Sosyal Medya

Güncel

Sibel ERASLAN: Şehirlerin de insanlarınki gibi kaderleri vardır. Gazze'nin kaderi ise Kudüs-ü Şerif ile yazılmıştır...

Arapça'da da İbranice'de de yakın anlamları var; güçlü, kuvvetli, izzetli manasına geliyor Gazze. Mısır'la Kudüs arasında bir köprü/kapı mahiyetinde.



 Hz. Meryem, evi yakılarak zoraki sürgüne zorlanan ilk Filistinli mülteciydi ve yeni doÄŸmuÅŸ bebeÄŸiyle birlikte zalimlerin elinden Mısır'a firar ederken bu kapıdan geçmiÅŸti: Gazze...

Şehirlerin de insanlarınki gibi kaderleri vardır. Gazze'nin kaderi ise Kudüs-ü Şerif ile yazılmıştır...

Peygamberimizin (s) vefatı sebebiyle çıkacağı seferi durdurulan Hz. Usame de zaten, Filistin istikametine fetihle vazifeliydi. Yani Gazze, bir nevi Peygamber vasiyyetiydi sahabeye... Nitekim irtihalin hemen ardından 634'te, Ä°slam memaliki haline gelecekti Gazze...

1149 yılındaysa, olanlar oldu, Haçlıların eline geçti. 1187'de adaletiyle namlı kumandan Selahaddin Eyyubi komutasındaki Ä°slam Ordusu tarafından yeniden Müslümanların kontrolüne geçti... Eyyubiler, Memlukler derken Osmanlı Hakan'ı Yavuz Sultan Selim Han ile yeni bir devreye girdi Gazze... 1517'den 1917'ye kadar Osmanlı medeni ÅŸuurunun deÄŸerli bir nazargahıydı Gazze...

1917'den 1919'a bizim için tam anlamıyla izmihlal dönemleriydi. Ä°lkin Gazze ve hemen ardından Kudüs, Ä°ngiliz yönetimine geçti. Maalesef iki yıl içinde Medine-i Münevvere'nin anahtarlarının da Ä°ngilizlere teslim edilmesi sürecini baÅŸlattı bu çöküş... Gazze üzerinden Kudüs, Medine ve Mekke hattı sadece kutsal bir baÄŸlam deÄŸildir, aynı zamanda tarihi atlasların senkronize olarak birbiriyle bağımlı baktığı, askeri satranç tahtasında, "Åžah" mesabesindeki kentlerdir bu silsile. Dolayısıyla bizler Mekke ve Medine hakkında konuÅŸurken, zemini iyi belirlemek zorundayız. O zemin, Gazze ve Kudüs üzerinden belirginleÅŸiyor, somutlaşıyor...

Bugünkü politikalarımızda da Gazze'yi Kudüs'e dair politikalardan ayırıp, yarıp konuÅŸamıyorsak bundandır. Zira 1948'e kadar Ä°ngilizlerin denetiminde kaldı Gazze, sonra Mısır'a teslim edildi. 1967'deki "6 Gün SavaÅŸları"ndaysa Ä°srail'in iÅŸgaline kaldı... 1993'te Oslo AntlaÅŸması imzalandı. 1994'te Ä°srail askeri geri çekildi. 1993'teki yerel seçimlerde Hamas, Gazze'nin ÅŸehir yönetiminde söz sahibi oldu. Ama Ä°srail memnun deÄŸildi bu gidiÅŸattan. Dökme KurÅŸun Operasyonu baÅŸta olmak üzere, Gazze'yi defaatle kurÅŸuna dizdi. Ä°nsancıl Hukuk kaidelerini çiÄŸnediÄŸi Goldstone Raporu ve BirleÅŸmiÅŸ Milletlerce tespit edildiÄŸi halde tüm dünyanın gözleri önünde soykırımı yaÅŸamıştı. Mavi Marmara yardım gemisinin Gazze için çıktığı yolda uÄŸradığı vahÅŸi saldırı ve ÅŸehitlerimizde zihnimizde daha dün gibi capcanlı...

Mavi Marmara faciasından sonra, Gazze hadisesi bizim için milli bir onur mesabesine gelmişti. İsrail ile ilişkiler en alt düzeye indirgenmişti. Ortadoğu'daki Suriye krizi ve değişen diplomatik dengeler Türkiye/İsrail ilişkilerini yeniden kurgulanmaya açık hale getirmişti.

Bir aktivist ve edebiyatçı olarak benim aklım ermiyor dış politika hadiselerine. Hele mesele edebi maceramın at koşturduğu, tasavvur dünyamın haritasını kuran Kudüs ve Filistin ise mevzu; inanmaktır benim için. Bilmek, anlamak, değil. İnanmaktır Kudüs'e, Gazze'ye...

Üç önemli hadiseyaÅŸadık geçen günler içinde: 2010'daki Mavi Marmara baskınından sonra Ä°srail'i ziyaret eden ilk bakan Nabi Avcı, Tel Aviv'e gitti... Zamanlaması denk düşen diÄŸer hareketse DışiÅŸleri Bakanlığı'ndan geldi. Açıklamada: "Ä°srail Parlamentosu’nun Filistinlilerin özel mülkleri üzerine inÅŸa edilmiÅŸ toplam 4 bin konuttan müteÅŸekkil çeÅŸitli yerleÅŸimlere onay veren yasayı kabul etmesini ÅŸiddetle kınıyoruz" dendi... Geçen geceden beri Gazze yeniden bombardıman altında... Ne kadar karışık deÄŸil mi... Reel politiki anlamak çok kolay deÄŸil... Ama Filistin meselesinin temel zemini, Gazze'dir, bunu görmek gerekiyor...

Fizikteki "Serbest Düşme" kaideleri her zaman ilgimi çekmiÅŸtir. Ä°lk hız olmadan gerçekleÅŸen bu hareket, bir tür kaderciliÄŸe atar insanı veya cazibenin kontrol dışı resmini çizer bize. Düşünsenize bir taÅŸ aniden düşmeye baÅŸlıyor, kimse onu fırlatmadığı halde, öylece kendi kendine. Ve düşerken de her an, biraz daha hızlanıyor, yere yaklaÅŸtıkça, biraz daha... Karasevda gibi.

Ben, Gazze'ye ve Kudüs'e olan sevgimizde bu tür "serbest düşüş" kaidelerinin geçerli olduÄŸunu düşünüyorum. Gazze bizim için istimlak kurgusu deÄŸil, Gazze ve Kudüs aÅŸk gibi, hesapsız kitapsız içine düştüğümüz bir kader... Ve o bombalandıkça kalbimdeki melek kan aÄŸlıyor..

STAR

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.