Sosyal Medya

Güncel

İstanbul trafiğine takılan darbe

“Yukarıda isimlerini saydığım sıralı komutanlarımın hepsinin bu işin içinde olduğunu düşünüyorum. Biz onlara güvendik, ancak onlar bizi bu işin içine sokmaya çalıştılar. Ateşin içine attılar.” Darbe gecesi boğaz köprüsünde olan ve bir yılı aşkındır tutuklu olarak yargılanan 54 Hava Harp Okulu öğrencisinden birinin ifadesi böyle bitiyor.



Yıldıray OÄŸur  - KARAR

“Yukarıda isimlerini saydığım sıralı komutanlarımın hepsinin bu iÅŸin içinde olduÄŸunu düşünüyorum. Biz onlara güvendik, ancak onlar bizi bu iÅŸin içine sokmaya çalıştılar. AteÅŸin içine attılar.”

Darbe gecesi boğaz köprüsünde olan ve bir yılı aşkındır tutuklu olarak yargılanan 54 Hava Harp Okulu öğrencisinden birinin ifadesi böyle bitiyor.

Ä°fadedeki “Sıralı komutanlar”dan kasıt Kurmay Albay rütbesindeki öğrenci alay komutanından baÅŸlayarak, filo olarak adlandırılan her sınıfın binbaşı rütbesindeki komutanı, her filonun ayrıldığı iki koldaki yüzbaşı rütbeli kol komutanları ve her filonun ayrıldığı dört takımın teÄŸmen ve üstteÄŸmen rütbesindeki komutanları. Her filoda ayrıca rütbeliler sınıfında idari iÅŸlere bakan birer de astsubay bulunuyor. Tabi bir de her filoda sözleÅŸmeli erler.

Bu bilgi darbe iddianamelerindeki delillerin doÄŸru deÄŸerlendirmesi için elzem. Çünkü Hava Harp Okulu ile ilgili Ä°stanbul’daki darbe iddianamelerinde sanıkların 315’i öğrenci,  25’i rütbeli askeri personel ve 8’i de sözleÅŸmeli er.

Günlerdir bu iddianameden rütbeli komutanlar ya da astsubayların aralarındaki “Darbe” ima eden konuÅŸmaları, öğrencilerin hesabına yazanlar için bu ayrıntıların tabii pek bir önemi yok.

Toptancılık yapıp göze girmek yerine adaletli davranmaya çalışıp risk alanlar içinse bütün bu ayrıntılar önemli.

22.00’deki “yat” emriyle sessizliÄŸe bürünen Yalova’daki askeri kamp 15 dakika sonra hareketlenme baÅŸlamış, darbenin erkene alındığını haber alan Ä°stanbul’daki alay komutanı Hüseyin Ergezen’in telefonuyla hareketlenen komutanlar panik içinde koÅŸturmaya baÅŸlamıştı. 

Takım komutanı teÄŸmenler bisikletle öğrencilerin yattığı çadırların olduÄŸu yere gitmiÅŸ ve “acil içtima” diyerek onları yataklarından kaldırmıştı.  Ä°fadelerine göre Hava Harp Okulu öğrencileri ilk anda bunun bu kamplarda yapılan türden bir gece tatbikatı olduÄŸunu düşünmüşlerdi.

Az sonra aralarında 70 yabancının da olduğu bütün öğrenciler tam teçhizatlı olarak içtima alanında toplandılar.

(Hiçbir ifadede de ya da savcılık iddianamesinde içtima alanında toplanan öğrencilere yönelik -örneÄŸin o akÅŸam Kuleli Askeri Lisesi’nde yapıldığı gibi- darbeyle ilgili bir konuÅŸma yapıldığı bilgisi yer almıyor.)

Burada öğrencilere konuÅŸan Binbaşı Ferhat Günay “sporlar eÄŸitimler rahat hep böyle gideceÄŸini mi sandınız” diyerek gülmüş, kol komutanlarından yüzbaşı Mesut Metin Kazancı ise “askerliÄŸin temelinin emre itaat olduÄŸunu, ÅŸimdiye kadar planlı eÄŸitim yapıldığını, bundan sonra plansız eÄŸitim yapılacağını ve bunun zor bir eÄŸitim olacağını” söylemiÅŸti.

Kamp kuralları gereği öğrencilerin hiçbirinde telefon da bulunmamaktaydı.

Telefonu olan rütbelilerin bir kısmının  da neyin içinde olduklarından habersiz oldukları anlaşılıyor. ÖrneÄŸin takım komutanı teÄŸmenlerden Faruk ÅžimÅŸek,  kendi ifadesine göre telefonuna bakmış ve bir haber sitesinde darbe giriÅŸimi olduÄŸu haberini görmüştü:  “Ben inanamadım. Hasan Yüzbaşıya döndüm. (Kol komutanı Hasan Durak) Bana hitaben biz yapmasak onlar bize daha kötüsünü yapacaktı diyerek baÅŸparmağı ile boÄŸaz kesme iÅŸareti yaptı.”

Ãœs düzey komutanlar ise en başından itibaren her ÅŸeyin farkındaydı ama bunu en yakınlarındaki rütbelilerden bile saklamaya çalışıyordu. ÖrneÄŸin Yalova’daki kampın komutanı olan ve darbeciler tarafından Yalova Sıkıyönetim Komutanı yapılmış Albay Metin Yıldırım, yanındaki icra astsubayı Tayfun Arslan’dan dahi olan biteni gizlemeye çalışmıştı:

“Gazi Binbaşının elinde telefon vardı. Komutanımız Metin Yıldırım ile birlikte telefona bakıyorlardı. Ben yanlarına doÄŸru yaklaşırken, Metin Yıldırım Komutanımın Gazi Binbaşıya ben sıkı yönetim komutanı olmuÅŸum dediÄŸini duydum. Sonra Komutan beni gördü ve bana “Uzakta Dur” dedi. Yanında bulunmamı istemedi.”

Bir saat sonra bir listeden adları okunan öğrencilerin bekleyen askeri plakalı otobüsler ve sivil plakalı minübüslere binmesi istendi. 

Daha sonra Orhanlı giÅŸelerinde yırtılmış olarak bir vatandaÅŸ tarafından bulunarak polise verilen listede 70’i yabancı, bir kısmı hasta olan kamptaki 785 öğrenciden 315’inin adı vardı. (Yarı yarıya olan bu seçme, bu öğrencilerin özellikle seçilmediÄŸini düşündürüyor)

Adı okunan öğrenciler bağlı oldukları filo, kol ve takım komutanlarının eşliğinde bekleyen 8 otobüs ve minübüse bindirildiler.

Daha sonra otobüslerden beÅŸer öğrenci aÅŸağıya çaÄŸrıldı. O öğrenciler birazdan mühimmat sandıklarıyla geri döndü. Her öğrenciye farklı ifadelere göre kırker, seksener veya yüzer adet G-3 piyade tüfeÄŸi fiÅŸeÄŸi, her bir rütbeliye ise MP-5 uzun namlulu silahlar dağıtıldı. 

Ä°ddianameden öğrencilerin nereye gittiklerini öğrenmeye çalıştığı, soran öğrencilere “güvenlik yüzünden Harp Okulu’na geri dönüldüğü”, “terör tehdidi yüzünden Ä°stanbul’a gidildiÄŸi”, “atış talimi yapıp” dönecekleri gibi farklı cevaplar verildiÄŸi anlaşılıyor.

Otobüslerdeki komutanlardan biri “Uyumalarını, bir daha fırsat bulamayabileceklerini” söylemiÅŸti.

348 kiÅŸiyi taşıyan 8 otobüs ve minübüs gece 00.15 itibarıyla Yalova’daki kamptan Ä°stanbul’a doÄŸru yola çıktı. Darbenin artık duyulduÄŸu, pek çok kışlanın önüne kamyonların çekilmeye baÅŸladığı saatlerdi. Ama Yalova’da askerleri taşıyan otobüsler zorlukla karşılaÅŸmadan kamp yerinden çıktılar. Önce birlikte hareket eden otobüslerin ardından birbirinden koptuÄŸu anlaşılıyor.

Son otobüs nizamiyeden çıkmadan geri dönmüş, helikopter pistine gitmiÅŸ, yüzbaşı ve astsubay eÅŸliÄŸinde atışı iyi olan 10 öğrenci seçilerek helikoptere bindirilmiÅŸti. Daha sonra bu öğrenciler Digitürk’ü ele geçirmek için BeÅŸiktaÅŸ stadına inen helikopterde karşımıza çıkacak.

Ä°ddianameye göre ise daha sonra  Kurmay Albay Ecir Şık’tan ele geçirilen bir belgeye göre otobüslerin buluÅŸma noktası Sirkeci Garı’nın önüydü.  (Bunun iki sebebi olabilir, Darbeci askerler önce Ä°DO feribotu ayarlamaya çalışmış, ama baÅŸaramamıştı ya da Hava Harp Okulu Komutanı Fethi Alpay da Sirkeci’ye çok yakın olan Ä°stanbul ValiliÄŸi’ne atanmıştı.)

Yine iddianameye göre darbe gecesi BoÄŸaziçi Köprüsü’ne giden Binbaşı Gazi Odacı komutasındaki 3 rütbeli, bir er ve 50 Hava Harp Okulu ikinci sınıf öğrencisini taşıyan otobüs de aslında “ Ä°stanbul ValiliÄŸine intikal etmek için görevlendirilmiÅŸ ama hareket kabiliyetlerini yitirmeleri nedeniyle 15 Temmuz Åžehitler Köprüsünde (BoÄŸaziçi Köprüsü) konuÅŸlu bulunan askeri unsurlara dahil olmuÅŸtu”.

Köprüye en son gelmek üzere diğer otobüslerin akıbetine bakalım.

Yüzbaşı Mesut Metin kazancı komutasında yola çıkan üç rütbeli, iki er ve 70 Hava Harp Okulu 2. sınıf öğrencisini taşıyan bir otobüs ve bir minibüsün iddianameye göre hedefi Avea Genel Merkezi’ydi.

Ama önce BoÄŸaziçi Köprüsü yoluna giren ama sonra Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne dönen otobüs ve minibüs trafik yoÄŸunluÄŸundan ancak 03.00’de Kavacık yakınlarına ulaÅŸmıştı. Ve artık trafikten hareket edemeyen otobüsler bütün gece orada çakılı kaldılar. Otobüsün kapıları ve perdeleri kapatıldı. Gelip geçen ve askeri plakalı otobüsten şüphelenen vatandaÅŸlara, Harp Okulu Öğrencilerini taşıdığı söylendi, hatta bazı vatandaÅŸlar ikna edilmek için komutanlarla bile görüştürüldü. Otobüse taÅŸ atanlar, ya da ekmek ve su verenler de oldu. Otobüsün başındaki komutan karşı ÅŸeritten gelen bir polis aracını durdurarak, durumu anlattı. BeÅŸ saat otobüs ve minibüsün içinde kapıları kapalı olarak bekleyen askerler saat 08.00’de gelen polislerce belediye otobüslerine bindirilip Çakmak Karakolu’na götürüldü.

Muhtemelen bu videoda  o gece trafik yüzünden darbeye karışmadan polise teslim olan Kavacık’taki Hava Harp Okulu öğrencilerinin görüntüleri de var. Kavacık'ta tutuklanan Hava Harp Okulu öğrencileri 9 ay tutuklu yargılandıktan sonra, Mart ayında tahliye edildiler.

https://www.youtube.com/watch?v=WYkuY8gRGzg

4 Er, 76 Hava Harp Okulu 1. Sınıf Öğrencisi, 10 Hava Harp Okulu 2. sınıf Öğrencisi, 30 Hava Harp Okulu 3. sınıf Öğrencisi ve 3 rütbeli personeli taşıyan ve Kurmay Yüzbaşı Sinan Canlı ve ÃœsteÄŸmen Ali Apaydın komutasındaki dört otobüsün akıbeti de benzer oldu. Ä°ddianameye göre Sabiha Gökçen’e takviye için gitmeye çalışan otobüsler Tuzla Mehmetçik Vakfı mevkisine vardıklarında, ihbar alan polis ve toplanan vatandaÅŸlar tarafından durduruldular.

Otobüsten inen Yüzbaşı Sinan Canlı, yolu açmak için tartıştığı iki vatandaşı bacaklarından vurdu.

Ardından kendisini engellemeye çalışan polis memuruna ateÅŸ açtı. Otobüsten inen Yüzbaşı Sinan Canlı,  ÃœsteÄŸmen Ali Apaydın,  ÃœsteÄŸmen Aydın GülÅŸan ve öğrenci Abdüssamet Asan buradaki polisleri zorla yere yatırıp silahlarını aldı ve otobüsler yola devam ettiler.

Ama 02.30 sularında otobüsler bu kez Sultanbeyli'de TEM Kuzey Yolu üzerinde toplanan halk tarafından durduruldu. Yolu açmak için inen, Yüzbaşı Canlı, üsteÄŸmenler ve 10 öğrencinin açtığı ateÅŸ sonucu iki vatandaÅŸ yaralandı. Yüzbaşı, fotoÄŸrafını çeken bir vatandaşın da bacağına ateÅŸ etti. Bunun üzerine halk otobüsleri taÅŸladı, Harp Okulu öğrencileri otobüslerden inerek otobana oturdu,  halka darbeyi kınayan konuÅŸmalar yaptılar, sırtlarına bayraklar asıldı. Sabah saatlerinde belediye otobüslerine bindirilerek Sultanbeyli Fatih karakoluna götürüldüler.

Bu anları anlatan videolar:

https://www.youtube.com/watch?v=53ztR6dt14s

Burada gözaltına alınan Hava Harp Okulu öğrencileri de tutuklu yargılanıyor.

Sultanbeyli’de bu olayların yaÅŸandığı sıralarda (05.00 civarı) Hava Harp Okulu’nda takım komutanı olan teÄŸmen ve üsteÄŸmenlerin yer aldığı Canavar Meclisi Whatsapp Grubu’ndaki konuÅŸmalar ise darbe giriÅŸimine bilinçli olarak ve inanarak katılanlarla, emir komuta içinde sürüklenenler arasındaki farkı iyi anlatıyor:

Ali Apaydın (Sultanbeyli’deki otobüslerde bulunan üsteÄŸmen): Her ÅŸey yolunda arkadaÅŸlar kesinlikle taviz yok. Liderlik zor zamanlarda gösterilir.

Ali YaÄŸmur (Ä°stanbul’a gitmeyip Yalova’da kalan teÄŸmen): Abi çocuklar nasıl, sizler nasılsınız?

Ali Apaydın: Canavar gibiyiz.

Ali Yağmur: Neden ordasınız, napiyonuz ya?

Ali Apaydın: Yavaş yavaş ilerliyoruz, halkı galeyana getirmişler. Yalova nasıl?

Ali Yağmur: Abi terbiyem müsaade etmiyo da neyse, Yalova bitik diyeyim

Ali Apaydın: Liderlik zor zamanlarda belli olur, şeklinde,

Ceyhun Özak (Orhanlı’daki otobüste bulunan üsteÄŸmen):  ‘Emre ve Ferhat Bmb Vuruldu. S.... liderliÄŸi Ali, bi o kadar yaralı var.

Ali Yağmur: Abi Başlarım Ya Böyle İşe, Abi nerdesiniz. S... ya Adamı deli ederler, napioyuz biz ya.

KonuÅŸmada vuruldukları söylenen Ferhat (Günay) Binbaşı ve Emre (Demirbilek- ÃœstteÄŸmen) bir er,  Er, 60 Hava Harp Okulu 3. Sınıf Öğrencisi ve 4 rütbeli personelin bulunduÄŸu 4. Filoya ait bir otobüs ve minibüs içindeydi. Köprülere doÄŸru devam ederken, muhtemelen diÄŸer otobüslerin akıbetinden ya da trafikten haberdar olan Binbaşı Ferhat Günay otobüsleri geri döndürerek  Sabiha Gökçen Havalimanı yoluna sokmuÅŸtu.  Otobüsteki Hava Harp Okulu öğrencilerinin verdiÄŸi ifadelere göre bu sırada elinde MP5 ile ayaÄŸa kalmış ve şöyle demiÅŸti:

'Şu anda resmi bir TSK emrini okuyorum. AKP bir terör örgütüdür. Elebaşı Recep Tayyip Erdoğan Ankara'da kelepçelenerek tutuklanmıştır. Bu TSK'nın emridir ve bu TSK'nın bir darbesidir. Artık buradan sonra bu işin dönüşü yoktur. İnmek isteyen şimdi insin. ancak ayrılana da mermi en yakınından gelebilir' Devamında 'anlaşıldı mı' dedi, bizim gruptan da bir ses çıkmayınca bağırarak, 'Anlaşıldı mı lan' ifadelerini kullandı."

Trafik sıkışık olduÄŸu için Ferhat Günay’ın emriyle askerler Orhanlı giÅŸelerden Sabiha Gökçen’e doÄŸru yürüyerek gitmek üzere otobüslerden indiler. Müdahale eden vatandaÅŸlar ve polise ateÅŸle karşılık vermeleri üzerine de çatışma çıktı. Çatışmada biri polis, beÅŸ vatandaÅŸ ÅŸehit oldu. Darbeci Binbaşı Ferhat Günay ve üsteÄŸmen Emre Demirbilek de çatışmada vurularak öldürüldü. (ÃœsteÄŸmen Emre Demirbilek Anadolu Kartalları adlı dizinin bir sahnesinde oynamıştı.

https://www.youtube.com/watch?v=m5Lx_EJkICY)

Sabaha kadar, giÅŸelerin yanındaki tepede ve bir belediye otobüsünün arkasında saklanan ve havaya ateÅŸ açan Hava Harp Okulu öğrencileri sabaha karşı yapılan görüşmelerle teslim oldu. Tutuklu yargılanan öğrencilerin bir kısmı komutanlarından da ÅŸikayetçi oldular. 

Olaylarla ilgili videolar https://www.youtube.com/watch?v=eVwpoT1eo0w

Hava yoluyla Yalova’dan Ä°stanbul’a taşınan Binbaşı Ali AkkaÅŸ komutasındaki 6 rütbeli, 19 Hava Harp Okulu öğrencisi ise Digitürk binası, Atatürk Havalimanı ve TRT Ä°stanbul Müdürü olarak atanan komutanları Kurmay Albay Hüseyin Ergezen’le birlikte TRT Ulus binasının basılması olaylarına karıştı. Ä°nönü Stadyumu’na helikopterle iniÅŸ görüntüleri yayınlanan bu 19 öğrenci de, bu olaylarda yer alan Harp Akademileri Komutanlığı, 23. Piyade Tugayı 6. Alay Komutanlığı'nda görevli subay, öğrenci subay, astsubay, er ve sivil teknik bilgi iÅŸlemcilerle birlikte tutuklu olarak yargılanıyor.

Ve saat 01.30’da BoÄŸaz Köprüsü’nün giriÅŸindeki otobüs duraklarına kadar gelen ve halk tarafından durdurulan son otobüs. Onun hikayesi de son yazıda.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.