Kavalalı güçlenmeye çalıştığı sırada, Osmanlı tahtına oturan Sultan II. Mahmut, Rumeli ve Anadolu'da devletten bağımsız hareket eden yerel güçleri ortadan kaldırmaktaydı.
Bu gelişmeleri yakından takip eden Kavalalı, aslında sıranın bir gün kendisine de geleceğinin farkındaydı. Bu nedenle askeri ve ekonomik yönden çok daha güçlü olması gerektiğini biliyordu. Ancak planlarını tam olarak hayata geçirebilmesi için Mısır'ın kaynakları yeterli değildi. Örneğin donanma için gerekli olan keresteyi Mısır'dan temin etmesi mümkün değildi. Ayrıca hayalindeki orduyu oluşturmak ve daha güçlü bir ekonomiye sahip olmak için Mısır'da bulunan insan sayısından çok daha fazla insan kaynağına ihtiyaç duymaktaydı. Bu nedenle Suriye ve Filistin bölgesine göz dikmiş ve buraları ele geçirmek için uygun fırsatları kollamaya başlamıştı. 1831 yılında beklediği ortam oluşunca Sayda Valisi Abdullah Paşa ile aralarındaki problemleri bahane edip, Osmanlı topraklarını istila etti.
Aslında onun tam olarak nereleri ele geçirmek istediğini şu anki bilgilerimizle tespit etmemiz mümkün değildir. Ancak Kavalalı'nın Suriye'den çok daha fazlasını istediğine işaret eden belgeler bulunmaktadır. Onunla birlikte; Lübnan Dürzîlerinin lideri Mir Beşir, Adana'da Menemencioğlu Aşireti önde gelenlerinden Ahmet Bey, Nevşehir'de Pehlivanlı Aşireti Beyi Halit Bey, Kastamonu'da Tahmiscioğlu Mustafa gibi etkili insanlar Osmanlı yönetimine isyan etmişlerdi. Yukarıda ismi geçenlerin hepsinin ortak özelliği isyandan yıllar önce bir şekilde Mısır'a gidip, Kavalalı ile iletişime geçmiş olmalarıydı. Muhtemelen Kavalalı söz konusu müttefiklerinden alacağı desteği de hesaba katıp, belki de o dönemde hiç kimsenin tahmin edemeyeceği boyutta geniş bir istila hareketi başlatmıştı.
Henüz yorum yapılmamış.