 
1 Mayıs 2001’de Taha Kıvanç “Deli saçması sanmayın” baÅŸlıklı bir yazı daha yazdı: “Sanki ben çıkarmışım gibi, dün, bütün gün, "Bu Ergenekon da nereden çıktı?" sorusuna cevap vermek zorunda kaldım”
 
 
6 Mayıs 2001’de Aydınlık Gazetesi’nden Hikmet Çiçek “CIA’nın ‘Ergenekon’ yaygarasında Fehmi Koru başı çekti” baÅŸlıklı bir yazı yazarak Ergenekon’un yeni bir tertip olduÄŸunu yazdı: 
 
 
12 Mayıs 2001'de Aksiyon dergisi Sivil Ergenekon başlıklı bir haber yaparak Ergenekon Analiz belgesini yayınladı.
 
14 Haziran 2001'de, Emniyet Genel MüdürlüÄŸü Ä°stihbarat Daire BaÅŸkanı Sabri Uzun'un göreve getirildiÄŸi gün önüne Ergenekon ÅŸeması getirildi. Uzun'un Ä°N kitabından okuyalım: "14 Haziran 2001 günü ikinci kez Ä°stihbarat Dairesi BaÅŸkanlığı görevine getirildim. O gün ÅŸube müdürü, R.G. odama gelerek bana en üst kısmında 'Ergenekon Örgütü' yazan bir ÅŸema gösterdi. Bu ÅŸemanın en üstünde örgüt sorumlusu konumunda Orgeneral Çetin DoÄŸan gösterilmiÅŸti... Åžubesine giderek yanında Tuncay Güney isimli kiÅŸinin ifade tutanağını ve bir de bilgi notu getirdi. Ä°fadeyi okudum, ne Çetin DoÄŸan'ın ne de diÄŸerlerinin isimleri yazılıydı.... 'Åžemayı kim yaptı, neye göre yaptı' diye sordum. 'Ä°stanbul istihbarat gönderdi' dedi...EÄŸer o gün beni kandırabilselerdi, Ergenekon Operasyonu 2001'de baÅŸlayacaktı..."
 
3 Temmuz 2002'de Tuncay Güney'in kaydı ve Ergenekon ÅŸeması göndereni belli olmayacak ÅŸekilde CD'yle MÄ°T MüsteÅŸarlığı'na gönderildi.
 
3 Kasım 2002'de AK Parti tek başına iktidara geldi.
 
18 Aralık 2002'de Necip HablemitoÄŸlu öldürüldü.
 
1 Mart 2003, Meclis Irak'a asker tezkeresine "hayır" dedi.
 
4-7 Mart 2003'te Çetin DoÄŸan, 1. Ordu'da gerçek isimlerle irticai kalkışmaya karşı plan seminerini gerçekleÅŸtirdi.
 
23 Mayıs 2003, Cumhuriyet gazetesi "Genç subaylar tedirgin" manÅŸetiyle çıktı.
 
10 Temmuz 2003,  MÄ°T MüsteÅŸarı Åženkal Atasagun, müsteÅŸarlığa ulaÅŸan CD ve belgelerden yola çıkarak Ergenekon örgütü ÅŸema ve kitapçığını Genelkurmay BaÅŸkanı Hilmi Özkök'e sundu. 
 
15/20 Kasım 2003'te Ä°stanbul'da El Kaide, Sinagog, Ä°ngiliz BaÅŸkonsolosluÄŸu ve HCBC'ye saldırılar düzenledi.
 
19 Kasım 2003'te MÄ°T MüsteÅŸarı Atasagun Ergenekon belgeleri ve ÅŸemasını BaÅŸbakan Tayyip ErdoÄŸan'a verdi. 
 
 
2 Aralık 2003 günü AK Parti Meclis grubunda konuÅŸan BaÅŸbakan ErdoÄŸan ilginç bir konuÅŸma yaptı:
 
 “ErdoÄŸan, dinler ile terör arasında mesafe koyma çabalarını gölgeleyerek, gündelik politik menfaatler adına siyasi kararlılıklarını örselemek gayreti içinde olanların ne yaptıklarını iyi düÅŸünmesini istedi. Milletin ve insanlığın gözünün, onların küçük hesaplarının üstünde olduÄŸunu hiç akıllarında çıkarmamaları gereÄŸine dikkati çeken ErdoÄŸan, '’Vakti saati geldiÄŸinde onlarla ve herkesle fikir, düÅŸünce planında, demokrasi çerçevesi içinde bunların hesaplaÅŸmasını da gayet iyi yaparız. Ama afaki, böyle sağır sultanın buyurduÄŸu gibi bazı ÅŸeyleri uydurmak suretiyle, hedef saptırmak sadece bu ülkedeki görev yapma arzusu içinde olanların iÅŸini zorlaÅŸtırır'’ dedi. ErdoÄŸan, bu konuda ellerinde bilgi ve belge bulunduÄŸunu bildirdi.”
 
6 Aralık 2003'te kuvvet komutanları Jandarma Sosyal Tesisleri'nde toplanıp, Kıbrıs barış görüÅŸmeleri ve Kur'an Kursu düzenlemeleri nedeniyle hükümete karşı birlikte hareket etme kararı aldı. (Özden Örnek’in Günlükleri)
 
3 Mart 2004, Ankara Ticaret Odası'nda düzenlenen Hilafet'in kaldırılışının yıldönümü toplantısına komutanlar hep birlikte katılıp gövde gösterisi yaptılar.
 
9 Kasım 2005’te Åžemdinli’de Umut Kitabevi’ne bomba attığı iddiasıyla iki astsubay halk tarafından yakalandı. Kara Kuvvetleri Komutanı YaÅŸar Büyükanıt astsubaylar için “Tanırım iyi çocuklardır” dedi.
 
2 Åžubat 2006'da Emniyet Ä°stihbarat Dairesi BaÅŸkanı Sabri Uzun TBMM Åžemdinli Komisyonu'na ifade verdi ve olaylar için "Hırsız evdeyse kilidin bir anlamı yok" dedi.
 
Ocak-Åžubat 2006 (Ä°N kitabında Sabri Uzun'un verdiÄŸi tarih aralığı) Sabri Uzun'a ikinci kez ÅŸube müdürü R.G. gelip "Asker içinde bir örgütlenme var, biz bu örgüt üzerinde çalışmak istiyoruz" dedi.  Uzun "2001'deki örgüt mü" dedi. "Evet" cevabını aldı.  Uzun, ikinci kez önüne gelen Ergenekon operasyonu teklifini geri çevirdi.
 
8 Åžubat 2006, Trabzon'da Katolik Santa Maria Kilisesi Rahibi 59 yaşındaki Andrea Santoro 16 yaşındaki O.A. tarafından kilise önünde silahla vurularak öldürüldü.
 
15 Åžubat 2006'da Emniyet Muhbiri Erhan Tuncel, polis memuru Muhittin Zenit'e  "Yasin Hayal'in Hrant Dink'i öldüreceÄŸi" ihbarını verdi. Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'ti. Ä°hbar üzerine ünlü F-4 raporu düzenlendi.
 
Åžubat 2006'da AÄŸustos'taki  YAÅž'ta Genelkurmay BaÅŸkanı olması beklenen Kara Kuvvetleri  Komutanı YaÅŸar Büyükanıt'ın dedesinin Yahudi olduÄŸunu iddia eden ulusalihanet.com sitesi açıldı.
 
18 Åžubat 2006: Ankara'da Sauna Çetesi'ne Küre Operasyonu düzenlendi. Polise göre aralarında eski polis, asker ve kamu görevlilerinin olduÄŸu çete darbe ortamı için hazırlık yapmaktaydı. 
 
7 Mart 2006 Ferhat Sarıkaya'nın Åžemdinli Ä°ddianamesi kabul edildi. Büyükanıt’ı suçlayan Sarıkaya, meslekten atıldı.
 
1 Mayıs 2006'da Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek Emniyet Ä°stihbarat Daire BaÅŸkanlığı'na getirildi.
 
5-10-11 Mayıs 2006 günleri ÅžiÅŸli'deki Cumhuriyet Gazetesi binasına üç kez bomba atıldı. Failler yakalanamadı.
 
17 Mayıs 2006'da Danıştay Baskını oldu. Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin, avukat Alparslan Arslan tarafından vurularak öldürüldü. Arslan'ın Cumhuriyet gazetesine bomba atılmasının da arkasında olduÄŸu tespit edildi.
 
19  Mayıs 2006'da BaÅŸbakan Yardımcısı Abdullah Gül, 19 Mayıs törenleri sırasında BaÅŸbakan ErdoÄŸan, Meclis BaÅŸkanı Arınç'ın da katıldığı bir kahvaltıda Danıştay Saldırısı'nın arkasında "Albay Muzaffer" diye tanınan Muzaffer Tekin olduÄŸunu söyledi. (Ertesi günkü gazetelerden)
 
20 Mayıs 2006'da Muzaffer Tekin, bıçakla intihara teÅŸebbüs etmiÅŸ olarak bırakıldığı Acıbadem Hastanesi'nde polis tarafından gözaltına alındı.
 
24 Mayıs 2006'da Ergenekon adı bir kere daha geri döndü. Hürriyet’te çıkan habere göre polis Danıştay cinayetinin arkasında Ergenekon Yapılanması’nı araÅŸtırıyordu. 
 
 
26 Mayıs 2006 günü Sabah gazetesinin sürmanÅŸetinde Ankara temsilcisi Aslı AydıntaÅŸbaÅŸ imzalı bir haber vardı: “Ergenekon Anayasası”.
 
 
Kendisine bir zarfla ulaÅŸtırıldığını söylediÄŸi Ergenekon Analiz ve Yeniden Yapılanma belgelerini yazan AydıntaÅŸbaÅŸ, ertesi gün belgeyi yazdığı iddia edilen DoÄŸu Perinçek’le görüÅŸmesini köÅŸesine taşıdı. 
 
 
Yazıda bahsedilmese de Perinçek, o belgenin bir kopyasını istedi. Kopyanın üzerinde AydıntaÅŸbaÅŸ’ın notları da vardı. Bu belgenin Ergenekon dalgasında Perinçek’in evinden çıkması Perinçek’in örgüt yöneticiliÄŸinin en temel delili oldu. AydıntaÅŸbaÅŸ, ancak dört yıl sonra mahkemede “o belgeyi Perinçek’e ben verdim” dedi.
 
27 Mayıs 2006'da Muzaffer Tekin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
 
Ergenekon soruÅŸturması üçüncü giriÅŸimde de baÅŸlatılmamıştı. Hanefi Avcı ve Sabri Uzun’un kitapları ve Hrant Dink cinayetinde devlet görevlilerinin ihmallerini inceleyen iddianamedeki ifadelere göre Ä°stanbul Emniyeti Ä°stihbarat Daire BaÅŸkanı Ahmet Ä°lhan Güler Danıştay cinayetinin arkasında Ergenekon olduÄŸuna ikna olmamıştı.
 
31 Mayıs 2006'da Ankara Eryaman'da bir eve düzenlenen operasyonda Atabeyler adı verilen bir çetenin arÅŸivi ele geçirildi. Muvazzaf askerlerle birlikte yakalanan belgelerde baÅŸta BaÅŸbakan ErdoÄŸan olmak üzere, önemli isimlere yönelik suikast hazırlıklarına iliÅŸkin belge ve krokiler yakalanmıştı. Operasyonun basına yansıdığı akÅŸam saatlerinde Genelkurmay Karargâhı önüne çaÄŸrılan gazetecilere bir sivilin sarı zarf içinde operasyonda ele geçirilen evrak ve krokileri servis ettiÄŸi ortaya çıktı. "Sarı zarfla servis"in ortaya çıkması üzerine Atabeyler çetesi iddiası da büyük bir soruÅŸturmaya dönemeden yavaÅŸ yavaÅŸ sönümlendi. (Bütün sanıklar 2012'de beraat etti) 
 
 
13 Ocak 2007- Ä°stanbul Emniyet Ä°stihbarat Åžube Müdürü, Ankara’ya çaÄŸrıldı. CoÅŸkun Çakar, Recep Güven ve Ramazan Akyürek tarafından görevi bırakması istendi.
 
19 Ocak 2007 Hrant Dink öldürüldü.
 
5 Åžubat 2007'de Mülkiye müfettiÅŸlerinin raporu doÄŸrultusunda Ä°stanbul Ä°stihbarat Åžube Müdürü Ahmet Ä°lhan Güler açığa alındı.
 
Åžubat 2007- Hrant Dink cinayetinden 10 gün sonra Emniyet BaÅŸbakan'ın önüne yeniden Ergenekon ÅŸemalarını koydu Åžemalardan biri Hrant Dink cinayetini Ergenekon'a baÄŸlıyordu. DiÄŸeri ise Ergenekon örgütünün ÅŸemasıydı. Åžemada 1'inci, 2'nci Ergenekon dalgalarında tutuklanacak isimler birbiriyle irtibat içinde gösterilmiÅŸti.
 
23 Mart 2007- Ali Fuat Yılmazer, İstanbul Emniyet İstihbarat'ın başına getirildi.
 
14 Nisan 2007- CumhurbaÅŸkanlığı seçimi yaklaÅŸtıkça ülke ısındı. TandoÄŸan'da Cumhuriyet Mitingi yapıldı. Ordu-hükümet iliÅŸkileri yeniden gerildi.
 
18 Nisan 2007- Malatya'da Zirve Yayınevi basıldı, üç misyoner boÄŸazı kesilerek öldürüldü.
 
27 Nisan 2007- Genelkurmay sitesinde e-muhtıra yayınlandı.  Anayasa Mahkemesi 367 kararını verdi. AKP 22 Temmuz'da erken seçimle bu kararı karşıladı.
 
9 Mayıs 2007- ABD, ülkeye girerken FBI tarafından sorgulanan, çıkışında bilgisayarındaki belgelere el konan Kozanlı Ömer lakaplı Ömer Hilmi Özdil'in ABD vizesini iptal etti.
 
12 Haziran 2007'de Ümraniye'de bir gecekonduda 27 el bombası bulundu. Haziran 2007- ÇıraÄŸan Sarayı'nda bir grup gazeteciyle bir araya gelen DışiÅŸleri Bakanı Abdullah Gül, "Ümraniye'de bulunan bombalara dikkat edin. Bunun arkası gelecek" dedi... 
 
 
27 Haziran 2007'de emekli binbaşı Fikret Emek'in evinde bombalar ve silahlar bulundu.
 
22 Temmuz 2007'de AK Parti yüzde 47'yle tek başına iktidar oldu.
 
27 Temmuz 2007'de Ergün Poyraz, Oktay Yıldırım, Ümit OÄŸuztan, Bekir Öztürk, Zekeriya Öztürk, Sedat Peker, Taner Ünal, Fuat Turgut, Hüseyin Görüm, Fikret Emek gözaltına alındı
 
22 Ocak 2008 – Ergenekon operasyonun birinci dalgasında Veli Küçük, 301 davalarının baÅŸ aktörü Avukat Kemal Kerinçsiz, Yasin Hayal'in avukatı Fuat Turgut, gazeteci Güler Kömürcü, Türk Ortodoks Patrikhanesi yöneticisi Sevgi Erenerol, emekli Albay Fikri KaradaÄŸ ile Susurluk sanıklarından Sami HoÅŸtan, Drej Ali'nin olduÄŸu 33 kiÅŸi gözaltına alındı.
 
23 Ocak 2008. Gazetelerin tamamı Ergenekon operasyonunu pozitif olarak gördü (Son üçü hariç)
 
Milliyet : Ergenekon'da 35 Gözaltı. Yeni Åžafak : Hiç Bu Kadar Derine Ä°nilmedi. Sabah : Devlet, Derin Devlete Karşı. Vatan : Ergenekon Baskını 
Vakit : Derin Gözaltı. Bugün : Küçük PaÅŸaya Büyük Baskın. Referans : Veli Küçük'e Büyük Operasyon. Star : Derin Çeteye Derin Darbe 
Hürriyet : Hedefteki Ä°simler (Ergenekon’un hedefindeki)
Birgün : Ortalık Güzel Koktu. Radikal : Darbecilere Operasyon 
Taraf : Kızıl Elma HoÅŸaf Oldu. AkÅŸam : Kuvvacılara Åžafak Baskını 
Cumhuriyet : Büyük Gözaltı.. Evrensel : 'Derin' Operasyon. Posta : Ergenekon'a Darbe. YeniçaÄŸ : Operasyon'a Yayın Yasağı. Yeni Mesaj : Ä°stanbul'da Dikkat Çeken Gözaltılar. OrtadoÄŸu : Büyük Gözaltı.
 
14 Mart 2008’de AK Parti’ye kapatma davası açıldı.
 
16 Temmuz 2008’de CHP Lideri Baykal’ın “ErdoÄŸan Ergenekon davasının savcısıysa ben de avukatıyım sözlerine cevap veren BaÅŸbakan ErdoÄŸan “Millet adına hakkı aramanın hakkı savunmanın gayreti içindeyiz, eÄŸer bu anlamda savcılık ise evet savcıyım” dedi. 
 
25 Temmuz 2008’de Ergenekon Davası Ä°ddianamesi kabul edildi.
 
30 Temmuz 2008’de Anayasa Mahkemesi, AK Parti’yi suçlu buldu ama “kapatılmasına gerek yoktur” dedi.
 
Ergenekon soruÅŸturması ve davası, iÅŸte bu konjonktür içinde ortaya çıktı.
 
Ergenekon veya benzer bir soruÅŸturma 2001’den 2007’ye kadar tam altı kez baÅŸlatılmaya çalışıldı.
 
2001’de Tuncay Güney’in ifadesi sonrası, 2003’de Sinagog saldırıları sonrası, 2005’te Åžemdinli Olayları sonrası, 2006’da Danıştay Saldırısı sonrası, yine 2006’da Atabeyler operasyonuyla birlikte ve son olarak 2007’de Hrant Dink cinayeti sonrası...
 
Böyle bir soruÅŸturmayı baÅŸlatmaya iktidarı ikna eden 27 Nisan muhtırası, CumhurbaÅŸkanlığı seçim krizi oldu.
 
O yüzden de Ergenekon davasının ilk operasyonları ile AK Parti’ye kapatma davası karşılıklı hamleler gibi ilerledi.
 
Ordu ve yargı meÅŸru iktidarı gayri-meÅŸru yöntemlerle sıkıştırdıkça, emniyet ve yargıdaki FETÖ’nün iktidara sunduÄŸu derin devlet teorisi ve hesaplaÅŸma fırsatı ikna edici hale geldi.
 
Sadece iktidar için de deÄŸil. Ergenekon operasyonlarını destekleyenler için de bu, 2007 e-muhtırası, karanlık Hrant Dink cinayeti ve kapatma davasında görülen askeri ve yargı vesayeti ya da derin devletle hesaplaÅŸmak için bir fırsattı.
 
O yüzden davanın askerî vesayeti geriletmek gibi somut sonuçlarına bakıp, içeriÄŸindeki hukuki sorunlarla ilgilenilmedi.
 
Ä°ddianamelerde yazanlarla yetinip, o iddialarla ilgili sanıkların yıllarca süren savunmalarına yeterince ilgi gösterilmedi.
 
FETÖ de bu askeri vesayetle hesaplaÅŸma talebini kendi amaçları için kullandı. HesaplaÅŸmanın heyecanıyla deli saçması komplolara inanıldı.
 
Hâlâ daha bu davalarla ilgili “Saptırıldı”, “sulandırıldı”, “FETÖ mahvetti” dışında özeleÅŸtiri yazılabilmiÅŸ deÄŸil.
 
Bu davalara siyasetçileri, gazetecileri, toplumun büyük bir kısmını ikna eden asker ve yargı vesayetinin yaptıklarıyla ilgili kimse özeleÅŸtiri getirmediÄŸi gibi.
 
Çünkü Türkiye’de özeleÅŸtiri vermek makbul bir ÅŸey deÄŸil. ÖzeleÅŸtiri, suç itirafı gibi. Bir anda bütün yük ilk özeleÅŸtiri verenin üzerine yıkılır. O yüzden çoÄŸunluk ıslık çalıp yola devam etmeyi tercih etti ve ediyor.
 
Böyle olunca de bütün bu tecrübelerden hiç bir ders çıkarılmamış oluyor.
 
Bugün de hala Ergenekon davası gibi hala siyasi hesaplaÅŸma davaları var.
 
Hala, fikirleri ve eylemleri beÄŸenilmeyen insanlar, muhalifler rahatça kriminalize edilip hapse atılabiliyor. Hala bir yıldır yazılmayan iddianameler mevcut, gizli tanıklar, tutuklu yargılama geleneÄŸi sürüyor.
 
Ve hala bütün bu hukuksuzluklar, bu davaların siyasi sonuçlarından memnun olanlar için çok da mühim deÄŸil.
 
Ä°ddianameler yine gazetelerinde yayınlanıyor, yargılamalar yine önce medyada yapılıyor. Hatta dün bu iÅŸi Ergenekon davalarında yapan gazetecilerin bir kısmı aynı iÅŸi bugünkü davalarda yapıyor, isimler bile deÄŸiÅŸmiyor.
 
Yarın da aynı hatalar yapılmaya devam edilecek.
 
Günün sonunda önce Yargıtay ÅŸimdi de savcılık Ergenekon diye bir örgütün varlığı ispatlanamamıştır dedi ama günün sonunda bu tecrübeden herhangi bir ders çıkarılmadı. Ergenekon davası içinde tuhaf, açıklanması gereken iliÅŸkiler ve ordunun siyasi faaliyetleriyle hesaplaÅŸma ihtimali ise bu hukuksuz yargılamalar içinde kaybolmuÅŸ oldu.
 
Bundan 21 yıl önce Ergenekon diye bir örgüt olduÄŸunu ilk dillendiren Erol Mütercimler’le iki yıl önce Habertürk’te yayınlanan Åžimdi ve Burada programında bir röportaj yapmıştık. Mütercimler 21 yıl önceki röportajından farklı bir Ergenekon tarifi yapmıştı:
 
“Ergenekon evet 1997 yılında Ergenekon adını ilk Türk kamuoyuna ifade eden kiÅŸi benim ama o Ergenekon baksa bir ÅŸey o Kıbrıs’ta tıpkı bizim milli mücadele dönemimizde kurulmuÅŸ olan müdafa-i hukuk cemiyetleri gibi aynı mantıkta kurulmuÅŸ olan direniÅŸ hareketlerinden birisinin adı”
 
Halbuki 21 yıl önce böyle dememiÅŸti.
 
Ergenekon hikayesinden herkesin çıkaracağı dersler var. Ama Türkiye bu dersleri bugün çıkarmaktan hala çok uzakta...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.