Sosyal Medya

Alim

Din adamı

Peygamberimiz (s.a.) ve ashabı, ehl-i beyt, arifler… hep evlendiler, çoğu rızkını çalışarak elde etti, yanılmak ve sapmaktan hep korktular, Allah’a sığındılar ve tevbe ettiler. Kimsenin günahını çıkarmaya yeltenmediler, günaha girdim diyenlere tevbe etmesini telkin ettiler. Bunlara “din adamı” demek yanlış olmanın ötesinde geleneğe de aykırıdır.



Hayrettin Karaman - Yeni Åžafak

Arkadaş şu cümleyi de sarf etmişti:

“Hz. Peygamber bir din adamıdır. Ehl-i Beyt imamları, Ehl-i Sünnet imamları hepsi din adamıdırlar. Arifler din adamıdırlar.”

Birinci cümle yanlış olmanın ötesinde yakışıksız da! O din adamı deÄŸil, bütün Müslümanlara beÅŸer olarak eÅŸit, farklı olarak da Allah’ın kendisine vahyettiÄŸi Peygamber'dir. DiÄŸerleri de beÅŸer olarak Müslümanlara eÅŸit olup farklılık ya Peygamberimiz'in ailesinden olmak veya okuyarak, öğrenerek âlim olmak, eÄŸitim görerek kâmil insan olmaktan ibarettir. Peygamberimiz hariç tamamının yanılmaları ve günah iÅŸlemeleri mümkündür, diÄŸer müminlerden ayrı bir sınıf teÅŸkil etmezler, hiçbiri ma’sûm deÄŸildir. Aile hayatları vardır, günah çıkarmazlar, çalışır kazanır yerler… Sünnî Ä°slam’da bu böyledir.

Önce Allah’ın Peygamberine buyruÄŸunu hatırlayalım:

De ki: “Ben, yalnızca sizin gibi bir insanım. Åžu var ki bana, ilâhınızın, sadece bir ilâh olduÄŸu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuÅŸmayı bekliyorsa iyi Hakk’a makbul ibadet ve iÅŸ yapsın ve rabbine ibadette hiçbir ÅŸeyi ortak koÅŸmasın” (Kehf:110).

Demek ki, peygamberler de diÄŸer insanlar gibidir, Allah adına konuÅŸmazlar, Allah’tan geleni tebliÄŸ ederler, onların günah iÅŸlemez ve dini açıklamada yanılmaz oluÅŸlarının sebebi Allah’ın koruması ile olmaktadır. Vahiy gelmediÄŸinde yanılmaları mümkündür ve olmuÅŸtur da. 

Hz. Ebûbekir (r.a.) halife seçildiÄŸi zaman Allâh’a hamdüsena ettikten sonra şöyle buyurdu:

 “Ben sizin en hayırlınız olmadığım halde sizin başınıza halife seçildim. Ancak Kur’ân nazil olmuÅŸ, Hz. Peygamber (s.a.v.) dinin hükümlerini açıklamıştır. Sizin en zayıfınız, hakkı alınıncaya kadar benim yanımda kuvvetlidir. Ey insanlar! Ben ancak Hz. Peygamber(s.a.v.)’in yoluna uyarım. KendiliÄŸimden bir ÅŸey icat edici deÄŸilim. EÄŸer iyilik yaparsam bana yardımcı olun. EÄŸer sırat-ı müstakimden kayarsam beni düzeltiniz.

Ben bu sözümü söyler, hem kendim için hem de sizler için Allâh’ın affını talep ederim.”

Hz. Ömer halife olunca ilk hitabesinde halka şöyle seslenmiÅŸti: “Ben Allah’a itaat ettiÄŸim ve Resulü’nün izinden gittiÄŸim sürece bana itaat edin, yoldan saparsam itaat etmeyin.”

Halife daha cümlesini bitirmeden birisi kılıcına sarılarak ayaÄŸa kalkmış ve ona şöyle seslenmiÅŸti: “Sen hakka baÄŸlılık ve itaatten saparsan ÅŸu kılıçla seni yola getiririz!”.

Hz. Ömer, bu davranışı memnuniyetle karşıladı ve böyle bir halkı olduÄŸu için Allah’a şükretti.

Papa böyle bir konuşma yapabilir mi?

Hristiyan din adamları böyle bir konuşma yapabilirler mi?

Peygamberimiz (s.a.) ve ashabı, ehl-i beyt, arifler… hep evlendiler, çoÄŸu rızkını çalışarak elde etti, yanılmak ve sapmaktan hep korktular, Allah’a sığındılar ve tevbe ettiler. Kimsenin günahını çıkarmaya yeltenmediler, günaha girdim diyenlere tevbe etmesini telkin ettiler. Bunlara “din adamı” demek yanlış olmanın ötesinde geleneÄŸe de aykırıdır.

Yıllarca önce bu konu tartışıldı, cami hizmetlerini yapanlara ve hocalara “din adamı” demenin yanlış olduÄŸu sabit oldu ve onlara “din görevlisi” dendi. Åžimdi durup dururken bu yanlışı tekrarlamanın manası ve faydası yoktur, zararı ise çoktur. Çünkü din adamı bir terimdir ve baÅŸta Katolikler olmak üzere bazı dinlerdeki ruhban sınıfına aittir.

Ruhban sınıfı manasında din adamlarının bizde olmadığına dair teyitlere devam edeceğim.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.