Sosyal Medya

Güncel

Kemal Öztürk: Bu sözleri söyleyenler, Yazıcıoğlu yaşarken ona oya vermedi, partisini desteklemedi

Kemal Öztürk vefatının sene-i devriyesinde rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun köşesine taşıdı.



Kemal Öztürk geçtiğimiz günlerde ölüm yıl dönümü münasebetiyle rahmetli siyasetçilerimizden Muhsin Yacıoğlu'nun ardından söylenenleri köşesinde değerlendirdi. Söylenen birçok şeyin güzel insanlar hayattayken dile getirilmediğini ifade eden Öztürk bu sözleri söyleyenlerin büyük çoğunluğunun hayatta olsaydı Yazıcıoğlu'na oy vermeyeceğini iddia etti.

Yazının Tamamı

on dönemlerde birçok kıymetli insan hayata gözlerini yumdu. Birçok insanın da ölüm yıl dönümleri nedeniyle aynı günlerde anma programları yapıldı, mesajlar yayınlandı. Törenleri izledim, mesajları okudum, insanların tutumlarını gördüm.
 
Bir insanı kaybettikten sonra kıymetini bilmenin, bir insanın yokluğunda onun değerli olduğunu anlamanın ne kadar yanlış ve ne kadar üzücü olduğunu bir daha fark ettim.
 
Daha vahim olanı ise, yaşarken kıymetsiz biriymiş gibi davranılan, hakkı verilmeyen, hatta hakkı yenilen insanların ölümünden sonra, ortaya dökülen dramatik cümleler, vicdan sızlatan sözler ve yürek hoplatan methiyelerdir.
 
Yitirdiğimiz ve arkasından kıymetini anladığımız onlarca isim sayabilirim. Birkaçını örnek vereceğim sadece.
 
YAÅžARKEN KIYMETÄ° BÄ°LÄ°NMEYEN Ä°NSANLAR
 
Geçtiğimiz günlerde vefatının 9. yıldönümü nedeniyle Muhsin Yazıcıoğlu anıldı. Öylesine güzel sözler söylendi ki arkasından, gerçekten gıpta etmemek elde değil. Lakin gelin görün ki, bu sözleri söyleyenler, Yazıcıoğlu yaşarken ona oya vermedi, partisini desteklemedi.
 
Birkaç defa görüşmüştüm kendisiyle. Her görüşmemizde, ‘bu insanı neden millet desteklemez, devlet önemli makamlara getirmez’ diye sorardım kendi kendime. Ölümünün üzerindeki sis perdesini bile doÄŸru düzgün kaldırmadık. Gerisini siz düşünün.
 
Rahmetli Erbakan’ın ölüm yıldönümü de aynı yüksek duygular, minnet ve kıymetli sözlerle geçti. Ne acıdır ki, onun “Adil Düzen” teorisini bile yaÅŸarken okumamış, anlamamış ve kıymetini bilmemiÅŸtik. Åžimdi ne büyük bir siyasi deha, bilge ve öngörülü olduÄŸunu anlatıp duruyoruz.
 
Geçen hafta topraÄŸa verdiÄŸimiz Hasan Celal Güzel’in, vefat etmeden önce, kimse ne iÅŸ yaptığını bilmiyordu. EÄŸitim, tarih ve bilim alanında eser yayınlamak için gösterdiÄŸi çabaya destek veren bir avuç insan vardı sadece. Çıkardığı özel dergilerden birine yazı istemek için aradığında hüzünlendim. Türkiye’nin en iyi bürokratlarından, bakanlarından, en mert insanlarından biriydi ve yazıma telif ödeyemediÄŸi için üzüntülerini anlatmak zorunda kalmıştı. Niye bu konuma soktuk bu insanı?
 
Rahmetli Akif Emre’yi kaybettiÄŸimizde, mezarı başında deÄŸerli insan Cevat Özkaya hem aÄŸlayıp hem anlatıyordu bana: “Bir Akif’i yetiÅŸtirmek kolay mı? YaÅŸarken kıymetini bilemedik. Son bir yılı ekonomik zorluk içinde geçti. Åžimdi utanmak bize düşer.”
 
Kimse Akif Emre’nin kitaplarını, yazılarını doÄŸru düzgün okumazdı. Ama ölümüyle, ne kadar dik duruÅŸlu, omurgalı, bilge ve adalet sahibi biri olduÄŸunu anlatmayan kalmadı.
 
BİZDE ÖLEN İNSAN KIYMETLİDİR, YAŞAYAN DEĞİL
 
Etrafınıza bakın. Bu saydıklarım gibi, ne kadar kıymetli insan var görmeye çalışın. Sonra bu insanlara değer veriliyor mu, hakkı teslim ediliyor mu, gereken saygı gösteriliyor mu düşünün. Birçoğuna yaşarken hakkı teslim edilmemiştir, siz de göreceksiniz.
 
Peki neden?
 
Bizde ölen insan kıymetlidir, yaşayan değil.
 
Ne tuhaf değil mi? Öldükten sonra bir insanın kıymeti artınca ona ne faydası olur ki? Bir siyasetçiye, bürokrata, yazara öldükten sonra verilen kıymetin onda biri yaşarken verilseydi, hayatları başka türlü akardı.
 
Eski zamanlardan beri durum böyledir aslında. Nice düşünür ve sanatçı yokluk içinde hayatlarını kaybettiler. Öldükten sonra eserleri dünya pahasına satıldı.
 
Ä°NSANLARIN YAÅžARKEN KIYMETÄ°NÄ° BÄ°LÄ°N
 
‘Hayatın kuralı bu ne yapalım…’ Bence bu cümleyi kurmamalıyız. Bu cümle, ‘böyle gelmiÅŸ, böyle gider’ cümlesi kadar tehlikeli ve kötü bir cümledir.
 
İnsanlarımızın yaşarken kıymetini bilmek zorundayız. Buna vefa denmez sadece. Buna insana değer vermek denir. Buna saygı, nezaket ve kadirşinaslık denir. Buna insan kaynağını iyi kullanmak denir aynı zamanda.
 
Etrafınıza bakın. Henüz yaşıyorken, kıymetli olduğunu düşündüğünüz insanları tespit edin. Sonra yanına gidin ve ona ne kadar kıymetli biri olduğunu, ne kadar iyi biri olduğunu söyleyin.
 
Bizde insan ölünce musalla taşının yanına gidip, ‘iyi biliriz, ÅŸahidiz’ deriz. Neden yaÅŸarken bunun yapmayalım?
 
Bunu devletten beklemeyin sakın. Bizzat siz yapın. Anneniz, babanız, arabalarınız, dostlarınız, sevdikleriniz… etrafınızda çok deÄŸerli insanlar var.
 

 

Yaşarken kıymet bilin. Öldükten sonra kıymeti olmuyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.