Sosyal Medya

Kürsü

Beş sene öncesine kadar Türkiye sadece PKK ve DHKP-C ile mücadele ediyordu - MEHMET ÇELİK

Beş sene öncesine kadar Türkiye sadece PKK ve DHKP-C ile mücadele ediyordu. 2011’den sonra başta DAEŞ olmak üzere Ortadoğu menşeli terör örgütleriyle de karşı karşıya geldi… 2013’den itibaren buna FET֒de terör örgütü de eklendi.



Bu terör örgütleri ne istiyorlar? Biz, bunların canını nasıl sıktık ki, bu örgütler bu eylemlere devam ediyorlar? Ne tür tedbirler alırsak, bu örgütler bu eylemlerine son verir?.. gibi akla gelebilecek onlarca soru olabilir. 

Bu sorularla kafa yormaya, çareler aramaya, yeni strateji ve planlar yapmaya gerek yok!..Boşuna vakit kaybı olur… 

Köpeklerle hırlaşmanın, her saldırılarına taşlayarak cevap vermenin, verdiğimiz şehitlere karşılık, onların onlarcasını itlaf etmenin, bu işi çözeceğine inanmanın, bunda ısrar etmenin bir anlamı yok!..

Terörle fiili mücadeleyi bırakalım anlamı çıkmamalı bu söylediklerimden… Elbet de mücadele, hem de en iyi şekilde devam ettirilmeli… Ancak sadece bu yöntemle terörle baş edemeyeceğimizi de artık görmeliyiz!.. 

Köpeklerle mücadele ederken, biraz da sahipleriyle ilgilenmeliyiz!.. Esas vurgulamak istediğim konu bu!.. 

Artık şu gerçeği sokaktaki vatandaş bile idrak etmiş durumda: Hiçbir terör örgütü dış istihbarat servislerinden, hatta en az sadece birinden destek almadan hareket edemez. Dış istihbarat servislerinin bu eylemleri, kendi devletlerinin politikalarıdır. Yoksa kendi başlarına karar verip, sadece kendi iradeleriyle böyle bir işe kalkışamazlar!.. 

Bu noktadan baktığımız zaman Batılı ülkelerin terör örgütlerini Türkiye’ye karşı “diplomasi aracı” olarak kullandıklarını görüyoruz!.. 

Yani bir ortaklık var: Bu örgütler Türkiye’yi takip ettikleri dış politika nedeniyle sıkıntıya sokacaklar, diz çöktürecekler, hizaya sokacaklar; arkalarındaki dış istihbarat servisleri de bunlara eylemlerinde istihbarat sağlayacaklar, devletler de bu terör örgütlerinin finansman sağlama, silah temin etme kanallarını açık tutacaklar… Zaman zaman da ihtiyaç duyuldukça, “insan hakları… özgürlükler… hukukun üstünlüğü… düşünce ve ifade hürriyeti… gibi, gibi” söylemlerle de terör örgütlerinin eylemlerine meşruiyet kazandırma algısı yaratacaklar ve Türkiye’yi de köşeye sıkıştıracaklar!.. 

Peki ne yapmalı?..

MEHMET ÇELİK - GÜNEŞ

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.