Sosyal Medya

Güncel

Kenan Alpay: Meşru ve gayrı meşru olanın ölçüsü Atatürk ve Atatürkçülük olabilir mi?

Yeni Akit gazetesi yazarı son dönemdeki Atatürkçülük tartışmalarının beslendiği argümanları köşesine taşıdı.



Kenan Alpay muhalif hareketlerin Atatürk'ü istismarları için kendilerine sığınacakları bir liman olarak kullandığını iddia ederken son dönemde Pelikancıların Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Atatürk ile özdeşleitirmesine sert çıktı.

Yazının Tamamı

Sahne ve magazin dünyasının kadın pop müzik sanatçısı “Hiçbir zaman boyun eÄŸmeyeceÄŸim, her zaman savaÅŸacağım. Ben bir Atatürk çocuÄŸuyum” haykırışıyla baskılara meydan okumuÅŸ. Ortaya çıktığı günden bu yana güzel sesi ve ÅŸarkılarıyla deÄŸil ileri düzeyde teÅŸhirciliÄŸi ve en mide bulandırıcı erotik ÅŸovlarıyla ‘hadise’ler yaratan hatun kiÅŸi yasaklarla mücadele edeceÄŸini açıkça ilan ediyor. Cumhuriyet’te okudum, yalan yazmazlar herhalde.

Şöhret ve cazibesini teÅŸhircilik ve erotizme borçlu söz konusu hatun kiÅŸi RTÃœK’ün bazı klipleri yasaklamasına karşı şöyle tepki göstermiÅŸ: “Ahlaksızlık sizin kafanızda.” Anlaşıldığı kadarıyla herhangi bir ahlaksızlık yaptığını kabul etmek bir tarafa teÅŸhirci ve erotik ÅŸovlarıyla toplum üzerinde oluÅŸturduÄŸu olumsuz etkileri izole etmeye uÄŸraÅŸan raportörleri ahlaksız olmakla suçluyor. Eee, Atatürk çocuÄŸu dediÄŸin böyle olur: Hattı müdafaa deÄŸil sathı müdafaa ile savunma yerine saldırı stratejisiyle cepheyi kurulabilecek en ileri uca kurmayı teamül edinmiÅŸler bir kere.

Ölmeyen Baba, Büyümeyen Çocuk!

Modern Türkiye’de Atatürk ve Atatürkçülük ne kadar yanlış, çirkin veya kötü olursa olsun her türlü söylem ve davranışı meÅŸru ve makbul kılmaya yeten biricik sihirli formül olarak iÅŸlevini yerine getirmektedir hâlâ. Atatürk’ü “Türkiye’nin Ölmeyen Babası” statüsünde tutma inadı eÅŸ zamanlı olarak Türkiye’de siyaset ve topluma kesintisiz bir biçimde “Büyümeyen Çocuk” muamelesi yapmayı mecbur kılar. Garip ama mevcut devlet tecrübesi sayesinde pek çok muhalif çıkış nihayetinde Atatürk’ün ne muhteÅŸem bir ulu önder olduÄŸunu keÅŸfederek hidayete eriyor. Bu dönüşüm sol-sosyalist aydın ve hareketler için olduÄŸu gibi PKK’nın periferisinde tutunan örgüt ve aktörler için de uzun olmayan bir vadede tahakkuk etmiÅŸtir. 

Sol-sosyalist tandanslı muhaliflerin devrim ve özgürlük söylemlerini tümden unutup resmi ideolojiye kolayca ve ÅŸevkle eklemleniÅŸine ÅŸaşırmamak lazım. Uzun bir dönem Fethullahçı Cunta ve sol-liberal aydınların yanına yamacına yapışarak dindar-liberal deÄŸerleri pazarlayan Pelikan Evliyaları da son birkaç aydır Müslüman mahallesini Gazi PaÅŸa’nın kerametlerine ikna etmek üzere sabah akÅŸam ‘cehri zikir’ halindeler. Gazi PaÅŸa’yı itikat, ahlak, salih amel, Ä°slam’ın ve Müslümanların maslahatı baÄŸlamında deÄŸerlendirip tartışmayı teferruat sayan bu çevreler onu hep anti-emperyalist ve bağımsızlıkçı imajıyla nazara vermeyi tercih ediyorlar. SeçilmiÅŸ ayıklanmış hatta bugünden geçmiÅŸe doÄŸru inÅŸa edilmiÅŸ bir Gazi PaÅŸa imajına sarılarak Ergenekon cuntasının asker-sivil bileÅŸenleriyle yerli ve milli adını verdikleri bir cepheyi örüyorlar adım adım. Oysa bu cephe toplum nezdinde her ÅŸeyden önce çürük, kokuÅŸmuÅŸ, ÅŸaibeli ve en önemlisi gayrı ahlaki bir pozisyonu iÅŸaretliyor. 

Tuhaf bir biçimde CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ı bazı sıfatlar ve nitelikleriyle Mustafa Kemal’in varisi hatta günümüzdeki gerçek temsilcisi gibi takdim etme yönünde adımlar atılıyor. Sosyal medyada sergilenen rezil ÅŸovların akabinde ‘Gazilik unvanı’ verilmesi yönünde Meclis’te atılmak istenen akıldışı adımlar Allah’tan hiç kale bile alınmadı. Ne var ki bu benzeÅŸim kurma, bu benzeÅŸimden meÅŸruiyet ve karizma devÅŸirme kompleksi bir türlü iflah olmuyor. Yerlilik ve millilik kriteri baÄŸlamında CHP’nin Ulu ÖnderAtatürk’e sadakatini test etmeyi iÅŸ edinmek hiç de hayra alamet olmayacak bir biçimde kimi AK Parti sözcüleri için hayati bir mesele haline geldi. 

Vatandaşlık Dersi Vermenin Âlemi Yok

Son olarak AKP Genel BaÅŸkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ãœnal ÅŸÃ¶yle bir kıyasla giriÅŸti. Ä°deolojisi ve kadrolarıyla CHP’yi Atatürk’le ayrıştıran fakat buna karşın temsil ettiÄŸi hayat görüşü ve toplum kesimleriyle Tayyip ErdoÄŸan’ı Atatürk’le özdeÅŸleÅŸtiren batıl ve yıkıcı bir kıyastı bu: “CHP’nin bozucu aklı Mustafa Kemal Atatürk ile Recep Tayyip ErdoÄŸan’ı kavga ettirmeye çalışır. Kavga ettiremezsiniz. Her ikisi de bu milletin öz evladıdır.” Teamüller icabı resmi ideolojiye verilen sıradan bir ‘kelam-ı rüşvet’ olmayı çoktan aÅŸan bu vurgular baÅŸka türlü zaaf ve sapmaları akıllara getiriyor doÄŸal olarak. Ä°ÅŸ öylesine mantıksız ve vicdansız bir merhaleye ulaÅŸtı ki nerdeyse Allah’a ve ahirete olan imanımızın sebebini dahi Gazi PaÅŸa hazretlerinin yüksek lütuf ve örnekliÄŸine baÄŸlamadan meÅŸruiyet sorununu aÅŸamaz olmuÅŸ gibi bir kabul dolaşıyor ortalıkta. 

MeÅŸru ve gayrı meÅŸru olanın ölçüsü Atatürk ve Atatürkçülük olabilir mi? Seçim süreci ve ittifakı AK Parti kadroları ve tabanını her ne sebeple olursa olsun Kemalist söylemlerin yedeÄŸi, takipçisi veya temsilcisi pozisyonuna yaklaÅŸtırmaya dönük adımların bir gerekçesi olamaz. Zaruri sebeplerle gündeme gelen seçim ittifakı Milliyetçi Hareket Partisi’yle kuruluyor milliyetçi ideoloji ve sembollerle deÄŸil. Milliyetçi ideoloji, sembol ve söylemlerin AK Parti kadroları tarafından sergilenmesi topluma güven deÄŸil aksine büyük bir güvensizlik, yalpalama ve sapma olarak yansıyacaktır. Milliyetçilik ideolojisi, söylem ve sembolleri toplum nezdinde muteber ve makbul olsaydı MHP lideri Devlet Bahçeli seçim barajına iliÅŸkin hazırladığı tekliflerde çıtayı % 5’e kadar düşürmezdi. Kaldı ki mesele seçim barajı ve popülasyondan önce ahlaki ve hukuki meÅŸruiyete gölge düşürmemektir.

 

Siz Atatürkçü deÄŸilsiniz” veya “Atatürk’ün çocuklara olmaya layık deÄŸilsiniz” türü itham ve eleÅŸtirilerin Müslümanca kaygısı olanlara hiç yakışmadığını aksine çok eÄŸreti ve çirkin durduÄŸunu bir kez daha hatırlatalım. Kim istiyorsa, ne ÅŸekilde örnek alıyorsa alsın, bu durum siyaseti ve toplumu doÄŸrudan ilgilendirmiyor. CHP’yi yeterince ve samimiyetle Atatürkçü olmamakla suçlayarak siyaset ve toplumun alabileceÄŸi hayırlı bir yol yok. Bu yol ve yöntem siyasetin ahlakiliÄŸi açısından olsa olsa çıkmaz bir sokaktır. Atatürk’ün devlet ve topluma her türlü baskı aracını kullanarak dayattığı ideolojisi ve hayat tarzı geride onulmaz acılar, telafisi imkânsız kayıp ve yıkımlar bırakmışken fantastik Kemalizm senaryoları yazmanın âlemi yok.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.