Sosyal Medya

Başkan Erdoğan: Bahçeli için yol arkadaşımı feda edemem

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşuyor.



ErdoÄŸan'ın konuÅŸmasından öne çıkanlar ÅŸöyle:
 
"Suudi Arabistan'ın BaÅŸkonsolosluÄŸu'nda öldürüldüÄŸü kesinleÅŸen Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili kapsamlı bir deÄŸerlendirme yapmak istiyorum.  Cemal Kaşıkçı ilk olarak 28 Eylül Cuma günü konsolosluÄŸa gidiyor. Bu ziyaretin cinayeti planlayan ekibe haber verildiÄŸi anlaşılıyor. Bir planlama ve yol haritası burada çalışmaya baÅŸlıyor. KOnsolosluk görevlilerinden bazılarının ülkelerine gitmeleri hazırlık çalışmalarının orada yapıldığına iÅŸaret ediyor. 1 Ekim'de 16.30'da 3 kiÅŸilik bir ekip Ä°stanbul'a geliyor. BaÅŸkonsolosluktan baÅŸka bir ekip de Belgrad Ormanı ve Yalova'da keÅŸif çalışması yapıyor. Üçüncü ekip de Ä°stanbul'a tarifeli ekip geliyor. Aralarında generallerin olduÄŸu diÄŸer kip özel uçakla Ä°stanbul'a geliyor. Toplam 15 kiÅŸiÅŸik ekip BaÅŸkonsoloslukta buluÅŸuyor. Konsolosluk kamerasındaki hard disk sökülüyor.
 
Kaşıkçı konsolosluÄŸa girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamıyor. NiÅŸanlısı yetkili makamlarımıza baÅŸvuru yapıyor. Emniyet müdürlüÄŸü tahkikat baÅŸlatıyor. Kameranın incelenmesi sonucunda Kaşıkçı'nın konsolosluktan çıkmadığı tespit ediliyor. Diplomatik dokunulmazlığı olduÄŸu için ilk etapta fiili bir iÅŸlem yapılamıyor. Emniyet ve istihbarat inceleme yaparken Ä°stanbul BaÅŸsavcılığı da soruÅŸturma açıyor. Ä°lginç bilgilere ulaşılıyor. Cinayetin arifesinden baÅŸlayarak 15 Suudi istihbarat, güvenlik ve adli tıpçının ülkemize geldiÄŸi görülüyor. Kıayfeti gözlüÄŸü sakalıyla Cemal Kaşıkçı'ya benzetilmeye çalışan kiÅŸinin de akÅŸam Riyad'a hareket ettiÄŸi görülüyor. Suudi Arabistan Kaşıkçı'nın öldürüldüÄŸü iddialarını reddediyor. BaÅŸkonsolos 6 Ekim'de Reuters muhabirini içeriyle davet ederek dolapları açarak lakayık bir havada kendini savunmaya çalışıyor.
 
Suudi Arabistan'dan ülkemize 11 Ekim'de gelen heyet çeÅŸitli temaslar gerçekleÅŸtirdi. Suudi yetkililer olay gündemde tutulunca binanın aranmasına izin vereceklerini açıkladık. Bu olay Ä°stanbul'da cereyan ediyor, biz sorumluluk makamındayız. Bunu sorgulamak hakkımızdır. Sisi bulutu yavaÅŸ yavaÅŸ ortadan kalkmaya baÅŸladıkça diÄŸer ülkeler de harekete geçtiler. Biz de sessiz kalmayacağımızı ifade ettik. Suudi Arabistan Kralı ile yaptığımız ilk görüÅŸmede meseleyi anlattım. Bu görüÅŸmede olayı araÅŸtırmak üzere kendisinin daha önce gönderdiÄŸi heyetle yaptığım görüÅŸmeyi ve ortak çalışma grubu oluÅŸturma konusundaki kararımızı ifade ettik ve mutabık kaldık. Kralın talimatı üzerine binaya giren ekipler incelemeler yaptı. BaÅŸkonsolos böyle bir ÅŸeye müsaade etmediÄŸi gibi gelen heyete ben bu baÅŸkonsolosun yetersizliÄŸi ile alakalı ÅŸeyler söyledim. Bunu neticesinde konuÅŸmamızdan bir gün sonra görevinden alındı, ülkesine döndü. 18 Ekim'de bir kez daha baÅŸkonsolosluk binasında inceleme yapıldı. Yani 17 gün sonra Suudi Arabistan yönetimi Kaşıkçı'nın binada öldürüldüÄŸünü kabul etti. Kaşıkçı'nın arbede sırasında öldüÄŸü söylendi. 
 
Aynı gün Kral ile bir görüÅŸme daha gerçekleÅŸtirdik. Olaya karıştığı belirtilen 18 kiÅŸinin tutuklandığını ifade etti. Ülkemize verilen listedeki isimlerin, olaya karışan isimlerle aynı oldukları tespit edildi. Bu geliÅŸmeler cinayetin kabul edilmesi bakımından önemlidir. Bu cinayet Suudi Arabistan toprağı sayılan konsolosluk binasında iÅŸlenmiÅŸ olabilir ama burası Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindedir. Viyana SözleÅŸmesi böyle bir cinayetin diplomatik dokunulmazlık zırhıyla korunmasına izin vermez. Åžu ana kadar ortaya çıkan deliller Kaşıkçı'nın vahÅŸi bir cinayete kurban gittiÄŸini gösteriyor. Gizli kalması  insalık vicdanını yaralayacaktır. Suudi Arabistan yönetimi cinayeti kabul ederek önemli bir adım atmıştır.
 
Bundan sonra tüm sorumluları açık bir ÅŸekilde ortaya çıkararak hukuk önünde cezaya çarptırmalarını bekliyoruz. Cinayetin anlık deÄŸil planlı olduÄŸuna yönelik emareler var. Bu 15 kiÅŸi cinayet günü neden Ä°stanbul'da toplanmıştır. Bu kiÅŸiler kimden emir alarak oraya gelmiÅŸtir, baÅŸkonsolosluk binası neden hemen deÄŸil de neden günler sonra incelemeye açılmıştır, cinayet ortadayken onca tutarsız açıklama neden yapılmıştır, ceset neden hala ortada yok, cesedin yerli iÅŸbirlikçiye verildiÄŸi ifadesi doÄŸruysa bu yerli iÅŸbirlikçi kimdir? Sıradan bir kiÅŸi bahsetmiyor bundan. Bu yerki iÅŸbirlikçiyi açıklamaya mecbursun. Kimse sorular cevaplanmadan meselenin kapatılacağını aklından geçirmesin. Güvenlik birimlerinin elindeki bilgiler hadisenin planlı olduÄŸuna iÅŸaret ediyor. Böyle bir meseleyi, birkaç güvenlik ve istihbarat elemanının üzerine yıkmak kamuoyunu tatmin etmez. Kral Selman'ın samimiyetinden ÅŸüphe duymuyorum. Türkiye olarak meselenin sonuna kadar takipçisi olacağız. Bugün buradan bir çaÄŸrı yapıyorum; çaÄŸrım Kral ve üst yönetime... Olayın cereyan ettiÄŸi yer Ä°stanbul'dur. 18 tutuklunun yargılanmasının Ä°stanbul'da yapılmasını teklif ediyorum.
 
Ä°TTÄ°FAK TARTIÅžMALARI
 
Gündemdeki bir diÄŸer konu af ve and tartışmaları arasında gerçekeleÅŸen hadiselerdir. Türkiye 15 Temmuz ile birlikte pek çok konuda olduÄŸu gibi siyasi iÅŸbirliklerine girildi. Bu iÅŸbirliÄŸinin çok katkısı olmuÅŸtur. Çok verimli bir ittifak örneÄŸi sergiledik. Parti yönetimleri olarak milletimizin sesine kulak verdik. Yeni yönetim sisteminin inÅŸası gibi temel konularda ittifak içinde olmak her konuda aynı çizgiyi takip etmesini gerektirmiyor. AK Parti ve MHP ayrı partilerdir. Farklı düÅŸündüÄŸümüz konularda herbirimiz kendi yolumuzu takip ederiz. MHP ile af, and, emeklilik konusunda farklı düÅŸündüÄŸümüz görülüyor. Biz bu farkları yapıcı bir dille ifade etmeye çalıştık. Politikalarımızı sonuna kadar savunuruz ama kimseye saygısızlık etmeyi aklımızdan geçirmeyiz. Bizim siyaset tarzımızda da böyle bir uslüp yoktur. Af meselesi gündeme geldiÄŸinde arkadaÅŸlarıma talimat verdim. Böyle bir düzenlemenin milletin vicdanını rahatsız edeceÄŸini gösterdi. Teklife sıcak bakmadığımızı anlatmaya çalıştık. Temel ilke devlet kendisine karşı iÅŸlenen suçları af yetkisine sahip olabilir ama kiÅŸiye karşı iÅŸlenen suçları af yetkisine sahip deÄŸildir.
 
"NE Ä°SÄ°M NE DE KURUM OLARAK KÄ°MSEYÄ° HEDEF ALMADIK"
 
Bir defa ÅŸunu çok iyi anlamamız gerekiyor. EÄŸer adalet mülkün esasıysa o zaman biz bu mülkü ayakta tutmak için adil savranmaya mecburuz. Kalkıpta uyuÅŸturuc baronlarıyla torbacılık yapanları bir araya getirmek ayrı ayrı deÄŸerlendirmek bunu anlamak mümkün deÄŸil. Biz baronlarla da torbacılarla da içenlerle de mücadele ediyoruz. Hiçbir dönemde  uyuÅŸturucuyla mücadelede bizim iktidarımız döneminde olduÄŸu kadar yoÄŸun bir mücadele verilmemiÅŸtir. Åžu anda 50 binin üzerinde uyuÅŸturucu mahkumu var. Allah aÅŸkına bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz? Efendim neymiÅŸ aldatılmış. Ne demek aldatılmış. Bu çocuk mu? Bunlara mı kader mahkumu diyeceÄŸiz. Katillere mi kader mahkumu diyeceÄŸiz. Hırsızlık, bunları yapanlara mı diyeceÄŸiz. Cezaevinden çıkarıyorsunuz daha fazla hırsızlık yapmaya devam ediyor. Biz  devlete karşı iÅŸlenmiÅŸ suçlarda ne yapılması gerekiyorsa yaparız. Biz devlet olarak bir katili affettiÄŸimiz zaman maktulün ailesini bunu nasıl anlatacağız? Aynı ÅŸekilde emeklilikte yaÅŸa takılanlar diye ifade edilen meselede ülkemizin kaldıramayacağı bir yükün fotoÄŸrafı çıktı. Bunun kararını Meclis verecektir. Bizim kimseyi ne kurum ne de isim olarak hedef almamız söz konusun deÄŸildir. Sosyal medyadaki açıklamaların yanlış anlamadan kaynaklandığını düÅŸünüyor ve üzülüyorum.
 
"Ä°STÄ°KLAL MARÅžI DIÅžINDA ANT TANIMIYORUZ"
 
Andımız konusunda Türkiye'yi haketmediÄŸi bir tartışmaya sürükleyen bu karar bazı hastalıkların hala yaÅŸadığını gösteriyor. Andın ilk halini, Türk Ocaklarını kapatmasıyla, üniversiteleri periÅŸan etmesiyle bilinen tıp doktoru ReÅŸit Galip yazmıştır. Ä°nsanları kafataslarına göre sınıflandıran çalışmaları destekleyen bu kiÅŸi aynı zamanda Türkçe ezan zulmünün de mimarıdır. Bize göre milletimizin en büyük ve en etkili andı Ä°stiklal Marşımızdır. Ä°stiklal Marşımız dışında bir ant tanımıyoruz, tanımayacağız. Türküm... Türküm ben. Ama ÅŸunu söyleyeyim ben Türkçü deÄŸilim. O baÅŸka bir ÅŸey bu baÅŸka bir ÅŸey. Irkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır, yok. Her etnik unsur, kendi etnik unsuruyla iftihar edebilir. Ama cılık cılık etmez, mesele bu. Sizin Türkçülük yapma hakkınız var o zaman benim Kürt vatandaşımızın Kürtçülük yapma hakkı doÄŸar. Türkiye Cumhuriyeti devleti 81 milyonun devleti olduÄŸunu göre sembolik unsurlarımızın hepimizi kucaklaması gerekir."  

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.