Sosyal Medya

Kürsü

Bu ülkede mezhepçilik tutmaz. Benim adım Hüseyin, oğlum da Ömer - Hüseyin Likoğlu

Halep'teki katliamlar, Irak, Suriye ve Yemen'de yaşanan mezhep çatışmalarını Türkiye'ye taşımak isteyenlerin iştahını kabarttı. İran'ın pervasız mezhepçiliğinin Türkiye'de karşılık bulacağını zannedenler, kimi trol hesaplardan, kimi açık açık yazarak, mezhepçiliği körüklemeye çalışıyor.



Rus Çarı 1. Petro, namı diğer Deli Petro, 1725 yılında Rusya'nın geleceği için kaleme aldığı 123 maddelik vasiyetinin 9. maddesinde şu vasiyette bulunur:
“Rusya devletini, dünya devleti yapabilmek için, onun baÅŸkentinin, Asya ve Avrupa hazinelerinin anahtarı olan Ä°stanbul olması lazımdır. Acele ve noksansız olarak çalışıp, Ä°stanbul'un batı topraklarına sahip olmak gerekir. Şüphesiz ki Ä°stanbul'a sahip olan Åžah, dünyada ilahi ÅŸah olacaktır. Bu maksadın hedefine ulaÅŸabilmesi için, daima Türkiye ile Ä°ran arasına fitne­fesat tohumları ekmeli, kavga ve savaÅŸ çıkarılmalıdır.
Bu iÅŸ için Sünni ve Åžii mezhepleri arasındaki ihtilaflar en keskin silah ve yenilmez ordudur. Rusya'nın nüfuzunu Asya'da yaymak için Sünni-Åžii ihtilafları en iyi vasıtadır. Türkiye ile Ä°ran arasındaki muvazeneyi öyle bozmak lazımdır ki (fitne­fesatla) onlar birbirleri ile hiçbir zaman anlaÅŸamasınlar.
Hem İran, hem de Türkiye'nin Avrupa halkları ile temas etmesine imkan vermemeli. Eğer bu ülkelerin Müslümanları gözlerini açıp hukuklarını anlayacak olurlarsa, o bize büyük bela olacaktır.
Hem Türkiye'nin hem de Ä°ran'ın din adamlarını elde etmek ve onlar vasıtası ile Sünni­-Åžii ihtilaflarını kızıştırmak lazımdır. Ä°slam akidesini Asya'dan uzaklaÅŸtırmak, Hristiyan dini akidesini ve medeniyetini oralarda ciddi bir ÅŸekilde tebliÄŸ etmek ve yaymak zaruridir."
3 yıldır Yeni Şafak Gazetesi'nin Ankara Haber Müdürlüğü görevini yürütüyorum. Zaman zaman bazı haberlerden dolayı itirazlarla karşılaşıyorum. İtirazlar siyaset, bürokrasi, iş dünyası vs. kesimlerden geliyor. Diplomasi çevrelerinden bir tek İran Büyükelçiliği'nden itirazla karşılaştım.
Hem elçiliÄŸe davet edilerek, hem de telefonla Ä°ran BüyükelçiliÄŸi'nin yetkililerinin itirazlarını dinledim. Ä°ranlı diplomatların itiraz ettikleri haberlerin tamamı yabancı ajans kaynaklı ve tabiri caizse eften püften haberlerdi. Yine bir gün gazeteye geldiÄŸimde Ä°ran BüyükelçiliÄŸi'nden not bırakıldığını söyledi arkadaÅŸlar. Gazeteye baktım. Ä°ran helikopterlerinin Suriye'de terör örgütü PYD/PKK'ya silah taşıdığına iliÅŸkin haber vardı. “Herhalde bu haberi yalanlayacaklar" dedim, aradım. Yine kelalâka bir haberi yalanladılar. PKK'ya silah desteÄŸi haberinin yanından bile geçmediler.
Yeni Şafak okurları bilir. Halep katliamıyla ilgili haberlerimizde katliamda İran'ın rolüne ilişkin bilgilere yer veriyoruz. İran'ın Suriye'ye taşıdığı nesebi belirsiz teröristlerin Halep'te çocuk, kadın, yaşlı demeden tüm sivilleri sırf Sünni diye katlettiğini yazıyoruz. Eften püften haberler için yalanlama yapan İran Büyükelçiliği'nden Halep katliamlarına ilişkin haberler için hala ses çıkmadı.
İran, mezhepçiliği itikadi bir konudan çok siyasi bir mesele olarak görüyor. Mezhep çatışması durumunda Batı'nın kendisinin yanında duracağını çok iyi bildiği İran, Suriye, Irak ve Yemen'de mezhep çatışmasını derinleştiriyor. Ne kadar çok Sünni öldürürse Batı'nın gözünde meşruiyetinin o kadar çok artacağını bildiği için de Halep'te çocuk, kadın, yaşlı demeden katliam yapmaktan çekinmiyor. İran bir şeyi daha çok iyi hesap ediyor. Mezhepçilik sayesinde İran dışındaki ülkelerde yaşayan Şiileri kendi etrafında konsolite edeceğini biliyor.
Deli Petro'nun aklıyla hareket eden İran ve mezhepçiler şunu iyi bilmeli; TÜİK verilerine göre, Türkiye'de 781 bin 672 Ali, 390 bin 161 Ömer, 335 bin 254 Osman, 133 bin 797 Bekir-Ebubekir, 621 bin 87 Hüseyin, 577 bin 560 Hasan, 293 bin 847 Muhammet, 1 milyon 117 bin 721 Mustafa var. Buna mukabil Türkiye'de sadece 1 Yezid ve 74 Muaviye var. Türkiye'de mezhepçiliğin tutmayacağının en net cevabı bu isimlerdir.
Türkiye'de 100 bine yakın cami var ve bu camilerin tamamında yer alan levhalarda Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ömer ve Hz. Ali'nin isimleri yer alıyor. Yine Türkiye'de bütün camilerde Cuma günü okunan hutbelerde, “Allah'ım sadakat ve vefa sahibi olan 4 halife, efendimiz Bekir, Osman, Ömer, Ali ve diÄŸer cennetle müjdelenen 10 kiÅŸiden, Hz. Muhammed Mustafa'nın ehli beytinden, Muhacirlerden, Ensar'dan ve bunlara tabi olanlardan kıyamet gününe kadar razı ol" diye dualar edilir.
Evet, geçmiÅŸte Türkiye'de Çorum, MaraÅŸ ve Sivas'ta yapılan provokasyonlarla acı olayların yaÅŸanmasına neden olundu. Ancak Türkiye'de mezhepçilik üzerinden bir çatışma çıkarabileceÄŸini hayal edenler varsa bunu akıllarının ucundan bile geçirmesinler. Bu ülkede mezhepçilik tutmaz. Benim adım Hüseyin, oÄŸlum da Ömer…
 
YENÄ° ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.