Sosyal Medya

Güncel

Merdivene ters binen 'Genel Müdür', nasıl 'lider' oldu?

Star yazarı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başdanışmanı Fadime Özkan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'nün MİT kumpasında hüküm giyen Enis Berberoğlu için başlattığı yürüyüşü köşesine taşıdı.



Fadime Özkan, Kılıçdaroğlu'nun 25 günlük yürüyüş sonunda kendi tabanında heyecan yarattığını ve parti içi muhalefeti bastırdığına dikkat çekti.

"Adalet" yürüyüşündeki organizasyon başarısına da dikkat çeken Özkan, CHP'nin geçmiş tecrübelerini hatırlatarak çarpıcı bir yorumda bulundu.

wefwrf

Fadime Özkan şu ifadeleri kullandı;

"Önceki organizasyonları hatırlandığında genel bir hamlık, dağınıklık, beceriksizlik içinde oldukları gözlenen, genel başkanını yürüyen merdivene ters bindiren bir kadrodan, aylarca süren seçim kampanyasının ardından kendisine oy bile atamayan bir genel başkandan söz ediyoruz sonuçta.

Açık söyleyeyim. Koltuğa oturduğu günden başlayarak Kemal Bey'e biçilen rolde ve güncellenen konseptte FETÖ eli görüyorum ben."

İşte o köşe yazısı;

- Kılıçdaroğlu adalet değil cezasızlık istiyor

CHP Genel BaÅŸkanı 15 Haziran’da Ankara Güvenpark’tan baÅŸlattığı “adalet” yürüyüşünü Ä°stanbul Maltepe’de sonlandırdı.

Yürüyüşün sebebi “askeri-siyasi casusluktan” hüküm giyen Enis BerberoÄŸlu’nun salıverilmesini istemekti. Varış noktasının Maltepe olması da bununla ilgiliydi, hatırlayın. BerberoÄŸlu’nun tutulduÄŸu cezaevi Maltepe’de olduÄŸu için yürüyüş Maltepe’de sonlandırıldı, "adalet" mitingi Maltepe'de yapıldı.

Kılıçdaroğlu ve CHP sözcüleri yürüyüşün çıkışını ve hedefini muğlaklaştırmaya çalışsalar da ilk açıklamalar hafızalarda taptaze.

Kaldı ki Berberoğlu kararına itiraz yolları belli ve açık iken, hukuki prosedürü takip etmek yerine şov amaçlı yürümeyi seçti Kılıçdaroğlu.

Kemal Bey için birkaç ayakkabıya mal olsa da, sanki 7 yılda 8 seçim kaybeden o deÄŸilmiÅŸ gibi bir hava estirmesi; parti içi muhalefeti yatıştırması; rakiplerini elemesi; FETÖ’nün kaset operasyonu sonucunda oturduÄŸu koltuÄŸun borcunu prodüksiyonun sahibine ödemesi ve BerberoÄŸlu’na o belgeleri verenin kendisi olduÄŸuna dair yaygın iddiaları gölgelemesi gibi sonuçları da oldu yürüyüşün.

Gezi’den bu yana gözü sokakta olan muhalifler kesimler de gayet mutlu, gelecekten umutlu ÅŸimdi. Yıllardır sıkıştıkları yerden çıkamayan çevreler gün ışığı gördü böylece. HDP ile yakalar gibi oldukları kıpırdanma PKK çukurlarında son bulunca yeni siyasi tasarımlara da ihtiyaç doÄŸmuÅŸtu ayrıca.

2019 seçimleri için proje gerçeğe dönüşebilecek mi, Kılıçdaroğlu yüzde 48 buçuğa lider olabilecek mi, göreceğiz.

Ama memnuniyeti, Kemal Bey ve muhaliflerin hoÅŸnutluÄŸuyla kıyaslanmayacak olan bir baÅŸka kesim daha var ki asıl düğüm orada. CHP’nin bunca eleÅŸtiri almasının sebebi de bu zaten.

Terör örgütlerinin bu yürüyüşteki, hayır kampanyasındaki ve genel olarak CHP siyasetlerindeki mevcudiyeti ve memnuniyeti…

FETÖ, PKK, DHKP-C gibi terör örgütlerinin ölümcül söylemlerinin ana muhalefet partisi sözcüleri hatta genel baÅŸkanı tarafından meÅŸru alana taşınması, FETÖ’nün yarım kalan operasyonlarının devam ettirilmesi demektir.

Türkiye, terör örgütleriyle mücadele ederden, küresel güçlere karşı kendi menfaatlerini savunmaya çalışırken o ülkenin ana muhalefet partisi, askeri casuslara sahip çıkar, teröristler için adalet ister, vatandaşın can güvenliği ve kamu düzeni için hayati öneme sahip olan anayasal bir hükmün, OHAL'in kaldırılmasını isterse siyasi rakibine değil ülkesine zarar veriyor demektir.

Bunu yapıyor KılıçdaroÄŸlu etrafında toplananlar. Nitekim Kemal Bey’in “yerine getirilene kadar durmayacağız” diye ÅŸart koÅŸup seslendirdiÄŸi 10 maddelik adalet çaÄŸrısının omurgasını OHAL’in kaldırılması oluÅŸturuyor.

Türkiye’de adalet yok diye yola çıkıyorsunuz amaülkeyi içerden iÅŸgale kalkışan, 40 yıldır can alan, halihazırda ülkenin her yerinde ocak söndüren terör örgütlerinin adını anmıyor, ÅŸehitlere deÄŸil katillere yakın duruyorsunuz.

25 günlük yürüyüşün, 175 bin katılımlı mitingin ve bir buçuk saat süren uzun konuÅŸmanın içinde FETÖ ve PKK’nın adı sadece bir kez –yazıyla 1 kez- geçiyor. O da ortaya karışık ve muÄŸlak biçimde.

Bu siyaset değildir. Adalet arayışı değildir. Teröristlere, terör propagandası yapanlara, yabancı ülke istihbarat örgütlerinin emrine girip kendi ülkesine zarar verenlere sahip çıkmaktır.

KılıçdaroÄŸlu liderliÄŸinde muhalefeti birleÅŸtiriyor görünen -ki sadece böyle olsaydı makul, mümkün ve hayırlı bir siyaset olurdu- CHP’nin en büyük hatası, günahı budur.

Ama bu, bilmeden işlenen bir günaha da benzemiyor. Çalışıldığı anlaşılıyor.

Önceki organizasyonları hatırlandığında genel bir hamlık, dağınıklık, beceriksizlik içinde oldukları gözlenen, genel başkanını yürüyen merdivene ters bindiren bir kadrodan, aylarca süren seçim kampanyasının ardından kendisine oy bile atamayan bir genel başkandan söz ediyoruz sonuçta.

Açık söyleyeyim. Koltuğa oturduğu günden başlayarak Kemal Bey'e biçilen rolde ve güncellenen konseptte FETÖ eli görüyorum ben.

Ama şu da bir gerçek artık; FETÖ ve PKK'nın sahipleri Türkiye'de yeni bir kitlesel kalkana sahip olmayı başardı ne yazık ki.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.