Kürsü
Sınıfta ayakkabı çıkarılması, laikliğe aykırı mıdır? / Ali Karahasanoğlu

Bizim solaklar, fena kızmışlar.. Bu ne ya.. Medrese gibi okul diyorlar.. Medrese benzetmelerinin sebebi ne?
Bir İmam hatip okulunda, öğrenciler sınıfa girerken, ayakkabılarını çıkarıp, terlik giyiyorlarmış..
Bunun için diyorlar ki, “medrese gibi okul!”
İyi de, ne var ki bunda, solak kardeşler..
Siz evinizde de, ayakkabılarınızı çıkarıp, terliklerinizi giymiyor musunuz?
Ayaklarınızı rahatlatmak için, ayakkabılarınızı dairenizin kapısının önünde çıkartmıyor musunuz?
A bir dakika ..
Yanlış oldu galiba..
Bu solaklar..
Lafta solak, gerçekte kapitalisttirler..
Holding patronları..Şatafatlı evlerinde.. Sigortasız çalıştırdıkları onar hizmetçi temizlik yaptığı için..
Ayrıca..
Zaten işe ayrı, spora ayrı, gezmeye ayrı, bilmem nereye giderken ayrı ayakkabı giydikleri için..
İlaveten bir de ev ayakkabısı uydurup..Evde de ayrı bir ayakkabı giydikleri için..
Bizim, patronlara özenen solaklar da..
Evlerinde ayakkabı ile dolaşıyor olmalılar ki..
Aslında okullarda da “olması gereken”, ayakkabıların çıkarılmış olduğu bir “eğitim-öğretim”e itiraz ediyorlar...
İtiraz ediyorlar da..
Demek istedikleri ne, onu anlayamıyoruz..
Acaba, çocukların ayakkabıları çıkartılır, ayaklar cendereden kurtulur, terliklerle temiz bir ortamda eğitim görürlerse, bu özentinin solculara ne zararı dokunur?
Laik eğitimin köküne dinamit mi konulmuş olur?
Atatürkçü eğitim, iflas mı eder?
Ne olur söyleyin, ders sırasında ayakkabıların çıkartılmasına, niye karşı çıkarsınız, solak kardeşler?..
Makul bir gerekçe söyleyin, yoksa çatlayacağım..
¥
Ben “makul gerekçe” ararken..
Eğitim İş İzmir Şube BaşkanıAli Yıldırım’ın açıklamasını gördüm..
Size de aktarayım, mantığı (mantıksızlığı desem, daha doğru olur) anlayın:
“Temizlik, hijyen adı altında çocukların ayakkabıyla okula girmesine izin verilmiyor. Okul zaten fiziki olarak daha çok Kur’an kursuna benziyor. İçi de eğitim kurumundan ziyade camiyi andırıyor.”
Mantık işte bu..
Ayakkabının çıkarılmasının tıbbi açıdan, eğitim ilkeleri açısından bir sakıncasını söyleyemiyor..
Tam aksine, tıbbi açıdan ayakkabının çıkarılması, daha sağlıklı..
Eğitim kolaylığı açısından da, rahat bir ortamda öğrenme faaliyetinin yürütülmesi daha doğru olduğundan..
“Okula değil, medreseye benziyor. Camiye benziyor” diyerek, itiraz ediyor..
Ne olur, camiye benzerse?
Ne zararı olur, size, bize?
Yoksa sizin derdiniz..
Ayakkabı, terlik falan değil..
“Camiye benzemesi” mi?
Cami karşıtlığı mı, sizin tüm derdiniz!
¥
İtirazı yapan Eğitim İş Sendikası’nın internet sitesine girip, “Hangi kafanın ürünü, bu açıklamalar” diye bakayım dedim..
Ana sayfalarında, çalışma konuları ile ilgili haberleri, kategorize etmişler..
Sendika haberleri başlığında.. Şube haberleri başlığında.. Hukuk haberleri, eğitim haberleri ve Dayanışma başlığında çalışmalarını sunmuşlar..
Merak ettim..
Adı eğitim ya..
Eğitim İş Sendikası’nın eğitim haberlerinde acaba neler var diye baktım..
Bakmaz olaydım..
Tam bir adet etkinlik var..
O da, 25 Mart 2016 tarihini taşıyor..
Sizin anlayacağınız.
Bizim solaklar, eğitim adı altında kurdukları sivil toplum kuruluşu ile..
Eğitim dışında, ne iş varsa yapıyorlar.
Sadece eğitim ile ilgili bir çalışmaları yok..
Bari diğer alanlardaki çalışmalarını irdeleyeyim dedim..
Sendika çalışmalarına baktım..
“Karma eğitimi sonlandırma girişimlerine geçit vermeyeceğiz” ile başlamışlar..
“Bahriye Üçok’u saygıyla anıyoruz.
“Eğitimi dinselleştirme adımları tam gaz!”
“Beden eğitimi, müzik, görsel sanatlar dersleri kaldırılamaz.”
vs.. vs.. ile devam etmişler..
Ona hayır, buna hayır da..
Siz ne diyorsunuz, Eğitim İşçiler..
Karma eğitimin kaldırılmasına karşısınız.
Ama sorsak, “Eğitimde dünyada ne durumdayız” diye..
Bizden çok, siz hayıflanırsınız..
Madem eğitimimiz yerlerde sürünüyor..
Demek ki, karma eğitim bir çare değilmiş..
Bırakın bari..
İsteyen karma eğitime.. İsteyen ayrı eğitime devam etsin..
“İlla da karma eğitim. İlla da karma eğitim” demenizin ne amacı var?
Ne amacı var, söyleyin de, kafanızdaki sorunu teşhis edelim..
¥
Eğitim İş’in bir de dayanışma ile ilgili haberlerine bakayım dedim..
“Ayakkabısız ders olmaz” diye kafayı boş şeylere takmışlar ama, üyeler arasında dayanışmada acaba nerelerde geziniyorlar diye tıkladım.
Karşıma çıkan haberi, aynen alıntılıyorum:
“Başsağlığı -Tekirdağ Şubemiz Özlük ve Hukuk Sekreteri Umut Arslan’ın babası vefat etmiştir. Cenazesi yarın (24 Eylül) pazar günü öğle ezanını müteakiben Balıkesir-Akçay’da defnedilecektir.”
İşe bakın siz..
Cenaze, “öğle ezanını müteakiben defnediliyor”muş!..
Öğle ezanından sonra öğle namazı kılınır. Ardından vefat eden kişinin cenaze namazı kılınır. Sonrasında cenaze defnedilir..
Bu usulü bile bilmiyor olmalılar ki..
“Öğle ezanından sonra, cenazeyi hemen defnetmek”ten bahsediyorlar..
Ve bunlar.. Öğretmenlerin kurdukları bir sivil toplum kuruluşu!
Eğitimcilerimiz böyle ise, bize ne düşer?..
“Vay halimize... Vah çocuklarımıza..” demekten başka!
Kaynak: Yeni Akit
Henüz yorum yapılmamış.