Sosyal Medya

Güncel

Gurbetçi Türklere yönelik 'hayır kampanyası' yürüten Almanya - İsmail Kılıçarslan

Şu aralar Almanya sokaklarında herhangi bir gazete bayiinin fotoğrafına bakmak ne demeye çalıştığımı izaha yeterli olacaktır. Zannedersiniz ki referandum Almanya'da yapılıyor. Ya her gün ya gün aşırı bütün Alman gazetelerinin birinci sayfalarında mutlaka bir Recep Tayyip Erdoğan fotoğrafı var. Almanya'da yaşayan Türklere yönelik olarak 'hayır kampanyası' yürüten bir dünya Alman medyası var. Hatta işi abartıp Türkçe haberler yapıyorlar artık.



Türkiye'nin hinterlandındaki en büyük rakibinin Almanya olduğunu 5 yıl kadar önce Koski Mehmet Paşa Camii'nin bahçesinden Mostar Köprüsü'nü seyrederken düşünmüştüm.
Güneşli, güzel bir gündü. Yanımdaki Boşnak arkadaşım Mostar'da yaşayan Hırvatların 'tarım arazisi' adı altında şehrin belirli bölgelerinden arsalar aldıklarını, nihai amaçlarının sahip oldukları toprakları göstererek bir plebisit talebi olduğunu anlatmıştı. Plebisit ile Bosna'nın içerisinden bir Hırvat Cumhuriyeti çıkacak, ardından da bu cumhuriyet Hırvatistan'la birleşiverecekti.
Kim organize ediyor, arazi paralarını kim finanse ediyordu dersiniz? Hırvatistan'ın kendisi mi? Hayır. Hırvatlarla kadim bağları olan İtalya mı? Hayır. İkinci Dünya Savaşı'nda Hırvatları 'Nazizm'in ileri karakolu' olarak kurgulayan asıl aklın ta kendisi olan Almanya'ydı bunu yapan. O bağı hiç koparmamıştı.
Mostar'daki o adi plan özellikle Türkiye'nin gayretleriyle taca çıktı. Ancak Balkan coğrafyasında Türkiye'nin doğal etki alanındaki her yerde aynı zamanda Almanya'nın da benzer bir etki alanı kurmaya çabalaması son sürat devam ediyor.
Bosna'da, Kosova'da, Makedonya'da 10 bin Euro insani yardımını 50 bin Euro reklam-halkla ilişkiler çalışması yaparak ilerleyen bir ülke Almanya. Ve şurası çok net: Balkanlarda Almanya'nın etkisini doğal olarak kırabilecek tek ülke Türkiye.
Balkanların dışına çıkıp bir başka örneği de Arap âleminden vereyim. İsmi bende saklı bir tanıdığım, meşhur bir Arap başkentine yapılacak İslam Müzesi'nin finansmanı konusunda tek problem çıkaran ülkenin Almanya olduğunu anlattı geçenlerde. Hayır, para vermemeye yanaşmadığından değil; uluslararası bir konsorsiyumun fonlayacağı bu müzeyi sadece kendisi finanse etmek istediği için. Yani diyor ki Almanya: Buraya yapılacak müzenin bütün parasını ben vermeliyim ki, gelecek bütün prestij de benim olsun.
Hadi bir son hikâye daha anlatayım. Birkaç zaman önce, Almanya'daki çeşitli havalimanlarında 3 ayrı işletmesi olan bir işadamı İstanbul'a geldi. Amacı, Almanya'daki bütün işletmelerini satıp, yeni yapılmakta olan 3. Havalimanından dükkân alabilmekti.
Şimdi başa dönelim. Bana kalırsa Türkiye'nin hedeflerine yürümesini, büyümesini, güçlenmesini istemeyen ülkeler sıralamasında Almanya listenin başını başka hiçbir ülkeye bırakmaz.
Şimdi, Almanya'da olan biten hiçbir şeyden haberi olmayan 'standart hayırcı'lar bana kızacaklar ama boşuna. Olanı biteni ıskalıyor olmaları benim suçum değil zira.
Şu aralar Almanya sokaklarında herhangi bir gazete bayiinin fotoğrafına bakmak ne demeye çalıştığımı izaha yeterli olacaktır. Zannedersiniz ki referandum Almanya'da yapılıyor. Ya her gün ya gün aşırı bütün Alman gazetelerinin birinci sayfalarında mutlaka bir Recep Tayyip Erdoğan fotoğrafı var. Almanya'da yaşayan Türklere yönelik olarak 'hayır kampanyası' yürüten bir dünya Alman medyası var. Hatta işi abartıp Türkçe haberler yapıyorlar artık.
İşin ek yerine gelelim. Bana kalırsa Almanya da, diğer batı ülkeleri de Türkiye'nin bu referandumdan evet çıkması halinde döneceği kavşağı ve çıkacağı otobanı senden benden iyi süzüyor ve değerlendiriyor.
Bu referandum benim açımdan 'Türkiye'nin Türkiye'den daha büyük bir yer olduğu' meselesinde atılacak en büyük ve en önemli adımdır. Deutscher Bundestag'ı üzecek sonuç 'evet'tir. Dünyadaki tüm emperyalist merkezlerin 'hadi ya, sonunda Türkler bunu da mı başardı?' cümlesiyle karşılayacakları sonuç 'evet'tir.
Dolayısıyla dem kavganın, küskünlüğün, soru işareti biriktirmenin demi değildir. Şimdi dem, dünyanın iyiliği için Türkiye'nin safında durma demidir.
Tüm dostlara, arkadaşlara, kardeşlere ve dahi tüm 'kendi saçma sapan hırsları için memleketin geleceğini ateşe atmaktan çekinmeyecek gibi davranarak bir dünya küskünlüğe sebebiyet veren hırbolar'a ilanen duyururum.
Ne diyordu Merkel: 'Şimdi bu Deutscher Bundestag ne demek diye sorma hafızım. Her şeyi bir gariban yazardan bekleme. Google diye bir şey var yani. Bakıver bi zahmet.'

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.