Sosyal Medya

Kürsü

Taha Kılınç- Nassı sopayla terbiye etmek

Taha Kılınç- Yeni Şafak



''Kanunlarla ÅŸeriat arasında bir kafa karışıklığı yaÅŸanıyor. Oysa kanunlar da ÅŸeriatın baÄŸrından doÄŸmuÅŸtur. Bir din adamı, kendi asrının bütün temel meseleleriyle ilgili malumat sahibi olmalıdır. Ä°slâm’ın emirlerini yorumlarken, geniÅŸ bir bilgiyle ve ufukla bakmalı, açıklamalarını da buna göre yapmalıdır.
 
“Âdetler ve yerel gelenekler üzerine bina edilen hadis-i ÅŸerifler, zamanın deÄŸiÅŸmesiyle deÄŸiÅŸime uÄŸrarlar. ÖrneÄŸin, Peygamberimiz günümüzde ve aramızda yaşıyor olsaydı, verdiÄŸi bazı hükümleri deÄŸiÅŸtirirdi. Peygamberimizin bazı konulardaki hükümleri, tamamen kendi yaÅŸadığı zamana uygundur ve o zamanla ilgilidir. Ganimet konusunu buna misal gösterebiliriz. Peygamberimiz ‘devlet baÅŸkanı ve ordu komutanı’ sıfatıyla, kendi dönemine uygun hükümler getirmiÅŸtir. Bugün ise, devlet yönetimlerinin ve orduların kendilerine has kanunları ve kuralları vardır.
 
“Zamanın ve ÅŸartların deÄŸiÅŸmesi nedeniyle, hadis-i ÅŸeriflerin tamamını alıp uygulamaya koymak yerine, günümüze ve insanların maslahatına uygun olan hadisleri almalıyız. Bugün aşırı gruplar, hadisleri baÄŸlamından kopararak genellemekte, kendi ideolojilerine hizmet eder hale getirmekte ve birçok suça imza atmaktadır. Ä°slâm, onların bu yaptıklarından uzaktır ve berîdir.”
 
Bu sözler, Mısır Vakıflar [bizdeki Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı’nın küçük çapta muadili] Bakanı Muhammed Muhtar Cumua’ya ait. GeçtiÄŸimiz hafta, uydudan yayın yapan Mihver isimli televizyon kanalında canlı yayına baÄŸlanan Cumua, “Ä°slâm’ın yeniden yorumlanması ve din dilinin yenilenmesi” talebini defaatle dile getiren Mısır CumhurbaÅŸkanı Abdulfettah Sisi’ye katıldığını belirterek, “hadislerin ayıklanması”na dair düÅŸüncelerini televizyon ekranından milyonlarla paylaÅŸtı.
 
Bakan Cumua’nın “Hadislerin hepsini kabul etmemize gerek yok, günümüze uygun olanları seçmeliyiz” spotuyla manÅŸetlere tırmanan açıklaması, Mısır’da hem CumhurbaÅŸkanı Sisi’nin hem de ülke basınının aylardır sürdürdüÄŸü bir polemikle eÅŸ zamanlı olarak sahneye çıktı. Åžimdiye kadar en az sekiz ayrı konuÅŸmasında “din dilinin yenilenmesi mecburiyeti”nden söz eden Sisi’ye ilaveten, Mısır gazete ve televizyonlarında, elimizdeki hadis kaynaklarının sıhhat derecesi ve hadislerin modern hayatımızı ne kadar baÄŸladığı ve ilgilendirdiÄŸine dair tartışmalar yapılıyor. Bakan Cumua, söz konusu beyanıyla, mevzuya en üst düzeyde ve “ilgili alanda icranın başı” sıfatıyla iÅŸtirak etmiÅŸ oldu.
 
***
 
Elimizdeki dinî metinlerin nasıl yorumlanacağı ve hangi çerçeveden günümüze aktarılacağı konusu, uzun zamandır Ä°slâm dünyasının genelinde gündemdeki yerini koruyor. Özellikle gayrimüslim dünya karşısında alınan sürekli yenilgiler, Müslümanları yeniden ve tekrar, dinî metinler üzerinde kafa yormaya yönlendiriyor. Kitaplar yayımlanıyor, özel dosyalar ve raporlar hazırlanıyor, televizyon ve radyolarda oturumlar düzenleniyor, sanal âlemde yığınla insan bu mevzularda klavye ve tuÅŸ oynatıyor. Milyonların katıldığı bu kuralsız, kontrolsüz, hakemsiz ve denetimsiz tartışma ortamında, gerçekten tutarlılık peÅŸinde olan ve meseleyi her boyutuyla ele alanların genel kalabalık içindeki oranı gittikçe azalıyor.
 
Usul âlimleri, Hz. Peygamber’in söz ve davranışlarından bazılarının kendi dönemiyle ilgili olduÄŸunu, örnekleriyle izah etmiÅŸlerdir. Kitaplarımızda, konunun ayrıntıları bütün açıklığıyla mevcuttur. Dolayısıyla, tutarlılık çerçevesinden çıkmamak için, usul üzere bir üslup tutturmak ÅŸarttır. Muhammed Muhtar Cumua’nın sözlerini bu çerçevede ele almak ise oldukça zor görünüyor. Mısır gibi bir ülkede, görevi “dinî nasları devlet sopasıyla terbiye etmek” olarak konumlanmış bir bakanlığın başındaki zat, “güncel olmayan hadisleri almak zorunda deÄŸiliz” dediÄŸinde, bunun bambaÅŸka bir anlama geleceÄŸi gayet açık.
 
Dahası, Bakan Cumua’nın “Peygamberimizin bazı konularda verdiÄŸi hükümler”, “adetler ve yerel gelenekler üzerine bina edilen hadis-i ÅŸerifler”, “o zamanın ve ÅŸartların ürünü kararlar” olarak yorumladığı ÅŸeylerin ne olduÄŸu açık deÄŸil. Zaten, “metnin dilini güncellemek” baÄŸlamındaki bütün tartışmaların bam teli de burası. Bu güncelleme neye ve kime göre yapılacak? “O zamanda geçerliydi” denilerek rafa kaldırılacak “bazı” hükümlerin neler olduÄŸu, hangi kıstaslar çerçevesinde belirlenecek? “Bu zamana uygun deÄŸil” sonucuna varılacak hükümlerin yerine ne koyulacak? Tüm bunlar yapılırken ortaya çıkan “yeni ÅŸey”in Ä°slâm’ın kendisine ve ana metinlerine ne derecede uygun olduÄŸu kim tarafından ve nasıl denetlenecek?.. Sorular uzayıp gidiyor…
 
***
 
Mısır’da devletin her katmanının içine dâhil olduÄŸu bu tartışma, Ä°slâm dünyası olarak yeni bir sürece girmekte olduÄŸumuzun iÅŸareti aslında. “Siyasal Ä°slâm” yaftasıyla Ä°slâm’ın toplumsal hayata, aileye, kiÅŸinin hak ve görevlerine, hukuka, ekonomiye, dış politikaya, uluslararası iliÅŸkilere vb. getirdiÄŸi ölçülerin toptan iptaline çalışılan, metinlerdeki hükümlerin tartıştırılarak gündemden düÅŸürüldüÄŸü, “Ä°slâm’ın bu konudaki ölçüsü budur” diye aÄŸzını açmaya yeltenenlerin linç edildiÄŸi, fırtınalı ve bol zâyiatlı bir süreç…
 
Bu yolun bizi nereye çıkaracağını ÅŸimdiden kestirmek güç. Beliren alametlere bakılırsa, istikamet, istikbal ve menzil hakkında endiÅŸelenmemek ise imkânsız.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.