Sosyal Medya

Güncel

Türkiye-ABD ilişkilerinde ihtiyatlı iyimserlik dönemi - Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney

ABD-Türkiye ilişkilerinde kısa dönemli iyimserliğimizi uzun döneme taşımanın iki kilit noktası var: İlki, Astana sürecinin işlemesidir. Bu sürecin işlemesinde Türkiye-Rusya ilişkilerindeki olumlu atmosfer ve Fırat Kalkanı’ndaki askeri başarı önemlidir. İkinci nokta Türkiye-ABD ilişkilerinin mihenk taşı; Washington’ın, güvenli bölge ve Suriye’nin güvenli hale getirilmesinde PYD’ye yapılan yatırımdan vazgeçmesidir.



Obama Yönetimi’nin Orta DoÄŸu politikasının –ki Trump ve ekibinin benimsediÄŸi söylem ve seçim zaferleri bu politikanın bir felaket olduÄŸunu sürekli ABD kamuoyuna hatırlatıyor- bedelini en ağır biçimde ödeyenlerden biri olan Ankara ile Washington DC’nin arası uzun süredir soÄŸuktu. Türkiye-ABD iliÅŸkileri güven ve güvensizliÄŸin iç içe geçtiÄŸi bir tarihe sahip olduÄŸundan, rahatlıkla söyleyebiliriz. Yine “iÅŸte öyle bir dönemden” geçiyorduk. Bu dönemi saÄŸ salim, hatta stratejik elini güçlendirerek atlatmanın yolunu da Türkiye bulmuÅŸ gözüküyordu: Rusya ile iliÅŸkileri iyileÅŸtirip ABD’yi dengele, dostların sayısı arttır, diplomatik pazarlıklarda etkili ol, Suriye’de defacto güvenli bölgeyi askeri baÅŸarı üzerinden kur ve koru.  Tüm bu selamete raÄŸmen OrtadoÄŸu özelinde, dünya genelinde ciddi bir mücadele sürüp gitmekte. Bu nedenle Trump yönetimi iÅŸ başına gelip, ilk 20 günlük icraatları sonrası ABD içerisinde bir kavgayı ateÅŸlediklerinde, ateÅŸlemek için de Obama’nın malum siyasi eserlerini hallaç pamuÄŸu gibi savurduklarında Ankara Washington’da neler oluyor sorusunu sormaya baÅŸladı. Nihayetinde ErdoÄŸan ve Trump arasında Suriye odaklı ve terörizmle mücadele stratejisine yönelik bir telefon görüşmesi gerçekleÅŸti. Bu görüşme kadar önemli baÅŸka bir geliÅŸme de stratejileri sahada kurgulayacak figürlerden birinin CIA BaÅŸkanı Mike Pompeo’nun Ankara ziyaretiydi. Batılı liderlerin birer ikiÅŸer Ankara ile temas kurması, uzun bir aradan sonra siyasi diyaloÄŸun hem de bölgesel güvenlik meseleleri üzerinden yeniden baÅŸlaması Türkiye’de iki farklı pencereden yorumlandı. Bir pencereden bakanlar Batı-Türkiye ama özellikle Trump ABD’si ile Ankara arasında iliÅŸkilerin yeniden stratejik bir derinlik kazanacağını söyleyen iyimser görüşün penceresi. DiÄŸer pencereden bakanlarsa Ankara’yı ve bizleri uyarıyorlar. Ä°htiyat, ihtiyat, daha fazla ihtiyat. Bu deÄŸerlendirmemizde, biz ise ortada bir konum benimseyeceÄŸiz ve kısa dönemde ABD-Türkiye iliÅŸkileriyle ilgili ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olabileceÄŸimizi söyleyeceÄŸiz. Nedenlerini açıklayalım.

İhtiyatlı olalım, çünkü

Washington DC’nin OrtadoÄŸu’da icraat ve icraatsızlığı ile yapabileceklerine karşı ihtiyatlı olmak için Ankara’nın hem Türkiye-ABD iliÅŸkilerinin kendi yaÅŸanmışlıklarından hem de bugün ABD’nin içinde olduÄŸu durumdan kaynaklanan sebepleri var. ABD’nin bir müttefiki olarak Türkiye’yi tehditlere karşı koruma, savunma teknolojisi yönünden destekleme, Batı güvenliÄŸi için önemli bir aktör olan Türkiye’ye bu rolü üzerinden gerekli diplomatik saygı ile davranma konusunda hep eksikleri oldu. Her seferinde de Türkiye, kendi kendini korumak, kendi milli savunma sanayini geliÅŸtirmek ve kendi diplomatik oyununu kurmak durumunda kaldı. Obama yönetimleri dönemi bu tarihin adeta bir özeti gibiydi. Çünkü Obama -aslında farklı bir solukmuÅŸ gibi görünürken, bu bakımdan doktrinleri heyecan yaratırken, uygulamalarıyla ABD’nin 1989 sonrası benimsediÄŸi liberal hegemonyacı anlayışın bir parçası olduÄŸunu gösterdi. Nitekim OrtadoÄŸu’da bölgesel güçlerin bir düzen anlayışı geliÅŸtirmesinin önüne set konuldu, devlet dışı örgütlerle iÅŸbirliÄŸi yapıldı, vekalet savaÅŸları bölge ve bölge dışı aktör ve rakiplerin güçsüzleÅŸmesi için seyredildi, bölgede savaşın içerisinde hep tutulacak ama diÄŸerlerini de hep yoracak bir güç olarak Ä°ran desteklendi, nihayetinde vekalet savaÅŸları içerisinde de PYD/PKK silahlandırıldı. Kısaca 1991, 2003, 2013’ün yan yana okunabileceÄŸi bir çizgiden bahsediyoruz. Bu çizginin stratejik aklının hala ABD kurumlarında yaÅŸadığı da bir gerçek. Amerika liberal hegemonyanın kurumlarına çok yatırım yaptı, maliyetini de üstlendi. Bugün bu yatırım-maliyet denkleminden emin olunmayabilir -ki Trump seçimleri kazandı- ama liberal hegemonyanın yararından hiç şüphesi olmayanlar da var. Trump’ın müesses nizam (the establishment) ile kavgası bu açıdan elbette ki önemli.  Son dönemdeki ABD içi tartışmalar ise ÅŸunu gösteriyor Trump’ın duruÅŸu net, tavrı kesin ama zaferinin üzerinde bulutlar dolaşıyor. Hatta Obama yönetimini eleÅŸtirip Trump’ı, bu yönetimin dış politikasını izlememesi konusunda cesaretlendirenler art arda ikaz sinyalleri gönderiyorlar: “Bu kadar dik, bu kadar yıkıcı olma, stratejik amacını belirlemeden müesses nizama bu kadar sert saldırma”. Sözün özü, ABD içi kavganın geleceÄŸi ve Trump’ın elinin gelecekte ne kadar serbest olabileceÄŸi belirsiz.

Ankara bu hususları elbette dikkate alıyor, dikkate almaya da devam edecek ama iyimser olmak için de yeterince sebep var. Ä°lk olarak Trump reddi miras yapmakla kalmadı, Obama mirasının deÄŸersiz olduÄŸunu da ilan etti. 15 Temmuz baÅŸarısız darbe giriÅŸiminin ardından Ankara’ya yolladığı destek mesajının gücü bu duruÅŸuyla daha da arttı. En önemlisi son 1-2 haftada ortaya çıkan tablo: OrtadoÄŸu ile ilgili muhafazakâr kliÅŸelere (mültecilerin yasaklanması vb) sarılmış görülen Trump yönetimi Suriye konusuna ilgi göstermeye, bu ilginin bir parçası olarak da Ankara’nın Suriye’nin geleceÄŸi hakkında sözlerine -yani Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması- çaÄŸrısına kulak vermeye baÅŸladı. Nitekim Nisan ayına Obama yönetimi tarafından ertelenmiÅŸ olan Rakka operasyonu gündeme alındı ve bu operasyonda ABD’ye Türkiye’nin de katkıda bulunabileceÄŸi dillendirildi. Rakka’da DAEÅž karşıtı koalisyona Ankara’nın destek saÄŸlayabileceÄŸi ilk kez söylenilmiyor, ilk kez önerilmiyor ama ilk kez ciddi bir muhatap buluyor. Hatırlayalım, Ankara’nın benzeri teklifine hayır diyen Obama yönetimi, PYD’yi Suriye’de kara gücü olarak ilan etmiÅŸti. Ãœstelik DAEÅž terörünün bizzat hedefi olan Türkiye’yi PYD/PKK karşısında diplomatik alanda da sıkıştırmak için sınır güvenliÄŸine yönelik suçlamalar kullanılmıştı. Åžu anda Washington DC’de, Pentegon, Savunma Bakanlığı, Beyaz Saray üçgeninde bu söylemin yerine çok farklı bir söylem benimsenmeye baÅŸlandı. Öncelikle ABD’leri Ankara’yı Al-Bab’daki baÅŸarısı için kutladı. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinin DAEÅž’den temizlenmesi noktasındaki askeri kabiliyet ve kontrolünün övülmesinden donra yapılan açıklama çok daha önemli ve ilginç. Washington, Ankara’nın saÄŸladığı sınır kontrolü sayesinde Suriye’de sıkışan DAEÅž militanlarının Batı’ya geçiÅŸinin önemli ölçüde azaldığını vurguladılar. Bu iki vurgu- Ankara bunları 20 günde baÅŸaramayacağına göre- hem Obama yönetimleri altında Türkiye karşıtı benimsenen söylemin haksızlığının ortaya dökülmesi anlamına geliyordu, hem de Türkiye-ABD iliÅŸkileri için bir fırsat kapısını Suriye üzerinden açıverdi. Kapının aralığından ilk görünen Rakka operasyonunda olası bir iÅŸbirliÄŸi.

Rakka’nın ötesi güvenli bölge

Suriye’nin kontrolü açısından, bu arada toprak bütünlüğü açısından Al Bab’daki mücadelenin çok önemli olduÄŸu defalarca yazılıp çizildi. Al Bab operasyonunun doÄŸası, ÖSO birliklerinin kapasitesinin sınanması vb açılardan da da Al-Bab’daki askeri baÅŸarı çok önemliydi. Rakka operasyonu ise hem sembolik hem de stratejik bir öneme sahip olacak. Rakka, bilindiÄŸi gibi, DAEÅž’in baÅŸkenti olarak DAEÅž’in Suriye’deki varlığı açısından bir sembol. Bu sembol indirilirken, Suriye’nin toprak bütünlüğünün garanti altına alınması, yani çeÅŸitli terörist unsurların kara gücü haline getirilerek DAEÅž’le mücadele üzerinden meÅŸrulaÅŸtırılmaması çok önemli. Bu konuda Türkiye Rakka’da iÅŸbirliÄŸi önerme cesaretini kendinde buluyor çünkü hem kendi kapasitesi, hem de ÖSO’yu kontrol altında tutma becerisiyle Al Bab’da DAEÅž’in yenilebileceÄŸini küresel ve bölgesel aktörlere göstermiÅŸ oldu. Bu noktada Ankara PYD’nin PKK ile organik bağını gösteren delilleri CIA baÅŸkanının önüne koyarak konunun Ankara ve ABD için de kazan-kazan noktasıyla sonuçlanabileceÄŸini gösteriyor. Ankara’nın ümit ettiÄŸi bir geliÅŸme daha böylece gerçekleÅŸebilir. Türkiye olası Rakka operasyonuna destek veren tek güç olmak istemiyor, koalisyonun yerel Arap unsurlarıyla beraber hareket etmek istiyor. Böylece Astana süreci bölgesel zeminde daha da kuvvetlenir. Rakka operasyonunun elbette bir ötesi var ve ABD-Türkiye iÅŸbirliÄŸi kapısının açılan aralığından Rakka’nın ötesine bakıldığında karşımıza, güvenli bölge planları çıkıyor.

BilindiÄŸi gibi Trump, yönetimi devralır almaz Pentegon’a Suriye’de olası güvenli bölge planları üzerinde çalışması için emir verdi. Pentegon’un tek planla yetinmeyeceÄŸi muhakkak. Bir gerçeklik de ÅŸu anda Türkiye’nin kendi askeri gücü ile bizzat kurduÄŸu ve koruduÄŸu terörden arındırılmış bir defacto güvenli bölgeye sahip olduÄŸu. EÄŸer ABD planlarıyla Türkiye’nin sahada askeri ve diplomatik imkân ve kabiliyetlerini kullanarak saÄŸladığı güvenli bölge modelleri örtüşürse iki aktörün iliÅŸkilerinin geleceÄŸi açık olacaktır. Bu olasılık bugün dillendirildiÄŸi için iyimseriz ama kısa dönemde bu iÅŸbirliÄŸinin önü ne kadar açıksa uzun dönemde bu iÅŸbirliÄŸine karşı çeÅŸitli faktörlerin ortaya çıkma olasılığı o kadar yüksek.

Uzun dönemde ihtimaller

Önümüzdeki günlerde Trump yönetiminin Ankara’nın önerilerini ciddiye alma ÅŸansı var, çünkü Ankara Al Bab’da söylediÄŸini yapabildi. Zaten Trump’da iktidara geldiÄŸinde terörizmle mücadelede gücü kendinden menkul devlet dışı aktörler yerine devletlerle iÅŸbirliÄŸi yapmak kararlılığında olduÄŸunu göstermiÅŸti. Hatta sadece devlet-devlet iÅŸbirliÄŸi deÄŸil, güçlü liderler arasında gerçekleÅŸecek iÅŸbirliklerini önemsediÄŸi biliniyor. Ãœstelik Rusya ile iyi iliÅŸkiler kurmaktan bahseden Trump ekibinin Astana sürecinde inisiyatifi Türkiye-Rusya yakınlaÅŸmasına kaptıran Obama’dan hiç hoÅŸlanmadıklarını bu yazının çeÅŸitli yerlerinde vurguladık. Avrupa güvenliÄŸi gibi ABD için sembolik önemde bir meselede dahi sert bir tutum takınıp Avrupa’yı Avrupalılara havale eden Trump yönetimi altında hareket eden Trans-Atlantik bürokrasisi Batı ile Ankara arasında yapıcı (konstructivist) bir diyalog kurmayı tercih edebilir. Aktörler birbirlerine jest yaparlar, kimlikler ve buna baÄŸlı çıkarlar yeniden tanımlanıverir, hele ki Suriye’de DAEÅž’e karşı askeri baÅŸarı kazanılıyorsa. Uzun dönemde ise bu iyimserliÄŸi gölgeleyebilecek bazı belirsizlikler var. Yazımızın ilk satırlarında vurguladık; Trump ve müesses nizam arası savaÅŸ bitmedi. ABD’de ve ABD güvenlik bürokrasisinde sonunda PKK/PYD’ye yatırım yapan liberal hegemonyacı, önemli, etkili figürler hala var. Avrupalılar Trump ABD’si ile nasıl baÅŸ edeceklerini bilemediklerinden Trump’ı Avrupa güvenliÄŸinin en önemli sorunu olarak tanımlamaya baÅŸladılar. Kısaca Batı cephesinin ikiye-üçe bölünmesi katlanılmaz hale gelirse Trump karşıtı politikalar güçlenebilir. Daha önemlisi, Trump ekibinin Türkiye-Rusya yakınlaÅŸmasının Obama ABD’sini dengeleme olduÄŸunu anladıkları muhakkak ve bu konuda bir ÅŸey yapmak istiyorlar ama ABD-Rusya iliÅŸkilerinin geleceÄŸini de Rusya’nın küresel çıkarları için atacağı adımların ciddiyeti belirleyecek yani Akdeniz’de, Pasifik’te, Çin ve Ä°ran ile iliÅŸkilerde Moskova’nın alacağı tavır önem kazanacak.

Bugün kısa dönemli iyimserliÄŸimizi uzun döneme taşımanın iki kilit noktası var görünüyor: Ä°lk nokta, Astana sürecinin iÅŸlemesidir. Bu sürecin iÅŸlemesinde Türkiye-Rusya iliÅŸkilerindeki olumlu atmosfer ne kadar etkiliyse Ankara’nın Suriye’de Fırat Kalkanı özelinde askeri baÅŸarı saÄŸlaması da o kadar önemlidir. Ä°kinci nokta Türkiye-ABD iliÅŸkilerinin mihenk taşı; Washington DC’nin güvenli bölge ve Suriye’nin güvenli hale getirilmesinde PYD’ye yapılan yatırımdan ciddi bir biçimde vazgeçmesi. Umuyoruz bu iki noktada da olumlu geliÅŸmeler olur, zor bir sürecin neticesinde sonunda daha güvenli bir sınır ötesine sahip oluruz. O güne kadar tüm iyimserliÄŸimize raÄŸmen askeri kabiliyetlerle sahada, diplomatik kabiliyetlerle masada olan ve gerektiÄŸinde kendi savunmasını kendi araçlarıyla üstlenebilecek bir ülke olmak zorundayız.

star

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.